• Sonuç bulunamadı

Nezirle (Adakla) Alakalı Meseleler

İMAM ZÜFER’İN FIKHİ GÖRÜŞLERİ

F. Yemin, Nezîr (Adak) ve Kefâret 1 Yeminle Alakalı Meseleler

2. Nezirle (Adakla) Alakalı Meseleler

Senenin tamamında oruç tutmaya nezreden bir kişi ramazan bayramı, kurban bayramı ve teşrik günlerinde iftar eder. Bu hususta ittifak eden imamlar, iftar edilen günlerin kaza edilmesi hususunda ihtilaf etmişlerdir. Üç imama göre iftar edilen bu günlerin kaza edilmesi gerekir. İmam Züfer’e göre, bu günlerde oruç tutmak aslen meşru olmayıp kula meşru olmayan bir şeye başlamak caiz olmadığından, bu günlerin kazası gerekli değildir. Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.s) مﺎﻳأ ﺎﻬﻧﺈﻓ مﺎﻳﻷا ﻩﺬﻫ ﻲﻓ اﻮﻣﻮﺼﺗ ﻻ ﻻأ

بﺮﺷ و ﻞﻛأ “Bu günlerde oruç tutmayınız! Çünkü bu günler, yeme ve içme günleridir”524

buyurarak, bu günlerde oruç tutmayı yasaklamıştır.525

Şâfiî ve Hanbelî mezhebine göre de senenin tamamında oruç tutmaya nezredilirse ramazan ayı ve bayram günleri nezre dâhil değildir. Bu nedenle bu

günlerin orucunu kaza etmez.526

Kurban bayramında ve teşrîk tekbirleri getirilen günlerde oruç tutmaya nezreden bir kişinin nezri, üç imama göre sahihtir; ancak bu günler oruç tutmaz, tutmadığı günlerin orucunu sonra kaza eder. İmam Züfer’e göre, bu günlerde oruç tutmaya nezredilirse yapılan nezir geçerli değildir. Zira Hz. Ömer (r.a.) bayram günü irâd ettiği hutbede: ﺎﻣأ و ﻢﻜﻜﺴﻧ ﻢﺤﻟ ﻦﻣ نﻮﻠﻛﺄﺘﻓ ﻰﺤﺿﻷا مﻮﻳ ﺎﻣأ و ،ﻦﻴﻣﻮﻴﻟا ﻦﻳﺬﻫ مﺎﻴﺻ ﻦﻋ ﻰﻬﻧ ﻢﻠﺳو ﻪﻴﻠﻋ ﻪﻠﻟا ﻰﻠﺻ ﻪﻠﻟا لﻮﺳر نإ ﻢﻜﻣﺎﻴﺻ ﻦﻣ ﻢﻛﺮﻄﻔﻓ ﺮﻄﻘﻟا مﻮﻳ “Allah Rasûlü (s.a.s.) bu iki günde oruç tutmayı yasakladı. Kurban günü, kurbanlarınızın etlerinden yersiniz. Fıtır bayramında zaten orucunuzdan iftar ettiniz”527 buyurarak, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) bu günlerde oruç tutmayı yasakladığını haber vermiştir. Yasaklanan günlerde oruç tutmak masiyettir; maՙsiyet

523 Aynî, a.g.e., VI/250.

524 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, XVI/389, Hadis No: 10664; Nesâî, Sıyâm, 72; Tahâvî, Şerhu Meâni’l-

Âsâr, II/245, Hadis No: 4111; Dârekutnî, III/158-159, Hadis No: 2287. Şuayb Arnavût, hadis-i

şerifin sahih olduğunu söylemektedir (Bkz. Müsned-ü Ahmed, XVI/389). 525 Serahsî, a.g.e., III/88-89; Merğînânî, I/330; Aynî, a.g.e., IV/116. 526 Şîrâzî, a.g.e., I/445; İbn Kudâme, a.g.e., VIII/211, 218.

olan bir şeyi nezretmek de sahih değildir. Ayrıca teşrîk günlerinde başlandıktan sonra bozulan orucun kaza edilmemesi de bu günlerde oruca nezretmenin sahih olmadığını göstermektedir.528 Abdestsiz veya kıraatsiz namaz kılacağını nezreden kişi için de İmam Züfer’e göre nezri bağlayıcı değildir.529

Cumhur ulemaya göre de bu günlerde oruç tutmayı nezretmek sahih değildir. Çünkü bu masiyet olan bir şeyi adamaktır. Masiyet olan bir şeyi adamak ise caiz

değildir. Ancak adanırsa Hanbelî mezhebine göre kefâret verilir.530

Bu meselede İmam Ebû Yûsuf, İmam Ebû Hanîfe’den, yapılan nezrin sahih olmadığına dair ikinci bir görüş rivayet etmiştir.531 Haskefî (v. 1088/1677) mezhepte, yapılan nezrin ibadet olduğu için sahih; ancak bugünde oruç tutmanın maՙsiyet kabul

edildiğini, muhtâr olan görüşün de bu olduğunu söylemiştir.532

“Allah için oğlumu kesmek, üzerime vacip olsun” şeklinde oğlunu kesmeyi nezreden kişinin İmam Ebû Hanîfe ve Muhammed’e göre istihsanen kurban kesmesi gerekir. Faziletli olan; kesilecek hayvanın öncelikle deve, sonra inek, sonra da koyun olması ve bunu teşrîk günlerinde kesmesidir. İmam Züfer’e göre bu, masiyet olan bir

şeyi nezretmek olduğu için, yapılan nezir sahih değildir.533 İmam Ebû Yûsuf ve İmam

Şâfiî’nin de görüşleri İmam Züfer’in görüşü ile aynıdır.534

Şarta taʽlîk edilen nezirde şart meydana gelmeden nezrin yerine getirilmesi ittifakla caiz değildir. Şarttan önce yerine getirilen nezir nafile olur. Zamana veya mekâna izâfe edilerek yapılan nezir, kayıtlara riâyet edilmeden eda edilirse üç imama göre caizdir ve nezir sahihtir. İmam Züfer’e göre nezir kayıtlara riâyet edilerek eda edildiği takdirde yerine getirilmiş olur. Aksi takdirde vadine muhalefet ettiği için nezir kişinin uhdesinden sâkıt olmaz. İmam Muhammed, zamana izâfe edilerek yapılan nezirde İmam Züfer ile aynı görüşte iken mekâna izâfe edilerek yapılan nezirde şeyhayn ile aynı görüşe sahiptir. Yani zamana izafe edilen nezirde zaman kaydı şeyhne göre bağlayıcı değil; İmam Züfer ve İmam Muhammed’e göre bağlayıcıdır. Mekâna

528 Kâsânî, a.g.e., VI/325; Merğînânî, I/329. Şayet bu nezir ile yemini kast ettmiş ise oruç tutmadığında yemin kefâreti verir (Merğînânî, a.y.).

529 Aynî, a.g.e., II/544.

530 İbn Rüşd, a.g.e., s. 385; Şîrâzî, a.g.e., I/441; İbn Kudâme, VIII/192; Zühaylî, a.g.e., IV/292, 300. 531 İbn Âbidîn, a.g.e., III/482.

532 Haskefî, a.g.e., s. 150. 533 Kâsânî, a.g.e., VI/330. 534 İbn Rüşd, a.g.e., s. 388.

izafe edilen nezirde ise mekân kaydı üç imama göre bağlayıcı değil; ancak İmama Züfer’e göre bağlayıcıdır.535 Bu ihtilafa binaen bir kimse mesela Mekke’de bir ay oruç tutacağını, iՙtikâfa gireceğini ya da iki rekât namaz kılacağını nezreder ama nezrini başka bir yerde yerine getirirse üç imama göre nezrin gereğini yerine getirmiş olur. İmam Züfer’e göre nezir borcu devam eder. Muayyen bir camide namaz kılmaya nezretmesi durumunda da hüküm aynıdır. Ancak örneğin recep ayında oruç tutmaya nezreden bir kimse recep ayından önceki ay nezrini yerine getirirse şeyhayne göre nezrini yerine getirmiş olur; İmam Züfer ve İmam Muhammed’e göre nezrini yerine getirmiş olmaz. Yine bir kimse, “falan gün namaz kılacağım” şeklinde nezirde bulunur ama o gün gelmeden önce nezrini yerine getirirse, şeyhayne göre nezir sahihtir; İmam

Muhammed ve İmam Züfer’e göre sahih değildir.536

Ebüssuûd Efendi (v. 982/1574), malının bir kısmını Mekke fakirlerine tasadduk etmeyi nezreden kişi ile alakalı bir meselede, “Allahu aʽlem bu bâbda İmam Züfer’in reyi hakîk ve rezîn, fikri dakîk ve rasîndir” diyerek onun ictihadıyla fetva vermiştir.537

Bir kimse, “falan kişi gelirse, geldiği gün, ömrümün sonuna kadar oruç tutacağım” şeklinde nezreder, o kişi de zevalden sonra veya nezredenin oruç tutmaya niyet etmediği bir gün gelirse, nezreden kişi her sene o gün oruç tutar. Ancak kişinin geldiği günün orucunun kaza edilmesi hususunda ihtilaf edilmiştir. İmam Muhammed’e göre nezreden kişi, o günün orucunu kaza etmez. İmam Ebû Yûsuf’a

göre kaza eder.538 Bu meselede, o günün orucunun kaza edilmesi görüşü İmam Ebû

Yûsuf’a değil, İmam Züfer’e nispet edilmektedir.539

“Sahip olduğum her şey fakirlere sadaka olsun” diyen bir kimsenin, istihsanen gayr-i menkulleri ve köleleri dışında (zekât malı olan) tüm mallarını tasadduk etmesi gerekir. İmam Züfer’e göre kıyasen tüm mal varlığını tasadduk etmesi gerekir. İmam Züfer bu konuda, ﻪﻌﻄﻴﻠﻓ ﻪﻠﻟا ﻊﻴﻄﻳ نأ رﺬﻧ ﻦﻣ “Bir kimse Allah’a itaat etmeyi nezrederse ona itaat etsin (yani nezrini yerine getirsin)”540 hadis-i şerifinden istidlâl etmiştir.541

535 Serahsî, a.g.e., III/119-120; Kâsânî, a.g.e., VI/349.

536 Serahsî, a.g.e., III/122-123; Kâsânî, a.g.e., VI/349; İbn Âbidîn, a.g.e., III/487-488. 537 Kefevî, a.g.e., I/411-412.

538 Haskefî, a.g.e., s. 151. 539 İbn Âbidîn, a.g.e., III/490 540 Buhârî, Eymân, 28, 31.

541 Serahsî, a.g.e., XII/81; Merğînânî, a.g.e., III/1087; İbn Âbidînzâde, Alâuddin Muhammed, Kurratu

İmam Mâlik ve İmam Ahmed’e göre malının üçte birini; İbrahim en-Nehaî, Leys

ve İmam Şâfiî’ye göre de malının tamamını tasadduk etmesi gerekir.542