• Sonuç bulunamadı

Mustafa Yıldız-Endülüs’te Felsefe, Din ve Siyaset İlişkisi

E. Makale ve Sempozyum

III. 2009-2018 YILLARI ARASINDAKİ DÖNEMDE ENDÜLÜS TARİHİ

9. Mustafa Yıldız-Endülüs’te Felsefe, Din ve Siyaset İlişkisi

Mustafa Yıldız tarafından kaleme alınan “Endülüs’te Felsefe, Din ve Siyaset İlişkisi” isimli kitap 2016 yılında yayımlanmıştır874. Eser giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Eser

felsefe ve dinin birbirlerine karşı olan mevkilerini siyasal alanda nasıl etkilediğini ele almaktadır. Bunu yaparken de Endülüslü üç filozof İbn Bace, İbn Tufeyl ve İbn Rüşd’ün görüşleri üzerinden hareket edilmiştir. Endülüs tarihini ele almamakla birlikte araştırmada bu esere yer vermemizin nedeni, Endülüs siyasetinin felsefe ve din ile olan ilişkisini konmasından kaynaklanmaktadır.

Yazar kitabın giriş kısmında Doğu-İslam Dünyası’nda Felsefe-Din ve Siyaset ilişkisi ile Batı İslam Dünyasında Felsefe-Din ve Siyaset ilişkisini Müslüman ve Müslüman olmayan filozofların görüşleri doğrultusunda tartışmaktadır875.

Birinci bölümde İbn Bacce’ye göre Mütevahiddin ve yönetimi anlamı, insanlara mahsus özellikler, insanın varoluş amacı, aklın eylemleri ve insanın toplum içindeki yapısı

873 Ayşe Kılıç, Endülüs Müslümanlarının Sürgünü, İstanbul 2015.

874 Mustafa Yıldız, Endülüs’te Felsefe, Din ve Siyaset İlişkisi, İstanbul 2016. 875 Yıldız, a.g.e., s. 17-57.

gibi konular işlenmektedir. Ancak burada sadece İbn Bacce’nin görüşleri ile sınırlı kalmayıp diğer filozoflarında fikirleri yer almaktadır876.

İkinci bölümde İbn Tufeyl’in “Hayy bin Yakzan” isimli eseri incelenmiştir. Bu eserde yer alan ıssız bir yerde tek başına kalmış bir bebeğin hayatını devam ettirmesi üzerinden, yaşamın kaynağı, pozitif bilimlerden metafiziğie geçiş, felsefe tasavvuf ilişkisi, dil, din ve felsefe ilişkisi gibi konular açısından ele alınmıştır877.

Üçüncü bölüm, İbn Rüşd ve Farbi’nin fikirleri üzerinde şekillenmektedir. Bu bölümde İbn Rüşd’ün görüşleri üzerinden seçkinciliğin varlık felsefesi yönüyle incelenmesi, Toplumsal problemlere çözüm getirilmesinde fıkhın gerekliliği ve bununla felsefenin ilişkisi, millet kavramının Farabi’nin siyaset felsefesi içerisindeki yeri, şeriatın İbn Rüşd’ün felsefe dünyasındaki mevkii ve felsefenin siyaset içeresindeki yeri ve işlevi gibi huşular ele alınmaktadır.878

Bu eser Endülüs’te yetişmiş olan üç filozofun felsefe, siyaset ve din ilişkisini inceleyerek, Endülüs düşünce yapısında yaşamı, siyaseti, insanı ve bunların din ve metafizik ile olan ilişkilerinin incelenmesi bakımından önemlidir.

10.Alp Hamuroğlu-Hristiyanlık, İslamlık ve Avrupa Doğu’dan Batı’ya Uygarlık Kapıları (Endülüs, Sicilya Haçlı Seferleri)

A. Hamuroğlu, “Doğu’dan Batı’ya Uygarlık Kapıları (Endülüs, Sicilya, Haçlı

Seferleri) 879 adlı eseri 2016 yılında yayımlandı. Endülüslüleri Avrupa’nın batısındaki doğu olarak gören A. Hamuroğlu, İslâmiyet’in ortaya çıktığından beri Hristiyanlık ile karşılaştığını söylemekte ve Doğu Roma’dan sonra Müslümanların kurum ve devlet bazında ilk karşılaştıklarının İspanya olduğunu ifade etmektedir880.

Eserde Hz. Osman devrinde başlayan İspanya akınlarından itibaren Endülüs Emevi Devleti’nin kuruluşuna kadar ki süreç anlatıldıktan sonra İslâm kültür ve medeniyetinin batıya taşındığından bahsedilmektedir. Batıya taşınan bu kültür unsurlarıyla birlikte Endülüslülerin burada doğu merkezli Arap devletinden daha gelişmiş bir kimliğe sahip olduğu anlatılmaktadır. Kültür, sanat, ekonomi, bilim ve siyasette Endülüs’ün ileri bir

876 Farabi, Aristo, Platon. bk. Yıldız, a.g.e., s. 58-99. 877 Yıldız, a.g.e., s. 101-144.

878 Yıldız, a.g.e., s. 145-208.

879 Alp Hamuroğlu, Hristiyanlık, İslamlık ve Avrupa Doğudan Batıya Uygarlık Kapıları (Endülüs, Sicilya Haçlı

Seferleri), İstanbul 2016.

düzeyde olduğu ve bunun nedeninin ise İspanya’da bulunan Cermenler, Vandallar ve yerli halkın varlığı olduğu söylenmektedir881.

Endülüslülerin dinî hoşgörülerinden dolayı İspanya’daki Hristiyanlardan bazıları Müslüman olduğuna değinen yazar, Yahudilerin bu hoşgörü ortamı sayesinde Endülüs’te altın çağlarını yaşamış olduklarına dikkat çekmektedir. Hatta Yahudilerin Endülüs kültür hayatındaki yerleri sayesinde, İspanya Yahudilerinin diğer Yahudilere göre daha donanımlı oldukları ifade edilmiştir882. Burada bir parantez açılarak Endülüs’teki dinî hoşgörünün

mevcut olduğu ancak Müslümanların genellikle kendi aralarında çatışmaların olduğu anlatılmaktadır. Gayrimüslimler ile çatışmaların olmadığı gibi Hristiyan hükümdarların oğullarının ve kendilerinin Arap kızlarıyla evlenmek için çaba sarf ettikleri söylenmektedir883.

A. Hamuroğlu, Endülüslülerin Avrupa’ya getirdiği ilklerden: su dağılımı, imar ve eğitim faaliyetleri ve temizlik anlayışından bahsetmekte ve başka bit yerde Hristıyanların buna mukabil bir gelişme gösteremeyeceklerini de ifade etmektedir. Kültürel gelişimin ardından okullardan, kağıt imalatından ve dil eğitiminin yaşandığı ve Doğu dilleri (Arapça, İbranice) eğitiminin Avrupa’ya yayıldığı anlatılmaktadır884.

A. Hamuroğlu, İspanyollar arasında Arapça’nın yaygınlaştığı ve İspanyolların Araplaşmaya başladığı belirtildikten sonra konuyla ilgili pek çok örnek vererek İspanyolların Arap kültürüne özenmelerini İslâm dininin hoşgörüsüne bağlamaktadır885.

Onun Endülüs düşüncelerinin özeti adeta şu cümledir: “Endülüs Avrupa’ya, şiirin, saygının,

olgunluğun, hoşgörünün, yakınlaşmanın, neşenin, birlikteliğin, aşkın, sevişmenin ve her türlü sevginin sanatını gösterdi”886. Yazarın kültür ve medeniyet üzerinden aktardıkları

Avrupa’ya Endülüslülerin örnek olduğu düşüncesidir.

11.Komisyon-İslâm Tarihi ve Medeniyeti, Endülüs C.4

15 ciltten oluşan “İslâm Tarihi ve Medeniyeti Külliyatı”887 çalışması yirmiden fazla

editör, iki yüz civarında yazar ile Türkiye’deki tarihçilerin kaleme adlıkları telif bir eserdir. Bu külliyatın dördüncü cildi Endülüs Tarihine ve medeniyetine ayrılmıştır.

881 Hamuroğlu, a.g.e., s. 152-155. 882 Hamuroğlu, a.g.e., s. 156-158. 883 Hamuroğlu, a.g.e., s. 172 884 Hamuroğlu, a.g.e., s. 158-168. 885 Hamuroğlu, a.g.e., s. 172, 178, 180. 886 Hamuroğlu, a.g.e., s. 173.

Endülüs’e ayrılan dördüncü cildinin editörlüğünü Mehmet Özdemir tarafından yapılmıştır. Bu ciltte İsmail Hakkı Atçeken “Emeviler’e Kadar Endülüs”, Birel Küçüksipahioğlu “Endülüs Emevileri”, Ersin Adıgüzel “Mülûkü’t-tavâif Dönemi” Lütfü Şeyban “Murâbıtlar ve Muvahhidler Dönemi”, Nizamettin Parlak “Nasrîler Dönemi”, Jasim Alabudi “Müdeccener ve Moriskolar” ve Mehmet Özdemir “Endülüs-Osmanlı İlişkileri” başlıklarını kaleme almışlardır888.

D. Kitap Çevirileri

2009-2018 yılları arasındaki dönemde Endülüs tarihi ile alakalı geçen yıllara oranla kitap çevirilerinde artış yaşandığı görülmüştür. Çevrilen beş kitap arasında Gırnâtî’nin Seyahatnamesine’de yer verilmiştir.