• Sonuç bulunamadı

HUN ÇİN İLİŞKİLERİ VE HUNLARIN ÇİN POLİTİKAS

2.1. HUN-ÇİN İLİŞKİLERİ

2.1.4. Mo-tun (Mete) Kağan’ın Üvey Annesiyle Mücadeles

Mo-tun’un şan-yü45 olmadan önceki hayatına ait bilgiler oldukça sınırlıdır. Mo- tun’un Çin yıllıklarında yer alması babası Hun şan-yüsü olan T’ouman (Tuman/Teoman) Han ile olan mücadelesiyle başlamaktadır. Çinliler, Mo-tun hakkındaki bilgileri, Çinli komutanların raporlarının dışında doğrudan Hunların kendilerinden elde ettikleri görülmektedir. Hun ülkesine giderek Mo-tun hakkında bilgi toplamak, uzman bir Çin

44 Ma-yi: Çin seddi yakınlarında kuzey Şansi eyaletinde bir şehirdir (Baykuzu, 2012:64). 45 Şan-yü, sonsuz büyüklük yücelik genişlik anlamlarına gelen bir ünvandır (Karakaş, 2016:209).

54

casusluk teşkilatının varlığını zorunlu kılmaktadır. Çinli casusların Mo-tun hakkında Çin imparatorlarına verdikleri bilgiler özetle şu şekildedir.

T’ouman Han’ın ilk eşinden Mo-tun (Mete) adını verdikleri bir oğlu olmuştur. Küçüklükten babasının gözüne girmiş olan bu oğul, babasının da çok sevdiği bir kişidir. Fakat bu sevgi T’ouman’ın yeniden evlenmesine kadar sürmüştür. T’ouman şan-yünün yeni eşinden de bir erkek çocuk dünyaya geldi. Bu kadın Mo-tun’un asıl veliaht olduğunu bildiği için bir şekilde onu bertaraf ederek saltanattan uzaklaştırmak ve yerine kendi oğlunu hükümdar yapmak için çalışmıştır. Babasının Mo-tun’a olan sevgisini azaltmak için elinden geleni yapmıştır. Hatta daha da ileri giderek babasının yerine Mo-tun’un üvey kardeşini Hun tahtına oturtabilmek adına veliaht olan Mo-tun’a iftira atmaktan geri kalmamıştır (Bayrak, 2002:26).

Mo-tun ise kendisine yapılmakta olan iftiraların ve oynanan oyunların farkındadır. Oldukça hırslı bir yapıya sahip olan üvey annesi, hedefine ulaşabilmek için çeşitli entrikalara başvurmuştur. Eğer Mo-tun Yüeçilere46 rehin verilip üzerine bir de onlara savaş açılırsa, Yüeçiler ellerinde rehin bulunan veliaht Mo-tun’u öldürerek intikam alacaklardır. Bunun böyle olacağını bilen üvey anne Yüeçiler ile yapılacak bir savaşta Mo-tun’un öldürüleceğinden emindir (Gömeç, 2012a:59). Kendilerinden daha güçlü olan Yüeçilere oğlunu rehin göndermek için T’uman Şanyü’yü ikna etmeyi başarmıştır (Güngör, 1992: 17). T’ouman oğlunu Yüeçilere rehin olarak göndermiştir. Yen-chi’nin çevirdiği entrikalara inanan şan-yü oğlunu Yüeçilere rehin verdikten hemen sonra onlara saldırmıştır. Bu saldırı ile amacı onlara üstünlük kurmaktan çok ellerinde esir bulunan oğlu Mo-tun’u öldürmelerini sağlamaktır. Yüeçiler de buna mukabil Mo-tun’u öldürmek istemiş fakat Mo-tun onlardan bir at çalıp kaçmış ve ülkesine geri dönmüştür (Türker, 2013a:38). Mo-tun’un Yüeçilerin yanında ne kadar süre tutsak kaldığı bilinmemektedir (Gömeç, 2012a:59).

Hunların Yüeçilere saldırması Yüeçilerin baskısıyla değil, bizzat T’ouman’ın kendi isteğiyle gerçekleştirmiş bir hadisedir. Bu durum Yen-chihnin devlet yönetiminde alınan kararlarda ne denli etkisinin olduğunu göstermesi açısından oldukça önemlidir.

46 Yüeçiler’in bir diğer adı olarak kabul edilen Yuveş kelimesi, Türkçede dövüşken anlamına gelmektedir

55

T’ouman, üvey olan küçük oğlunu veliaht yapabilmek için çok sevmesine rağmen öz oğlu Mo-tun’u bile feda edebilecek bir seviyeye geldiği fakat bunu açıktan açığa yapmak yerine dolaylı yollardan yapmayı tercih ettiği görülmektedir. Direkt olarak oğlunu öldürmek yerine vasıtalar kullanarak bunu yapmak istemiştir (Gürün, 1981:114). Ancak töreler, devletin ileri gelen beyleri ve halkın tepkisi buna engel teşkil etmektedir. Çünkü Türk töresine göre hükümdarın ilk eşinden doğan çocukları tahtın varisidir. Eğer varis olan bu çocuklar, hasta ya da özürlü iseler o vakit tahta varsa amcalarından birinin geçmesi icap etmektedir (Koca, 2002:691). Bu duruma göre üvey kardeşin tahta çıkması oldukça zordur. Ancak bir entrika sonucu bu iş gerçekleşebilirdi. Bunun için de sebepler oluşturulmaya çalışılmıştır.

Mo-tun babasının niyetini ve amacını iyi bildiğinden, kendi adına çalışan casusları aracılığıyla babasının Yüeçilere saldıracağını haber almış ve gafil davranmayarak zamanında bir manevra ile Yüeçilerin elinden kaçmıştır. Babası Mo-tun’u gördüğüne sevinmiş ve böylesine becerikli, yiğit bir evlada sahip olduğu için gururlanmıştır. Fakat üvey anne faktörü hala etkilidir. Mo-tun geri geldikten sonra da üvey annesiyle mücadelesi devam etmiştir. T’ouman shan-yü, Yeni eşinin etkisinde kalarak devlet ve milletin bekası için tehlikeli adımlar atmaya başlamıştır. Mo-tun kağanlıktan vazgeçse bile halk ve aksakallılar bunu kabul etmeyerek meşru varis varken üvey kardeşin kağan olmasına müsaade etmeyeceklerdir. Bu durum devletin bekasının tehlikeye girmesi anlamına gelmektedir. Bu sebepten dolayı Mo-tun, tahttaki hakkını aramaya devam ederek kafasındaki planı uygulama yoluna gitmiştir. T’ouman, yaptığı kahramanlığın ödülü olarak oğlunu on bin kişilik atlı bir tümenin başına geçirmiştir. Fakat bu durum, ölümünün bu birliğin elinden olacağı gerçeğini değiştirmemiştir. (Gömeç, 2012a:59).

Sonuçta Mo-tun’a karşı düzenlenen bu komploda üvey annesi ve babası istediklerini elde edememiş, yaptıkları hatayı da kendi canlarıyla ödemek durumunda kalmışlardır. Babasını, üvey annesini ve üvey kardeşini öldüren Mo-tun (M.Ö. 209-174) Hun tahtına oturarak, 35 yıl kağanlık yapmıştır. Çinli tarihçiler ve batılı kaynakların Mo- tun’un atalarının da değer vermiş olduğu “at” ve “hatun” gibi değerleri hiçe sayarak onları gözünü kırpmadan öldüren acımasız bir kişi gibi gösterme çabaları vardır. Fakat bunun öyle olmadığı açıktır. Buna mukabil savaş meydanlarında yanında yer alan eşiyle diplomatik girişimleri müzakere ederek, eşinin düşüncelerini de dikkate alan bir kağan olduğu Pei-teng kuşatmasında görülecektir.

56

Mo-tun’un üvey annesinin hangi topluluktan olduğu hala tartışma konusudur. Kendi oğlunun tahta geçmesini isteyen hırslı bir üvey anne olabileceği gibi çevirdiği entrikalarla Hunlarda taht kavgalarını körükleyerek devleti güçten çökertmeye çalışan çinli bir prenses olma ihtimali de vardır.