• Sonuç bulunamadı

2.5. Sağlıkta Şiddetin Nedenleri

2.5.2. Örgütsel/Kurumsal Faktörler

Sağlık çalışanları ile hasta arasındaki ilişkinin niteliğini sadece iki tarafın iletişimi belirleyemez. Bu ilişkinin niteliğini, sağlık kurum ve kuruluşun özellikleri de belirler. Kurum ve kuruşun fiziksel çevre ve altyapısı, insan kaynakları ve iş yeri kültürü ve iklimi gibi faktörler de sağlık çalışanı ile hasta ve hasta yakınları arasındaki ilişkide belirleyici rol oynayabilir.

Sağlık hizmetinin sunulduğu kurum ve kuruluşlar, hizmetin özelliği ve çeşitliliği nedeniyle oldukça karmaşık yapılardır. Kaygı düzeyi yüksek kişiler (hasta, hasta yakınları, hasta olduğunu düşünenler) bu alanlarda hizmet almaktadırlar.

93 Değiştirilemeyecek bu özelliğe ek olarak; bekleme alanlarının yetersizliği, havasız ve uygun ışıklandırmanın olmadığı ortamlar, yönlendirmelerin eksikliği gibi fiziki alt yapıeksiklikleri hizmet alanların ve verenlerin stres düzeyini yükseltmekte ve şiddete yol açabilmektedir. Sağlıkla ilgili rutin ya da değişiklik yapılan uygulamaların halka tam olarak anlatılmamış olması, eksik ve hatalı bilgiler hasta ve hasta yakınlarında gerçekleştirilmesi mümkün olmayan beklentilere neden olmakta, bu beklentilerin karşılanamaması da şiddete başvurmalarına neden olabilmektedir (Sağlıkta Şiddeti Önleme Komisyon Raporu, 2013: 169).

Sağlık kurumlarındaki personel yetersizliği veya kötü yönetimden kaynaklanan uzun beklemeler, geciken randevular, aşırı iş yükü, olumsuz çalışma koşulları, hastalara yeterince zaman ayıramama, boş yatak bulunmaması, hastalar için asgari konfor ve güvenliğin sağlanmaması, hastane güvenliğinin yetersizliği (Aydın, 2008: 4) park olanaklarının yetersizliği ve hastanelerin yedi gün yirmi dört saat halka açık olması ve hizmet vermesi gibi örgütsel faktörler sağlık çalışanı ile hasta ilişkisini etkilemekte ve bu kurumlardaki olumsuz koşullar, şiddete zemin hazırlayabilmektedir. Bir hastane ortamında hasta, doktorla yüzyüze gelene kadar, birçok bürokratik işlemleri yerine getirmek durumundadır. Bu işlemler, çoğu zaman çok can sıkıcı bir hal alabilmektedir. Aynı zamanda, hasta bu işlemlere ne kadar canı sıkılmış olursa olsun, hiçbir zaman doktora bu işlemlerden yakınamayacağını, çünkü konunun doktorun uzmanlık alanının dışında kaldığını bilmektedir. Hastanın yaşadığı bu olumsuzluklar, hastayı doktor karşısında rahat bir konuma itmeyecektir (Cirhinlioğlu, 2012: 71).

Ankara Tabip Odası’nın sağlıkta şiddet üzerine 2008 yılında hazırladığı raporda, şiddeti artıran nedenler arasında sağlık kurum ve kuruluşlarına da dikkat çekmiştir. Raporda, hastanelerde çalışanları koruyacak mekanizmaların yetersiz veya olmadığı, hastane idaresinin çalışanlara sorunları çözmede yeterli desteği vermediği bu durumun hasta ve yakınlarının saldırganlığını artırdığı ifade edilmiştir (2008). Raporda; sağlık politikalarından ve hastane idarecilerinden kaynaklanan nedenler şu şekilde sıralanmıştır:

94  Personel yetersizliği veya kötü işletmecilikten kaynaklanan beklemeler,  Uzayan kuyruklar, geciken randevular, boş yatak bulunamaması,

 Hastalar için asgari konfor ve güvenliğin sağlanamaması, (Örneğin ağrılı, bitkin, endişeli hastaların saatlerce poliklinik kapılarında oturacak bir sandalyeden mahrum halde beklemeleri)

 İlaç, alkol ve madde bağımlılığı olan, şiddet öyküsü veren, psikiyatrik hastalık tanısıalmış personelle çalışma,

 Yemek ve ziyaret saatlerinde personel sayısının iyice azalması,  Hastanede sağlık personelinin tek başına çalışması,

 Hastane güvenliğinin yetersizliği,

 Hastanede sınırsız dolaşma özgürlüğünün olması,

 Hastane koridor ve ünitelerinin aydınlatılmasındaki yetersizlik,  Hasta bekleme alanlarının konforsuz olması,

 Farklı karakterde hastalarla iletişim sürdürebilmek için personelin eğitimsizliği,

 Personel ve hastane idaresinde kriz yönetimi politikası eksikliği,

 Sağlık kurumlarının yönetiminde gözlenen iş odaklılık, verimsizlik ve ticarileşme.

Sağlıkta sık değişen uygulamalar, örneğin bugün ödenen bir ilacın, yarın geriödemeden çekilmesi; hasta sevk ve kabul usüllerindeki değişiklikler. Tüm bu verilerden anlaşıldığı üzere şiddetin çok farklı nedenleri vardır (Hahn vd., 2008: 431- 41; Camerino vd., 2008: 35-50; Shields ve Wilkins, 2009: 7-19). Isparta-Burdur Tabip Odası raporunda ise (2008) sağlık çalışanına uygulanan şiddetin % 90 nedeni direkt sağlık çalışanının yapmış olduğu işten kaynaklanmadığı, diğer sebeplere bağlı meydana geldiği belirtilmektedir. Raporda, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarına bakıldığında, % 68’i çalıştıkları kurumların kendi güvenlikleri için yeterli önlem almadığını, % 81’i çalıştıkları kurumu güvenlik konusunda kötü veya vasat

95 pozisyonda bulduğunu, % 87’si kendilerine güvenlik eğitimi verilmediğini, % 71’i iş yerlerinde iş yeri doktoru olmadığını ifade etmiştir (Aydın, 2008: 22-28).

Sağlıkta şiddetin kaynaklarının araştırıldığı çalışmada; çalışanlar, örgütsel yapı ve iklimin % 58 ile şiddetle ile ilgili faktörlerin başında geldiğini belirtmektedir. Muayene veya tedavi olmak için hastaların bekleme sürelerinde artışlar % 39, hastalarla fiziksel iletişimin artması % 24, yetersiz sayıda personel ve ekipman ile çalışmak durumunda kalınması % 28, çalışanların düşük ücretler alması % 14, aşırı işyükü % 13 ve yönetim biçimi ve katı bürokratik yapı % 13 sırasıyla gelen nedenlerdir (Mandıracıoğlu ve Cam, 2006: 502).

Sağlık çalışanlarının güvenli koşullarda çalışması ve olabilecek şiddet riskinin azaltılması için güvenli ortamın sağlanması, çalışanların eğitilmesi, mevzuatların düzenlenmesi gerekmektedir (Al vd., 2012: 121). Sağlıkta şiddeti azaltmak için, güçlü bir örgütsel bağlılık zorunludur (Hahn vd., 2012: 2685). Günümüz sağlık hizmetlerinin hastane ya da diğer sağlık kurumlarında sürdürülmesi, yoğun bilgi ve teknolojik ortamlarda geçmesi ve doktor dışı değişik sağlık çalışanlarının tanı ve tedavi işlemlerinde yer alması hastanın güven duygusunu derinden etkileyen unsurlardır. Bu nedenle hastadaki güven yalnızca doktora duyacağı güvenle sınırlı değildir. Hastane veya sağlık kurumuna ve diğer sağlık çalışanlarına karşı geliştireceği güven duygusu da onun tıbbi yararını etkileyecektir. Örneğin, bir hastane laboratuvarlarında tetkik sonuçlarının sürekli yanlış çıktığının duyulması, hem o hastaneye karşı hem de doktoruna karşı hastanın geliştireceği güven duygusunu olumsuz yönde etkileyecektir (Aydın, 2001: 75).

Sağlık Bakanlığı’nın gerek güvenlik tedbirleri, gerekse diğer pek çok uygulamayı hayata geçirmekle birlikte son yıllara kadar sağlık çalışanlarına yönelik şiddet konusunda temel bir politika oluşturamadığı ve bu durumun sağlık çalışanlarının şiddete uğrama durumunda sorunu birbirinden farklı yöntemlerle çözmeye çalışmalarına neden olduğu, konuyla ilgili sistematik bir davranış modelinin olmadığı yine bu durumun hizmet alanların şiddet uygulama konusunda kendilerini rahat hissetmelerine neden olduğu belirtilmiştir (Sağlıkta Şiddeti Önleme Komisyon Raporu, 2013: 170-171).

96