• Sonuç bulunamadı

1.4. MOBBİNGE NEDEN OLAN ETMENLER

1.4.1. Mobbing Yapan Kişi ve Kurban İle İlgili Nedenler

Mobbingin nedenleri, sadece mobbing uygulayan bir yönetici ile sınırlı değildir. Her biri kendi rolünü oynayan, diğerlerini etkileyen, birbirinin etkisini çoğaltan ve birbiri ile etkileşim içinde olan unsurdan oluşur.119

Mobbing yapanın ve kurbanın kişilikleri, nitelikleri, sosyal özellikleri bu gruba giren nedenler arasında gösterilebilir.120

1.4.1.1. Mobbing yapanların kişiliği ve psikolojileri

Mobbingin nedenlerini anlayabilmek için öncelikle mobbing davranışı gösterenlerin kişilik özellikleri üzerinde durmak gerekir. Mobbing yapanların kişisel özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:

116

Dieter Zapf, "Organizational Work Group Related and Personal Causes of Mobbing/Bullying at Work”, International Journal of Manpower, 20, 1999, 70-85.

117

Leymann, “The Content and Development of Mobbing at Work”, ss. 165-184.

118

Zapf, “Organisational, Work Group Related and Personal Causes of Mobbing/Bullying at Work”, ss. 70-85.

119

Davenport, Schwartz ve Elliott, a.g.e., s. 37.

120

Zapf, “Organisational, Work Group Related and Personal Causes of Mobbing/Bullying at Work”, ss. 70-85.

Yöneticiliği ilahi bir hak olarak görme

Yönetimin en önemli konularından birisi, güç ve otorite kavramlarıdır. Yöneticinin bulunduğu pozisyon otorite ile donatılmış olabilir. Ancak, önemli olan otorite ile donatılmış olmak kadar bunu iyi kullanabilmektir. Bunu kullanabilmek ise; astlarını, meslektaşlarını, rakiplerini vb. kişileri etkilemekle mümkün olur. Etkileme olayında ise, yöneticinin sahip olduğu güç önemli bir rol oynar.121

Güç, üstünlüğünüzün başkaları tarafından kabul edilmesi olarak tanımlanabilir. Gücün en belirgin kaynağı, örgütteki görev ve statüdür. Ancak, statüden doğan gücün aynı zamanda kazanılmış olması gerekir. Yöneticilerin, yasal güçleri ile çevrelerindeki insanları etkileyebilmeleri zordur.122

Sonuç olarak, bu tarz yöneticilerin liderlik vasfına sahip olmaları zor olarak görülebilir. Çünkü onlar çalışanlarını değersiz olarak görürler. Sahip oldukları otorite ile baskıcı bir yönetim anlayışına sahip oldukları düşünülür.

Tehdit altındaki ben merkezcilik duygusuna sahip olma

Ben merkezcilik, kişinin kendisini evrenin merkezi yapma eğilimini dile getirir. Bir bencillik durumu değildir. Bencillik, bilinçli bir çabadır. Oysa ben merkezcilik, kendiliğinden ve kayıtsız olarak meydana gelir.123

Bu tarz kişiler, bir astının iyi şöhretinden veya daha deneyimli birinin kendisinin itibarını elinden alabileceği düşüncesiyle kendilerini tehdit altında hissedebilir. Sonuç olarak, insanları şiddete ve ezici davranışlara iten dürtünün özellikle tehdit altındaki ben merkezcilik duygusu olduğu söylenebilir.124

121

Tamer Koçel, İşletme Yöneticiliği: Yönetim ve Organizasyon, Organizasyonlarda Davranış,

Klasik-Modern-Çağdaş Yaklaşımlar, 7.b., İstanbul: Beta Yayım Dağıtım A.Ş., 1999, s. 407.

122

Geybulla Geybullayev (Ramazanoğlu), a.g.e, s. 106.

123

Orhan Hançerlioğlu, Felsefe Ansiklopedisi: Kavramlar ve Akımlar, Cilt 1, İstanbul: Remzi Kitabevi, 1992.

124

Narsisist kişiliğe sahip olma

Narsisist kişilik, kendini beğenmiş bir kişinin sahip olduğu özelliklere çok yakın özellikler taşır. Bu bağlamda, kendini beğenmişlik ile ilgili tanımlamalara bakıldığında narsisist kişilik hakkında da bilgi edinmek mümkün olabilir. Kendini beğenmişlik ile ilgili aşağıdaki tanımlar yapılabilir:125

• Kişinin, kendini özel ve eşsiz görmesi,

• Kişinin, her şeyin kendine borç bilinmesini istemesi,

• Kişinin, insan ilişkilerinde diğerlerini kullanması,

• Kişinin, kanaatkar olmaması,

• Kişinin diğer çalışanları kıskanması,

• Kişinin, çevresindeki insanları küçümser davranışlarda bulunması.

Narsisistlik olarak adlandırılan olgular yapısı en çok farklılık gösteren olgular olarak gösterilir. Bunlar arasında kibir, bencillik, prestij ve hayranlık özlemi, sevilme arzusu bununla birlikte başkalarını sevme yetisinden yoksunluk, insanlardan uzaklaşma, idealler, yaratıcı arzular, sağlığa, görünüşe, zihinsel becerilere yönelik kaygılı bir ilgi gibi özellikler gösterilebilir.126

Narsisist kişilik, klinik olarak, sosyal özürlü olan ve kendini, korktuğu kişilere kontrol altında tutmak için elindeki gücü kullanmaya yetkili gören, hayal dünyasında yaşayan; kendisini sürekli olarak, çevresindeki insanlardan üstün gören ve bunun kabul edilmesini arzulayan kimselerde görülen zihinsel bir bozukluk olarak tanımlanabilir.127

Bu tarz kişilerin, çok gelişmiş ben merkezcilik duygularının olduğu söylenir. Ayrıca, bu kişiler, kendilerinde olmayan bir şeye sahip gibi görünen ya da yaşamaktan zevk alan kişilere karşı kıskançlık duyarlar. Bunlar, sadece sevgi derinliğinden yoksun olmakla kalmayıp, aynı zamanda diğerlerinin kendilerine karşı besledikleri duyguları da anlayamazlar.128

125

Hirigoyen, a.g.e., s. 138.

126

Karen Horney, Psikanalizde Yeni Yollar, çev. Selçuk Budak, Ankara: Öteki Matbaası, 1999,s. 74.

127

Davenport, Schwartz ve Elliott, a.g.e., ss. 42.

128

Haset, kıskançlık, büyük hedefler meydan okumalar mobbingin temel nedenleridir. Tüm bu özellikler, aynı zamanda narsisist kişiliğin de özelliklerindendir. Bu tarz kişiler işyerinde diğerlerinin, daha iyi çalışmasına, daha iyi bir dış görünüşe sahip olmasına veya daha çok sevilmesine içerleyebilirler. Başka kişilerin yeteneklerinden, yüksek performansından korkup bu kişilere meydan okuyabilirler. Bu durum da kişinin eşitlerine, astlarına mobbingi başlatmasına neden olabilir.129

Sonuç olarak, narsisst kişiliğe sahip bireyler, basamakları kendi performansları ile çıkmak yerine yollarına çıkanları yok ederek yükselmeye çalışırlar. 130

Yönetsel liyakate sahip olmama

Yönetimde liyakat kavramı, birbirine benzer iki farklı olguyu ifade etmek için kullanılır. Birinci anlamı, işe en uygun kişinin seçilmesidir. İkinci anlamı ise, belli özellikleri olan bir personel sistemidir. Daha geniş bir ifadeyle liyakat, bir göreve girişin ve hizmet içinde yükselişin; “işe uygunluk” ve “performans” ölçütüne bağlandığı, ücret ve diğer çalışma koşullarının hizmetin etkinliğine ve sürekliliğine katkıda bulunduğu bir personel sistemidir. Bu bağlamda, işe en uygun kişinin seçilmesi bakımından bilgi, görgü, kültür ve fiziksel beceri önem arz eden, rasyonel bir personel sisteminin kurulması amaçlanmalıdır.131

Yöneticilerin de yönetsel liyakate sahip olması gerekir. Yöneticisi olduğu kuruluş ve ilgili kuruluşun faaliyet alanlarına ilişkin teknik, kavramsal, beşeri beceri ve yönetsel bilgilerden yoksun kişiler, çalıştıkları kuruluşun gelişimine katkıda bulunamazlar. Çünkü, bu tarz yöneticiler, kuruluşların ekonomik ve sosyal yönlerden gelişimi için gerekli verimlilik, kalite, etkinlik geliştirme gibi stratejilerden yoksundurlar. Bunun sonucu olarak da, çalışanların geliştirdiği fikirleri değerlendirme becerisinden yoksundurlar.132

129

Davenport, Schwartz ve Elliott, a.g.e., ss. 42.

130

Davenport, Schwartz ve Elliott, a.g.e., ss. 42.

131

Namık Kemal Öztürk, “Liyakat Sistemini Korumanın Farklı Bir Yolu: Liyakat İlkesi Koruma Kurulu”, http://www.canaktan.org/din-ahlak/ahlak/meritokrasi/liyakat_sistemini_koruma.htm, 13.04.2004.

132

Ali Akdemir, Yönetici Engeli: Organizasyonlarda Yöneticilerin Üretkenliği, İşgörmeyi ve

Mobbingcilerin eylemlerinin, hayata ve farklılıklara değer vermemelerinden, sahtekarlık ve numaracılıklarından, şişirilmiş benlik algısı yani kendilerini büyük gösterme gereksinmelerinden kaynaklandığı ileri sürülür. Ayrıca mobbingcilerin kişiliği aşırı kontrolcü, korkak, nevrotik ve iktidar açlığı gibi niteliklerle tanımlanır.133 Hareketlerinin çoğu, güvensizlik ve korkudan doğan kıskançlık, nefret ve saldırganlık şeklindedir.134

Leymann'a göre, insanlar, kendi eksikliklerinin telafisi için, mobbinge başlarlar. Kendi adları ve konumları adına duydukları korku ve güvensizlik onları başka birini küçültücü davranmaya iter.

1.4.1.2. Mobbing yapılanların (kurbanlar) kişiliği ve psikolojileri

Kurbanların kişisel özellikleri mobbinge hedef olmalarına neden olabilir.135 Araştırmacılar, bir kimsenin karakterinin, davranışının, tavırlarının ya da içinde bulunduğu koşulların, kişiye mobbing yapılmasında önemli olup olmadığı konusunda, tıpkı mobbing tanımında olduğu gibi farklı görüş içindedirler. Yapılan araştırmalar, mobbinge hedef olan kişilerin, yani kurbanların genelde üstün özelliklere sahip oldukları için mobbinge maruz kaldıklarını göstermiştir.136

Mobbinge maruz kalanlar, mobbingcilerin inandırmak istedikleri gibi hastalıklı veya zayıf insanlar değildir. Aksine; mobbinge hedef olanlar, üstlerinin her istediğini yapmayan ve kendini kullandırmayan insanlardır.137

Özellikle yaratıcı kişiler, yeni fikirler ürettiği için mobbinge daha fazla hedef olarak görülür. Çünkü, bu tür kişiler, mobbingcinin gözünde üst pozisyonlar için önemli bir tehdit oluşturur.138

Zeki, yetenekli, yaratıcı, başarılı, dürüst, güvenilir ve işine bağlı bu kişiler mesleki kariyerlerinde ilerleme potansiyeline sahiptir. Politik davranmayan bu kişilerin, örgütlerine bağlılıkları son derece gelişmiştir. Bu kişiler, işleriyle

133

Davenport, Schwartz ve Elliott, a.g.e., s. 38.

134

Hasan Tutar, a.g.e., s. 40.

135

Tutar, a.g.e., s. 98.

136

Davenport, Schwartz ve Elliott, a.g.e., ss. 50-51.

137

Hirigiyon, a.g.e., s. 64.

138

özdeşleşmişlerdir ve çevrelerinde işkolik olarak görülürler. İşlerine olan bu bağlılıkları, işlerine kendilerini adamaları, bu kişilerin mobbingin hedefi olmalarında önemli nedenlerdir.139