• Sonuç bulunamadı

3. MOBİL NUMARA TAŞINABİLİRLİĞİNİN BAŞARISINI ETKİLEYEN

1.1. Mobil Telekomünikasyon Öncesi Türkiye’de İletişim

Türkiye'de telekomünikasyonun temeli olarak 23 Ekim 1840 tarihinde Sultan Abdülmecit tarafından kurulan Postahane-i Amirane kabul edilir. Sai, ulak tatar, berid isimli görevlilerle yapılan haberleşmeye düzenli bir yapı kazandırabilmek ve Tanzimat Fermanı ile yaşanan gelişmelerin sonucu olarak tüm halkın ve yabancıların posta ihtiyaçlarına cevap verebilmek amacıyla Postahane-i Amirane kurulmuştur. İlk başarılı telgraf alma çekme 9 Ağustos 1847 yılında sarayda sultanın huzurunda gerçekleştirilmiş ve ilk olarak İstanbul-Edirne arasında olmak üzere telgraf hattı döşenmesine başlanmıştır.

1854 yılında telgraf hizmeti başlamış ve bu hizmeti disipline etmek üzere 1855 yılında ayrı bir Telgraf Müdürlüğü kurulmuştur. Anadolu'ya gönderilen postalar Yeni Cami’den vapurlarla Haydarpaşa’ya, oradan trenle İzmit'e, daha sonra da atlarla tüm ülke içine dağıtılırdı. Bu dönemde postaların en uzak durağı yaklaşık 2300 kilometre mesafedeki Bağdat şehridir. 1871 yılında ise Posta Nazırlığı ile Telgraf Müdürlüğü birleştirilerek Posta ve Telgraf Nezaretine dönüştürülmüştür. 1881 yılının Temmuz ayında Yeni Cami’deki Postahane ile 1855 de kurulan İstanbul Soğukçeşme'deki Postane ve Telgraf Nezareti binası arasında tek telli bir telefon çekilmiştir. Bu dönemde Kırım Savaşındaki (1853-1856) askeri ihtiyaçlar nedeniyle telgraf hizmetinin hızlı bir şekilde yayılması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Osmanlı Devleti ve müttefik ülkeler arasında iletişimin sağlanması için Avusturya-Macaristan ve oradan da Avrupa şebekesine bağlanan hatlar oluşturulmuştur. Bu hat 1955 yılında Edirne hattı ve 1960 yılında İstanbul-Ankara hatları ile Anadolu'ya uzatılmıştır. Osmanlı Devleti 1876 yılında uluslararası posta taşımacılığına geçmiş ve Uluslararası Posta Birliği’ni (UPU) kurmuştur (Alşan, 1990:391; Yazıcı,1985:1636; Yazıcı, 1983:75; Yurtoğlu, 2015: 47 ; PTT, 2009: 15).

Hızlı şekilde yayılan telgraf ve posta kullanımına nazaran telefon kullanımı daha geç gelişme göstermiştir. 1909 yılında kullanılmaya başlanan telefon ile Posta ve Telgraf Nezareti’nin ismi Posta Telgraf ve Telefon Nezareti olarak değişmiştir. İlk telefon santrali 1909 yılında 50 hatlık manuel olarak İstanbul Büyük Postane binasında oluşturulmuştur.

1911 yılında telefon altyapısının kurulması ve işletilmesi amacıyla Dersaadet Telefon Anonim Şirketi kurulmuştur. 57 maddeden oluşan 376 sayılı Posta Kanunu 26 Kasım 1923 tarihinde, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu da 4 Şubat 1924 tarihinde kabul

165

edilerek yurdun her tarafında telefon tesis etme ve işletme görevi PTT Genel Müdürlüğü'ne verilmiştir. PTT bu yasa ile 1994 yılında çıkarılan 4000 sayılı yasaya kadar sürecek tekel statüye kavuşmuştur (PTT, 2009:237; Gümrükçü, 2002:3; Muttalip,1984:3;

Alşan, 1990:393; Yurtoğlu, 2015: 47).

11 Eylül 1926 tarihinde Ankara'da Türkiye'nin ilk otomatik telefon santrali 2000 hatlık kapasite ve 651 abone ile hizmete girmiştir. Bu santralin kapasitesi 1928'de 3000'e, 1939'da 5000 çıkarılmıştır. Aynı yıl ABD ile haberleşmenin sağlanabilmesi için Ankara'da 250 kilovatlık bir alternatör, Avrupa ile haberleşmek için 15 kilovatlık bir lambalı posta ve İstanbul'da benzer şekilde 25 kilovatlık bir alternatör ile 15 kilovatlık bir lambalı posta kurulmuştur. Tek devreli şehirlerarası haberleşme ilk olarak 1 Eylül 1929'da Ankara-İstanbul arasında gerçekleştirilmiştir. 1931'de İstanbul ile Sofya arasında telefon görüşmesi gerçekleştirilerek İlk uluslararası telefon görüşmesi yapılmıştır. 1936 yılında 1911'de kurulan Dersaadet Telefon A.Ş. satın alınarak telekomünikasyon hizmetleri tamamen kamulaştırılmıştır. Aynı yıl çıkarılan 2290 sayılı kanunla PTT’nin görevleri belirlenmiştir. Ayrıca PTT’nin 1939'da ve 1953'te çıkarılan 3613 ve 6145 sayılı yasalarla birçok kez görev ve yetki tanımlamaları yenilenmiştir (Gümrükçü, 2002:3;

Çardak,1984:3; Yurtoğlu, 2015: 47; Alşan, 1990:394; PTT,2009:30).

1940'ta Türkiye'de toplam 707 kişiye bir telefon makinesi düşmekteydi. Bu sayı Ankara'da 43, İstanbul'da 63 ve İzmir'de 92’dir. Telefon kullanımını yalnız büyükşehirdeki halka değil bütün vilayet ve kazalara ulaştırma çalışmaları yapılmaktaydı.

1941 yılında toplam 210 şehir ve kasabadan şehirlerarası konuşma yapabilmek mümkündü. 1940’da şehirlerarası telefon devrelerinin uzunluğu 1589 kilometre iken 1941 de bu uzunluk 6000 km madeni, 4562 km’si kuranportör devresi, 2692 km’si hem telefon hem de telgraf iletişimini sağlayan demir telli devre olmak üzere 13254 kilometreye ulaşmıştır (Yurtoğlu, 2015: 64; Alşan, 1990:395; Yazıcı, 1981:159).

II. Dünya Savaşı sonrası Türkiye’de 757 PTT merkezi, 560 bayi şubesi, mektup ve gazete kabul eden 360 demiryolu istasyonu olmak üzere toplam 1677 noktada posta işlemleri yapılmaktaydı. Ayrıca 5 adet posta treni, 50 adet posta vagonu, 550 kamyon ve araç ve kırsalda kullanılan çok sayıda hayvan ile hizmet verilmekteydi. Bu dönemdeki telefon abone sayısı nüfusa oranla oldukça azdır. Ancak bunun temel nedeni talebin düşük olması değil mevcut talebin karşılanamamasıydı. Bundan dolayı yeni santrallerin

166

kurulması ve mevcut küçük santrallerin otomatiğe çevrilmesi gerekmekteydi. Bu ihtiyaçların karşılanabilmesi için iki yıl içinde Sivas ile Erzurum arasında 425 kilometrelik, Eskişehir-Balıkesir ve Kütahya-Tavşanlı arası 305 kilometrelik telefon hattı döşenmiştir. Ankara İzmir arasında ise 700 kilometrelik telefon hattı yapımı da savaş sonrası dönemde tamamlanmıştır. Yine 1947 yılında 2000 kilometrelik Anadolu'nun illeri arasında telefon hatları döşenmeye başlanmıştır. Bu yıllarda yapılan alımlar ve çalışmalarla 7000 abone kapasiteli Ankara santralleri 17000’ne, 3000 abonelik kapasiteli İzmir santralleri 7200’e ve 8000 abonelik kapasiteli İstanbul santralleri ise 25840’a ulaşmıştır (Yurtoğlu, 2015: 47).

1970 yılında CENTO çerçevesinde Türkiye ile İran arasında kablosuz ortamda elektromanyetik alan yardımı ile görüntü ve bilgi işaretlerinin taşınması olan radyolink R/L sistemi hizmete girmiştir. 1973'te ilk otomatik teleks santrali kurulmuş, 1976 yılında Antalya- Catania arasında ilk denizaltı koaksiyel kablosu 480 kanallı olmak üzere hizmete girmiştir. Bununla ilk çok kanallı haberleşme başlatılmıştır. 23 Nisan 1979'da Atlantik bölgesi uyduları kullanılarak 13 ülke ile uluslararası haberleşme sağlanmıştır.

Türkiye telekomünikasyonda uyduları kullanabilme çalışmalarına 1968 yılında başlayarak INTELSAT’a (Uluslararası Uydular Aracılığıyla Haberleşme Teşkilatı) üye olmuştur. Uydu aracılığıyla ilk iletişim İran istasyonları kullanılarak ABD ile yapılmıştır.

23 Nisan 1979 tarihinde ilk uydu yer istasyonumuz olan AKA-1 aracılığıyla İngiltere ile telefon kanalı kurulmuştur. 1982’nin Mart ayında şehirlerarası görüşme yapılabilecek ankesörler kurulmaya başlamıştır. 1983 yılı itibari ile toplam telefon abone sayısı 1,6 milyon iken sıra bekleyen abone sayısı ise 2 milyona ulaşmıştır. Bu dönemde telefon sahibi olmak isteyen biri yaklaşık 7 yıl beklemekteydi (Bezaz, 2006:147).

1983 yılında göreve gelen Özal hükümetinin Liberal ekonomik anlayışı alt yapı yatırımlarının önem kazanmasına neden olmuştur. Özel sektörün gelişebilmesinin en önemli destekçilerinden olacak elektrik, su, otoyol ve telekomünikasyon alt yapı yatırımına büyük önem verilmeye başlanmıştır. Telekomünikasyon yatırımlarının payı artırılarak GSMH’nın %1’ne kadar yükseltilmiştir. Bu atılım döneminde telekomünikasyon hızla gelişmiştir. 1984 Haziran ayında Ankara, İstanbul, İzmir ve Adana illeri arasında elektronik mektup hizmeti verilmeye başlanmış ve bu 1986 yılında ülke geneline yayılmıştır. Aynı yılın Aralık ayında Ankara Kavaklıdere’de Türkiye'nin ilk sayısal telefon santrali hizmete girmiştir. 1984 yılında AKA-1 yer istasyonu

167

aracılığıyla yurt dışına ilk canlı televizyon yayını Çin’e yapılmıştır. Fiber optik kablo 10 Nisan 1985 tarihinde ilk kez Ankara'da yeraltından döşenmiştir (Bezaz, 2006:147,222).

23 Ekim 1986'da analog sistem olan NMT-450 sistemi ile araç telefonu Ankara İstanbul ve İzmir'de denenmiştir. Bu mobil telekomünikasyona atılan ilk adımdır. 1987 yılında ilk kez Aydın Denizli arasında olmak üzere iller arasına fiber optik kablo havayi olarak döşenmeye başlanmıştır. 1987 yılında ise uydu sistemi üzerinden video konferans Avrupa'da ilk Türkiye'de gerçekleştirilmiştir. 1988’in Aralık ayında kablolu TV hizmeti ilk olarak Ankara'nın Çankaya ilçesinde hizmete girmiştir. 1989-1993 yılları arasında yapılan yoğun çalışmalarla 46000 kırsal yerleşim alanı telefona kavuşmuş telefon hizmeti olmayan köy kalmamıştır. 1993 yılına gelindiğinde toplam telefon hat sayısı 12,2 milyona ulaşmıştır. 23 Şubat 1994 tarihinde Türkiye GSM teknolojisi ile ilk olarak Ankara İstanbul ve İzmir’de olmak üzere tanışmıştır (DPT, 2001:68).