• Sonuç bulunamadı

Naiskos Formlu Olanlar (Tip 1a)

2.2 Stratonikeia Stel Tipleri

2.2.1 Üçgen Alınlıklı Steller

2.2.1.1 Naiskos Formlu Olanlar (Tip 1a)

Mezar stellerinin gelişimi bölümünde ayrıntılarına değindiğimiz bu form, Klasik Dönemden beri devam eden ve tanrının evine benzeyen kutsal bir yapıda olduğu izlenimi yaratılmaya çalışılarak, figürlerin bir tapınağın ön cephesinde gösterilmesidir. Attik Tip olarak adlandırılan formun kökeninden dolayı Stratonikeia’da bu şekilde işlenen 3 stel bu grup içerisinde değerlendirilebilir (Res. 1).

Bunlardan ilki olan Kat. 1.2 kentte bulunan mezar stelleri içerisinde en özenli ve kaliteli işçiliğe sahip olması ile dikkati çekmektedir. Korinth düzeninde yapılan tapınak modelinde, Attik-Ion kaidelerle taşınan yivli sütun gövdesi ve korinth başlıkları bulunmaktadır. Bunların üzerinde üç fascialı arşitrav, bezemesiz bir friz ve geisipodes yer almaktadır. Alınlığın tympanon kısmında çiçek şeklinde yapılan rozet vardır. Hellenistik Dönem’de oldukça Klasik bir form olarak karşımıza çıkan bu betimleme şekli, yapım kalitesi ile öne çıkabilecek düzeydedir. Stratonikeia’da bu kadar ince işçilikli başka stel bulunmadığı için ya refah seviyesi yüksek bir aile tarafından başka bir yerden getirilen ustaya yaptırıldığı ya da ithal edildiği düşünülmektedir. Bu sebeple Stratonikeia’nın yakın ilişki içerisinde olduğu Karia kıyı kentleri ve Rhodos, Samos gibi büyük merkezlerdeki steller araştırılmış, benzer temalı örnekler olmasına rağmen stilistik açıdan oldukça farklı örneklerle karşılaşılmıştır. Daha sonra Ionia atölyeleri araştırılmış ve Smyrna stelleri ile birebir denilebilecek ölçüde benzer örneklerle

karşılaşılmıştır. Smyrna stellerinde142 Korinth başlıkları ile düzenlenmiş Ionik kökenli ön cephe düzenleme betimlemeleri mevcuttur. Bunlar Attik/Attik-Ion kaideler üzerinde aşağıdan yukarı doğru daralan yivli sütun gövdeleri ve detaylı Korinth başlıkları üzerinde fascialı arşitravlar, frizler ve alınlıklardan oluşmaktadır. Ancak Smyrna stelleri üzerindeki geisipodes kısmı ile yatay geison kısmı arasında yapılan Attika143 bölümü

Stratonikeia stelinde görülmemektedir. Ayrıca bu örneklerde yer alan kaidenin alt kısmında stilize ve yüksekçe yapılan postament bölümü de bizim örneğimizde yoktur. A. Yaylalı’nın Normal Alınlıklı Steller içerisinde değerlendirdiği düz çerçeve ile sınırlandırılmış ve sütun gövdesi, başlığı ile arşitrav, friz gibi taşıyıcı ve üst yapı elemanlarının bulunmadığı stellere yine Smyrna’da rastlanmaktadır144. Ancak bunlarda aşağıdan yukarı genişleme daha fazla ve podyum olarak adlandırabileceğimiz alt kısım daha yüksek ve geniştir. Tüm bu analojiler sonucunda Stratonikeia stelinin kaide ve attika bölümü ile resim alanının daha geniş olması açısından Smyrna örneklerinden ayrıldığı görülmektedir. Bunun sebebi Karia Bölgesi’nin Rhodos, Kos, Samos gibi adalardaki atölyeler ile yakın ilişki içerisinde bulunması ve bu durumdan yararlanan heykeltıraşın da farklı kombinasyonları bir araya getirmesi olabilir. Bu steller genel olarak en parlak dönemini MÖ 2. yy’ın 2. yarısında yaşamış olup, Stratonikeia örneği de bu tarihten, yüzyıl sonuna kadar olan süreçteki bir zaman dilimi içerisinde yapılmış olmalıdır.

Kat. 1.3’de Dor düzenine ait başlıklar taşıyan plasterlerle çerçevelendirilmiş, bir silme ile alınlık kısmına geçilmiştir. Alınlık yüksek yapılmış ve tympanon kısmında kalkan motifi bulunmaktadır. Resim alanının alt kısmında yüksek bir podyum yer almaktadır. Her iki tarafı plaster ile sınırlandırılan stelin dor düzenindeki başlıklarının üzerinde sırasıyla, arşitrav, triglif-metop, diş sırası, korniş ve alınlık bölümü yer almaktadır. Alınlığın tympanon kısmında stilize olmuş bir palmet motifi vardır.

Bu şekilde işlenen karışık mimari örnekleri Batı Anadolu ve komşusu adalarda oldukça yaygındır. Bu örnekler, Kos’un Batı Gymnasium’unda Milet Bouleuterionu’nunda145, Priene’de146 Lagina Hekate Kutsal Alanı’nın Stoası’nda147 görülebilir. Karışık mimari betimlemeleri yalnızca heykeltıraşlıkta değil siyah ve

142 Pfuhl-Möbius 1977, 91, 136, 164, Taf. 35, 66, 83, No: 158, 405, 539.

143Friz ile alınlık arasında bulunan, demos çelenkleri ya da rozetlerin işlendiği yüksek kısım. 144Yaylalı 1986, Lev. 231-234, Res. 3-8.

145 Rumscheid 1994, Taf. 99, 4. 146 Rumscheid 1994, Taf. 165, 1.

kırmızı figür148 vazolarında da uygulanmıştır. Siyah figür tekniğinde yapılan ve döneminin en önemli eserlerinden biri olan François Vazosu üzerinde de bizim stelimizde olduğu gibi triglifon üzerinde diş sırası kullanılmıştır. Bu da bize aslında karışık yapılan mimari düzenlemelerin ne kadar eskiye dayandığını göstermektedir149. Harrow ressamına ait olan bir hydria üzerinde en eski karışık düzenlerden biri resmedilmiştir150. Burada bir Aiol sütun başlığının üzerinde triglif-metop kullanılmıştır. Triglifonu farklı bir unsur olan altarlar üzerinde de görebiliriz151. Üzerinde mimari betimlemeler yapılan bu tip altarlar Pergamon’da MÖ 2. yy’da yoğun biçimde yapılan mimari faaliyetlerden etkilenmiş ve bu sebeple triglif-metop üzerinde geisipodes betimlenerek, Dor ve Ion mimarisini birleştirmiştir152. Bunlar MÖ 2. yy’da Rodos’taki ustaları da etkilemiş olmalıdır153.

Mimari açıdan yapılan analojide Chios’ta bulunan ve MÖ 1. yy’a tarihlenen bir stelin154 form açısından Stratonikeia steli ile büyük benzerlik gösterdiği anlaşılmıştır. Bu stel üzerinde de sırasıyla korinth başlıkları, triglif-metop ve geisipodes (diş sırası) kullanılmıştır. Fakat bu stelin alınlık kısmı yüksek ve tympanon kısmında bir boğa başı yer almaktadır. Stratonikeia stelinde ise alınlık biraz daha alçak yapılmış olup, tympanon kısmında stilize olmuş bir palmet bulunmaktadır. Dor mimarisinin uygulandığı stelimize benzer örnekler yine Karia Bölgesi’nde yer alan Myndos’ta bulunan ve MÖ 2. yy ortalarına tarihlenen stel155 ile Efes’te156 bulunan, MÖ 2. yy’a tarihlenen stel üzerinde de görülebilir. Bu tip stellerde resim alanları her zaman anta duvarlarıyla sınırlandırılmış, bazı örneklerde ise başlık da işlenmiştir. Anta duvarları, MÖ 2. yy’ın, ikinci yarısına tarihlenen örneklerde yüzyılın başındaki örneklere göre daha kalındır. Aynı şekilde erken örneklerde arşitrav kısmı daha geniş iken özellikle MÖ 2. yy’ın ikinci yarısından sonraki örneklerde gittikçe daralır157. Bu sebeple Kat. 1.3’ün mimari açıdan MÖ 2. yy’ın 2. yarısında yapılmış olduğu söylenebilir.

148 Hypsis tarafından imzalanmış, bir kalpis üzerinde naiskos betimini görebiliriz (Boardman 2002, 35, No: 44).

149 Boardman 2003, 33, No: 46-46.5.

150İkinci sınıf bir ressam olan Harrow Ressam’ı sütunlu karakterlere ilgi duymaktadır (Boardman 2002, 112).

151 Karışık mimari örnekleri Stratonikeia’nın da oldukça sıkı ilişkiler içerisinde olduğu Rhodos, Delos Kos gibi adalarda da görülebilmektedir. Örnekler için bkz. (Fraser 1977, Fig. 72a, 73a, 74c, 79d).

152Buna bir örnek olan Bergama Athena Kutsal Alanı’nın propylonu için bkz. Akurgal 2003, 260. 153 Fraser 1977, 28.

154 Pfuhl-Möbius 1977, 268, Taf. 162, No: 1077. 155Şahin 1998, 108, Res. 1.

156 Erdemgil 1988, 133. 157 Çekilmez 2008, 28.

Kat. 1.4 bu formun son örneği olmakla birlikte diğer iki stelden biraz farklıdır. Stelde Dor başlıkları ile taşınan antalar üzerinde, yatay geison olarak adlandırılabilecek ince bir silme ile alınlık kısmına geçilmiştir. Alınlığın tympanon kısmında kalkan betimi yer almaktadır. Diğer iki stele göre daha basit formlu olan stelin podyum kısmının yüksek olması Ionia atölyelerine yapılan öykünmeden kaynaklanıyor olmalıdır.

Resim 1: Naiskos Formlu Olanlar (Tip 1a)