• Sonuç bulunamadı

İMAM ZÜFER’İN FIKHİ GÖRÜŞLERİ

D. Oruç 1 Oruca Niyet

7. İhram Yasakları

İhramlı kişinin mutat olduğu şekilde dikişli elbise giymesi yasaktır. Ancak muhrim mutat olmayan bir şekilde, mesela kollarını geçirmeden sadece omuzlarının üzerine atmak suretiyle, geniş bir gömleği üzerine alırsa bu, giyme hükmünde olmadığı için, yasak ihlal edilmiş olmaz. İmam Züfer dikişli elbisenin bu şekilde üzerine atılmasını, omuz, sırt gibi vücudun bir kısmı örtüldüğü ve bu da bir çeşit giyme olduğu için caiz görmemiştir.477

İhramlı kişinin, tırnaklarını kesmesi caiz değildir. Özürsüz olarak bir el ya da ayak parmaklarının tamamının tırnağını keserse, ceza kurbanı kesmesi gerekir. Bir el ya da ayak parmaklarının tırnağının birkaçını keserse üç imama göre her tırnak başı yarım saՙ478 sadaka vermesi gerekir. İmam Züfer’e (ve İmam Ebû Hanîfe’nin ilk görüşüne) göre üç parmağın tırnağını keserse, istihsanen yine kurban kesmesi gerekir. Çünkü üç parmak, bir el ya da ayakta çoğunluk hükmündedir. Çoğunluk hükmünde olan şeyler için de tamamının hükmü uygulanır.479

Genellikle zarar verme özelliği bulunmayan sırtlan, tilki gibi bir hayvan saldırırsa üç imama göre ihramlı kişinin bu hayvanı öldürmesi caizdir; öldürdüğü takdirde ona herhangi bir ceza terettüp etmez. İmam Züfer ise, saldırgan bir devenin öldürülmesinde olduğu gibi burada da öldürmeyi yasaklayan ihram hali bulunduğu ve ihramlının fiiliyle yasak çiğnendiği için, cezanın terettüp edeceğini söylemiştir.480

İnsanlara saldırma özelliği bulunmayan sırtlan, maymun, fil ve domuz gibi hayvanlar av hayvanı hükmünde olduğu için, ihramlıya saldırmadıkça bunların öldürülmesi caiz değildir. İmam Züfer, ﺮﻳزﺎﻨﺨﻟا ﻞﺘﻗ و فزﺎﻌﻤﻟا ﺮﺴﻜﺑ ﺖﺜﻌﺑ “çalgı aletlerini kırmak

ve domuzları öldürmek üzere gönderildim”481 rivayetinden hareketle, domuzları

477 Serahsî, a.g.e., IV/113; Kâsânî, a.g.e., III/213. 478 Bir saՙ ortalama 3800 gramdır (Zühaylî, a.g.e., I/58). 479 Serahsî, a.g.e., IV/70; Kâsânî, a.g.e., III/239.

480 Serahsî, a.g.e., IV/82; Kâsânî, a.g.e., III/247; Merğînânî, a.g.e., I/424.

481 Hanefî fıkıh kitaplarında zikredilen bu rivayet, bu şekliyle hadis kitaplarında geçmemektedir. Ebû Ümâme’den (r.a.) Peygamber Efendimizin (s.a.s) “Ben, âleme rahmet ve hidayet olarak; putları, çalgı aletlerini ve câhiliyye âdetini yok etmek üzere gönderildim” (Taberânî, el-Muՙcemu’l-kebîr, VIII/211, H. No: 7852) buyurduğu rivâyet edilmiştir. Hadis-i şerifin metni şöyledir:

:َﻢﱠﻠَﺳَو ِﻪْﻴَﻠَﻋ ُﻪﻠﻟا ﻰﱠﻠَﺻ ِﻪﻠﻟا ُلﻮُﺳَر َلﺎَﻗ :َلﺎَﻗ ،ُﻪْﻨَﻋ ُﻪﻠﻟا َﻲِﺿَر َﺔَﻣﺎَﻣُأ ﻲِﺑَأ ْﻦَﻋ﴿ » ْﻠِﻟ ىًﺪَﻫَو ًﺔَﻤْﺣَر ُﺖْﺜِﻌُﺑ َْﻷا ِﻖْﺤَﻤِﻟ ،َﻦﻴِﻤَﻟﺎَﻌ ِﺔﱠﻴِﻠِﻫﺎَﺠْﻟا ِﺮْﻣَأَو ،ِﺮﻴِﻣاَﺰَﻤْﻟاَو ِفِزﺎَﻌَﻤْﻟاَو ،ِنﺎَﺛْو « ﴾

Ancak hadis kaynaklarımızda Hz. İsa’nın (a.s.) nüzûlü ile ilgili bahislerde, (ﺮﻳﺰﻨﺨﻟا ﻞﺘﻘﻳو ﺐﻴﻠﺼﻟا ﺮﺴﻜﻳ ) “…haçı kıracak ve domuzu öldürecek…” şeklinde birçok rivayet bulunmaktadır. Hadis-i şerif için

öldürmemizin mendup kıldığını ifade ederek, bu tür hayvanlardan domuzu istisna etmiş; bu hayvanın öldürülmesinin caiz olduğunu ve bundan dolayı cezanın gerekmediğini söylemiştir.482

Muhrim, eti yenilmeyen bir hayvanı avlarsa ceza olarak kıymetini öder.

Zâhiru’r-rivâye’de bu kıymet, “küçükbaş hayvanın değerini geçmeyeceği” şeklinde

takdir edilmiştir. İmam Kerhî’ye (v. 340/951) göre kıymetin, “küçükbaş hayvanın değerinden” daha az olması gerekir. İmam Züfer ise eti yenmese de, ceza olarak bu avın kıymetinin tamamen ödenmesi gerektiğini söylemiştir. Çünkü bu, değeriyle tazmin edilen (ﺔﻤﻴﻘﻟﺎﺑ نﻮﻤﻀﻣ) bir hayvan olup değeriyle tazmin edilenlerde kıymetinin tamamı itibara alınır. Buna binâen, eti yenilmeyen hayvanların avlanması durumunda da ceza olarak, eti yenilen hayvanlarda olduğu gibi, değeri neye ulaşırsa ulaşsın

kıymeti tamamen ödenir.483

Harem bölgesinde öldürülen hayvanların, öldüren kişi ister muhrim olsun ister halâl olsun, cezası vardır. Öldüren kişi ihramlı ise Ebû Hanîfe (v. 150/767) ve Ebû Yûsuf’a (v. 182/798) göre ceza olarak, öldürülen hayvanın öldürüldüğü yerdeki kıymeti verilir. Kıymetini de iki bilirkişi takdir eder. Kıymet konusunda kişi muhayyerdir: Kıymeti, hedy satın almaya yeterse bir hedy satın alır, bunu Harem bölgesinde keserek fakirlere dağıtır veya kıymetini sadaka olarak dağıtır ya da kıymetine tekabül eden her yarım saՙ buğday veya bir saʽ hurma için, tam gün oruç tutar. İmam Muhammed’e göre, muhayyerlik öldüren kişide değil, bilirkişilerdedir. Öldüren kişi kıymete karşılık oruç tutmayı tercih ederse üç imama göre, hayvanın kıymetine gücü yetse de oruç tutabilir. İmam Züfer’e göre, kıymetine gücü yeterse

bkz. Buhârî, Büyû, 102, Mezâlim, 31, Ehâdîsü’l-enbiyâ, 49; Müslim, Îmân, 71; Tirmizî, Fiten, 54. Hadis-i şerifin Buhârî’deki rivayeti şu şekildedir:

ﻦﻋ)﴿ َلﺎَﻗ :َلﺎَﻗ (ُﻪْﻨَﻋ ُﻪﱠﻠﻟا َﻲِﺿَر َةَﺮْـﻳَﺮُﻫ ﻲَﺑَأ :َﻢﱠﻠَﺳَو ِﻪْﻴَﻠَﻋ ُﻪﻠﻟا ﻰﱠﻠَﺻ ِﻪﱠﻠﻟا ُلﻮُﺳَر » ِﻓ َلِﺰْﻨَـﻳ ْنَأ ﱠﻦَﻜِﺷﻮُﻴَﻟ ،ِﻩِﺪَﻴِﺑ ﻲِﺴْﻔَـﻧ يِﺬﱠﻟاَو ، َﺐﻴِﻠﱠﺼﻟا َﺮِﺴْﻜَﻴَـﻓ ، ًﻻْﺪَﻋ ﺎًﻤَﻜَﺣ َﻢَﻳْﺮَﻣ ُﻦْﺑا ْﻢُﻜﻴ َﺣَأ ُﻪَﻠَـﺒْﻘَـﻳ َﻻ ﻰﱠﺘَﺣ ُلﺎَﻤﻟا َﺾﻴِﻔَﻳَو ،َﺔَﻳْﺰِﺠﻟا َﻊَﻀَﻳَو ،َﺮﻳِﺰْﻨِﺨﻟا َﻞُﺘْﻘَـﻳَو ﺎَﻬﻴِﻓ ﺎَﻣَو ﺎَﻴْـﻧﱡﺪﻟا َﻦِﻣ اًﺮْـﻴَﺧ ُةَﺪِﺣاَﻮﻟا ُةَﺪْﺠﱠﺴﻟا َنﻮُﻜَﺗ ﻰﱠﺘَﺣ ،ٌﺪ « :ْﻢُﺘْـﺌِﺷ ْنِإ اوُءَﺮْـﻗاَو " :َةَﺮْـﻳَﺮُﻫ ﻮُﺑَأ ُلﻮُﻘَـﻳ ﱠﻢُﺛ ، ْﻢِﻬْﻴَﻠَﻋ ُنﻮُﻜَﻳ ِﺔَﻣﺎَﻴِﻘﻟا َمْﻮَـﻳَو ،ِﻪِﺗْﻮَﻣ َﻞْﺒَـﻗ ِﻪِﺑ ﱠﻦَﻨِﻣْﺆُـﻴَﻟ ﱠﻻِإ ِبﺎَﺘِﻜﻟا ِﻞْﻫَأ ْﻦِﻣ ْنِإَو} ﴾اًﺪﻴِﻬَﺷ

Hadis, bazı lafız farklılıkları ile başka tariklerden, İbn Mâce’nin es-Sünen’i, Ahmed b. Hanbel’in

el-Müsned’i, İbn Hibbân’ın es-Sahih’i, İbn Ebî Şeybe’nin el-Musannef’i başta olmak üzere pek çok

kaynakta zikredilmektedir (Haz.). 482 Kâsânî, a.g.e., III/249.

oruç tutması caiz değildir; kıymetini tazmine imkân bulamadığı zaman oruç tutabilir.484

Harem bölgesinde bir havyanı öldüren kişi ihramlı değilse, üç imama göre ceza olarak oruç tutması caiz değildir. Hayvanın kıymetini fakirlere tasadduk eder. Çünkü bu ceza tazmindir, kefâret değildir (muhrim için bu ceza kefarettir). Oruç, fiillerin cezasında kefâret olmaya uygundur; mahal ile alakalı cezalar tazmin olduğu ve oruç ile mahal arasında benzerlik olmadığı için oruç mahallin tazmininde ceza olmaya uygun değildir (لﺎﺤﻤﻟا نﺎﻤﺿ ﻻ لﺎﻌﻓﻷا ءاﺰﺟ ﺢﻠﺼﻳ مﻮﺼﻟا). İmam Züfer’e göre, cezanın tazmininde muhrim oruç tutabildiği gibi halâl de oruç tutabilir. Çünkü oruç, fiillerin cezası karşılığı kefârete uygun olduğu gibi mahallin tazmininde de ceza olmaya uygundur

لﺎﻌﻓﻷا ءاﺰﺟ ﺢﻠﺼﻳ مﻮﺼﻟا) و

(لﺎﺤﻤﻟا نﺎﻤﺿ . Bu kişiye ceza hedyin yeterli olması hususunda iki

rivayet vardır: Bir rivayete göre halâle hedy yeterlidir. Diğer rivayete göre hedy yeterli değildir.485

Halâl; İmam Mâlik (v. 179/795), İmam Şâfiî (v. 204/820) ve İmam Ahmed’e (v. 241/855) göre de muhrim gibi, ceza olarak oruç tutabilir. Kıymet olarak hedy kestiğinde bu da yeterli olur.486

Muhrim, bir av hayvanı yakalar, hayvan elinde iken başka bir muhrim hayvanı öldürürse her ikisine de ceza terttüp eder. Ancak üç imama göre hayvanı yaklayan muhrim, onu öldürenden ödediği cezayı talep eder; İmam Züfer’e göre talep edemez. İmam Züfer’in gerekçesi şöyledir: Av hayvanı, muhrimliye nispetle gayr-i mütekavvim bir mal olduğu için, yakalayanın mülkiyetine girmez. Bu ceza, onun hayvana taarruz etmesinin cezasıdır. Şayet ödediği cezayı hayvanı öldüren kişiden

talep ederse, bu onun sahip konumuna çıkarmak olur.487

Harem bölgesinde kendiliğinden biten bitkilerin kesilmesi veya koparılması caiz değildir. Bu hususta muhrim ve halâl eşittir. Bitkilerin koparılmasında veya kesilmesinde ceza olarak, hayvanların öldürülmesinde olduğu gibi, bitkinin kıymeti verilir. Üç imama göre cezanın tazmininde oruç tutmak caiz değildir. Çünkü oruç

484 Serahsî, a.g.e., IV/76; Kâsânî, a.g.e., III/250.

485 Serahsî, a.g.e., IV/88; Kâsânî, a.g.e., III/273-274, 281; Merğînânî, a.g.e., I/427. 486 İbn Kudâme, a.g.e., III/247; Aynî, a.g.e., 407.

mahallin tazminine uygun bir ceza değildir. İmam Züfer’e göre oruç, mahallin tazminine uygun bir ceza olduğu için, tutulabilir.488

Harem bölgesinde muhrim veya halâl olan bir kişi, halâl olan başka birinin göstermesiyle bir hayvanı avlarsa, üç imama göre sadece avlayanın ceza vermesi gerekir; avı gösteren bundan dolayı günah işlemiş olur. İmam Züfer’e göre hem avı gösteren halâle hem de avlayana ceza gerekir. O, bu hükme varırken halâli ihramlı kişiye kıyas etmiş, ihramlının ihramlıya avı göstermesi durumunda her ikisine de ceza gerektiği gibi burada da her ikisine ceza gerektiğini söylemiştir.489

Merğînânî (v. 593/1197) bu meselede İmam Ebû Yûsuf’un (v. 182/798) görüşünü İmam Züfer’in (v. 158/775) görüşü ile birlikte vermiştir. Yani ona göre de

hem avlayana hem de delalet edene ceza gerekir.490

Muhrimin, açlık gibi herhangi bir sebeple hayvan avlamak mecburiyetinde kalırsa, sonradan cezasını ödemek şartıyla avlanmasında bir beis yoktur. Muhrim böyle bir durumda, ihtiyacını karşılayabileceği ölü bir hayvan bulursa; üç imama göre av hayvanını, ölü hayvana tercih etmesi ve ölü hayvanı yememesi gerekir. İmam Züfer muhrimin ölü hayvan etini tercih edip hayvan avlamaması gerektiğini söylemiştir. Çünkü muhrim tarafından avlanan hayvan ölü hayvan hükmünde olup ihramlı, bu durumda hem hayvanı avlamak hem de ölü hayvan etinden yemek suretiyle iki yasak fiili işlemiş olmaktadır.491

Cinsel ilişki sebebiyle hac ibadetlerini ifsat eden karı ve koca takip eden sene haclarını kaza ederler. Kaza ederlerken tekrar cimaya düşme ihtimaline binaen mekânlarının ayrılıp ayrılmaması (birlikte aynı yerde kalıp kalmaması) hususunda fakihler ihtilaf etmişlerdir. Üç imam, bunun şart olmamakla birlikte cima yapma ihtimali söz konusu ise ayrılmalarının müstehap olduğunu söylemiştir. İmam Züfer, bazı sahabe fetvasını ve karı-kocanın tekrar aynı hataya düşme ihtimalini göz önünde bulundurarak ihrama girdikleri yerden itibaren aralarının ayrılmasının vacip olduğunu ifade etmiştir.492

488 Kâsânî, a.g.e., III/281; Aynî, a.g.e., IV/413. 489 Serahsî, a.g.e., IV/90; Kâsânî, a.g.e., III/276. 490 Merğînânî, a.g.e., I/416.

491 Serahsî, a.g.e., IV/95.

Bu konuda İmam Mâlik ihrama girdikleri yere, İmam Şâfiî’de önceki sene cima yaptıkları yere geldiklerinde ayrılmalarının vacip olduğunu söylemiştir. İmam Mâlik’ten, evden çıktıkları andan itibaren ayrılmaları gerektiğine dair ikinci bir görüş de rivayet edilmiştir. İmam Ahmed’den, “ihrama girdiklerinde veya cima yaptıkları yere geldiklerinde ayrılırlar” şeklinde iki farklı görüş rivayet edilmiştir.493