• Sonuç bulunamadı

B. Negotiorum Gestio’nun Objektif Öğeleri

1) Negotium Gerere(İş Görme)

Ulpianus D. 3, 5, 3 pr. da "si qııis negotia ... gesserit. " denmektedir. Yani, bir işin görülmesi, negotiorum gestio'nun ön koşulu olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle “negotium” ve “gerere” kavramlarının ayrı ayrı incelenmesi gerekir36.

33 Avorel-Tunca, s. 40; Tahiroğlu, s. 284; Umur, Roma Hukuku Ders Notları, s. 382; Cündübeyoğlu, N.: Roma Hukuku ve Türk Hukuku Bakımından Vekaletsiz İş Görme, İstanbul 1990,(yayınlanmamış yükseklisans tezi), s. 8.

34 Avorel-Tunca, s. 40.

35 Avorel-Tunca, s. 40.

36 Avorel-Tunca,s.40;Özdemir, s.28.

a) Negotium Kavramı

Negotium’un sözlük anlamı, özel hukuk alanında delictum (haksız fiil) oluşturmayan herhangi bir faaliyettir37. Ancak Roma Hukukunda, negotium kavramının anlamını açıklayan ve ortaya koyan belirli bir metin yoktur. Bu nedenle, konu ile ilgili olan pek çok metinden kavramın kapsamı saptanarak, değişik anlamları, farklı gruplarda toplanabilir. İş görme, önceden verilmiş bir yetkiye dayanabileceği gibi, hiçbir yetki olmaksızın, kendiliğinden bir müdahale biçiminde de olabilirdi. Ayrıca negotium kavramı, sadece hukuki işlemlerle ya da hukuki işlem benzeri fiillerle sınırlandırılamazdı. Fiili işlemler ve hatta hukuka aykırı fiillerin bir kısmı bile, iş görme (negotium) olarak nitelendirilebilirdi38. Nitekim bir dava ile ilgili bir müdahale şeklinde ortaya çıkan ve genellikle davacı tarafından atanan procurator görevi yapmak veya dominus’un haklarını savunan, defensor (bir kişinin veya topluluğun savunulmasını üzerine alan, ilgiliyi savunan kişi) durumunda da olabilir. Hatta başkasına ait borçların ödenmesi, alacakların tahsili veya kefalet, alım-satım, alacakların tahsili, fidye parası vb. Gestor'un dominus lehine, herhangi bir yetkisi olmadan yaptığı hukuki işlemler ile kiralık binaların onarımı, çocuklara nafaka ödenmesi, kölelerin bakımı gibi hukuki işlem niteliğinde olmayan faaliyetler dahi negotiorıım gestio'nun konusunu oluşturabilirdi39.

Bu açıklamalardan ve kaynaklardaki negotiorum gestio örneklerinden çıkarılan bir başka sonuç da, negotium kavramının anlamının çok geniş tutulduğudur. Bu yüzden, kavramın anlamını, tek bir metinden çıkarmak

37 Negotium (Çoğulu: Negotia)-Roma Hukuk dilinde bu kelime, hukuki işlem anlamında değil, çoğunlukla “iş” anlamında kullanılmakta idi. (Umur, Lügat,s.140.)

38 Avorel-Tunca,s.41;Özdemir,s.29.

39 Avorel-Tunca, s. 41-42; Özdemir, s. 29.

uygun değildir. Bu yüzden, çeşitli metinlerdeki örneklerden bir sentez yapmak gerekmektedir.

b) Gerere Kavramı

Yukarıda açıklanan negotium kavramının iş görme anlamına gelebilmesi için gerere kavramıyla bir arada bulunması gerekir. Gerere kavramı işin bilfiil görülmesi anlamına gelir. Bu kavramın hukuk açısından taşıdığı önem ise, tarafların iradelerinin birleşmesinin, iş görenin (gestor) iş görme yönündeki iradesinin gerekli olmaması, ama iş görenin, işi mutlaka bilfiil gerçekleştirmesi koşulunun aranmasıdır. Ulpianus D. 3, 5, 3, 7 metninde, (haec autem actio cum ex negotio gesto oriator) “bu dava görülmüş bir işten doğduğuna göre...” ifadesi kullanılmıştır. Yani, negotiorum gestio için gestor'un aktif bir fiili koşul sayılıyordu40. Böyle bir sonuç, procurator ile ilgili durumlarda veya “bona fides” (iyi niyetle), köle olarak hizmet eden ve görünüşteki dominus'un vekâleti ile iş görmekte olan özgür bir kişiyi ilgilendiren durumlarda önem kazanırdı. Bu gestor'lar, ancak hukuken geçerli bir mandatum (vekâlet) sözleşmesinin kabulü durumunda, faaliyet göstermemelerinden dolayı sorumlu tutulabilirdi41.

Bazı durumlarda faaliyet göstermeme durumunda negotiorum gestio'dan dolayı sorumluluğu reddetme ilkesinin, haksız sonuçlar doğuracağı belirlenmiş ve bu nedenle, gestor başladığı bir işi bitirmediği zaman sorumlu tutulmuştu. Praetor, başlanmış bir işin bitirilmemesini "bona fides'''e aykırı olacağını saptamıştı.

Papinianus D. 3, 5, 30, 2'de, amicus absentem defenderet (gaip dostu savunma) durumunda, iş gören bir gestor'un, si cum posset non apellasset şeklinde ifade

40 Avorel-Tunca, s. 42-43.

41 Özdemir, s. 30: dipnot 72 (Partsch, s.18; Seiler, s.14.)

edilen üst derece mahkemesine başvurmamış olmasını culpa (ihmal) olarak nitelendirmektedir. Yani gestor, culpa'dan sorumlu tutulmaktadır. Bu da, gestor'un iş görmeye başlamasından sonraki ihmâlinin sorumluluk doğurduğunu göstermektedir. Ancak bu sorumluluk için iş görmeye başlama anının ve görülen işin sınırlarının saptanması önem taşır42.

İş görme, tek bir fiilden oluşabileceği gibi, birbirine bağlı pek çok fiili de kapsayabilir43. Örneğin, procuratorun bir malvarlığını yönetmesi durumlarında olduğu gibi, iş görmenin kapsamına, bir çok bireysel işin girmesi durumları, bazı güçlükler yaratmaktaydı44. Bu gibi durumlarda, sadece yapılmış olan işleri negotiorum gestio'nun öğesi sayıp, buna karşılık yapılması ihmâl edilmiş işlerde gerere'nin reddedilmesi gerekeceği düşüncesiyle sorumluluğu kabul etmemek haksızlık olurdu. Bu yüzden gestor, bir çok durumlarda, işleri tümüyle görüp bitirmekle yükümlü tutulmuştu45.

Kaynaklarda, işe başladıktan sonraki ihmâl sorumluluğunu ele alan bir metin ya da tanım yoktur. Ancak, farklı metinlerde konuyla ilgili bazı örnekler bulmak mümkündür. Örneğin Paulus D. 3, 5, 15 (Id. Lib. 7. ad Plaut) birbirine bağlı işler hakkında şu hükmü içermektedir: “Sed et cum aliquis negotia mea gerat, non multa negotia sunt, sed unus contractııs, nisi si ab initio ad unum negotiorum accesit, ut finito eo discederet: hoc enim casu si nova voluntate aliud quoque adgredi coeperit, aliııs contractııs est.”

42 Avorel-Tunca.s. 43.

43 Tahiroğlu, s. 286.

44 Avorel-Tunca, s. 43; Buckland, s. 537.

45 Avorel-Tunca, s. 43.

Metne göre, “gestor üçüncü bir kişinin işlerini görmeye başladığı zaman, bunlar ayrı ayrı bir çok iş değil, tek bir hukuki işlem olarak kabul edilmektedir; meğer ki gestor başlangıçta bir tek işe girişmiş ve onun bitiminden sonra çekilmiş olsun. Bundan sonra yeni bir iş daha görecek olursa, bu başka bir hukuki işlem sayılır.” denilmek suretiyle, birbirine bağlı işlerin tek bir iş olarak kabulü ve hepsinin birden tamamlanması zorunluluğu belirtilmiştir46.

Ulpianus'a ait bir diğer metinde ihmalden doğan sorumluluk şu şekilde açıklanmıştır:

Ulpianus. D. 3, 5, 5, 12 (lib. 10 ad ed.): “Videamus in persona eiııs, qui negotia administrat, si quaedam gessit quaedam non, contemplatione tamen eiııs alius ad haec non accessit, et si vir diligens (quod ab eo exigimus) etiam ea gesturus fuit:

an dici debeat negotiorıım gestorum eum teneri et propter ea quae non gessit? quod puto verius.”

Bu metinde Ulpianus, işe başlayan gestor'un işlerin bir kısmını yapıp bir kısmını da yapmaması durumunu ele alıyor. Ayrıca gestor'un işi yaptığını düşü-nen, üçüncü kişi de işi yapmaktan vazgeçiyor. Ulpianus, bu durumda, eğer işi bir vir diligens (dikkatli bir kişi) yapmış olsa idi, ihmâl edilmiş işleri de yapar idi ise, gestor, yapılmamış işlerden de sorumlu tutulmalıdır hükmünü getiriyor47.

Görüldüğü gibi, Ulpianus burada şarta bağlı ve sınırlı bir sorumluluk kabul etmiştir. Paragrafın ikinci bölümünde ise, gestor'un iş sahibinin alacaklarını dava etmek zorunluluğu olmadığı, ancak dominus'un alacaklarını,

46 Avorel-Tunca, s. 44.

47 Avorel-Tunca, s. 44-45.

hukuki korunmadan yoksun alacaklar olarak oluşturması durumunda, bunları kendisinin ödemek zorunda kalacağı belirtiliyor48.

Sonuç olarak, Klâsik öncesi hukuk döneminde çok sayıda ön koşula bağlanıp, dar sınırlar içinde tutulmuş olan ve bu nedenle de bir çok durumda kabul edilmeyen, ihmalden doğan sorumluluğun, Klâsik ve Klâsik Sonrası Hukuk Dönemlerinde genişleyerek, sınırlı bir sorumluluk halini aldığı söylenebilir49.