• Sonuç bulunamadı

2. KURÂ’N İLİMLERİ

2.3. Müteşabihat Ve Hurûf-i Mukatta

Kelime olarak “Hurûf-i Mukattaa” kesik harfler anlamına gelir. Bunlardan kasıt Arapçadaki hece harfleridir.

187 Keskioğlu, Kur’an-ı Kerim Bilgileri, s. 183. Krş. el-Maarri , Ebü'l-Ala Ahmed b. Abdullah b. Süleyman

Ebü'l-Ala el , el-Fusul ve'l-gayat fî temcidillah ve'l-mevaiz, (thk. Mahmûd Hasan Zenati), el- Mektebetü't-Ticareti'l-Kübra, Beyrut 1982.

188 Keskioğlu, Kur’an-ı Kerim Bilgileri , s. 183 189 Keskioğlu, Kur’an-ı Kerim Bilgileri , s. 183

Bir terim olarak ise Kur’an-ı Kerim’deki 29 surenin başında yer alan, bir veya birden fazla harfin birleşmesinden meydana gelen harflere verilen isimdir.190

Keskioğlu “Hurûf-i Mukattaa”yı şöyle tarif eder: “Bazı sûrelerin başlarındaki “Elif, Lâm, Mim, Yasin,Nun, Hamim” gibi harflere “Mukataât-ı Süver”denir.”191

Osman Keskioğlu Mukatta harflerini -Suyutî ve birçok alim gibi- müteşabihattan saymaktadır. İslâm alimleri müteşabihatın tevil edilip-edilmemesi hususunda Selef ve Halef olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Selef, yani eskiler bu gibi müteşabihatı tevile gitmez. Manasını Allah bilir diyerek iman etmekl iktifa ederler. Halef ( sonrakiler) ise bunları, zındıkların ve bâtıniyyenin batıl tevillerine karşı makul bir tevil ve tefsir ile açıklamaya çalışmışlardır. Keskioğlu, müteşabihatın te’vili konusunda Selef’in görüşünü benimsediğini şöyle dile getiriyor:

“Müfessirler Levhi Mahfuz, Ümm-i Kitab, Leyle-i Kadir gibi lâfızları çeşitli surette tefsir etmişlerse de bunlar da Kürsi, Arş, Sidre-i Münteha gibi müteşâbihâttandır. Bu hususta selefin mesleki çok ihtiyatlıdır. Bunlara îman ederiz, Mahiyetini anlamaktan beşer aklı âcizdir. Bunların ilmi ind-i ilâhidedir. Lügat mânalarından bu kelimelerin medlullerine, bu isimlerin müsemmalarına intikal güçtür. Lügat mânaları belli. Fakat bunlar birer dinî ıstılah olmuştur. Bunlar hakkında Allah bilir demek düşer. Mev’iza kitaplarında bu hususlara ait tafsilâtın çoğu sahih bir senede, doğru bir rivayete dayanmaz.”192

Yazarın bu görüşü mukattaa harfleri için de geçerlidir. Biz bunu O’nun mukatta harflerinin anlamlarından ziyade, onların işlevi, nüktesi ve faydaları üzerinde durmasından anlayabiliyoruz.

Ne var ki, müellif mealinde müteşabih ayetleri çevirirken Halef’in görüşüne de başvurduğunu yani tevil ettiğini görmekteyiz. Bununla ilgili örnekler mealine izlediği metod ele alınırken verilecektir.

Keskioğlu, hurufu mukattaa ile ilgili görüşlerini, bu harfler hakkında serdettiği görüşler üzerinden vermiştir. Hem bu kavillerin bazılarını hem de O’nun bu görüşlere yaptığı değerlendirmeleri kısaca arzetmeye çalışalım.

190 Çelik, Ömer, Tefsir Usûlü ve Tarihi, Erkam yay., İstanbul 2012,s. 160. 191 Keskioğlu, Kur’an-ı Kerim Bilgileri , s. 68.

1. Huruf-u mukattaa vahyin nüzulü esnasındaki sesidir. Sûre ilk defa kulaklara çalan bu garip harflerle başlar, tâ ki nazar-ı dikkati celbetsin ve kulak versinler, dinlesinler. Çünkü müşrikler Kur'an'ı dinlemek istemiyorlardı. Bu görüş Suyuti’nin görüşüdür. Osman Keskioğlu bu yaklaşım hakkında şöyle diyor:

“Bunlar musikî notaları gibi makam vermek içindir. Bunların Mekkî sûrelerde olması bu kavli tekid eder”.

2. Huruf-u mukattaa sûrelerin isimleridir. Bunlarla kasem yemini yapılmak istenmiştir.193

Keskioğlu bu görüşten sonra şöyle der: “bu gibi müteşabihatın bir faydası da gayrı mahdut ilhamlar içinde engin mânaları hatırlatması, zihinlere tasavvur yarışı için meydan hazırlamasıdır. Herkes zihni kuvveti müsaadesi nisbetinde tasavvur etsin, edebiyatta katı' 194dediğimiz sanat, tasrihten daha şümullüdür.”195

3. Bunlar remizdir, kısaltmadır. İbni Abbas diyor ki: ELM: ملا Ene Allah, A'lemu (Ben Allah bilirim) ELR: Ene Allah erâ. (Ben Allahım görürüm) "ELR, HM, ن،مح ،ملا bunlar toplandığında Errahman ismi olur.

Yazar, İbn Abbas’ın görüşünden hareketle bu harflerin remiz ve işaret hatta şifre olabileceklerini söylüyor. Bu görüşünü de şöyle açıklıyor: Bu harfler 14’dür. Bir harften beş harfe kadar çıkar: Nûn Kaf Hamim, Ayın Sin Kaf: ن،مح،قسع Bu harfler elifbanın 28 harfinin tam yarısıdır ve içlerinde noktalı noktasız harflerin her nev'inden vardır. Nokta ile birbirinden ayrılan harflerin noktasızları alınmıştır: ،غ،ع،ظ،ط،ض،ص،ش،س،ز،ر،خ،ح،ج"Cim, Ha, Hı, Rı,

Ze, Sin, Şın, Sad, Dad, Tı, Zı, Ayın, Gayın." Bunların hep noktasızları alınmıştır: ع،ط،ص،س،ر،ح "Ha, Rı, Sin, Sad, Tı, Ayın." Diğer

،ي،ه،ن،م،ل،ك،ق،ا "Elif, Kaf, Kef, Lâm, Mim, Nun, He, Ye" harfleri de mukataat harflerindendir. İşte bu on dört harf birden beş harfe kadar muhtelif şekillerde tertip olunmuştur. Başlıca gurupları: ' ح،مسط،ملا، رملام “Elif, lâm, râ ve mim, Tasin mim, Hamim.”

193 ez-Zamahşerî, age, I, 134

194 “Katı': Bir şeyi anlatırken sözü kesip bırakmaktır. Bu yolda kesilen fikir müphem ve anlaşılmaz bir

şekilde bırakılmayıp yeni ilave edilen cümle ve fikir, ilk fikri daha kuvvetle anlatır ki okuyana veya dinleyene burada anlatılacak çok şey olduğunu ifade eder”. (Keskioğlu, Kur’an-ı Kerim Bilgileri, s.70

Yine harflerin sayısından hareketle müellif bu harflerde tesadüf-i bediî vardır diyor. Şöyle ki; bu harfler 29 sûrede tekrarlanır; 14 harftir. Arapçada (Lâ)'yı çıkardıktan sonra hece harfleri 28 kalır. Böylece hece harflerinin yarısı süre başlarında zikrolunmaktadır. Hece harfleri: Mechur ve Mechur, Şedit ve Rahve, yâni açık ve kapalı, sert ve yumuşak, gibi kısımlara ayrılır. Bunların da hep yarılarını alırsak mukataat harfleri olan 14 çıkar ve hece harflerinin yarısı demektir.

Mehmuslar 10 harf olup yarısı 5’dir. Mechurlar18 olup yarısı 9'dur.

Bunların toplamı 14 olur, ki hece harflerinin yarısıdır. Sert harfler 8 olup yarısı 4'dür.

Yumuşaklar 20 olup yarısı 10’dur. Bunların da toplamı 14 olur, bütün harflerin

Kapalı harfler 4 olup yansı 2’dir. Açık harfler 24 olup yarısı 12’dir. Bunların da toplamı 14 olur, ki harflerin yarısıdır. Hece harflerinin 14’ü noktalı, 14’ü noktasızdır. Harfi târif katılanlar 14, katılmayanlar da 14’dür, Kameriyye ve Şemsiyye harfleri.196

“Hem huruf(harflerin) hecenin yarısı, hem de harflerin envaının(türlerin) yarısı olan 14 harf sûre başlarında zikrolunmak, bu sırf tesadüf eseri değildir. Bu “Hakîm ve Habîr Allah tarafından" nâzil olan Kur'an'ın hakkaniyetine delildir. Hattâ 14 rakkamı biyolojide bir çok mühim şeylerin sayısıdır. En enteresan ve ince bir âzâ olan elin mafsalları(eklem) 14’dür. Amudu fıkariler(omurga kemikleri) 14, kuyruk fıkraları(kemikleri), kanadın büyük tüyleri hep 14’dür. Yâni 14 rakamının bir ehemmiyeti vardır. Bunun yarısı olan yedi rakamı da bir remz taşır.”197

Görüleceği üzere Keskioğlu 29 surenin başında geçen mukatta harflerini bir çok açıdan ele almışır. Üzerinde en çok durduğu noktalardan biri de bu harflerin birer “sembol ve işaret” olmasıdır. O, sayıların dili ile Kur’an’ın Allah kelâmı olduğunu göstermeye çalışmıştır. Kur’an’ın Allah tarafından indiğine dair pek çok delil vardır. Onlardan biri de Kur’an’daki sayısal mucizedir. İşte müellifimizde bu metodu

196 Keskioğlu, Kur’an-ı Kerim Bilgileri, s.70- 71. 197 Keskioğlu, Kur’an-ı Kerim Bilgileri, s. 71.

kullanarak rakamların lisanı ile Kur’an’ın Allah kelâmı olduğunu ispat etmeye gayret etmiştir.