• Sonuç bulunamadı

Örgüte Bağlılık ve Örgüte Yabancılaşma Açısından Etkisi

1.6. MOBBİNGİN SONUÇLARI

1.6.2. Örgütsel Açıdan Sonuçları

1.6.2.4. Örgüte Bağlılık ve Örgüte Yabancılaşma Açısından Etkisi

Kurumlar için mobbing kanser gibidir. Habis hücreden başlayarak bütün yaşamsal organlara büyük bir hızla şıçrar. Mobbing kurum kültürünün kötü bir parçası olmadan gerekli önlemler bir an önce kurum tarafından alınmalıdır.

Mobbinge maruz kalan kişiler örgütleri tarafından görmezden gelinirse, bu durum mobbing yapana daha çok cesaret verir ve yapılan hareketler daha saldırgan bir hal alır. Kişinin çalıştığı örgüt, bu davranışları sona erdirmeyip hatta hoş görmeye

334

Daniel Katz ve Robert L. Kahn, Örgütlerin Toplumsal Psikolojisi, çev. Halil Can ve Yavuz Bayer, Ankara: TODAİE Yayınları, 1977, s. 71.

335

Verimlilik Dergisi, Ankara: Milli Prodüktivite Merkezi Yayını, Cilt 18, Sayı: 1, 1989, s. 24.

336

Cowie ve diğerleri, a.g.m., ss. 160-179

337

başlarsa kurban kendini giderek daha yalnız ve çaresiz hisseder. Yalnız kalan mobbing mağduru giderek örgüte yabancılaşabilir.

Mobbingin kurban üzerindeki en olumsuz etkisi, onu tüm örgütsel kural ve süreçlere karşı yabancılaştırmasıdır.339 Güçsüzlük, süreci bütünlüğü içinde algılayamama, yalnızlaşma, ve kendi özüne karşı yabancı hissetme şeklinde özetlenebilecek davranışlar ortaya çıkar.340 Kurban ait olduğu örgütün kültürel değerlerine ve rol dağılımına karşı ilgisini kaybeder; değer ve normları anlamsız görür. Söz konusu süreci sonunda kurban kendini güçsüz, yalnız, yalıtılmış hisseder. Bu durum kişiyi örgütsel yabancılaşmaya iter.341

Yabancılaşma kavramını ilk tanımlayanlardan birisi olan Hegel’e göre “yabancılaşma”, insani etkinliklerin, insanın yaşadığı çevre içinde bulunduğu koşullar arasında varolan uyumsuzluğudur .342 Sosyolojik anlamda “yabancılaşma”, kişinin, çalıştığı örgüte, içinde yaşadığı toplum ve toplumun kültürel değerlerine karşı ilgisiz olması,bunları anlamsız görmesi ve kendisini yalnız hissetmesi olarak tanımlanabilir. Psikolojik açıdan “yabancılaşma” ise, mobbing nedeniyle bireyin, örgütüne karşı duyduğu ilgisizliğin, kayıtsızlığın, işiyle ve işyeriyle bütünleşememesinin getirmiş olduğu bir uyumsuzluk hali olarak tanımlanır.343

Yabancılaşma, kendini boşlukta hissetme veya değersizleşme duyguları ile beslenen toplu öfke, toplumun alt kesimlerinde ani şiddete dönüşebilir.344 Yabancılaşmış insan, yaşamının anlamını ve nedenini kaybetmiş olarak görülür. Mobbing sonucunda kurban, örgütsel amaç ve hedeflere karşı ilgisiz kalır ve örgütsel kurallara uyum sağlamada isteksizleşir. Bu durum, çalışanın hem iş tatminini hem de işe bağlılıklarını azaltır.345

338

Arpacıoğlu, “Türkiye’de Zorbalık Bir Çalışma Biçimi”, http://www.insankaynaklari.com, 02.03.2005.

339

Barlas Tolan, Çağdaş Toplumun Bunalı: Anomi ve Yabancılaşma, Ankara: İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Yayınları, 1981, s. 184.

340

Tutar, a.g.e., s. 60.

341

Tutar, a.g.e., s. 61.

342

Tolan, Çağdaş Toplumun Bunalımı: Anomi ve Yabancılaşma, s. 76.

343

Tutar, a.g.e, ss. 121-122.

344

Doğu Ergil, a.g.e., ss. 40-41.

345

Çalışanların işlerinden tatmin olmaları, onların örgüte olan bağlılıklarını artırır. “Örgütsel bağlılık” ise, kişinin örgütsel süreçlere uyum sağlayamaması anlamına gelen yabancılaşmayı önler.346

Örgütsel bağlılık, çalışanların verimliliklerini ve işyerlerinden ayrılma niyetlerini etkileyen önemli bir unsur olarak görülür. Örgütsel bağlılık, işgörenin işletmesine karşı olan sadakat tutumu ve çalıştığı işletmenin başarılı olabilmesi için gösterdiği ilgidir. 347

Çalışanlara tanınan fırsatlar, kariyer gelişim fırsatları, iş güvenliği gibi faktörler aynı zamanda örgütsel bağlılığı etkiler.348 Çalışanların örgütsel bağlılıklarını artırmak

için, onları anlamlı bir iş yaptıklarına inandırmak, yaptıkları işin önemini takdir etmek, işlerini sevmelerini sağlamak ve onları verilen işi yapan bir üretim faktörü olarak değil, üretime katılan, inceleyen, araştıran, düşünen bireyler olarak görmek gerekir. Ayrıca, çalışanlara adil davranılması, onların yaratıcılıklarını geliştirmelerine yardımcı olunması ve yönetim kademesi ile çalışanlar arasında iyi bir iletişim sisteminin oluşturulması gerekir.349

Örgütsel bağlılık sayesinde, kişi işinde yüksek verim gösterir ve örgüt hedefleri ile kendi hedeflerini uyumlu hale getirir. Kişi sadece aklı ile değil duygularıyla da örgüte bağlanmış olur.350

İnsanın doğal dünyasından koparılıp, mekanik süreçlere dahil edilmesi, insandan çok nesnelere önem verilmesi de kişinin örgüte yabancılaşmasına neden olabilir.351 Kendisine değer verilmediğini düşünen insan, mobbingin de etkisiyle örgüte yabancılaşabilir.

346

Tutar, a.g.e., s. 120.

347

Azmi Yalçın ve Fatma Nur İplik, “Beş Yıldızlı Otellerde Çalışanların Demografik Özellikleri İle Örgütsel Bağlılıkları Arasındaki İlişkiyi Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma: Adana İli Örneği”,

Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 14, Sayı: 1 (2005), ss. 395-401.

348

Yalçın ve İplik, a.g.m., s. 397.

349

Yalçın ve İplik, a.g.m., 399.

350

Tutar, a.g.e., s. 120.

351

İKİNCİ BÖLÜM

2. KİŞİLİK: ÖRGÜTSEL YAŞAMDA ÇALIŞANIN KİŞİLİĞİ, KONUNUN GEÇMİŞİ, TANIMLANMASI, ÖZELLİKLERİ, ÇEŞİTLİ KİŞİLİK

KURAMLARI VE TİPLERİ

2.1. ÖRGÜTSEL YAŞAMDA ÇALIŞANIN KİŞİLİĞİ

Örgüt, belirlenmiş bir amaca ulaşmak için bir araya gelmiş bireylerden oluşur. Bireyler örgüte katıldıklarında kendi kişiliklerini ve sosyal görgülerini de beraberlerinde getirirler. Yani örgüt, örgüt üyeleri arasındaki etkileşim ve sosyal ilişkilerden oluşturulan bir sistemdir.

Hangi amaçları gerçekleştirmek için kurulmuş olurlarsa olsunlar insanların değişik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla insanlar tarafından kurulmuş olan örgütler, çalışan insanların işbirliğini sağlamayı ve onların işbirliğinden yararlanmayı amaç edinen sistemlerdir.352

Değişen ve gelişen teknolojilerle beraber ortaya çıkan yeni üretim süreçleri ve iş yapılarında en ufak bir ihtimalin maddi faturasının büyüklüğü örgütlerde insanın önemini her zamankinden daha çok hissettirmektedir. Bu nedenle “insan” faktörü örgüt başarısı için çok önemlidir.

Ekonominin çekirdeğini işletme, işletmenin çekirdeğini ise insan oluşturur. Bu nedenle insan unsurunun işletme içindeki yerini ve önemini çok iyi bilmek gerekir.353

İşletmelerde insanı kritik yapan neden, ancak onların başarısıyla işletmenin başarılı olabileceğidir. Teknolojideki hızlı gelişimler, yeni rakiplerin ortaya çıkması, kamu kuruluşlarına getirilen sınır ve yasaklamaların kaldırılması çok büyük değişimlere neden olmuştur. İş sürecinin niteliği, organizasyonlar, pazarlar, kullanılan yapılar ve iş stratejisini belirleyen kişilerin sayısı ve çeşidi sürekli

352

Cemile Gürçay ve Güler Tozkoparan, “Örgüt Kültürü ve İklim”, Anadolu Üniversitesi Açık

Öğretim Fakültesi Dergisi, T.C Anadolu Üniversitesi Yayınları No 912, Cilt 2, Sayı 1, 1996,s . 71-

82.

353

değişmektedir. İnsan kaynakları, tüm bunlardan hem etkilenen, hem de tüm bunları etkileyen bir konumdadır.354

Günümüzde işletmelerde çalışanlar denilince yalnızca yöneticilerin, ya da girişimcilerin verdiği işi aynen yapan kişiler değil, aynı zamanda belirli standartları değiştiren, bunun için yaratıcılıklarını, hayal güçlerini öne çıkaran kişiler akla gelmelidir.355

İnsanların yaratıcılıklarını kullanabilmeleri, işlerinde başarılı olabilmeleri için örgüt içindeki diğer insanlarla anlaşabilmesi gerekir.

İşletmelerin amaçlarına ulaşmalarını sağlayan mal ve hizmetleri makineler değil, insanlar yapar. Örgütün ana unsuru olan insanı, psikolojisini ve ilişkilerini tanımadan ona örgütün amaçlarını benimsetmek mümkün değildir. Bu yüzden insan öğesinin işletme içindeki yerini ve önemini çok iyi bilmek gerekir.356

İnsan işletmenin hem amacı hem de aracıdır. İşletmeler insanlar için kurulurlar, insanlar tarafından çalıştırılırlar ve yine insanlar aracılığı ile yönetilirler. İnsanı tanımadan onun zevk, tercih, yetenek ve ihtiyaçlarının bilmeden örgütü yönetmek mümkün değildir.357

Sürekli değişen dünyamızda işletmelerin yaşamlarını idame ettirebilmeleri için mutlaka mevcut standartları değiştirmeleri ve geliştirmeleri gerekli olduğuna göre, işletmelerde demokratik bir atmosferin oluşturulması gerekir. Çünkü farklı kişilikteki insanların bir arada uyumlu bir şekilde çalışmasını sağlamak demokratik bir iş atmosferi ile mümkün olabilir.

Belirli bir grup içinde yer alan bireylerin kişisel özelliklerinden söz edildiğinde bazılarının bireycil, bazılarının sosyal, bazılarının başarılı, bazılarınınsa ekonomik olduklarına işaret edilerek, bu yönleri ile kişilerin genel değerlemesi yapılır. Bu özelliklerin her biri kişilik özelliklerinin bir sonucu veya bir bölümü olarak düşünülür.

354

Ali Akdemir, Düşünceden Uygulamaya Temel İşletmecilik Bilgileri, İstanbul: Türkmen Kitabevi, 2003,s. 8.

355

Akdemir, Düşünceden Uygulamaya Temel İşletmecilik Bilgileri, s. 8.

356

Özcan Yeniçeri, İşletme 1, Ankara: Tutibay Ltd. Şti., 1995, s. 27.

357

“Kişilik”, kişinin özelliklerini ortaya koyan hususların tümünün oluşturduğu bir sistemdir. Birey sahip olduğu özelliklere dayanarak, kendini başkalarından ayıran öğeleri ortaya koyar. Bireyin kişiliği, onun bir işe veya örgüte uyumunda birinci derecede rol oynar. Bu bakımdan, iş başarısı açısından kişiliğin önemi büyüktür. Bir birey, çalışma ortamında, farklı ve üstün nitelikleri olsa bile, başkalarıyla birlikte çalışacaktır. Eğer kişiliği buna müsait değilse, kendisinden bekleneni veremeyebilir. Bu nedenle, kişilik hakkında bilgi edinmek örgütler açısından yararlı olacaktır.358

İnsan hem karar veren hem de uygulayan olması özelliği nedeniyle işletmelerde en önemli kaynağı teşkil eder.

İnsan kişiliğinin önceden belirlenmesi işletmelerde iyi ilişkilerin kurulması, işletme amacının gerçekleştirilmesi, haberleşme, motivasyon gibi konularda da yardımcı olur.359

Hem örgütsel yaşamda hem de özel yaşamda kişilik oldukça önemli bir husustur. Hatta, Yunus Emre “Ya göründüğün gibi ol yada olduğun gibi görün” sözü ile kişilikli olmanın önemine işaret etmiştir.