• Sonuç bulunamadı

Ateş Kuleleri ve Askeri Garnizonların İstihbarat Açısından Önem

CASUSLUK VE İSTİHBARAT

1 1 CASUSLUK VE İSTİHBARAT KAVRAM

1.2. İLK DÖNEM CASUSLUK VE İSTİHBARAT YÖNTEMLERİ

1.2.4. Ateş Kuleleri ve Askeri Garnizonların İstihbarat Açısından Önem

Casusluk ve istihbarat yollarından bir diğeri ise “Kargu”6 ya da “kargı” adı verilen ve genelde yüksek yerlerde düşmanın gelişini önceden haber alabilmek amacıyla inşa edilmiş olan gözetleme (işaret) kuleleridir. Ayrıca sınırın belli noktalarında erken uyarı sistemi niteliğindeki “kargu” adı verilen ateş kulelerinde bulunan nöbetçilerin yaktıkları

6 “Kargu: Dağ tepelerine minare biçiminde yapılan yapılan yapı olup düşman geldiği zaman herkesin

25

ateşler sayesinde, tehlike önceden haber alınmış, böylelikle gerek Hunlar gerekse Çinliler savaşa daha erken hazırlanmışlardır (Göksu, 2009:276). Çin’de de benzer şekilde sınıra yakın yerlerde kurulan ateş kulelerinde düşman yaklaştığında ateşler yakılmıştır (Taşağıl, 2013a:60). M.Ö. 158 yılında Çin imparatoru Wen-ti döneminde Hun akıncılarının Tai’den Çin sınırına girdikleri esnada, hemen ateşler yakılarak Ch’angan’a haber verildiği görülmektedir (Onat, Orsoy ve Ercilasun, 2004:22). Erken uyarı sistemi olarak kullanılan işaret kuleleri, günümüzdeki ileri karakollara hatta daha modern bir ifadeyle ileri kalekollara benzemektedir. Genelde Çin ve Türk sınırında bulunan bu kuleler, gerek Çinliler tarafından gerekse Türkler tarafından kullanılmış olan öncü haberleşme yerleridir.

Çin tarihine bakıldığında “karguy” adı verilen ateş kulelerinin haberleşmede etkin olarak kullanıldığı görülmektedir. Moğolistan’da bulunan Yin-shan Dağı’nda yapılan kazı çalışmalarında Qing7 Hanedanlığına ait büyük duvar üzerine inşa edilmiş, 200 km

boyunca her bir kilometresinde bir küçük ateş kulesi ve her beş kilometrede bir büyük ateş kulesi olmak üzere geniş bir haberleşme sisteminin olduğu ortaya çıkarılmıştır (Tural vd., 2007:25). Buralardaki nöbetçiler sürekli olarak düşmanın gelip gelmediğini gözetlemişlerdir. Düşmanın görülmesi durumunda bu yüksek kulelerde acil ateşler yakılmış ve merkeze düşmanın geldiği haber verilmiştir. Gündüzleri ise ateşin görülmesi zor olduğundan dumanla haber verme yoluna gidilmiştir. Üzerinde ateş yakıldığından “ateş kulesi” ismi kullanılmıştır. Gözetleme kulelerinde yakılan ateşin sayısı da önemlidir. Çünkü ateşin sayısına göre düşmanın sayısı hakkında istihbari bilgilere ulaşılmaktadır. Yakılan ateş sayısının fazlalığı düşmanın da fazla olduğu anlamına geldiğinden, merkezdeki hazırlıklar buna göre yapılmıştır. M.Ö. 77 yılında 3000 askerle birlikte Hun orduları Çin’e yürümüş ve güney sınırındaki gözetleme kulelerine saldırmışlardır. Fakat Çin’in gözetleme faaliyetleri ve haberleşme teşkilatı oldukça etkin kullanıldığından, hemen ateşler yakılarak durum merkeze bildirilmiştir. Bu olay sonrasında Hun akınlarının Çin sınırında azaldığı görülmektedir (Onat, Orsoy ve Ercilasun, 2004: 44; Baykuzu, 2012:106).

7 Qing Hanedanlığı: 1644-1911 tarihleri arası Çin’de hüküm sürmüş olan bir hanedandır. Ming

hanedanından sonra iktidarı ele geçirmiş olan bu hanedanlık Çin’deki son imparatorluk hanedanı olarak kabul edilmektedir. Hüküm sürdükleri yıllarda geleneksel Çin hanedanlarının tüm şatafatını sergilemişlerdir (Dillon, 2010:13)

26

Çin seddi üzerinde çok sayıda gözetleme kulelerinin olması, ülkenin birçok düşmanının olduğunu ve sık sık saldırıya uğradıklarının göstergesidir. Bu saldırıları sık sık gerçekleştirenlerden biri de Türklerdir. Öyle ki Çin kaynaklarında Türklerin sık sık gözetleme kuleleri ve istihkâmlara saldırı düzenledikleri ifade edilmektedir (Togan, Kara ve Baysal, 2006:45).

Bir ülkede ateş kulelerinde ateş veya duman ne kadar az görülürse bu durum o bölgede barışın olduğunun bir göstergesidir. Xuan Di8 dönemi Çin yıllığı Han Shu’da

anlatılırken; kuzeyde refah ve huzurun olduğu, hayvanların rahatça otladığı, barışın hâkim olduğundan bahisle uzun süre işaret dumanının yanmadığı kaydedilmiştir (Türker, 2015:463). Bu anlamda gözetleme kuleleri hem savaşın habercisi hem de barışın göstergesi olarak kullanıldığı görülmektedir. Ayrıca sınırlarda casuslar vasıtasıyla elde edilen bilgiler çerçevesinde gelecek tehlikenin bilinmesi ve ateş kuleleri sayesinde bu tehlikenin önceden fark edilerek müdahalede bulunulması, bu kulelerin her iki topluluk için de büyük bir öneme sahip olduğunu göstermektedir.

Bu kuleler, Hun Türkleri içinde oldukça önemlidir. Hunların dışında Göktürkler ve Uygurlarda da bu kuleler etkin bir şekilde kullanılmıştır. Kuleler aynı zamanda tampon bölge olarak belirlenen askerden arındırılmış topraklar da erken haber alma sistemi açısından önemlidir. Hunlar, ateş kulelerini genellikle bu tampon bölge sınırlarında kurmuşlardır. Yüeçiler’in Mo-tun (M.Ö. 209 - M.Ö. 174) Yabgu’dan boş ve verimsiz arazi diyerek istediği ve Mo-tun Yabgu’yu Yüeçiler ile savaşa zorlayan sebep, bu tampon bölgenin öneminden kaynaklanmıştır. Bu durum Hunlar açısından tampon bölgenin ve sınırdaki ateş kulelerinin önemini göstermektedir.

Askeri garnizonların casuslukta kullanılmasının nedeninin bilinmesi, Çin istihbaratındaki önemini de ortaya koyacağından, öncelikle Çin yönetiminin bu garnizonları kurmadaki asıl hedeflerine bakmak gerekmektedir. Çin İmparatorluğu, çeşitli entrikalarla Orta Asya devletlerini parçaladıktan sonra, istila ettiği bu topraklarda askeri garnizonlar (genel valilik) kurmuş ve bu garnizonların yönetimini, Çinli generallere ve yöneticilere vermiştir. Buradaki yöneticiler de bölgelerinde yaşanan olayları imparatora ileterek adeta casus gibi çalışmışlardır. Çin imparatoru Wu-ti (M.Ö.140-M.Ö.87), M.Ö.127 ile M.Ö.111 tarihleri arasında Hunları Yukarı

27

Moğolistan’dan çıkarmıştır. Onların tekrar bu bölgeye gelişine engel olmak amacıyla Kan-su9 bölgesine askeri tımarlar kurmuştur. Bu askeri tımarların görevi Yü-men10 Kuan geçidine kadar İpek Yolu’nu gözetleyerek olağanüstü gelişmelerden Çin yönetimini haberdar etmektir (Grousset, 2014:64). Çin yönetiminin Orta Asya bölgesinde bulunan 36 şehirde askeri üs kurmasının sebebi bu bölgede meydana gelecek olan tehlikeli durumdan haberdar olmak ve Orta Asya halklarının birleşmesini engellemektir.

Garnizon kurma diğer Türk devletleri döneminde de rastlanan bir durumdur. T’ai- tsung (626-649) zamanında Uygur ülkesi altı vilayete, yedi kazaya bölünmüştür (Ögel, 1955:339). Çin, T’ang hanedanlığının ilk döneminde (618-906) oldukça güçlenmiş ve Uygur topraklarının (Hsi-yü) tamamı Çin nüfuzu altına girmiştir. Çin Hanedanlığı da Hotan, Kuça, Kaşgar ve Karaşar şehirlerinde dört garnizon kurmuştur (Özerdim, 1957:210). Bu garnizonlar sayesinde bölgede yaşanan ve yaşanabilecek her türlü hadiseden haberdar olmuşlardır. İçinde gözetleme kulelerinin de bulunduğu sınır boylarında bulunan bu kışlaların ihtiyaçları, sivil ve askeri kolonilerden sağlanmıştır. Ayrıca Çin ele geçirdiği Doğu Türkistan’da yaşanan olaylardan haberdar olabilmek için bu bölgede elçilik ve komutanlık birimi kurmuştur.(Yıldırım, 2012:136;Yıldırım, 2015:25).

Tarihin hemen her döneminde sömürge hareketlerine rastlamak mümkündür. Emperyalizmin görünüşteki amacı ne olursa olsun asıl amaç, başka halkların üzerinde hâkimiyet kurarak yayılmaktır (Ferro, 2011:43). Çin nerdeyse tüm ihtiyacını Orta Asya’dan karşılama yoluna gitmiştir. İstila ettiği Orta Asya topraklarını adeta parselleyen Çin yönetimi, bu bölgede yaşayan toplulukların hem kendi aralarında birleşmesini önlemek hem de diğer toplumlarla ittifak kurmasına mani olmak için her türlü tedbiri almıştır. Ögel (1948:266), bununla ilgili olarak İmparator Wu-ti (M.Ö. 140-87) zamanında Hun ülkesinin (Hun-ya) Çin’in kontrolüne geçtiğini ve buralarda garnizonlar kurularak Batı memleketleriyle temasın sağlandığını ve böylelikle Hunların Tibetlilerle ittifak sağlamasının önüne geçilmeye çalışıldığını belirtmektedir.

9 Kan-su: Çin’in kuzey batısında bulunan bir eyalettir. Yüeçiler bu bölgede egemenlik kurmuşlardır

(Çakan, 2015:102).

10 Yeşimtaşı kapısı olarak da bilinen Yü-men geçidi, Çin’in doğusunda bulunur. Yü-men geçidinden batıya

gidildiğinde Büyük Yüeçi topraklarına (Kuşan) varılır. Günümüzde Kansu eyaleti Tun huang şehrinin kuzeybatısında yer almaktadır (Yıldırım, 2012:130-147).

28

Garnizon kurma projesi, Hunlar tarafından da uygulanmıştır. Batı memleketlerinde vergi toplamak, idareyi elde tutmak ve aleyhlerinde meydana gelebilecek olaylardan haberdar olabilmek amacıyla Tung-pu Tuwei adında garnizon kurmuşlardır (Onat, 1990:915).