• Sonuç bulunamadı

2.4. KİŞİLİĞİN KATMANLARI VE TEMEL ÖZELLİKLERİ

2.5.2. Kişilik Tipleri

2.5.2.1. Jung’ın Kişilik Tipi

Yönetim alanında en yaygın olarak kullanılan Jung’un kişilik tipolojisidir. Jung, iki boyutta dört ayrı özellik belirleyerek bunlardan 16 değişik tip oluşturmuştur.474

Dışa dönüklük-İçe dönüklük: Bireyin iç dünya ile dış dünya arasındaki tercihini belirler.

Duyumsama-Sezgisellik: Bireyin çevresinde dünya hakkındaki bilgileri nasıl elde ettiğini belirler.

Düşünme-Hissetme: Bireyin kararlarında objektif kriterler ve mantık ile sübjektif kriterler ve hisler arasındaki tercihini gösterir.

Yargılama-Algılama: Bireyin daha düzenli bir yaşam tarzı ile, daha esnek bir yaşam tarzı arasındaki tercihini belirler.

Jung’un kişilik tipleri teorisine göre, bireylerin bilişsel tarzlarını etkileyen üç temel boyut bulunur. Bunlar;475

472

Türkel, a.g.e, s. 36.

473

Erdoğan, İşletmelerde Davranış, s. 258.

474

Zel, a.g.e, s. 39.

475

1. Bireyin hayat bakış açısı 2. Bireyin dünyayı kavrama şekli

3. Bireyin dünya hakkındaki sonuçlara ulaşma şekli olarak sıralanır.

Birinci boyutta “dışa dönük” kişilik özelliği taşıyan bireyler, kendi iç dünyalarındaki fikirlere yoğunlaşırlar. İkinci boyutta, beş duyu organını çok iyi kullanabilen bireyler “duyumsayanlar (sensing)” sınıfına girer. Buna karşılık sezgilerini kullanan bireyler “sezgiseller (intuition)” sınıfına girer. Son boyutta düşüncelerden faydalanarak kara veren bireyler “düşünenler (thinking)”, duygularından hareket edenler ise “hissedenler (feeling)” olarak sınıflandırılır.476

İçe Dönükler ( INTROVERTS)

Dışa Dönükler (EXTROVERTS)

ISTP ISTJ ESTJ ESTP

Düşünenler (THINKERS)

INTP ISFJ ENTJ ESFP

Duyumsayanlar (SENSORS)

ISFP INTJ ESFJ ENTP

Hissedenler (FEELERS)

INFP INFJ ENFJ ENFP

Sezgiseller (INTUITIVES) Algılayanlar (PERCEIVER) Yargılayanlar (JUDGER) Algılayanlar (PERCEIVERS) Yargılayanlar (JUDGERS)

Tablo 2: Jung’un Kişilik Tipleri

Jung’a göre, içe ve dışa dönük tipler, kişiliğin duyum, duygu, sezgi ve düşünme gibi temel işlevlerine göre biçim alırlar. Bireyin içinde bulunduğu ortama, kültür ve zihinsel gelişme düzeyine göre bu işlevlerden biri ön plana geçer, kişilik üzerinde daha etkili rol oynar. Böylece ağırlık kazanan işlev diğerlerini örter, geri planda, gölgede bırakır. Ağırlık kazanan işlev, kişiliğin bilinçli yanını oluşturur. Genel olarak

476

gölgede kalan işlevlerden biri, üst işleve yardımcı olur. Geri kalan iki işlevden üçüncüsü arada sıkışmış, dördüncüsüyse gelişmemiş olup, denetim dışı kalmıştır.477

Jung’a göre, kişiliğin gelişip olgunlaşması, sözkonusu dört işlevin bilinç düzeyine çıkmasına, bilinçli olmasına bağlıdır. Kuramsal olarak tasarlanan bu durum ancak ulaşılması gereken bir amaçtır. Günlük yaşamda böyle bir kişilik yapısına rastlama olasılığı ya hiç yoktur ya da enderdir. İçe dönüklük veya dışa dönüklük, kişilik gücünün yöneliş biçimidir. Bu güç doğuştan vardır; amacı, üstün olan ruhsal işlevi belirlemek ve geliştirmektir. Genel olarak her kişilik yapısında, denge durumunda olan içe ve dışa dönük özellikler vardır. Bilinç dışa dönük olduğu zaman, bilinç dışı içe dönüktür. Ya da bunun tam tersi sözkonusudur. Değişik tiplerin özellikleri, kişiler arası ilişkilerde, evlilik sorunlarında, ana-baba çocuk çatışmalarında, insanlar arası sürtüşmelerde, hatta toplumsal ve siyasal olayların ortaya çıkmasında önemli rol oynar.478

Gerçek yaşamda işlevlerin iki boyut üzerinde dağılmış karışımları bulunur. His, duydu, sezgi ve düşüncenin oluşturduğu eksen üzerinde karma durumlar ortaya çıkar. İçe ve dışa dönük kişilik yapısının özellikleri bulunur. İçe dönük tip, bazen insanlarla olmayı severler ancak tek başlarına yapabilecekleri etkinliklere gerek duyarlar. Yalnız kalıp okuyabilecekleri, düşünebilecekleri ya da sessizlik içinde oturabilecekleri zamana ihtiyaçları vardır. Az sayıda insanla buluşmayı yeğlerler ve insanlarla bire bir ilişkide daha iyidirler. Diğer insanlardan haber alana kadar bekleme eğilimindedirler. İçe dönük düşünmek daha çok hoşlarına gider. Çekingendirler ve kolayca seslerini yükseltmezler. Çabuk arkadaşlık kuramazlar ama dostlarına değer verirler. Diğer insanlarla olduklarında fikir belirtmeden önce düşünecek zamana gereksinim duyarlar. Eyleme geçmeden önce düşünmeyi severler; bazen zamanında eyleme geçemeyebilirler. Kişiliklerinin büyük kısmı gizli kaldığı için tanımak daha zordur.479

Dışa dönük tip, nesnelerle kolay ve uyumlu bağlantı kurar. Nesnelere değer vererek düşünür. Eylemlerini nesnelere göre düzenler. İlgisi özneden çok nesneye bağlıdır. Kendisinin dışındaki dünyaya daha çok ilgi duyar. İçinde yaşadığı ortamın 477 Zel, a.g.e, s. 40. 478 Zel, a.g.e, s. 41. 479 Zel, a.g.e, s. 41.

ortak kurallarına ve değerlerine kolay ve çabuk uyum gösterir. Bu gibi durumlarda insan kendi iç dünyasının derinliklerinde bulunan duygu ve düşünceler bilinçli duruma çıktığında, tanımadığı duygu ve düşünceleri çevresindeki nesnelere yansıtır. İnsanın iç dünyasından çevreye yansıyan ve içerik bakımından kişiye yabancı olan durumların ahlak kurallarıyla karşılaşması sonucu, kişilikte karşıt bir gücün oluşmasına neden olur.480

Dışa dönük tip, insanlarla çalışmayı sever ve onlar olmazsa kendilerini yalnız hissedebilir. Grup faaliyetlerinden hoşlanır. Genellikle konuşkan ve dost canlısıdır. Uzun süre yalnız kalmaktan hoşlanmaz. Herkes hakkında haber almaktan hoşlanır. İlgi alanları geniş ve dışa dönüktür. Genellikle düşündüklerini söyler ve kolayca arkadaşlık kurabilir. Enerjilerini diğer insanlarla etkileşimden sağlarlar. Diğer insanlarla olduklarında duygularını ve düşüncelerini kolay ifade ederler. Dürtüsel davranırlar; eyleme geçtikten sonra düşünürler. Kendileri ve görüşleri hakkında kolayca konuşurlar.481

Jung’a göre kişilikte bulunan dört işlevden birinin gelişmesi ergenlik çağı sonunda tamamlanır. Ancak bu çağda olup kişilik gelişmesini tamamlamamış insanlar da vardır. Bu bireyler tutarsız davranırlar, dengesiz ve düzensizdirler. Her an değişme gösterirler. Gelişmiş bir kişilik yapısında dört işlevden en az üçünün bilinç yüzeyine çıkması gereklidir. Genellikle içe ve dışa dönüklükte uçlara yakın bulunan kişilerde nevrotik yakınmalar ve belirtiler ortaya çıkar.