• Sonuç bulunamadı

Medyada Şiddet ile ilgili Etik Kurallar ve Düzenlemeler

1.5. Medyada Normatif Kuramlar

1.5.1. Sosyal Sorumluluk Kuramı

1.5.1.2. Medyada Şiddet ile ilgili Etik Kurallar ve Düzenlemeler

Medyada şiddetin nasıl ele alınması gerektiği gerek meslek ahlakı kuralları gerekse yasalar çerçevesinde değerlendirilip, belirlenmiştir. Söz konusu kurallar ve düzenlemelerin amacı medyada şiddet unsurunun kullanımının engellenmesine yönelik kurallar, düzenlemeler ve yasalardır.

Basın Konseyi’nin belirlediği Basın Meslek İlkeleri’nden 13. maddesinde “şiddet ve zorbalığı özendirici, insani değerleri incitici yayın yapmaktan kaçınılır” denilmektedir. Ancak Basın Konseyi, genel ahlak anlayışını, din duygularını, aile kurumunun temel dayanaklarını sarsıcı ya da incitici, gazetecilik mesleğini özel amaç ve çıkarlara alet edici, şiddet ve zorbalığı özendirici yayınlarda doğrudan harekete geçip karar alabilme yetkisine sahip değildir (İçel ve Ünver, 2005: 251). Basın Konseyi, sadece haber ya da yayından zarar gören veya rahatsız olan kişilerin şikayeti üzerine harekete geçmektedir.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi başlığıyla hazırladığı bildirgenin Gazetecinin Temel Görevleri ve İlkeleri başlıklı E bölümünün 3. maddesinde “Gazeteci, insanlar, topluluklar ve uluslararasında nefreti, düşmanlığı körükleyici yayından kaçınır. Gazeteci; her türden şiddeti haklı gösterici, özendirici ve kışkırtan yayın yapamaz denilmektedir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin öncülüğünde hazırlanan ve Avrupa Kültür Sözleşmesine Taraf Ülkelerin imzasına açılan Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesi bulunmaktadır. Söz konusu sözleşmenin “Yayıncının Sorumlulukları” başlıklı 7. maddesi şu şekildedir:

“1. Tüm program hizmeti unsurları, sunuş ve içerik açısından, insan değerine ve başlıklarının temel haklarına saygılı olacaktır.

54 b) şiddete uygunsuz şekilde önem vermeyecek ve ırksal nefreti kışkırtma eğiliminde olmayacaktır.

2. Çocukların ve ergenlerin fiziki, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek tüm program hizmeti unsurları, iletim ve alınma zamanı dolayısıyla onlar tarafından izlenebilecekleri zamanlara programlanmayacaktır.

3. Yayıncı, haberlerin gerçekleri ve olayları tarafsızca sunmasını ve fikirlerin serbest oluşumunu teşvik etmesini temin edecektir.”

Romanya Medya Kuruluşları Konvansiyonu’nun 2.1.5 no’lu maddesi “Gazeteci... bir olayı anlatırken, nefret ve şiddet içeren her türlü söylemden uzak durmalıdır” düzenlemesini içerir. Rusya Gazeteciler Kurultayı tarafından kabul edilen 1994 tarihli Rusya Basın Yasası’nda “Bir gazeteci kendi faaliyetlerinin neden olabileceği sınırlamaların, zulümlerin ve şiddetin tehlikelerini bilir” denilmektedir. ABD Profesyonel Gazeteciler Derneği’nin konu ile ilgili ilkesi şu şekildedir: “Gazeteciler haberlerden olumsuz biçimde etkilenebilecek kişilere karşı duyarlı olmalıdırlar. Çocuklara ilişkin haberlerde özel duyarlılık göstermelidirler.” (Aktaran İrvan, 2003: 73).

İngiliz Yayın İlkeleri arasında “Kışkırtıcı, suça teşvik edici, yerleşmiş düzeni bozabilecek hiçbir program unsuru kabul edilemez” ve “programların hiçbir unsuru zevk ve nezaket ölçülerine aykırı olamaz, toplumun duyarlılığını zedeleyemez” hükümleri bulunmaktadır (RTÜK, 1996: 253).

Türkiye’de Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun ile şiddet konusu düzenlenmiştir. Buna göre Kanun’un “Yayın İlkeleri”ni düzenleyen 4.maddesinde (b), (u), (v) ve (z) bendleri, şiddete ilişkin konuları düzenler. Söz konusu bendler şu şekildedir:

(b) Toplumu şiddete, teröre, etnik ayrımcılığa sevk eden veya halkı sınıf, ırk, dil, din, mezhep ve bölge farkı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik eden veya toplumda nefret duyguları oluşturan yayınlara imkan verilmemesi.

(u) Kadına, güçsüzlere ve küçüklere karşı şiddetin ve ayrımcılığın teşvik edilmemesi.

(v) Yayınların şiddet kullanımını özendirici veya ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı nitelikte olmaması.

55 (z) Gençlerin ve çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimini zedeleyecek türden programların, gençlerin ve çocukların seyredebileceği zaman ve saatlerde yayınlanmaması (Avşar, 2004: 8).

Türkiye’de Basın Yasası’nın 20. maddesinde şiddet unsuru içeren içeriğe ilişkin bir düzenleme getirilmektedir. Madde “cinsel saldırı, cinayet ve intihara özendirme” hallerinde verilecek cezaları düzenlemekte ve bir miktar para cezasını öngörmektedir (Akbaş, 2010: 508).

Kurumsal anlamda Doğan Yayın Holding’in de yayın ilkeleri bulunmaktadır. Bu ilkelerin 19. maddesinde “şiddet ve zorbalığı özendirici veya kışkırtıcı, bireyler, topluluklar ve uluslararasında nefret ve düşmanlığı körükleyici yayın yapılamaz. Bir grup ya da kişi, muhtelif sıfat, değerlendirme ve yöntemlerle ‘ötekileştirilip’ nefret öznesi haline getirilemez. Nefret suçlarını çağrıştıracak ifadelere kesinlikle yer verilemez.” denilmektedir. Madde de ayrıca şu ayrıntılara yer verilmiştir:

 Polis ve yargı haberlerinde, meydana gelen şiddetin kanlı ayrıntılarla ve pornografik bir dille anlatımından kaçınılır. Çocukları cinsel açıdan olumsuz etkileyecek yayın yapılmaz.

 Kamusal kimliği olmayan kişilerin fotoğraf ve görüntüleri, haber değeri ve kamu yararı söz konusu olmadığı müddetçe, izinsiz çekilemez ve yayınlanamaz. Yayınlanan fotoğraf ve görüntülerin, arşiv, animasyon, canlandırma gibi nitelikleri mutlaka belirtilir.

 Cesetleri yakın plan gösteren, kan ve şiddet unsurları içeren fotoğraf ve görüntüler kullanılamaz.

 İntihar haberlerinde yönteme ilişkin özendirici ve öğretici ayrıntılara yer verilmez(http://kurumsal.dogangazetecilik.com/kurumsal_yonetim_menu_1_ 2.asp, Erişim Tarihi: 03.06.2014). Ancak uygulamaya bakıldığında, bu yayın ilkesiyle benzer olarak 4. maddenin çocukları ve gençleri korumayı amaçlayan “z” bendinin Kanal D tarafından 38 kez ihlal edildiği görülmektedir. Kanal D’nin, “z” bendinin ihlali bağlamında ulusal televizyon kuruluşları içindeki payı ise yaklaşık olarak % 19’dur. Kanal D, bunun haricinde şiddet kullanımını özendirici nitelikteki yayınları yasaklayan “y” bendini de 6 kez ihlal etmiştir (Baykal, 2007: 114).

56 Duran, şiddet ve ayrımcılık içeren olayların haberleştirilmesine ilişkin dört ilke önermektedir:

 Haberde dilin dikkatli kullanılması,

 Kamunun haber alma hakkı ile mağdur ya da zanlının kişilik haklarının dengelenmesi,

 Şiddet ve ayrımcılığı özendirmekten kaçınıp olumsuzluğa dikkat çekilmesi,  Mağdur ya da zanlıya ilişkin olayla doğrudan ilgili olmayan, şiddet ve

ayrımcılığı körükleyebilecek bilgilerin verilmemesi (Aktaran Akbaş, 2010: 507).

Medyada şiddetin önlenmesine yönelik bu kural, düzenleme ve yasaların yanı sıra sağlık haberciliğinde de hassasiyet gösterilmesi yönünde etik ilkeler oluşturulmuştur. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Sağlık Muhabirliği Birliği (AHCJ), ABD-Profesyonel Gazeteciler Derneği Etik İlkeleri, Amerikan Tıp Yazarları Birliği Etik İlkeleri, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi, Türk Tabipler Birliği Tıp Meslek Ahlak Kuralları, Sağlık Habercileri Birliği-İlkeler Bildirisi, Eğitim ve Sağlık Muhabirleri Derneği (ESAM) Etik İlkeleri sağlık haberlerinde etik sorunların önlenmesi için oluşturulan bir dizi kurallar mevcuttur.

Çınarlı (2008: 224), Türkiye’de daha sağlıklı bir toplum için “iyi hekimlik” ve “iyi gazetecilik” yapmanın gerekliliğine inanan bir grup bilim adamı, gazeteci ve hekimin katılımıyla gerçekleşen toplantıda, sağlık haberciliği ile ilgili kararlar alınmıştır. Halkın Yararı İçin Sağlık Haberciliği Bildirgesi’nin (1999) 3. maddesinde, “sağlık habercisinin haber yapma özgürlüğüne yönelik hiçbir baskıya izin verilmemelidir” ve 4. maddesinde “sağlık haberinin sorumluluğunu sağlık habercisi taşımalıdır” denilmektedir. Bu kurallar haberlerin sosyal sorumluluk anlayışı ve etik kurallar çerçevesinde yayınlanması için oluşturulmuştur.