• Sonuç bulunamadı

Nihayet TTK m.210/3 ve 530/1 hükümleri, Bakanlığın denetim yanında, fesih için mahkemeye başvurma yetkisini de düzenlemektedir

ANONİM ORTAKLIKTA DENETİM

4. Nihayet TTK m.210/3 ve 530/1 hükümleri, Bakanlığın denetim yanında, fesih için mahkemeye başvurma yetkisini de düzenlemektedir

Bağımsız Denetçiler/Denetim Kurumları Tarafından Yapılan Denetim Bağımsız Denetim ile İlgili Mevcut Özel Düzenlemeler

Son yıllarda, başta ABD. olmak üzere birçok ülkede yaşanan muhasebe yolsuzlukları ve ortaya çıkan ekonomik krizler nedeniyle zarar gören halk, finansal piyasalara güvensizlik duymaya başlamış; bu nedenle özel düzenlemeler yapılmış, üst kurullar oluşturulmuş ve ilgili yasalara tabi ortaklıkların bağımsız denetimlerine ilişkin sıkı bazı önlemler getirilmişlerdir. Bu düzenlemeler, genellikle birbirine paralel kurallar içermektedir. Türk Hukukundan bazı örnekler vermek gerekirse, 6362 sayılı SerPK m. 62 vd, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu, m.

15, 33, 36, 39/II ve 93 ve ilgili yönetmelik, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu m. 18/

II, 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu m. 21 ve ilgili yönetmelikler, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu m. 91 ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu ve ilgili ikincil düzenlemeler.

Örnek verilen bu mevzuat hükümleri uyarınca oluşturulan üst (düzenleyici) kurullar tarafından yapılan düzenlemelere göre yetkilendirilen Bağımsız Denetim Kuruluşları piyasada faaliyette bulunan anonim ortaklıkları denetlerler. Denetim, ortaklık dışında, ortaklıktan bağımsız denetçiler tarafından gerçekleştirildiğinden, yapılan bu denetim, dış denetimdir.

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Getirilen Bağımsız Denetim Tanım

Anonim ortaklıklarda bağımsız denetim, genel olarak, ortaklığın bir faaliyet dönemine ilişkin finansal tablolarının kanuna, ana sözleşmenin finansal tablolara ilişkin düzenlemelerine ve Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun olup olmadığını Türkiye Denetim Standartları çerçevesinde denetlemek ve sonucu bir rapora bağlamak şeklinde tanımlanabilir (m. 398/1).

Denetime Tabi Ticaret Ortaklıkları

TTK’nın 397 ilâ 406 ncı maddelerinde, anonim ortaklıkların bağımsız denetimleri ve bunu yapacak denetçi ile ilgili düzenlemeler getirilmiştir. TTK m.397/5 uyarınca, tüm anonim ortaklıklar değil, sadece Cumhurbaşkanlığınca belirlenecek şirketler TTK m.398 anlamında denetime tabidir. Bağımsız denetimin gerçekleştirilebilmesi için, denetlenecek ortaklık ile denetçi arasında bir denetim sözleşmesinin yapılması gerekmektedir. Bu düzenlemeler, yapılan atıflar nedeniyle, limited ortaklıklar (m. 635/1) ve paylı komandit ortaklıklar (m.

565/2) için de geçerli olacaktır (Ayrıca bkz. geçici madde 6/3).

TTK m.397/5 uyarınca, Cumhurbaşkanınca belirlenen ölçütleri sağlamayan anonim ortaklıklar, Cumhurbaşkanınca çıkarılacak yönetmelikliğe göre denetlenir.

Denetçi Olabilecekler ve Nitelikleri

Denetçi, bağımsız denetim yapmak üzere, yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir unvanını taşıyan ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen kişiler ve/veya ortakları bu kişilerden oluşan sermaye şirketi olabilir (TTK 400).

Denetçilerin nitelikleri, TTK m.400’de ifade edilmiştir. Kimlerin denetçi olamayacağını belirten bu kurallara bakıldığında, esasen denetçinin bağımsızlığını sağlama amaçlı ve genel standartlarla ilgili kurallar olduğu görülmektedir.

Denetçinin denetlenen ortaklıktan bağımsız olmasını sağlamak amacıyla, tüm denetim standartlarında benzeri kurallara yer verilmiştir.

Denetimin Konusu ve Kapsamı

Denetimin konusu ve kapsamı, m. 398’de düzenlenmiştir. Denetçi, denetime tabi ortaklığın veya topluluğun finansal tablolarını, konsolide tablolarını ve yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporlarını denetleyecektir. Bu denetimin kapsamına, envanterler de dâhil olmak üzere, ortaklığın veya topluluğun muhasebesinin denetimini de girmektedir (m. 397/1). Denetime tabi olduğu hâlde, denetlettirilmemiş finansal tablolar ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, düzenlenmemiş hükmündedir (m. 397/2, son cüme).

Denetçi finansal tabloların ve yıllık raporun, denetleme sürecinde elde ettiği bilgilerle uyumlu olup olmadığını da inceleyecektir (m. 397/1). Eğer, denetçinin raporunu sunmasından sonra finansal tablolar ile yıllık faaliyet raporunda bir

de-ğişiklik yapılırsa ve yapılan bu dede-ğişiklik denetleme raporunu etkileyecek nitelik-teyse denetçi, finansal tablolar ile yıllık faaliyet raporunu yeniden denetleyecek ve denetim sonucunu raporla özel olarak açıklayacaktır (m. 397/3).

Ayrıca denetçi, 378 inci madde uyarınca riskin erken saptanması ve yönetimi amacıyla bir komitenin kurulup kurulmadığını; kurulmuş ise, komite tarafından verilmiş bulunan raporları da inceleyerek komitenin yapısını ve uygulamalarını açıklayan bir rapor hazırlar ve raporuna ekler (TTK m.398/4).

Denetim Standartları ve Kamu Gözetimi Kurumu

660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname uyarınca, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (kısaca Kamu Gözetimi Kurumu) kurulmuştur. Bu Kurul, muhasebe ve denetim standartlarını belirleme yetkisine sahiptir. Kurul’un kurulması ile Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun varlığı sona erdirilmiştir.

Denetimde uygulanacak standartlar, Kamu Gözetimi Kurumunca yayımlanan uluslararası denetim standartlarıyla uyumlu Türkiye Denetim Standartları’dır (TTK m.397/1).

KHK m.23/1 uyarınca, kamu yararını ilgilendiren kuruluşlarda denetimi, sadece Bağımsız Denetim Kuruluşu yapabilir. KHK m.2/1,ğ, kamu yararını ilgilendiren kuruluşları sıralamıştır. Bunlar; halka açık anonim ortaklıklar, bankalar, sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri, faktoring şirketleri, finansman şirketleri, finansal kiralama şirketleri, varlık yönetim şirketleri, emeklilik fonları, ihraççılar, sermaye piyasası kurumları, faaliyet alanları, işlem hacimleri, istihdam ettikleri çalışan sayısı ve benzeri ölçülere göre önemli ölçüde kamuoyunu ilgilendirdiği için Kurum tarafından bu kapsamda değerlendirilen kuruluşlardır.

660 Sayılı KHK uyarınca, yukarıda sayılanlar yanında, Kurum tarafından öngörülen kuruluşlar da bağımsız denetime tabi olacaklardır.

Denetçi Sıfatının Kazanılması

Denetçiyi kural olarak, denetlenecek ortaklığın genel kurulu seçer. Bu yetki, genel kurulun devredilemez yetkilerindendir (TTK m. 408/2,c). Ancak, ortaklığın herhangi bir nedenle denetçisiz kalması durumuna ilişkin olarak, Kanun, iki istisnai düzenleme getirmiştir. Bunlardan ilki, denetçinin mahkeme tarafından seçilmesi (m. 399/6); ikincisi ise, denetçinin feshi ihbarda bulunması durumunda, denetçinin yönetim kurulu tarafından seçilmesidir (m. 399/9).

Denetçinin genel kurul tarafından seçilmesinin yanında, istisnai düzenlemelere yer verilmesinin nedeni, ortaklığın denetçisiz kalmasını ve bir boşluğa yol açılmasını önlemektir.

Denetim, bir anlamda yönetimin de denetimi olduğundan, denetçiyi kural olarak, genel kurul seçer. Genel kurul, denetçiyi, her faaliyet döneminde ve herhalde görevini yerine getireceği faaliyet dönemi bitmeden seçmelidir. Genel kurulun denetçiyi seçmesi durumunda, yönetim kurulu gecikmeksizin denetim görevi verilen denetçiyi ticaret siciline tescil ettirmeli ve TTSG’de ilân ettirmelidir.

Genel kurul, faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar, denetçiyi seçmelidir (TTK m.399/6 ve 1. Aşağıdaki hallerde ise, denetçiyi mahkeme seçer (m. 399/2,4 ve 6):

1. Genel kurul denetçiyi dördüncü aya kadar seçemezse, 2. Genel kurul kararı geçersiz ise (iptale tabi veya bâtıl ise), 3. Denetçi kendisine sunulan iş teklifini reddederse,