• Sonuç bulunamadı

ÇİN HANEDANLARININ HUNLAR ALEYHİNE YAPTIĞI FAALİYETLER

3.1. ÇİN’İN HUNLARI YIPRATMA ÇABALAR

3.1.2. Çin’e Sığınan Hunlardan Yararlanma

Hunlardan Çin’e kaçarak sığınanlar genelde şan-yü ile anlaşamayan yabgulardır. Şahsi menfaatlerini milletin menfaatlerinin önünde tutan kişiler, Çine sığınarak Hunların aleyhinde istihbari bir takım bilgiler sızdırmışlardır. Aynı durum Hunlardan sonra kurulan Türk devletlerinde devam etmiştir. Göktürk yazıtlarında devletin ilk bölünme döneminde bir kısım beylerin Çin ile iş birliği yaparak devleti nasıl parçaladıklarını ve öz kimliklerinden uzaklaşarak kendi menfaatlerini milletin menfaatinin önüne geçirerek nasıl milletin esaretine sebebiyet verdiklerinden sitayişle bahsedilmektedir (Turan, 1969:91).

M.Ö. 700 yıllarında Cong (Jung) Hunları şan-yüsü Çin imparatoru Mu’nun azametini duyunca Çin’e durum tespiti yapmak üzere elçi göndermiştir. Çin imparatoru Mu, oldukça bilgili olan bu elçiyi geri göndermeyerek Cong Hunları hakkında detaylı bilgi almak istemiş fakat vezirleri bu işi direkt yapmanın zorluğundan bahsederek hileyle bu sefiri elde etmenin mümkün olacağını söylemişlerdir. Bunun üzerine elçi ülkesine dönmeden Cong Hunları hükümdarına Çinli kadın şarkıcılar göndermiştir. Ülkesine döndükten sonra vaziyetten şekva eden elçi, Hun hakanının hiddetine maruz kalarak Çin’e sığınmak zorunda kalmıştır. Uygulanan entrika neticesinde bilgili elçi ele geçirilmiş ve onun yol göstermesi ile Cong Hunlar mağlup edilerek ellerindeki topraklar zapt edilmiştir (Orkun, 1938a:13).

60 Çin elçisi Su-Wu, daha sonraki Çin tarihi kayıtlarında ve edebi kaynaklarda sadakat ve cesurluk timsali

75

M.Ö. 126 yılında Kün-çin şan-yü ölünce yerine kardeşi İ-ti-şa 61 (M.Ö. 125-114)

geçmiştir. Bu kişi Kün-çin şan-yünün veliahdı olan yeğeni Yü-tan yabguya saldırmış, Yü- tan Yabgu da amcasından kaçarak Han’a sığınmıştır. Bu durum, Çin imparatorluğu için büyük bir fırsatı ayağına getirmiş oluyordu. Fakat birkaç ay sonra ölmüştür (Onat, Orsoy ve Ercilasun, 2004:25; Gömeç, 2012a:111). Çin kendisini koz olarak kullandıktan sonra Yü-tan Yabgu’nun artık işine yaramayacağına kanaat getirip öldürmüş te olabilir. M.Ö. 121 yılında Çince adı Çin mi-de olan şehzade Hun Han’ı Sigud Soga Han’ın oğluydu. Çin İmparatoru Han Wu-ti döneminde ailesiyle birlikte Çin hanedanlığına esir düşen Çin mi-de’nin tecrübelerinden yararlanmak istemiş ve ondan savaş atlarının ve atlı askerlerin Hun savaş taktiklerine göre yetiştirmesini istemiştir (Ziyai, 2010: 903). İmparator Hunları kendi silahıyla vurmak istemiş, bu nedenle esir düşen Hun şehzadesini kullanarak tecrübelerinden istifade etmiştir. Yine aynı yılın son baharında (M.Ö.121) Hun şan-yüsü İ-ti-şa batısında bulunan K’un-yeh beyi ve Hsiu-t’u beyinin Çin ordusuna yenilmesine çok kızmış ve onları öldürmek istemiştir. Bunun üzerine bu beylerde Çin’e sığınmaya karar vermişler fakat K’un-yeh beyi, Hsiu-t’u beyini öldürmüş ve onun halkını da alarak 40.000 kişiyle birlikte Çin’e iltica etmiştir. K’un-yeh beyinin Han hanedanlığına sığınması ile işler Hunlar için iyice kötüye gitmiş ve Çin imparatoru bu sığınmacıları sınır bölgelerine yerleştirmiştir. Bu durum Hunların sınırlara saldırısında büyük oranda azalma meydana getirmiş ve Çin sınırındaki askerler yarıya indirilmiştir (Onat, Orsoy ve Ercilasun, 2004:27).

Hu-han-yeh giriştiği taht mücadelesinde Çin’in de yardımıyla M.Ö.56 yılında Hun merkezine yeniden hâkim olmuştur. Fakat taht kavgalarından oldukça bunalan Hun halkından bazıları Çin’e sığınmışlardır (Ercilasun, 2014:19). Güney Hun şan-yüsü olan Hu-Han-yeh, Hun tarafını bırakarak Çin’e bağlanmış ve kardeşi Çi-çi’ye karşı Çin imparatoruyla birlikte hareket ederek, onun ortadan kaldırılmasına yardım etmiştir. Bunun yanında Çin imparatoru Wu-ti’nin kendi casuslarının haricinde Hunlardan kaçarak Han imparatoruna sığınan kişilerden Yüeçiler hakkında bilgi topladığı görülmektedir. Çin’e sığınan Hunların hepsi imparatora Yüeçiler ile Hunlar arasındaki mücadeleyi

61 İ-ti-şa (İ-ch’ih-hsieh/İçisiye), kardeşi Kün-çin den sonra M.ö. 125 yılında Hun tahtına geçmiştir. Bu

dönemde Çin ile mücadele edilmiştir. İ-ti-şa şan-yü yaptığı sert uygulamalar neticesinde etrafındaki kişileri ve kabile reislerini küstürdü. Bu nedenle çok sayıda Hun halkı Çine sığınmak zorunda kaldı. Bu dönemde Çine sığınanların sayısı 120 bin civarındaydı. Hunların Çine sığıması ile Hunlarda karışıklık ve ayrılık iyice kendini göstermiştir. (Gumilev, 2013:122-123).

76

anlattıklarını, Hunların Yüeçilerin kralını yenerek kafatasından içki kabı yaptığını haber vermişlerdir (Ögel, 1981:3). Bu olay, Çin imparatorlarının da Hun hakanları gibi kendi ülkesine sığınan mültecilerin bilgisine başvurarak onlardan bilgi aldığını göstermektedir.

İmparator ve danışmanları sürekli Hunlar ile komşularını yok etmek için planlar hazırlamakla meşgul olmuştur. Teslim olan Hunlardan Yüeh-Chiler hakkında bilgi alan imparator, onlarla bağlantı kurmaya karar vermiş ve bir elçi göndermek istemiştir (Ögel, 1981:3). Tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde Hunların verdiği bilgiler, Çin sarayının tarz-ı siyasetine yön verebilecek kadar önemli olmuştur.

Hun beyi Pu-nu ve kuzeni olan Pi yabgu aralarında anlaşamayarak taht mücadelesine giriştikleri bir sırada, her ikisi de Çin desteğini almak için çabalamışlar, bu durumu fırsat bilen Çin elçileri de hem Pu-nu ile hem de Pi ile iletişime geçerek gerginliği artırmışlardır. Pi, Hunlara ihanet ederek Çinli ajanlara Hun topraklarının geleneksel bayındırlık işaretlerinin bulunduğu bir harita vermiştir. Bunun üzerine Çin ajanları Pi’yi desteklemişlerdir. Pi, bununla da yetinmemiş, ajanlar vasıtasıyla hükümdarın destekçisi olarak Hun ülkesine Çinli gözetmen çağırmıştır. Çinli casuslar iki Hun prensini birbirlerine kırdırmak maksadıyla olup biten her şeyi Punu’ya anlatarak onu Pi’ye karşı kışkırtmışlardır. Punu’yu rahatsız etme karşılığında Hsien-pi’ler de Çin’den yüklü miktarda rüşvet almışlardır (Crespigny, 2002:151-152; Salman, 2006:11). Neticede Çin entrikaları ve ajanların yoğun siyaseti sayesinde Pi, tamamen Çin hâkimiyetine girmiş ve Çin sınırında kendi soydaşlarına karşı bir tampon bölge oluşturmuştur.