• Sonuç bulunamadı

Fen öğretimine yönelik öğretmenlerin sahip oldukları yönelimler, onların öğretim, öğrenme ve öğrenenlere ilgili bakıĢlarını etkilemektedir (Kagan, 1992). Böylece bir öğretmenin fen öğretimi ile ilgili sahip olduğu yönelimler öğretmenlerin öğretimsel kararlarını etkilemektedir ve bu yönelimler aynı zamanda fen öğretimi için amaç ve hedeflerle birlikte, öğretmenlerin kendi rolleri ile ilgili beklentilerini de etkilemektedir (Abell, 2007; Grossman, 1990; Magnusson ve diğ., 1999; Park ve Oliver, 2006). Bu nedenle bu bölümde ilk olarak; Okan‟ın fen öğretimine yönelik yönelimleri a) öğretimin amaç ve hedefleri, b) öğretmenin rolü, c) öğrenci rolü, d) öğretimin ideal imajı, e) bir disiplin olarak fene yönelik görüĢler olarak tanımlanacaktır.

Öğretimin amaç ve hedefleri: Okan, fen öğretmedeki amacının öğrencilerin sorgulayarak düĢünmesini sağlamak olduğunu belirtmektedir. Böylece öğrencilerin çevrelerinde geliĢen olayları daha iyi Ģekilde anlayabileceğini ve fen ve teknoloji dersine yönelik olumlu bir tutum geliĢtireceklerini düĢünmektedir. Okan, fen eğitimi ile ilgili amacını aĢağıdaki gibi belirtmektedir:

“Öğrencide soru işaretleri oluşturursak amacımda bu soru işaretlerini oluşturarak öğrencinin kendisini, toplumu ve çevreyi anlamasını sağlamak.”

Okan‟ a göre; öğrenciler, fen ve teknoloji dersi ile günlük hayatta Ģimdiye kadar

sorgulamadıkları olayları sorgulayarak düĢünecekler ve böylelikle fen bilgisinin hayatın bütün alanında olduğunu anlayabileceklerdir:

“Öğrencilerde konuyu anlatırken böyle kafalarında soru işaretleri oluşturarak, böyle nasıl vucüdumda kan oluşuyor, böbrekler ne yapıyor. İşte ağaçta nasıl çiçek açıyor, nasıl farklı farklı meyveler oluşuyor. … Toprak aynı, gübre aynı, su aynı. Bunlar niye farklı. Birinde acı bir biber, birinde tatlı ne çiçek, çok tatlı bir şeftali aynı toprak, aynı su aynı gübreyle bunlar nasıl farklı oluyor gibi böyle düşünmeye yönelik insanın sevebileceği, çocukların günlük hayatta sürekli karsılaştıkları ama sorgulamadıkları şeyleri öğrenciye sorgulatarak düşünmesini sağlayarak.” (Okan, birinci görüĢme, 33530-34234).

“İşte arkadaşlar düşüneceksiniz. Konular geldikçe hayatı anlamaya çalışacağız. Kendi vücudumuzu tanıyacağız. Hem de toplumu tanıyacağız. Çevreyi tanıyacağız. Teknolojileri tanıyacağız. Böylece hayatın bütün alanında fen bilgisi olduğunu göreceğiz arkadaşlar dedim. Benim için de fen bilgisi budur. Birey, çevre, toplum, teknoloji hepsini kapsar.” (Okan, birinci görüĢme, 16574-

16902)

Ayrıca, Okan, öğrencilerin dersteki konuları iĢledikçe günlük hayatta karĢılaĢtıkları olaylar ile ilgili hayatın her alanında fen bilgisinin olduğunu kolaylıkla görebileceklerini belirtmektedir.

“Mesela 7. sınıfa girdim dedim çok basit bir elma yiyorsunuz dedim. Bir ekmek yiyorsunuz bu ekmeğe ne oluyor hiç düşündünüz mü dedim. Hiç düşünmedik. İşte fen bilgisi ile düşüneceksiniz dedim. Sindirim sistemine girdim. Bakın düşüneceksiniz dedim. Bu ne oldu. Ağız dedik, yutak dedik, mide dedik. İşte sırasıyla ince bağırsak, kalın bağırsak dedik bunlar nasıl oluyor arkadaşlar. Bunları hiç duydunuz mu? Hayır. Duymadık. Duyduk da öyle geçtik. Mide de ne oluyor. Bu yediklerin... Kan işte arkadaşlar vücudun her tarafında kan var damar var bu nerden geliyor. İşte dedim bunu herhangi bir derste ifade edemezsiniz. Hayatın kendisidir dedim. Dışarıya bakın arkadaşlar dedim yağmur yağıyor. İşte ağaçlar çiçek açıyor bu nasıl oluyor arkadaşlar. Çiçek açıyor meyve oluşuyor. Meyve oluşuyor nasıl oluşuyor. Hiç düşündünüz mü? Hayır. İşte arkadaşlar düşüneceksiniz. Konular geldikçe hayatı anlamaya çalışacağız. Kendi vücudumuzu tanıyacağız. Hem de toplumu tanıyacağız. Çevreyi tanıyacağız. Teknolojileri tanıyacağız. Böylece hayatın bütün alanında

fen bilgisi olduğunu göreceğiz arkadaşlar dedim. Benim içinde fen bilgisi budur. Birey, çevre, toplum, teknoloji hepsini kapsar.” (Okan, birinci görüĢme, 15747-

16903)

Okan, öğrencilerin fen ve teknoloji dersinde görmüĢ oldukları konular ile ilgili olarak öğrencilerin zihninde soru iĢaretlerine sahip olmalarının fen ve teknoloji dersini daha zevkli bir hale getirmenin bir yolu olarak görmektedir. Okan öğrencilerin etrafını sorgulayan sorulara sahip olmasının önemini aĢağıdaki gibi belirtilmektedir.

“Konunun ana hatlarını öğrenci öğrenirse ya böyle öğrenci sorgularsa, bir şeyler anlattım akşam eve giderken kafasında soru işaretleri. Böyle soru işaretleri kafasında oluşturabilirsem bir sonraki derse hevesli olarak gelir, isteyerek gelir. Yani monotonluktan çıkar.” (Okan, birinci görüĢme, 34500-

34875)

Okan, öğrencilerin derste ve çevrelerinde görmüĢ oldukları olayları sorgulayarak düĢünmelerini sağlamaktaki amacının dersi zevkli hale getirmek olduğunu belirtmektedir.

“Amacım işte dersi zevkli hale getirmek.” (Okan, birinci görüĢme, 35567-

35604)

Okan‟a göre, günlük hayatta meydana gelen olayların bütünü fen ve teknoloji dersi ile izah edilebilir. Öğrenciler bu tür olayların fen bilgisi içerisinde olduğunu görmekle fen bilgisi dersini sevebileceklerdir:

“Benle birlikte fen bilgisini seveceğinizi düşünüyorum dedim. Nasıl olacak bu iş dedim. Arkadaşlar dedim bu örnekleri verdim. Bir sindirim sistemi, bir konuşmayı, yaprağın daldan düşmesini, bir yağmurun yağmasını, bir telefonda işte nasıl internete bağlanıyorum bunu dedim bir toplumdaki gerçekleşen olayları bunları bir Türkçe ile matematik ile ifade edemezsiniz dedim. Fen bilgisi dediğinizde birey, çevre, teknoloji, toplum bunların üçünü kapsar arkadaşlar dedim. Fen bilgisi hayatın kendisidir dedim. İşte dedim size örnek veriyorum. Nasıl konuşurum bana izah edin dedim. Neyle izah edebilirsiniz.”

Okan‟ın bakıĢında, fen dersi hayatın kendisini oluĢturmaktadır. Okan fen eğitimini aĢağıdaki gibi açıklamaktadır:

“Fen eğitimi birey toplum çevre üçünü de kapsayan bir kavramdır. Birey dediğimizde bireyin öğrencilere de böyle söylüyorum. Fen bilgisi hayatın kendisidir. Yani hayatın kendisi dediğinizde birey girer, toplum girer, çevre girer, teknoloji girer. Bunların hepsini harmanlar fen bilgisi. Ya bir insan vücudundaki sindirim sistemini, boşaltım sistemini, herhangi bir derste anlatamazsınız.” (Okan, birinci görüĢme, 14023-14487)

Kısaca; Okan fen dersini hayatın kendisinin oluĢturduğunu düĢünmektedir.

Öğretmenin Rolü: Okan, bir fen ve teknoloji öğretmeni olarak öncelikli görevinin kendini öğrencilere sevdirmek olduğunu vurgulamaktadır. Okan‟ın bakıĢında öğrencinin fen ve teknoloji öğretmenini sevmesi dersi de sevmesi anlamına gelmektedir. AĢağıdaki alıntılar Okan‟ın bu görüĢünü açıklamaktadır:

“Öncelikle öğrenciye kendinizi sevdireceksiniz.” (Okan, birinci görüĢme,

41434-41478)

“Eğer öğrenci sizi severse dersi de sever. En önemli etken bence bu, birinci koşul. Eğer öğrenciye kendinizi sevdirirseniz sizi sever ve sizden sonra dersinizi sevmeye başlar. O derse istekliliği gelir. Eğer o dersi sevmezse ne verdiğiniz ödevleri yapar ne de sözünüzü dinler ne dersinizi dinler. Sınıftadır ama aklı başka yerdedir. Ama sizi severse can kulağıyla sizin dersinizi dinler. Bir sonraki sizin derse hazırlıklı gelir. Heyecanlanır yarın bir sonraki dersimiz fen bilgisi dersi ne zaman diye. Böyle istekli gelir. Eve gidince çalışır. Ardından bunlarda gelir. En önemli şey kendinizi öğrenciye sevdirmektir.” (Okan, birinci görüĢme,

29357-29974)

Okan bir öğretmen olarak, öğrencilerin fen dersinde görmüĢ olduğu konularla ilgili sorulara sahip olmalarının veya fen konuları ile ilgili sorgulama yapmalarının dersi sevmeleri açısından önemli olduğunu düĢünmektedir. Okan bunu aĢağıdaki gibi açıklamıĢtır:

“Konunun ana hatlarını öğrenci öğrenirse ya böyle öğrenci sorgularsa, bir şeyler anlattım akşam eve giderken kafasında soru işaretleri varsa biraz önce verdiğim aynı topraktan niye biber acı bir şey oluyor da niye tatlı bir şey oluyor. İşte öğrenciye böyle soru işaretleri kafasında oluşturabilirsem bir sonraki derse hevesli olarak gelir. İsteyerek gelir. Yani monotonluktan çıkar.” (Okan, birinci

görüĢme, 34500-34875)

“Böylelikle öğrenci böyle düşünürse dersi anlar dersi zevkli bir şekilde dinler. Amacım işte dersi zevkli hale getirmek.” (Okan, birinci görüĢme, 35487-35606)

Okan öğrencilerin fen konularını daha iyi kavraması için öğrencilerin “yaparak yaĢayarak” öğrenmesinin önemli olduğunu düĢünmektedir. Okan yaparak yaĢayarak öğrenmenin önemini açıklamaktadır:

“Yaparak yaşayarak öğrenciyi dâhil edersem daha iyi kavrıyorlar. Yani öğrenci işin içinde olursa kavrıyor. Birde yani şu an ortaokulda ergenliğin vermiş olduğu bir hareketlilik var. İşte ben de konuşuyum. Sınıfta kendimi ispatlayayım. Bende bir şeyler söyleyeyim. Bana dersi bilmiyor demesinler. Şöyle demesinler, böyle demesinler. Ergenliğinde vermiş olduğu psikolojiyle eğer öğrencileri derse katarsak öğrenciler dersi daha iyi anlamaya gayret gösteriyorlar. Yani en önemli etken öğrencinin derse katılması.” (Okan, birinci görüĢme, 42259-

42764)

“Yani eğitim öğretime öğrenciyi de dâhil ederek bunu aşılabilir. Yaparak yaşayarak öğretme. Laboratuarda olabilir. Sınıfta olabilir.” (Okan, birinci

görüĢme, 41900-42032)

Öğrencinin Rolü: Okan, öğrencinin rolünü “derse katılmak” olarak tanımlamaktadır. Okan, öğrencilerin derse katılarak daha iyi öğrenebileceğine ve böylece dersi daha iyi anlamaya gayret gösterdiklerini belirtmektedir. Okan, derslere öğrencinin katılımının sağlanması ile öğrencilerin sınıfta yaparak yaĢayarak öğrenebileceklerine inanmaktadır. Okan öğrencinin rolünü aĢağıdaki gibi tanımlamıĢtır:

“Ergenliğin de vermiş olduğu psikolojiyle eğer öğrencileri derse katarsak öğrenciler dersi daha iyi anlamaya gayret gösteriyorlar. Yani en önemli etken öğrencinin derse katılması.”(Okan, birinci görüĢme, 42586-42764)

“Yaparak yaşayarak öğrenciyi dâhil edersem daha iyi kavrıyorlar. Yani öğrenci işin içinde olursa kavrıyor. Birde yani şu an ortaokulda ergenliğin vermiş olduğu bir hareketlilik var. İşte ben de konuşuyum. Sınıfta kendimi ispatlayayım. Bende bir şeyler söyleyeyim. Bana dersi bilmiyor demesinler. Şöyle demesinler, böyle demesinler. Ergenliğinde vermiş olduğu psikolojiyle eğer öğrencileri derse katarsak öğrenciler dersi daha iyi anlamaya gayret gösteriyorlar. Yani en önemli etken öğrencinin derse katılması.” (Okan, birinci görüĢme, 42259-

42763).

Kısaca, Okan, sınıfındaki öğrencilerin aktif birer katılımcı olması gerektiğine inanmaktadır.

Öğretimin ideal imajı. Okan, öğretimin ideal imajının öğrencileri derse aktif olarak dâhil etmek olduğunu belirtmektedir. Öğrencinin derse aktif bir katılımının olması gerektiğine inanmaktadır.

“Sadece teorik tabii teorik gerekli ama pratikte de öğretmen bunları uygulamalı ya da öğrencilere uygulatmalı.” (Okan, birinci görüĢme, 2310-2421)

Okan öğrencilerin aktif katılımıyla derste “yaparak yaĢayarak” öğrenmenin gerçekleĢeceğini belirtmektedir.

“En iyi öğretim tekniklerinden biri yaparak yaşayarak öğrenmedir.” (Okan,

birinci görüĢme, 17291-17355)

“Sınıf ortamında yaparak yaşayarak hücre organelini anlatırken bu şudur.

Hücre duvarının görevi şudur, hücre çekirdeğinin görevi şudur, kloroplastın görevi şudur budur böyle sürekli sözel olarak ifadeden ziyade öğrenciyle birlikte mikroskoba bakmak. Öğrenciye hücre ile ilgili bir poster hazırlatmak yani öğrencinin de aktif olabileceği öğrencinin de araştırabileceği konuşabileceği

yorum yapabileceği. Yani eğitim öğretime öğrenciyi de dâhil ederek bunu aşılabilir. Yaparak yaşayarak öğretme. Laboratuarda olabilir. Sınıfta olabilir.”

(Okan, birinci görüĢme, 41495-42033)

Okan derslerinde öğrencileri aktif kılabilmek amacıyla onların söz almasını istemektedir. Okan öğrencilerinin konuyla ilgili veya sormuĢ olduğu sorulara iliĢkin öğrencilerinin rahatlıkla düĢüncelerini ifade edebilmelerini istemektedir. Bu amaçla, Okan derslerinde söz almayan öğrencileri derslerinde kaldırarak cesaretlendirmeyi istemektedir.

“Bir soru sordum yanlış da olsa yani küçücük bir fikriniz bile varsa konuşun bir şeyler paylaşın. Siz küçük bir şey söylersiniz ben bir şey söylerim arkadaşlarınız bir şey söyler doğruya ulaşırız. Sürekli ben bunu vurguladım. Kalkmayan bir öğrencimi bile sen kalk değil öncelikle kesinlikle parmak kaldıranlara söz veririm.” (Okan, birinci görüĢme, 20224-20543)

Bir disiplin olarak fene yönelik görüĢler: Okan, fen ve teknoloji dersinin günlük hayattaki olayların bütününü kapsadığını belirtmektedir. Okan fen dersinin birey, toplum, çevre ve teknolojiyi kapsadığını ve bu nedenle öğrencilerin günlük hayatta karĢılaĢtıkları olayların tamamını fen dersi ile kolaylıkla iliĢkilendirebileceklerini düĢünmektedir. Okan‟a göre günlük hayatta gerçekleĢen olayların fen dersi ile iliĢkili olması fen dersini diğer derslerden ayırmaktadır.

“Fen bilgisi hayatın kendisidir. Yani hayatın kendisi dediğinizde birey girer,

toplum girer, çevre girer, teknoloji girer. Bunların hepsini harmanlar fen bilgisi. Ya bir insan vücudundaki sindirim sistemini, boşaltım sistemini, herhangi bir derste anlatamazsınız.” (Okan, birinci görüĢme, 14144-14407)

Okan, fen dersinin günlük hayatla direkt iliĢkili olmasından dolayı, amacının öğrencilerin zihinlerinde fen konuları ile ilgili soruların oluĢmasını sağlamak olduğunu belirtmektedir. Okan‟a göre, öğrencilerin konular ile ilgili sorulara sahip olmaları ile

günlük olayların nasıl meydana geldiğini anlayabileceklerdir. Böylece öğrenciler dersi sever hale geleceklerdir.

“İşte öğrencide soru işaretleri oluşturursak amacımda bu soru işaretleri oluşturarak öğrencinin kendisini toplumu çevreyi anlamasını sağlamak. Böylelikle öğrenci böyle düşünürse dersi anlar dersi zevkli bir şekilde dinler. Amacım işte dersi zevkli hale getirmek.” (Okan, birinci görüĢme, 35343-35606)

“Ve öğrencilerde de konuyu anlatırken böyle kafalarında soru işaretleri oluşturarak böyle nasıl vücudumda kan oluşuyor, böbrekler ne yapıyor işte ağaçta nasıl çiçek açıyor, nasıl farklı farklı meyveler oluşuyor aynı, toprak aynı gübreyi veriyorsun, suyu veriyorsun ağacın birinden bir sebze çok acı bir biber oluşuyor aynı tarlada domates oluşuyor. Toprak aynı, gübre aynı, su aynı. Bunlar niye farklı. Birinde acı bir biber, birinde tatlı ne çiçek, çok tatlı bir şeftali aynı toprak, aynı su aynı gübreyle bunlar nasıl farklı oluyor gibi böyle düşünmeye yönelik insanin sevebileceği çocukların günlük hayatta sürekli karsılaştıkları ama sorgulamadıkları şeyleri öğrenciye sorgulatarak düşünmesini sağlayarak.” (Okan, birinci görüĢme, 33527-34234)

Yukarıdaki alıntıdan da anlaĢılabileceği gibi, Okan feni öğrencilerin günlük hayatta karĢılaĢtıkları olayları sorgulayabilecekleri bir alan olarak görmektedir.

Özet. Okan öğrencilerin derslere aktif katılımlarını istemekte ve öğrencilerin derse katılımlarını arttırmaya çalıĢmaktadır. Okan öğrencilerin derse katılmaları ile “yaparak yaĢayarak” öğrenmenin gerçekleĢeceğine inanmakta ve böylece öğrencilerin fen dersini seveceklerini belirtmektedir. Öğrencilerin derse aktif katılımları ile onların fen konularıyla ilgili kavramları daha iyi kavrayabileceklerine inanmaktadır. Okan ile yapılan görüĢme ve gözlem verilerinden elde edilen bulgular ıĢığında, Okan‟ın fen eğitimine yönelik yönelimini biçimlendiren kaynaklar ġekil 4.1‟de gösterilmektedir.

ġekil 4.1 Okan‟ın Fen Eğitimine Yönelik Yöneliminin Kaynakları