• Sonuç bulunamadı

3. Mevcut Makaleleri

1.3. Mushafın Tertibi

Kur’ân-ı Kerîm, âyetlerden ve değişik sayılarda âyetlerin yer aldığı sûrelerden teşekkül etmektedir. Her sûrenin âyetleri birbiri ardı sıra tertiplenmiştir. Ancak Kur’an-ı Kerim, bugünkü mevcut şekli ile bir anda nazil olmuş değildir. O’nun nüzûlü 23 yılda tamamlanmıştır. Bir çok sûre birden indiği gibi, bir kısmı da parça parça inmiştir. Bir sûre tamam olmadan diğer bir sûrenin vahyolunduğu, iki veya üç sûreye ait âyetlerin bir arada nazil olduğu vâkidir. Kur'an’ın iki türlü tertibi vardır. Biri âyetlerin tertibi, diğeri ise sûrelerin tertibidir. Âyetlerin ve sûrelerin tertibi tevkifidir midir yoksa ictihadi midir? Bu mevzuu da diğer mevzuular gibi epey tarışılmıştır. Biz burada konuyu Osman Keskioğlu’nu nazarından ele almakla yeniteceğiz.

1.3.1. Âyetlerin Tertibi

Keskioğlu, âyetlerin tertibinin tevkifi olduğunu şöyle dile getirmektedir: “Âyetlerin tertibi, ilmî tabiriyle, ittifaken ve icmaan tevkifidir, yâni vahye müsteniddir. Bizzat Resulü Ekrem tarafından, nazil olduğu vakit bu şekilde tertip olunmuştur. Bunda hiç ihtilâf yoktur”.

Yazarın da ifade ettiği gibi âyetlerin tertibi icmâ ve nasslara binaen tevkifidir. Zerkeşî113 ve Suyutî114 de bu konuda herhangi bir ihtilafın söz konusu olmadığını söylemişlerdir.

Müellifimize göre Kur’an’daki secavend115 işaretleri ve duraklar da tevkifidir. Peygamber nerede durdu ise orada durulur. Unutmamak gerekir ki duraklar âyetlerin sonu demektir. Âyetler tam cümle demek değildir. Bir âyette bir kaç cümle olabilir.116

1.3.2. Sûrelerin Tertibi

Sûrelerin tertibi hususunda İslâm bilginleri arasında büyük bir ihtilaf vardır. Bazıları mevcut tertibin Hz. Peygamber tarafından yapıldığını, yani tertibin tevkifî olduğunu ileri sürerken, bazıları da, bu tertibin sahabenin ictihadi ile meydana geldiğini söylemektedirler. 117 Keskioğlu sûrelerin tertibinin tevkifî olduğunu savunanlar arasındadır.

O, sûrelerin tertibi ashabın içtihadiyledir diyenler ile birinci görüş arasında te’lif yapılabileceğini söyleyerek şöyle der :

“ Resulûllah: “Bu sûre şu sûreden evveldir, şu sûre ondan sonradır” diye gösterirdi. Bu muhakkaktır. Bu hususta bir çok rivayetler var. Hazreti Peygamber

113 Zerkeşî, age, I, 256. 114 Suyutî, age, I, 189-190.

115 Secavend: Kur’an’ı iyi, düzgün ve hatasız okumak, yerli yerinde durmak veya birleştirmek için bazı

işaretler konmuştur ki bunlara secavend denir. Bir nevi noktalamadır.

116 Keskioğlu, Kur’an-ı Kerim Bilgileri, s. 107. 117 Cerrahoğlu, age, s. 58.

bunları eshabına öğretir ve gösterirdi. Ancak Kur'an o tertip üzere yazılarak sıralanmış değildi. Yazan heyet cem'ederken Resulûllahın işaret ve irşad buyurdukları üzere o tertipte yazmışlardır. Peygamberden aldıkları talimat üzere yapmışlardır. Hafızalarda ve kalblerde tertibi Resulûllahın irşadiyle belli idi. Heyet o belli tertip üzere yazdı. Heyet tertip etti, rivayetlerinin maksadı budur. Bazı eshab bunu kendiliklerinden yapmadılar; Resulûllahın tertibinin nasıl olduğunu araştırdılar, öyle yaptılar. Böylelikle her iki kavlin arasını bulmak mümkündür.”118

Müellifin sözlerinden de anlaşılacağı üzere iki grup arasında ki ihtilaf lafzîdir(şeklidir).119 O’na göre, sûrelerin tevkifî olduğunu gösteren en büyük argümanlardan biri de ayetler ve sûreler arasındaki tenasüptür.120 Âyetler ve sûreler birbiri ardısıra öyle sağlam ve bedî bir tarzda sıralanmıştır ki onları asla yerinden oynatmak mümkün değildir. Bu da tertibin Allah tarafında olduğunun kanıtıdır.

Yazarın öne sürdüğü diğer önemli bir delil ise Kur’an’ın bir çok sahabe tarafından ezberlenmesi ve namazda hangi sûrelerin okunacağının gösterilmesidir. Keskioğlu bu konuda şöyle diyor:

“Tertipsiz ezber olur mu? Tertibi yoksa hangi sıraya göre ezberliyecek ve okuyacak? “Namazda falan sûreyi okurdu” diyoruz. Sûrelerin tertibi üzere okunması lâzımdır. Fıkıh kitapları bu hususta izahatla doludur. Hangi namazda hangi sûreler okunacağı gösterilmiştir. ... Tertip olmasa hangi sûreden sonra hangisi okunacağı nereden bilinsin? Halbuki takdim, tehir mekruhtur. Bütün nakli deliller Kur'an'ın Resulullahın hayatında tertip edildiğini göstermektedir”.121

Buradan hareketle müellif, Kur’an’ın tertipsiz olduğunu iddia eden W.Muir ve Hele E. Dermenghem gibi müsteşrikleri eleştirmektedir. Zira O’nun nazarında yüzden fazla âyetten müteşekkil olan sûreleri, âyetleri tertipsiz olduğu takdirde ezberlemek mümkün değildir. Bunlar tertipsiz olsa ve tertipsiz ezberlenebileceği kabul

118 Keskioğlu, Kur’an-ı Kerim Bilgileri, s. 107 119 Zerkeşî, age, I, ; Suyûtî, age, I, 196.

120 Biz bu konuyu “Âyetler ve sûreler arasında münasebet “ bölümünde işlediğimiz için burada kısa

geçiyoruz.

edilse bile herkesin bu âyetlere kendi keyfine göre bir tertip vermesi icabederdi. O zaman da ortaya pek muhtelif tertipler çıkmış olacaktır. 122

Netice olarak diyebiriz ki; Osman Keskioğlu bir çok delil ortaya koyarak sûrelerin de âyetler gibi tevkifî olduğunu ispat etmeye çalışmıştır. Bu hususta en önemli iki delil; tenasûp ve sahabenin Kur’ân-ı namazda sırayla okumasıdır.

Sûrelerin İsimleri

Keskioğlu’na göre Kur'an’ın sûrelere bölünmesi ve sûrelerine isim verilmesi de vahiy sahibi tarafından yapılmıştır. Hadisi Şerifler de Fatiha sûresi, İhlâs sûresi, Yâsin sûresi ve Kevser sûresi gibi isimlerin geçmesi bunu göstermektedir. Keskioğlu delil olarak Buhârî(256/870)’de geçen şu rivayeti getirmektedir: “Abdullah İbni Mes’ud kıldırdığı bir namazın ilk rekatında Enfal sûresinden kırk âyeti, ikinci rekatında ise mufassal surelerden bir sure okudu..”123.

Bu rivayete binaen sûrelerin adları, âyetlerin sayıları ve tertipleri Hz. Peygamber tarafından belirlenmiştir.