• Sonuç bulunamadı

ÇİN HANEDANLARININ HUNLAR ALEYHİNE YAPTIĞI FAALİYETLER

3.1. ÇİN’İN HUNLARI YIPRATMA ÇABALAR

3.1.3. Çin’in Sınır Pazarlarını Açma Neden

Pazar için kullanılan shih kelimesi, alım satım yapılan yer anlamında kullanılmaktadır. Bu yerlerin etrafı duvarla ve hendeklerle çevrelenmiştir. Çinliler ve Türkler arasındaki ilk ticari münasebetler başlamakla birlikte, bu ticari faaliyetler Çin- Hun sınırında ticaret için ayrılmış olan özel alanlarda gerçekleştirilmiştir (Cihan, 2001:67; Ahmetbeyoğlu, 2010:57). Çin seddi önünde kurulan sınır pazarlarında Çin ürünleri ile diğer bölgelerden gelen ürünler takas ediliyordu (Eberhard, 1947:60). Sınır pazarları, toplumları birbirine yakınlaştırmıştır. Bu pazarlar sayesinde diğer topluluklar Çin ürünlerini tatmışlardır. Sınır pazarları ilk defa Hunların Çin’i zorlamasıyla açılmıştır.

77

(Fındley, 2006:46). İlk dönemlerde bir kuyu etrafında Pazar kurulmuştur. Öğleye doğru açılan pazara herkes ürünlerini getirerek satar, karşılığında ise Çin ürünlerinden temin ederek ülkelerine dönerlerdi (Ekrem, 2002:774). M.Ö.3.yüzyıldan önce sınırları korumakla görevli askeri birlikler için de kamp pazarları kurulmuştur (Onat, 1987: 620). İmparator danışmanı olan ve aynı zamanda Konfüsyanist bir bilgin olan Chia I, Hunların Çin sınırına yaptığı saldırıları önleyebilmek ve bu tehlikeli duruma bir çare bulmak için çabalamıştır. He-qin politikasının ve "beş projenin" de Hunlar üzerinde ilk dönemlerde etkili bir sonucunun görülmemesi üzerine yeni projeler üzerinde çalışmaya başlamıştır. Hunları durdurmak, hatta mümkünse yok etmek için Chia I tarafından ortaya atılan projelerden bir tanesi de Çin Seddi’nin önünde ve stratejik yerlerde sınır pazarlarının kurulmasıdır. Bu pazarların kurulmasının görünen sebebi, Çin’in Hun saldırılarını sınırın dışında tutmak istemesidir. Fakat asıl sebep Chia I tarafından ortaya konan "beş proje"nin ikinci maddesi olan “Hunların ağızlarını bozmak için, onlara nefis

Çin yiyeceklerinden vermeliyiz” maddesine daha fazla işlerlik kazandırmaktır. Bir diğer

sebep ise sınır pazarlarının kurulmasıyla sınıra yakın yerlerdeki toplulukların sakinleşmesini sağlamak ve yağma hareketlerini önlemektir (Tezcan, 2002: 734).

Çin İmparatoru danışmanlarından olan Chia I, M.Ö. 169 yılında62 bu fikrini

imparatora rapor olarak sunmuştur. Bu rapor Çin sarayının içinde bulunduğu durumu göstermesi açısından da önem arz etmektedir. Bu pazarların gerçek kuruluş nedenleri şu şekilde ifade edilmiştir:

“Hunların çok acil ihtiyaçları olan sınır pazarlarıdır. (Kuan-shih) ve bunları bizden alabilmek için zor kullanmaya dahi başvurarak uğraştılar. Zat-ı şahanelerinin Hunlarla barış yapmak için onlara zengin ve gösterişli hediyelerle elçiler yollamalarını ve bu imkânı kullanarak aslında kaygıyla aldığımız karar olan büyük ölçekli sınır pazarları kurma isteklerinin lütfedileceği kararımızın onlara bildirilmesini sağlamanızı ısrarla arz ederim. Elçilerimiz döndükten sonra stratejik önemi olan bölgelerde derhal çok sayıda (pazarlar) açmalıyız. Her bir Pazar yerinde bizim kendi savunmamız için yeterli olacak askeri güç bulundurmalıyız. Her bir büyük sınır pazarında çiğ et, şarap, pişmiş pirinç ve lezzetli ızgaralar satan dükkânlar açılmalıdır. Bütün dükkânlar yüz ile iki yüz kişiye hizmet edecek büyüklükte olmalıdır. Bu şekilde Çin Seddi’nin dibindeki pazarlarımız Hun ile kaynayacaktır. Üstelik eğer kralları ve generalleri Hunları kuzeye dönmek için zorlarsa, ister istemez dönüp krallarına saldıracaklardır. Hunlar bizim pirincimiz, güveçlerimiz, kebaplarımız ve şarabımıza ısrarlı bir tutku geliştirince, bu onların öldürücü zayıflıkları olacaktır.” (Taşağıl, 2013a:60; Tezcan, 2002a:734,).

78

Sunulan bu rapor, sınır pazarlarının kurulmasındaki gizli sebebi ortaya koymaktadır. Yani savaşarak elde edilemeyen başarının, sinsice ve gizli emellerle elde edilme çabasının bir tezahürüdür. Bunun için de önce güzel ve süslü hediyelerle casus elçiler gönderilerek Hunların aklını çelmek suretiyle barış ortamı sağlanmalı, sonra da asıl gaye olan Hunların beslenme alışkanlıklarının değiştirilerek Çin’e bağımlı hale getirilmelidir. Bir anlamda geleneksel ağız tatlarının yerine, onları Çin yemeklerine bağımlı yaparak zayıflatma amacının olduğu açıktır. Bu sayede Hunların yeme içme kültürü sulandırılmış olacaktır. Danışman Chia I’nın raporunda geçen pirinç, şarap ve ipeğin kuzeyli kavimlerde bulunmuyırdu. Bu ürünlere sadece devlet yönetimindeki kişiler ulaşabiliyordu. Pazarlarda özellikle diğer topluluklarda olmayan ürünlerin getirilip tattırılmak istenmesi ile bir anlamda Çin yemek kültürünün üstün özelliklerini ön plana çıkarmak ve diğer kavimlerin de bu lezzetlere olan ilgisini artırmak amaçlanmıştır. Ünlü casus ve aynı zamanda elçi olan Chang Ch’ien de Orta Asya raporunda, barbarlar diye tarif ettiği batı bölgelerindeki halkın Çin zenginliğine ve kıymetli mallarına meyilli olduklarını belirtmektedir (Ögel, 1948:267). Sınırdaki pazarlar sayesinde bozkırın sıradan sakinleri bile Çin ürünlerine erişebilecektir (Fındley, 2006:46). Çinlilere göre Hunlar açgözlü, sınır pazarlarından memnun ve Han mallarına düşkündür. Han devleti de onları memnun etmek için sınırdaki pazar yerlerini kapatmamıştır (Onat, Orsoy ve Ercilasun, 2004:24).

Bu konuda Taşağıl (2013a:60), Hunların sınır pazarları sayesinde ekonomik anlamda rahatlayacaklarını fakat bu sayede Çin ürünlerine alışarak kendi benliklerini yitirmeye başlayacaklarını belirterek, Çin yönetiminin de siyaset gereği sınıra gelen Hunlara gayet nazik davrandıklarını ve kurulan yakın ilişkilerle Hunlar ile Çinliler arasındaki husumetin azaldığını belirtmektedir. Bu dönemde dikkate değer bir Hun akınının olmaması planın işe yaramaya başladığını göstermesi açısından önemlidir. (Onat, Orsoy ve Ercilasun, 2004:23; İzgi, 2014:104). Çinliler ticaret yoluyla Hun ülkesine bol miktarda ipek sokarak Hunları lükse ve rahat yaşamaya alıştırmışlardır. Bu durum, Türklerin savaşçı ruhlarının ve akıncı karakterlerinin büyük oranda yıpratılması gibi tehlikeli bir sonucu netice verecektir (Göde, 1992:5).

Çin İmparatoru Wu-ti’nin Hunlara kurduğu Ma-yi tuzağından sonra, Hun-Çin savaşları yeniden başlamasına rağmen sınır pazarlarının sekteye uğramaması, bu pazarların her iki taraf açısından oldukça önemli olduğunu göstermektedir. Çin sınırı

79

boyunca kurulan pazarlarda yoğun bir şekilde ticaret yapılırken, Hunlar kendilerine ipek ve tatlılar temin eden Çinli tacirlere zarar vermemiştir. Çinliler ve Hunlar pazardaki tüccarlara dokunmamışlardır (Gumilev, 2013:119;Gömeç, 2012a:108). Hunlar sınır pazarlarına o kadar alışmışlardı ki Ma-yi pususundan sonra Hunlar ile arası bozulan imparator, sınır pazarlarını kapatmak için asker sevk etmiş (M.Ö. 129) ancak büyük bir Hun tepkisiyle karşılaşmıştır (Baykuzu, 2012: 71). Bu durum, Hunların Çin yemeklerine ve yumuşak Çin ipeğine ne kadar alıştıklarını göstermektedir. Neticede sınır pazarlarında taraflar arasında buzların erimesiyle Hun-Çin yakınlaşması meydana gelmiştir.