• Sonuç bulunamadı

1.5. Uluslararası İlişkiler Teorilerinin İnsani Müdahaleye Dair Yaklaşımları

1.5.4. Normatif Teori

Devletler diğer insan haklarını ve refahını etkileyen kurumlar gibi belli başlı ahlaki gereklilikleri yerine getirmelidir. Siyaset teorisinin normatif yapısı da bu gerekçelerin muhakemesi ve bazı standartların aranması içindir.121 Uluslararası

İlişkilerde pozitivist yükseliş ile birlikte göz ardı edilen normatif teori modernleşme

117 Devlen, Özdamar, a.g.m., s. 55. 118 Devlen, Özdamar, a.g.m., s. 57. 119Linklater, a.g.e., s. 139.

120 Linkrater, a.g.e, s. 129.

121 Charles R. Beitz, Political Theory and International Relations, New Jersey: Priceton University Press, 1999, s. 13.

ile gelen ideolojik değişimler sayesinde yeniden gündeme gelmiştir. Post yapısalcılar, liberalizmin moral ilkeleri ve realizmin katı tutumunu birleştirerek analiz eden yeni bir teori geliştirmişlerdir.122 Pozitivizmin, realizmin egemen olduğu

uluslararası ilişkiler disiplininde normatif teori göz ardı edilmiştir. Post pozitivizm, Reflivitist kuramsal yaklaşımların yükselişiyle normatif teori yeniden uluslararası ilişkiler disiplininde canlanma yaşamıştır.123

Soğuk Savaş döneminde ikinci büyük tartışmaya konu olan davranışçılık ve gerçekçiliğin oluşturduğu disiplinlerin olması gerekenden ziyade sadece olan ile ilgili olması çeşitli sorgulamaları da beraberinde getirmiştir.124 Filozofların normlardan,

ahlak ve ahlaki kurallardan ne anladıkları farklılıklar arz etmektedir. Nasıl ve neden ile olan ilişkisine nasıl olması gerektiği ile ilgili bir önerme sunan normatif teoriye bakacak olursak125, Normatif teorisyenler pozitivizm ile aralarında böyle bir ayrım

ilişkisine karşı çıkmaktadırlar. Onlara göre değerlerin olduğu gibi gerçeklikte normatif teori içerisinde bulunmaktadır.126

Singer’a göre tüm teorilerin normatif bir takım özelliklerini bulmak mümkündür. İki kutuplu sistemin sona ermesi ve insan haklarının evrensel boyut kazanarak önemli hale gelmesi, terörün önlenmeye çalışılması, çevre haklarının korunması gibi uluslararası ilişkilerde önemli değişimlerden etkilenen ve küresel nitelik kazanan konular normatifliğin gelişmesini sağlamıştır.127

Normatif teorinin ve etik anlayışın yeniden gündeme gelmesinde konstrüktivizmin katkısı oldukça önemlidir. Dünyada modernleşmenin etkisiyle oluşan felsefi tartışmaların dünya siyasetinin şekillenmesine olan katkısından ziyade asıl rol oynayanın düşüncelerin, normların ve değerlerin olduğunu göstermişlerdir. Uluslararası alanda ki eylemlerin asıl sebebinin askeri veya ekonomik güç arka

122Arı, Uluslararası İlişkiler Teorileri…, s. 457.

123 Zerrin Ayşe Bakan, “Normative Theory in IR: Frost’s Constitutive Approach”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Cilt. 63., No. 1, 2008, s. 4.

124 Sönmezoğlu, a.g.e., s. 21. 125 Viotti, Kauppi, a.g.e., s. 391.

126 Nezir Akyeşilmen, “Normatif Teori”, Şaban Kardaş, Ali Balcı (ed.), Uluslararası İlişkilere Giriş: Tarih, Teori, Kavram ve Konular, İstanbul: Küre Yayınları, 3. Baskı, 2014, s. 274.

127 Faruk Sönmezoğlu, Uluslararası Politika ve Dış Politika Analizi, İstanbul: Filiz Kitabevi, 3. Baskı, 2000, s. 89-90.

planında gerçekleştiğine olan inanış bu eylemlerin gerçekleşmesi için meşru bir zemin hazırlama görevini ise düşünsel faktörlere bırakmıştır.128

Normatif teoriye göre uluslararası siyasette ki sorunlar, etik gibi normatif değerlerle ilişkilendirilmelidir. Bu çerçevede normatif okumalar, savaş olgusunu savaşın nedenleri, meşruiyeti nasıl kazandığı ve nasıl sınırlanabileceği gibi sorular üzerinden analiz etmişlerdir.129 Nomatif bakış açısının tarihselinde Hugo Grotius

John Locke, Jean Jecques Rousseau ve Immanuel Kant gibi düşürlerin iyi ve kötü, moral değerler üzerinden analizlerini görmek mümkündür.130 Kozmopolit düşünce geleneği ve uluslararası hukukta yansımaları Aydınlanma dönemine kadar dayandırılabilmektedir.131

Normatif Uluslararası İlişkiler teorisi içerisinde birbiriyle çatışma halinde olan iki farklı doktrini oluşturan kozmopolitanizm ve toplumsalcılık, normatif teoriyi okumamızı daha anlaşılır hale getirmektedir. Toplumsalcılık analiz düzeyine devleti ve toplumu yerleştirerek, kozmopolitanizmin evrenselliğe ithafına karşı kültürel izafiyetçiliği ön plana çıkarmıştır.132 Bu çalışmada insani müdahale üzerinden

örnekler verilerek normatif düzeyde insan haklarının ve bireyin korunmasına yönelik görüşler ele alınacağı için kozmopolitanizm üzerinden değerlendirmelere ağırlık verilmiştir.

Kozmopolitanizmin üç temel unsuru etrafında şekillenmiş olduğu kabul edilir. Bunlar ilk olarak bireysellik, ailesi, kabilesi, etnik, kültürel veya dini kökeni, milleti ve devleti olmaksızın bireyi en temel ana kaynak olarak almak, ikinci olarak evrensellik, alt kümelere ayırmadan insanların eşit olduğunu kabullenmektir. Son olarak genelliktir, bir insan sadece vatandaşlık, kabul ettikleri din veya bu gibi birleştiriciler ile kısıtlanıp anlamlandırılmamalıdır.133

128Christian Reus-Smit, “Konstrüktivizm”, Scott Burchill..vd. (ed.), Uluslararası İlişkiler Teorileri, Muhammed Ağcan, Ali Aslan(çev.), İstanbul: Küre Yayınları, s. 307.

129 Faruk Sönmezoğlu, Uluslararası İlişkilere Giriş, İstanbul: Der Yayınları, 2002, s. 21. 130 Sönmezoğlu, Uluslararası İlişkilere Giriş…, s. 22.

131 Stella Margaritti, Defining International Terrorism: Between State Sovereignty and

Cosmopolitanism, Berlin: Asser Press, 2017, s. 31. 132 Akyeşilmen, a.g.e., s. 275.

133 Thomas W. Pogge, “Cosmopolitanism and Sovereignty”, Chris Brown (ed.), Political

Kozmopolitanizmin temel fikri, her bir insan dünya vatandaşı olduğu ve dünya toplumunu oluşturduğu fikridir.134Kant evrensel misafirlik kavramı ile tüm insanların dünya vatandaşı olarak kabul edilmesinin gerekliliği ve tüm insanlığa duyulan saygı çerçevesinde egemen devletin sınırlı düzeyinin ortak bir ulus ışığında aşılabileceği üzerinde durmuştur.135 Kant’a göre uluslararası ilişkiler içerisinde dost olmanın

öncelikle çoğulcu güvenlik toplulukları (pluralistic security communities) ve sonra kolektif güvenlik (collective securit) ile ilişkilendirilen eğilim ve mantıkları makro düzeyde üreten iki temel kuralı vardır. Devletler sistemi içerisinde, topluluğun üyelerinin fiziksel olarak birbiri ile savaşmayacağı fakat sorunları başka yollar dahilinde çözüme kavuşturacaklarına dair bir anlaşmaya tabi olan topluluk olduğu açıklanarak çoğulcu güvenlik toplumu tanımlanmıştır.136 Kozmopolitanizm insanı

etnik kökenine, milliyetine, modernitenin dayattığı bir takım kimliksel kategorilere ayırmak yerine her insanın eşit statüde varsayıldığı ve sınırları yok sayan bir yapı altında incelemeye tabi tutmaktadır.137

Küresel boyuta varan sorunların çözümün yine aynı düzeyde küresel boyutta kurulacak kurumların oluşturulması ile mümkün olabileceğini söylemektedir.138 Bu

açıdan BM’in kolektif güvenlik sistemini oluşturması, evrensel boyutu, kararlarının kapsayıcılığı ve sınır aşan bir konumda olması kozmopolitanlar tarafından desteklense de, egemen devletlerin yönetici konumda bulunması ve ortak politikaların şekillenmesinde yaşanılan güçlükten dolayı onların çıkarlarını koruduğu durumlarda göstermiş olduğu tavır ile şüpheli olarak nitelendirilmiştir.139 BM

kuruluş amacı itibariyle evrensel bir görev ve misyon üstlense de devletlerin iradesi devreye girmiştir. Kozmopolitan düşünce bakımından evrensel bir kuruluş olarak görülmesine rağmen karar verme ve uygulama düzeyinde güçlü devletlerin eline

134 David Held, Cosmopolitanism: Ideas and Realities, Malden, Politiy Press, 2010, s. 40.

135 Andrew Linklater, The Transformation of Political Community: Ethical Foundations the Post- Westphalian Era, Cambridge: Polity Press, 2013, s. 205.

136 Wendt, a.g.e., s. 299.

137 Kok-Chor Tan, Justice without Borders: Cosmopolitanism, Nationalism and Patriotism,

Cambridge: Cambridge University Press, 2004, s. 1.

138 Tuğba Bağbaşlıoğlu, “İnsani Müdahale Sorunu Bağlamında Egemenlik ve Kozmopolitanizm”,

İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırma Dergisi, Cilt 6, Sayı 5, 2017,s. 3056.

139 Nicholas Tsagourias, “Cosmopolitan Legitimacy and UN Collective Security”, Roland Pierik, Wouter Werner (ed.), Cosmopolitanism in Context: Perspevtives from International Law and Political Theory, Cambridge: Cambridge University Press, 2010, s. 129- 154.

geçeceği tahmin edilmemiştir.140İnsan hakları ve bu hakların korunması normatif

açıdan kosmopolitanizm için oldukça birincil bir görevi oluşturmaktadır.141

Kozmopolitan hukuk, bireyleri ve sivil toplum kuruluşlarını, devletler gibi tüzel kişilik olarak görmektedir. Dünya vatandaşlarının hak ve sorumluluklarıyla ilgilenen kozmopolitanizm için temel sorun insan haklarını ihlal edenlerin genellikle devlet ve benzeri sosyal oluşumlar olmasıdır.142 Devletin vatandaşlarına karşı hak

ihlalleri üzerine gerçekleştirilen insani müdahale daha önce bahsettiğimiz gibi egemenlik ve iç işlerine karışmama ilkesi ile çelişmektedir. Kozmopolitanizm ise devlet egemenliği üzerine tartışılan bir kavramı oluşturmaktadır. Moral ilkeleri egemenliğin üzerinde tutan kozmopolitanizm için egemenlik realist bloğun iddia ettiği gibi kutsal ve dokunulamaz bir yapıyı oluşturmamaktadır.143

Kozmopolitanizmin insani müdahale tartışmasının bir bölümü kurumsallaşma problemi üzerine olmuştur. İnsani müdahale olup olmamasına karar verecek olan örgütlerin devletler olmasından ziyade devletlerden daha üst bir otorite olmasına işaret etmektedir. Kozmopolitan normlar uygulandığı takdirde insan haklarının sağlanmasına uygun müdahale edilebileceğini kabul etmektedirler.144

İnsani müdahale açısından kozmopolitan görüşlere bakacak olursak ilk olarak bireylerin ahlaki statüleri ve çıkarları mevcuttur. Devletlerden ve kurumlardan ise bu çıkar ve statülere her şeyden önce saygılı davranması145 ve bireylerin insani haklarını

koruması beklenir. Hakları korunmayan devletlere bu durumu düzeltmek adına insani müdahale gerçekleştirilebilmektedir. Bu durumlara ek olarak karşılıklı bağımlılığın kapsamı da göz önüne alındığı takdirde herhangi bir dünya vatandaşının kötü muamele altında ki durumuna müdahale ederek eylem ve girişimleri önleyebilmektedir.146

140Margaritti, a.g.e., s. 77.

141 Thomas Pogge, “Human Rights and Human Responsibilities”, Andrew Kuper (ed.), Global

Responsibilities: Who Must Deliver on Human Right, New York: Routledge, 2005, s. 10.

142 Robert Fine, “Taking the ‘ism’ Out of Cosmopolitanism”, European Journal of Social Theory, Vol

6, No 4, 2003, s. 452.

143 Bağbaşlıoğlu, a.g.m., s. 3056. 144 Bağbaşlıoğlu, a.g.m., s. 3058. 145 Pogge, , Human Rights.., s. 10. 146 Caney, a.g.e., s. 233.

İnsani müdahalenin kavramsal boyutunda, meşruiyetinde, yürütülmesinde ve kıstaslarında veya diğer teoriler bazında düşünürlerin görüşlerinde farklılıklar mevcut olduğu gibi Kozmopolitanizm içerisinde de insani müdahale dinamikleri ve adaletiyle ilgili tartışmalar bulunmaktadır. Bunun en temel örneğini misafirperverlik ödevi ve ahlaki anlayışları bünyesinde barındıran kozmopolitanizmi temsilcilerinden görülen Kant’ın insani müdahale tarihselinde haklı savaş doktrinine ait görüşleri oluşturmuştur. Kant’a göre egemen devletler topluluğu önemli olmasından dolayı ve egemenlik ve iç işlerine karışmama ilkesi etrafında şekillenmiştir. 147 Savaşı

insanoğlunun başında bir kötülük ve iyi olan şeyleri yok eden bir durum olarak tanımlayan Kant, insani müdahalenin hak olmadığını savunarak müdahaleye karşı duruş sergilemiştir ve barış durumunun sürmesi gerektiğini vurgulamıştır.148

Kant’ın müdahale etmeme fikrini destekleyen kozmopolitan düşünürler müdahale durumuna izin verilmemesi gerekliliğini savunmuşlardır. Müdahalenin formu, hangi aktörün müdahaleyi nasıl gerçekleştireceği ve müdahalenin amacı gibi unsurlar değişkenlik gösterdiği için insani müdahale etik unsurlar dahilinde başlamamaktadır. Sonrasında müdahale eylemini meşrulaştıracak bir araç ihtiyacı duymaktadır ve bu meşrulaştırma özünde çıkarlara dayanabilmektedir.149 Müdahale

durumunun devletin özerkliğine zarar vererek egemenliğini yok saydığını öne sürerek bu durumlar ile karşılaşmamak adına iç işlerine karışmama ve müdahalesizliğe destek vermişlerdir.150

İnsani müdahalenin adil olup olmadığı ve özellikle dış kurumların müdahaleye zorunluluğu olup olmadığıyla ilgili normatif soruları mevcuttur. Kozmopolitanizm içerisinde de insani müdahalenin haklı olduğunu savunanlar olduğu gibi bu durumun tam tersi meşruiyeti olmadığını kabul edenlerde mevcuttur.151Normatif Teori ile

dünya vatandaşlığı ve küresel sorunların çözümü için evrensel ve devletlerin çıkarlarının, veto haklarının ve kayırmacılıkların olmadığı bir örgüt meselesi

147 Linklater, a.g.e., s. 150.

148 Alexis Heraclides, Ada Dialla, Humanitarian Intervention in the Long Nineteenth Century: Setting the Precedent, Manchester: Manchester University Press, 2015, s. 82.

149 Beitz, Political Theory…., s. 74. 150 Beitz, Political Theory…, s. 71.

151 Simon Caney, Justice Beyond Borders: A Global Political Theory, Oxford: Oxford University Press, 2005,s. 231.

gündeme gelmiştir. BM’in evrensel boyutlarda olduğu halde devletlerin menfi çıkarlarını gütmesinden kaynaklı bazı şüpheleri giderecek, insan haklarının korunması gibi normatif konularda çalışmalar yürüten ve insani amaçlar güden kozmopolitan düzeyde yeni bir kurumun oluşturularak,dünya toplumunun refahını sağlayıp sağlamayacağı, hala devam eden devlet egemen sistemde, tartışma konusudur.