• Sonuç bulunamadı

Mevzuat, Düzenleme ve Uygulamalar

2.7. Sağlıkta Şiddetin Yönetimi

2.7.2. Türkiye’de Şiddetin Yönetimi

2.7.2.1. Mevzuat, Düzenleme ve Uygulamalar

Sağlık Bakanlığı sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti önlemek amacıyla belirli dönemlerde çeşitli yönetmelik, genelge ve yeni düzenlemeler yayımlamıştır.

Sağlık Bakanlığı, 2010 yılında hastane ortamında sağlık hizmeti kalitesini artırmak amacıyla “Halkla İlişkiler Personeli İstihdamı Genelgesi”ni yayımlamıştır. Bu genelge ile muayene, tetkik, tahlil ve tedavi amacıyla hastaneye başvuran hastaların ve hasta yakınlarının karşılanış biçimi, hastanede kaldıkları süre içerisindeki hastane personeli ile ilişkilerinin düzeyi, bilgilendirmenin yeterli yapılması, yönlendirme, danışma ve rehberlik hizmetlerinin sunuluş tarzı, diğer bir ifadeyle halkla ilişkilerin niteliği; hastaların sağlık kuruluşundan memnun olarak ayrılmalarında önemli bir unsur olarak ön plana çıkmıştır

126 (http://www.saglik.gov.tr/TR/belge/1-10372/halkla-iliskiler-personeli-ve-tibbi-

sekreter-istihdami-.html).

Sağlık Bakanlığı tarafından Hastane Hizmet Kalite Standartları 2011 Rehberi içerisinde her hastanede bir “Çalışan Güvenliği Komitesi” kurulması; Çalışan Güvenliği Komitesinde tıbbi, idari ve hemşirelik hizmetleri yöneticilerinden birer temsilci, kalite yönetim direktörü, bir doktor, enfeksiyon hemşiresi, güvenlik amiri, psikiyatrist veya psikolog veya sosyal hizmet uzmanı ve diğer meslek gruplarından (laboratuvar teknisyeni, anesteziteknisyeni, radyoloji teknisyeni) bir temsilci yer alması ilkesi getirilmiştir. Çalışan Güvenliği Komitesinin görev tanımı ise şu şekilde belirlenmiştir:

 Çalışanların zarar görme risklerinin azaltılması,

 Riskli alanlarda çalışanlara yönelik gerekli önlemlerin alınması,  Fiziksel şiddete maruz kalınma risklerinin azaltılması,

 Kesici delici alet yaralanma risklerinin azaltılması,  Kan ve vücut sıvılarıyla bulaşma risklerinin azaltılması,  Sağlık taramalarının yapılması.

Sağlık Bakanlığı tarafından “Hasta ve Çalışan Güvenliğinin Sağlanmasına Dair Yönetmelik” 2011 tarihinde resmi gazetede yayımlanmıştır. Bu Yönetmelik ile sağlık kurumlarında;

 Çalışan güvenliği programlarının hazırlanması,  Çalışanlara yönelik sağlık taramaların yapılması,  Engelli çalışanlara yönelik düzenlemelerin yapılması,

 Çalışanların kişisel koruyucu önlemleri almalarının sağlanması,

 Çalışanlara yönelik fiziksel saldırıların önlenmesine yönelik düzenleme yapılması hususlarında gerekli düzenlemelerin yapılması ve tedbirlerin alınması istenilmiştir. Ancak bu yönetmelik şiddete ilişkin hasta ve çalışan güvenliğinin sadece birkaç yerde geçtiği ve şiddet sadece “fiziksel saldırı” türü/boyutu ile sınırlı tutulduğu için eleştirilmiştir. Gerekçe ise, sağlık iş yeri

127 ortamında fiziksel olmayan şiddet oldukça yüksek düzeydedir ve önemli bir problemdir (Yıldırım, 2011: 43).

Sağlık Bakanlığı tarafından Çalışan Güvenliği’nin sağlanması amacıyla 2012 yılında bir genelge yayımlanmıştır. Genelge ile hastanelerde bir başhekim yardımcısının doğrudan takip edeceği “Çalışan Hakları ve Güvenliği Birimleri” kurulmuştur. Halk sağlığı müdürlükleri ile il sağlık müdürlüklerinde de bir müdür yardımcısının doğrudan takibinde aynı birimler kurulmuştur. Birimde tercihen sosyal hizmet uzmanı, psikolog veya halkla ilişkiler uzmanı sekretarya olarak görevlendirilecek ve yeterli personel bulundurulacaktır. Birim, çalışanların çalışan hakları ve güvenliğine yönelik talep ve şikayetlerini kabul edecek, bu başvuruları değerlendirerek raporlayacak, gerekli düzeltici/önleyici faaliyetlerin başlatılmasını sağlayarak talep sahibine geri bildirimde bulunacaktır. Acil servis, yoğun bakım ve ameliyathane gibi şiddet riskinin yüksek olduğu bölümlerin bekleme alanlarında gerekirse sayıları artırılarak yeterli güvenlik elemanı bulundurulacaktır. İletişim becerileri ve sorunlu hasta veya hasta yakınlarını tanıma-çatışma yönetimi konularında eğitim almış kişiler, bekleme alanlarında görevlendirilecek ve “sorun çözücü” olarak çalışmaları temin edilecektir. Başta güvenlik görevlileri, 112 ve acil çalışanları olmak üzere çalışanlara iletişim becerileri, öfke kontrolü ve özellikle öfkeli hasta ve hasta yakınıyla iletişim konularında eğitim verilecektir. Vatandaş, şiddete uğrayan sağlık personelinin hizmet vermekten çekilme hakkının bulunduğu, böyle bir durumda hizmet alma sürecinin aksayabileceği ve şiddet uygulayanların mutlaka yargılanıp cezalandırılacağı konusunda bilgilendirilecektir (http://www.saglik.gov.tr/TR/dosya/1-75678/h/calisangenelgesi.pdf/Erişim Tarihi: 16.06.2014).

Çalışan Güvenliği’nin sağlanması amacıyla sağlık personeline “Hizmetten Çekilme” hakkı verilmiştir. Genelgede; kurumlarda uygulanan hizmet kalitesi standartları kapsamında çalışma ortamından kaynaklanan risklerin bertaraf edilmesi ve iletişim konularını da kapsayacak şekilde risk değerlendirmesi yapılarak gerekli tedbirlerin alınmasına yer verilmiştir. Ayrıca acil servisler başta olmak üzere riskli alanlarda güvenlik tedbirleri artırılarak, genel kolluk ve özel güvenlik personeliyle güvenlik kamerası bulundurulması istenmiştir. Sağlık çalışanlarının, sağlık hizmeti

128 sunumu esnasında şiddete uğraması halinde, acil verilmesi gereken hizmetler haricinde hizmetten çekilme talebinde bulunabilir. Hizmetten çekilme talebi, kurum tarafından belirlenen yöneticiye sözlü veya yazılı olarak bildirilecektir. Yetkili yönetici, hizmetten çekilme talebini uygun bulduğu takdirde hastanın sağlık hizmeti almasına ve tedavisinin devamına yönelik tedbirleri güvenlik tedbirleriyle birlikte alacaktır. Bu kapsamda ilgili hastanın sağlık hizmetini devam ettirecek yeni sağlık çalışanını belirleyecek, kurum içerisinde bunun mümkün olmaması halinde hastanın hizmet alabileceği başka bir sağlık kurumuna sevkini ve hizmet alımını sağlayacaktır. Bu süreç sırasında hastanın tedavisinin aksatılmamasına itina edilecektir(http://www.saglik.gov.tr/TR/belge/1-15660/calisan-guvenliginin-

saglanmasiyla-ilgili-genelge.html, Erişim Tarihi: 10.06.2015).

“Sağlık Bakanlığı Personeline Karşı İşlenen Suçlar Nedeniyle Yapılacak Hukuki Yardımın Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarda görev yapan personele, sağlık hizmeti sunumu sırasında veya bu görevlerinden dolayı personele karşı kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiilin gerçekleştirilmiş olması halinde verilecek hukuki yardımın mahiyetini düzenlemektedir. 2012 yılında çıkarılan bu yönetmelikle şiddete uğrayan sağlık çalışanına hukuki yardım yapılması amaçlanmıştır.

İçişleri Bakanlığı’nca 26.04.2012 tarihinde yayımlanan “Sağlık Çalışanlarına Karşı İşlenen Suçların Soruşturulması” genelgesi ile yerine getirdikleri kamu görevi nedeniyle sağlık çalışanlarına karşı, yaralama (TCK madde 86-87), tehdit (TCK madde 106), hakaret (TCK madde 125), fiillerinin işlenmesi halinde, mağdur kişinin şikayeti aranmaksızın, sağlık kurumlarında görevli olan hastane polisleri ve kolluk kuvvetlerince doğrudan işlem tesis edilmesi, ilgili Cumhuriyet savcılığına bilgi verilmesi, gerekli soruşturmanın başlatılması görevi verilmiştir.

Sağlık Bakanlığı, sağlık çalışanın mesleki itibarının korunması ve mesleki tükenmişliğin önlenmesi, travmanın medyada yer alan gündem haberleri dahilinde toplumsal krizlere dönüşmesinin önlenmesi amacıyla sağlıkta şiddet haberlerinin medyada yer almaması için bir genelge yayımlamıştır.

129 Bakanlık, sağlıkta şiddet haberlerinin basında yer alması üzerine yayınladığı kararname ile şiddet haberlerinin basınla paylaşılmamasını istemiş ve 02.10.2012 tarih ve 28103 sayılı resmi gazetede yayınlanan kararnamede şu görüşlere yer vermiştir:

“Sağlık çalışanının güvenilir ortamda ve yüksek motivasyonla sağlık hizmeti sunması, Sağlıkta Dönüşüm Programın her aşamasında nihai önem arz etmekte olup, bu kapsamda 14.05.2012 tarihli ve 2012/23 sayılı Çalışan Güvenliği Genelgesi yayınlanmıştır. Çalışan güvenliği politikamız dahilinde, sağlık kurum ve kuruluşlarımızda sağlık çalışanının fiziksel ve psikolojik açıdan zarar görmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel olan sözlü veya fiili hareketler olarak tanımlanan şiddet vakalarının önlenmesi için kamuoyunun bilinçlendirilmesi, adli koruma ve inceleme mercileri tarafından olayların akıbetinin takip edilmesi önem taşımaktadır. Adli koruma ve inceleme mercilerine intikal eden ve adli vaka niteliği taşıyan dosyalarda “mahremiyet ve gizlilik ilkesine uyulması, sağlık çalışanın mesleki itibarının korunması ve mesleki tükenmişliğin önlenmesi, travmanın medyada yer alan gündem haberleri dahilinde toplumsal krizlere dönüşmesinin önlenmesi” nedenleriyle; basın ve yayın kuruluşlarıyla paylaşılmaması ihbar niteliği taşıyan bilgilerin sadece adli koruma ve inceleme mercilerine bildirilmesi ve “gizlilik ilkesinin; hastane yönetimi ve çalışan hakları ve güvenliği birimleri tarafından tüm personele duyurulması sağlanmalıdır.”

Sağlık Bakanlığı “Çalışan Güvenliğinin Sağlanması” ile ilgili genelgeyi yayımlamasının ardından, genelgeyi ikinci kez düzenleyerek 2013 yılında yeniden yayımlamıştır. Genelgede yer alan düzenlemelerin hassasiyetle uygulanması ve takibi istenmiştir. Genelgede şu maddelere yer verilmiştir:

1. Sağlık hizmeti sunumu sırasında veya bu görevlerden dolayı personele karşı işlenen suçlar sebebiyle yapılacak vaka bildirimlerinde yer bakımından hiçbir ayrıma gidilmeyecek ve kamu veya özel bütün sağlık kuruluşlarında gerçekleşen vakaların tamamı, “http://www.beyazkod.saglik.gov.tr” adresine veya “113” numaralı telefona bildirilecektir.

130 a- Kadrolu (memur) personel,

b- 11/10/2011 tarihli ve 663 sayılı KHK eki (II) sayılı cetvelde belirtilen pozisyonlarda istihdam edilen sözleşmeli personel,

c- 663 sayılı KHK’nın 52’nci maddesi çerçevesinde Bakanlık ve bağlı kuruluşlarında gönüllü ve ücretsiz sağlık hizmeti verenler,

ç- 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun (4/B) maddesine göre istihdam edilen sözleşmeli personel,

d- 657 sayılı Kanun’un 86’ncımaddesine göre açıktan vekil olarak atananlar, e- 10/7/2003 tarihli ve 4924 sayılı Kanun’a tabi olarak görev yapan

sözleşmeli personel,

f- 24/11/2004 tarihli ve 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu kapsamında görev yapanlar,

g- 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun Ek 1. maddesine göre sözleşme ile çalışan eğitim görevlileri,

ğ- 3359 sayılı Kanun’un Ek 9’uncu maddesine göre, üniversiteler ile birlikte kullanımdaki Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına ait kurum ve kuruluşlarda görev yapan üniversite personeli,

h- Kadro veya pozisyonları diğer kamu kurum ve kuruluşlarında olup, Bakanlık ve bağlı kuruluşlarında görevlendirilen personel, hukuki yardımdan faydalandırılacaktır.

3. Sözkonusu personelin hukuki yardım talepleri, suç sağlık hizmeti sunumu sırasında veya bu görevlerden dolayı işlenmiş ise karşılanabilecektir. Hizmetin sunumu veya görevi ile ilgili olmak kaydıyla hizmet mahalli veya çalışma saati dışında gerçekleşen suçlar için de hukuki yardım verilecektir. 663 sayılı KHK’nın 54’üncü maddesinde, sağlık hizmeti sunumu sırasında işlenen suçlar sebebiyle hukuki yardım verileceğini öngörüldüğü hizmet sunumu sırasında işlenen suç, personelin göreviyle ilgili olmasa dahi hukuki yardım kapsamında değerlendirilecektir.

131 4. Suç, 663 sayılı KHK’nın yürürlüğe girdiği 02.11.2011 tarihinden önce işlenmiş olsa dahi, yargılama hukukuna ilişkin kanun hükümleri yürürlük tarihi itibariyle uygulanacağından, şayet soruşturma veya kovuşturma halen devam ediyor ise hukuki yardımda bulunulacaktır.

5. Hukuki yardım görevi kanunla verildiğinden, bu görev de bir kamu görevidir. Dolayısıyla hukuki yardım kapsamında yapılan yol/ulaşım giderlerinin görevli personele ödenmesinde 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu’na göre hareket edilecektir.

6. Ceza davalarında yargılama giderleri beraat halinde Devlet; mahkumiyet halinde hükümlü tarafından karşılandığından, mağdur sıfatıyla davaya katılan bakımından herhangi bir yargılama gideri oluşmamaktadır. Dolayısıyla kendisine hukuki yardım yapılan personelden, bu yardım sebebiyle herhangi bir mahkeme masrafı talep edilmeyecektir.

7. Hukuki yardım sebebiyle lehe hükmedilen vekalet ücretlerinin tahsili için yapılması gereken harcamalar ise, 659 sayılı KHK kapsamındaki diğer muhakemat hizmetleri gibi, kurum kaynaklarından karşılanacaktır.

8. İlgili kurum amirleri, personelin en kolay şekilde hukuki yardım almasını teminedecektir(http://www.saglik.gov.tr/TR/belge/1-24193/hukuki-yardim-

genelgesi-20132-17042013-tarih-ve-9854say-.html).

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet nedeniyle açılan dava sonucunda hasta veya hasta yakınlarına cezalar verilmiştir. Bu cezalardan bazı örnekler şunlardır:

Bir hasta yakınının hakaretine maruz kalan doktorun açtığı dava sonucunda (07.04.2014), hasta yakınına kamu görevlisine görevi sebebiyle hakaret eylemi nedeniyle 304 gün karşılığı 6.080 TL adli para cezası verilmiştir. Hasta yakını daha önce kasıtlı suçtan ceza almadığı için hükmün açıklanması geri bırakılmış ve hasta yakını 5 yıl denetim süresine tabi kılınmıştır.

Yine bir hasta yakını tarafından hakarete uğrayan ve tehdit edilen hasta yakınına açılan davada (10.04.2014), tehdit eylemi nedeniyle 5 ay hapis cezası verilmiş, daha önce kasıtlı suçtan ceza almadığı için hükmün açıklanması geri bırakılmıştır. Hasta yakını denetim süresine tabi kılınmıştır. Hasta yakını tarafından

132 darp edilen 2 doktorun açtığı dava sonucu (25.03.2014), 2 doktora yönelik yaralama eylemi nedeniyle ayrı ayrı 2.700 TL adli para cezası verilmiştir. 2 doktordan birine yönelik yaralama eylemini ise bıçakla gerçekleştirmeye çalıştığından 3.600 TL adli para cezası verilmiştir. Hasta yakını daha önce kasıtlı suçtan ceza almadığı için hükmün açıklanması geri bırakılmış ve hasta yakını 5 yıl denetim süresine tabi kılınmıştır(http://www.istabip.org.tr/index.php/hukuk/guncel-hukuk/3312-hekime- iddette-3-ceza-karar-daha.html).

Doktora ve sekreterine muayenehanesinde tehdit ve hakaret eden hastaya açılan dava sonucunda (07.11.2013), tehdit eylemi nedeniyle hasta, ayrı ayrı 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmıştır. Hastanın sabıkasız olması nedeniyle, hükmün açıklanması geri bırakılmış ve 5 yıl süre ile denetimli serbestlik uygulanmasına karar verilmiştir. Hasta yakını ise, yine tehdit ve hakaret nedeniyle ayrı ayrı 1.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmıştır. Hasta yakınının sabıkası olduğundan, hükmün açıklanması geri bırakılmayarak, cezanın infaz edileceği açıklanmıştır. Hasta yakınına yine aynı dava sonucunda 1 yıl 8 ay hapis cezası verilmiştir. Hükmün açıklanması geri bırakılmamış, ancak denetim süresi verilerek cezanın ertelenmesine karar verilmiştir.

Yine hasta yakınının fiziki saldırısına maruz kalan doktorun açtığı dava sonucunda, hasta yakınının 2.240 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Hasta yakınının sabıkası bulunmadığından hükmün açıklanması geri bırakılmış ve hasta yakının 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına hükmedilmiştir” (http://www.istabip.org.tr/index.php/hukuk/guncel-hukuk/3175-2-iddet-davasnda-3- mahkumiyet.html). Hasta yakınının fiziki ve sözlü saldırısına maruz kalan doktorun açtığı dava sonucunda (25.06.2013), yaralama eylemi nedeniyle hasta yakınına 10 ay 12 gün hapis cezası ile cezalandırılmış, hakaret eylemi nedeniyle ayrıca, 5 ay süreyle hapis cezası ile cezalandırılmıştır (http://www.istabip.org.tr/index.php/hukuk/guncel- hukuk/3038-hekime-iddetqe-bir-ceza-daha.html, Erişim Tarihi: 10.06.2015).

133