• Sonuç bulunamadı

3. Mevcut Makaleleri

1.6. Kıraât ve Kurra

Kırâat sözlükte “okumak, tilâvet etmek, telaffuz etmek” anlamında masdardır.149. İbnü’l-Cezerî kıraati şöyle tarif ediyor: “Kur’an kelimelerinin nasıl okunacağını ve râvilerine nisbet etmek suretiyle bu kelimeler üzerindeki farklı

147 Keskioğlu, Kur’an-ı Kerim Bilgileri, s. 177. 148 Taberî, age, I, 59-60.

okuyuşları konu edinen bir ilimdir”150 Ayrıca kıraat imamlarından her birinin tercih ettiği okuyuşlar için de kıraat terimi kullanılmıştır: Nâfi‘ kıraati, Âsım kıraati gibi. 151

Keskioğlu, farklı kıraatlerin doğuşuna zemin hazırlayan temel saiklerin başında lehçelerin geldiği görüşündedir. Nitekim Kur’an’ı yedi muhtelif lehçe ile okuma ruhsatı Hz. Osman dönemine kadar devam etmiştir. Sahabe arasında çıkan ihtilafları ortadan kaldırma adına Hz.Osman dört kişilik bir heyet kurmuş ve Hz. Ebû Bekir’in cem ettirdiği Mushafı esas alarak Kur’an’ı yeniden istinsah(çoğaltarak) ettirerek müslümanları bir mushaf etrafında toplamıştır.Halifenin heyete verdiği en önemli emir, Kur’an’ın herhangi bir ihtilaf durumunda Kureyş lehçesine göre yazılmasıdır.152 Çünkü esas olan Kureyş lugâtidir153

Keskioğlu, Hz. Osman heyete her ne kadar Kureyş lehçesi ile yazın demiş ise de Kur’an’da Arap lehçelerinden az da olsa mevcuttur diyor. O’na göre lehçelerin hepsi birbirine karışmış ve kaynaşmış, ortaya en fasih, en beliğ ve en selis bir dil çıkmıştır. Bu farkların çoğu med, kasır, imâle, izhâr, idgâm gibi hususlardır. Örneğin bazıları sonundaki (hum) (مه) zamirini hareke ile مهنم ومهيلع okur. Bazıları da هيلإ هيف lere (هي) ilâve ederek okur. Kur’an bir kelimeyi değişik yerlerde muhtelif lehçeler tarzına göre kullanır. ءاربو ىرب gibi. Hicaz halkı ءارب kullanır, Temim ve diğer Araplar ىرب derler. Her iki kelime de Kur’an’da vardır. Hz. Osman’ın kıraâtleri Mushaflara paylştırmasını böyle anlamak gerekmektedir.154

Tabiîn döneminde “kıraatlar tesbite başlanmış, tefsir ve hadîs gibi Kıraat ilmi de tedvin olunmuş ve müstakil bir ilim halini almıştır. Daha sonra kıraatlar öğrenilen şahıslara nisbet olunarak onların namiyle anılmaya başlanmıştır”. Ve kıraatlarla ilgili pek çok kitaplar kaleme alınmıştır. Kıraat kitapları, her kelimenin vücuhu kıraatini, telâffuz şeklini tesbit etmiş, kimin hangi kelimeyi nasıl okuduğunu göstermiştir. Keskioğlu bu alanda ilk eser verenler başında iki isim zikreder. O iki isim; Ebu Ubeyd Kasım bin Sellâm(ö.224/838) ve Ebu Hâtim Sicistani (ö. 255/869)’dir. Sahih kıraatta bulunması gereken şartları ilk olarak gündeme getirenlerin başında Kasım Bin Sellam

150 İbnü'l-Cezerî , Müncidü'l-Mukriîn ve Mürşidü't-Tâlibîn, Dâru'l-Kütübi'l-İlmiyye, Beyrut 1980 s. 9 151 Mekkî, Ebû Tâlib, el-İbane an meani'l-kıraa( thk. Abdülfettah İsmail Şelebi), Dâru Nehdati, Mısr,

thz., s.41-42.

152 Birışık, Abdülhamit, Kıraat İlmi ve Tarihi, Emin Yayınları, ,İstanbul 2004, s.40. 153 Keskioğlu, Kur’an-ı Kerim Bilgileri, s. 97.

Ebû Ubeyd de gelir. O, bu şartları “Kitabu’l-Kıraat”isimli kitabında dile getirmiştir. Maalesef bu kitap kayıp olduğundan dolayı biz bu bilgileri O’nun kitabından nakleden İbn Enbari(ö.328) gibi ulemadan öğrenmekteyiz.155 Bu şartlar Kasım bin Sellâm’dan yaklaşık altı asır sonra gelen İbnü'l-Cezerî ile daha bir yaygınlık kazanır. İbnü'l- Cezerî, kıraatta aranan şu üç şartı zikreder:

1. Arap diline, bir şekilde (vecih) bile olsa uyan

2. Hz. Osman mushafından birine ihtimâlli olarak dahi olsa uygunluk arz eden

3. Sağlam bir senede sahip olan her bir kıraat (okuyuş) sahihtir.156

Keskioğlu bu şartlarla ilgili şöyle diyor: “Mütevatir kıraatlarda bu üç şart tamamı ile bulunmak şarttır. Hazreti Osman'ın istinsah ettirmiş olduğu Mushaflara takdirî olsun uyması şarttır. Çünkü bu Mushaflarda bazı imlâ değişiklikleri vardır.”157

Yazar, Hz. Osman'ın Mushafına takdiren muvafık olma şartına

وي كلم م

نيدلا ayetindeki كلم kelimesini örnek göstermektedir . “Bu kelime bütün Mushaflarda كلم şeklinde yazılıdır, Resm-i hat böyledir.كلام okunur ve o yazılış bu okunuşa müsaittir. Mushafın yazısında bir çok yerlerde elif hazfolunmuştur. نحبس ve نمحرلاgibi, işte mütevatir kıraatlar bu şartlara göre olanlardır.”158

Keskioğlu, “Kur’an’ı Kerim Bilgileri” kitabında sırayla mütevatir, meşhur, Haber-i vahid kıraat ve karilerini saymıştır.

Mütevatir yedi kıraat sahibi yedi Kurrâ şunlardır:

1. İbni Kesîr

Ebû Ma’bed Abdullah b.Kesîr b.Amr ed-Dârî: (120/738)

155 ed-Düleymi, Casim Muhammed, Kitabü’l-kırâât, Kâsım b. Sellam el-Herevi el-Ezdi Ebû Ubeyd,

Divanü’l-Vakfi’s-Sünni Merkezü’d-Dirasat ve’l-Buhusi’l-İslâmiyye , 2007/1428, s.67.

156 İbnü'l-Cezeri , Ebü'l-Hayr Şemseddin Muhammed b. Muhammed, en-Neşr fi'l-kıraati'l-aşr; (thk. Ali

Muhammed Dabba), Dârü'l-Kütübi'l-İlmiyye, Beyrut, thsz, s.9.

157 Keskioğlu, Kur’an-ı Kerim Bilgileri, s. 159. 158 Keskioğlu, Kur’an-ı Kerim Bilgileri s. 160.

Mekke Kıraat imamıdır.

2. Nâfi’

Ebû Ruveym Nâfi’ b. Abdirrahman b. Ebî Nuaym el-Leysî:1(69/785) Medîne Kıraat imamıdır.

3. İbn Âmir

Ebû İmrân Abdullah b. Âbdullah b. Âmir b. Yezîd el- Yahsubî: (118/736). Şam Kıraat imamıdır.

4. Ebû Amr

Ebû Amr Zebbân b. el-Alâ b. Ammar el- Mâzini el-Basrî: (154/771). Basra Kıraat imamıdır.

5. Hamza

Ebû Umâre Hamzetü’bnü Habib b. ez-Zeyyât el-Kûfî: (156/773). Kûfe Kıraat İmamıdır.

6. Kisaî

Ebü’l-Hasen Ali b. Hamze b. Abdillâh el-Kisaî: (189/805)

Kûfe Kıraat İmamıdır.

7. Âsım

Ebû Bekr Âsım b. Ebi’n-Necûd Behdele el-Esedî el-Kufî: (v.127/745).

Kûfe Kıraat İmamıdır.

Mütevatir olan bu yedi kıraatten sonra meşhur olan üç kıraat gelir ki onlar üç zata nispet edilir:

Meşhur kıraatler

1. Ebu Cafer Yezid Medenî (v. 132/ 749).

2. Yabkub b. İshak (v. 205/820)

Haber-i Vahid

1. Hasan Basri (110/ 728). 2. İbni Muhaysın (123/ 740). 3. Yahya El-Yezidî (202/817).

4. Muhammed bini Ahmet Şenebuzî (328/939).

Keskioğlu, 14 kıraatı ziktettikten sonra bunların dışında Şâz, Mevzu, Mudrec gibi kısımlarının da olduğunu belirtmiştir. Bunların hepsini açıklamış ve bu kıraatlerle ilgili eser yazan ulemanın ismini vermiştir. O, diğer kıraatlere nazaran Şâz kıraatın159 üzerinde biraz daha fazla durmuş. Çünkü eskiden olduğu gibi ihtisas devrinde de bazı din düşmanların bu alandaki rivayetlere sarılarak Kur’anda hata bulmaya çalışmışlardır. 160 Usulcüler, fukaha şaz kıraatin Kur’an olmadığına icma etmiştir161.162 Tarihte en çok şâz kıraat ile okuyanların başında İbn İŞenebuz gelir. Müellif, Şaz kıraat ile ilgili şu örneği vermektedir:

“ Cum’a günü Namaza nida olundukta Allahın zikrine koşun” âyetindeki (fes'âv = koşun) yerine (وضماف = gidin) veya (fes'av = koşun) yerine (اوشماف = yürüyün) .

159 Şaz kıraat; sahih kıraatin şartlarından herhangi birini veya daha fazlasını taşımayan her bir kıraate

şâz denir. (Birışık, age., s.80.)

160 Şâz kıraatlara dair ilk eser yazan şahıs Ebu’l-Fadl Muhammed bin Cafer Huzaîdir. Bu zat kıraatleri

cem ederken mevzuu kıraatleri de toplamıştır. Mevzu kıraatların arasında İmamı Azam’a nispet edilen امنا

يشخي هللا نم هدابع

ءاملعلا kıraati de vardır. Keskioğlu bu kıraatin mevzuu hatta münker olduğunu

söylüyor. Müellif, Şaz kıraatler hususunda en belirgin örnek olarak İbn Şenbuzu vermektedir.

161 Birışık, age., s. 81.

162 Şâz kıraatler namazlarda ve ibadet maksadıyla okunmaz, ancak faıkhî meselelerin çüzümünde ve

2. KURÂ’N İLİMLERİ