• Sonuç bulunamadı

Merkezileşme ve Otokratikleşme Eğilimleri: 1976 Tüzüğü

2.3. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Örgütsel Değişim ve Gelişim Süreci

2.3.18. Merkezileşme ve Otokratikleşme Eğilimleri: 1976 Tüzüğü

1976 yılında toplanan 23. CHP Kurultayı’nda kabul edilen 1976 Tüzüğü, 1974 Tüzüğü’nün aksine, genel başkanın merkezileşme ve otokratikleşme eğilimlerini ortaya koymuştur. Başka bir ifadeyle, 1974 Tüzüğü ile parti içi demokrasinin gelişimi yönünde

yakalanan ivme 1976 Tüzüğü ile kaybedilmiştir. Genel Başkan Bülent Ecevit her ne kadar İnönü ile yaşadığı parti içi çekişme sürecinde parti içi demokrasinin sağladığı imkanlardan sonuna kadar yararlanmış olsa da, parti içerisinde tartışılmaz bir güç elde ettikten sonra aşırı merkeziyetçi otokratik bir eğilim içerisine girmiştir (Bakşık, 2009: 407). Bu süreçte parti içi demokrasinin gelişimi yönünde bazı adımlar atılmış olsa da, merkezde otokratik bir yönetim anlayışı ortaya çıkmıştır.

1976 Tüzüğü ile Parti Meclisi ve Merkez Yönetim Kurulu kaldırılmış, yerine Genel Yönetim Kurulu adıyla tek bir karar ve yönetim organı kurulmuştur. Kurultay tarafından seçilen 20 üyeden oluşan ve Genel Başkan başkanlığında toplanan Genel Yönetim Kurulu’na, partinin genel politikasının ve stratejisinin belirlenmesi ile ilgili toplantılarda Meclis ve Senato Grup Başkan Vekillerinin de katılması ve oy kullanması kabul edilmiştir. Yine, Gençlik ve Kadın Kolları Genel Başkanları da -birkaç istisna dışında- Genel Yönetim Kurulu toplantılarına katılma ve oy kullanma hakkına sahiptirler (CHPT, 1976: md. 31). En az 7 günde bir olağan olarak toplanan Genel Yönetim Kurulu’nun, Genel Başkanın, Genel Başkan bulunmadığı takdirde de Genel Sekreterin ya da Genel Yönetim Kurulu üyelerinin 1/3’ünün talebi ile her an toplanabilmesi karara bağlanmıştır (CHPT, 1976: md. 34).

1976 Tüzüğü ile Parti Meclisi’nin kaldırılması yerel örgütlerin merkezde karar alma ve politika belirleme sürecindeki etkisinin zayıflamasına neden olmuştur. Yeni örgüt yapısında Genel Yönetim Kurulu üyeleri arasından seçilecek olan Genel Sekreter, artık sadece parti içi yazışmaları takip eden bir bürokrat konumuna indirgenmiştir. Genel Sekreterin Genel Yönetim Kurulu üyelerinin salt çoğunluğunun kararıyla görevden alınabilir hale gelmesi (CHPT, 1976: md. 32), onun Genel Başkanın örgüt içindeki güç ve otoritesini kısmen de olsa dengeleyen rolünü ortadan kaldırmıştır.

1976 Tüzüğü’nün getirdiği en önemli yeniliklerden biri “Küçük Kurultay”dır. Küçük Kurultay Genel Başkan başkanlığında, Genel Yönetim Kurulu üyeleri, Meclis ve Senato Grup Yönetim Kurulları, il başkanları, il temsilcileri, partili il belediye başkanları, gençlik ve kadın kolları merkez yönetim kurulu başkan ve üyeleri, il gençlik kolları ve kadın kolları başkanları, önceden belirlenmiş sendika ve meslek örgütlerinin partili başkanları ve merkezde kurulan komitelerin başkan ve üyelerinin katılımı ile gerçekleştirilecektir. Yılda en az 2 defa toplanması kabul edilen Küçük Kurultay, Genel Yönetim Kurulu’nun sunacağı raporun değerlendirildiği, ülkenin genel siyasi durumu, ekonomik ve sosyal sorunlarının tartışıldığı, partinin plan ve stratejisinin görüşüldüğü bir istişare organı niteliği göstermektedir (CHPT, 1976: md. 45). Her ne kadar Küçük Kurultay’ın toplanması Parti Meclisi’nin kaldırılması ile

oluşan boşluğu doldurur bir görüntü vermiş olsa da, bir istişare organı olarak kurgulanan Küçük Kurultay’ın Parti Meclisi’nin alternatifi olabilmesi mümkün değildir.

1976 Tüzüğü ile partinin üyelik sistemi yeniden alınmış, üyeliğin kesinleşmesinden sonraki 6 ayı kapsayan “aday üyelik” getirilmiştir (CHPT, 1976: md. 8). Her ne kadar bu düzenleme öncesi CHP’de halihazırda adı konulmamış bir aday üyelik sistemi geçerli olsa da, asil üyelerle aynı sorumluluklara sahip, ancak parti üyesi sıfatına sahip olmayan, örgüt içi seçimlerde seçme ve seçilme haklarını kullanamayan geçici bir üyelik mekanizması oluşturulduğu görülmektedir.

1976 Tüzüğü ile en alt örgüt birimi olan Parti Görevlisine üyelik başvurusu alabilme yetkisi tanınmıştır (CHPT, 1976: md. 22A). Parti Görevlisi üyelik başvuru belgesinin bir örneği kendisinde kalacak şekilde başvuruyu 15 gün içerisinde ilçe örgütüne iletecektir. İlçe örgütüne doğrudan yapılan üyelik başvurularının bir örneği de 15 gün içerisinde Parti Görevlisine bildirilecektir (CHPT, 1976: md. 7). Böylece, Parti Görevlisi kendi muhtarlık seçim çevresinde üyelik başvurularını takip edebilme imkanına kavuşmuştur. Diğer taraftan, üyelik başvurularının reddedilmesi halinde başvuru yapan kişinin sadece “il yönetim kurulu”na itirazda bulunabileceği belirtilmiş, bir üst yönetim organı olan Merkez Yönetim Kurulu’na itiraz hakkı kaldırılmıştır (CHPT, 1976: md. 9).

1976 Tüzüğü ile merkez, il ve ilçe yönetim birimlerinde işçi, köylü, esnaf ve sanatkar komiteleri, köy ve mahalle birimlerinde de çalışma grupları oluşturulmasına karar verilmiştir (CHPT, 1976: md. 39). Böylece, CHP’nin halkla bütünleşme sürecinden taviz verilmediği görülmektedir. Yine, partinin geleneksel organlarından biri olmakla birlikte, kuruluşundan beri görev ve yetki bakımından sürekli değişime uğrayan “parti müfettişliği” kaldırılmış, yönetim organlarını denetlemek üzere “parti denetmenliği” kurulmuştur (CHPT, 1976: md. 43).

1976 Tüzüğü milletvekili adaylarının belirlenmesinde parti içi demokrasi açısından oldukça ilerici bir adım atmıştır. Milletvekili adaylarının % 95’inin “delegeler” değil “tüm kayıtlı üyelerin” katılımıyla yapılacak önseçim ile belirlenmesi (CHPT, 1976: md. 66), % 5’inin de il yönetim kurullarının görüşü alınarak Genel Yönetim Kurulu tarafından belirlenmesi kabul edilmiştir (CHPT, 1976: md. 67). Milletvekili adaylarının belirlenmesinde kayıtlı üyelerin görüşünün sorulması parti içi demokrasinin gelişimi bakımından önemli olarak kabul edilebilir. Ancak, üye yazım sisteminde yaşanan aksaklıklar ve parti içi siyasi çekişmelerin neden olduğu rasyonel olmayan üyelik yapısı CHP’nin üye bazında önseçime hazırlıklı olup olmadığı konusunda çekincelere neden olmuş, 1977 Genel Seçimleri öncesi

milletvekili adaylarının belirlenmesine üye bazında önseçim gerçekleştirilememiştir (Erdoğan, 2000: 189).

1976 Tüzüğü ile önseçime milletvekilliği, belediye başkanlığı, belediye ve il genel meclis üyeliği yapmış olanların, seçimle örgüt içerisinde bir göreve gelmiş olanların ve en az 3 yıllık üye olanların katılabileceği belirtilmiştir. Ancak, Genel Yönetim Kurulu kararı ile yapılan doğrudan üyeliklerde bu şart aranmamaktadır. Eğer adaylık yoklamasına az kişi başvurursa adayların Genel Yönetim Kurulu tarafından belirlenmesi kabul edilmiştir (CHPT, 1976: md. 68).