• Sonuç bulunamadı

Memurluğun Avantajları ve Dezavantajları

Belgede Toplumsal bir tip: Memur (sayfa 86-90)

2.3. Metodoloji

3.1.6. Memurluğun Avantajları ve Dezavantajları

Her meslekte olduğu gibi memurluk mesleği de belli avantajlar ve dezavantajları bünyesinde barındırmaktadır. Memurluğun avantajlarının neler olduğuna dair yürütülen görüşmelerde memurlar; iş garantisinin olması, sosyal güvence sağlaması, düzenli alınan bir aylığın olması gibi etkenler etrafında birleşmektedir. Aslında tüm bu etkenler insanların memur olma istemlerinin nedenlerinde görüldüğü gibi hemen hemen ortaktır. Memurlukta görülen bu avantajlar daha çok ekonomik temele dayanmaktadır.

“Garanti işin olması, sosyal güvencelerin olması, sağlık sektöründe her hastaneye gidebiliyor olması. Ama bunlar dışında daha fazla avantajının olduğunu düşünmüyorum” (M. B., Erkek, 50, Belediye).

“Garanti bir meslek olması. Ayağını yorganına göre uzatır, gelirine göre harcama yaparsın” (A. K., Erkek, 56, Nüfus).

“Bir tek iyi tarafı maaşı gününde alması” (G. K., Kadın, 49, Nüfus).

“Memurluğun avantajları çalışma saatlerinin belirli olması, iş garantisinin olması. 8-5 çalışıyorsun, 5’ten sonra çalışırsan mesaini alacaksın. Belirli günlerde, belli yıllık izinlerin oluyor” (K. G., Erkek, 39, Üniversite).

Memurun aylığını gününde alması, belli izin günlerinin olması, sosyal güvence ve sosyal haklar sağlamasıyla beraber insan ilişkilerinde kişinin kendisinin ifade etmesi bakımından avantajlı olarak görülmektedir. Sosyalleşme bakımından insanlarla iletişim halinde olmak ve kendisine saygı duyulmasının değerli olduğu ifade edilmektedir.

“İnsanlarla iletişim kuruyorsun, öyle bir faydası var. Kendini ifade etme olayın güzeldir yani insanlar seni dinler sana saygı gösterir, böyle de güzel avantajları var memurluğun” (H. B., Erkek, 44, Milli Eğitim).

Görüşmecilerin ifadelerinde de görüldüğü üzere memurluğun en önemli avantajı alacağı aylığın zamanında alınmış olmasıdır. Memurluğun avantajlarının yanı sıra dezavantajları da bulunmakta ve avantajlarından çok dezavantajları göze çarpmaktadır. Memurluğun avantajlarında gördüğümüz iş garantisi sağladığı düşüncesi dezavantajlarında da memurun kendisini geliştirmemesi, mesleğinde ilerlememesi ve bunun sonucunda meslek körlüğüne yol açtığı vurgulanmıştır. Görüşmecilerden M. B., iş garantisinin memura güven vermesinden ötürü memurun bir süre otomatikleştiğinden söz etmektedir.

“Memurluk güven sağlıyor, arkamıza yaslanıp yatıyoruz, kendimizi geliştirmiyoruz ve belli bir zaman sonra meslek körlüğü denen hastalık meydana çıkıyor. Artık moda mod çalıştığınız için, noterdeki memurlar mesela evraka hiç bakmaz direk mühür basar, bu meslek körlüğüdür. Çünkü o artık otomatiktir. Ama masa değiştirse, evrak yazmaya geçse ya da şahit dinleme moduna geçse ya da her alanda çalışsa, kendini geliştirmiş olsa meslek körlüğü olmayacak. Körlük oluşturuyor, insanları pasifize ediyor (M. B., Erkek, 50, Belediye).

Memurun kendisini geliştirmemesi meslek körlüğüne yol açtığı görülmektedir. Ancak yürürlükte olan kanunlar, mevzautlar, yönetmelikler memur kendisini geliştirmek istese de önünde engel olarak görüldüğü ifade edilmiştir. Memurun sadece verilen işi yapması, imkanlar dahilinde çalışması memuru stabilize ettiği düşünülmektedir.

“Kişi kendini geliştiremiyor. Çünkü kanunlar gelişmeyi engelliyor” (G. S., Erkek, 36, Belediye).

“Kişi kendini monotonlaştırıyor, geliştiremiyor. Sadece verilen görevi yapmak, işleri yürütmek, kendini geliştirmenin imkânının olmaması gibi nedenler kişinin monotonlaşmasına yol açıyor. Mevzuatlar engel, şefsen insiyatif alsan bile yapmasaydın diye personeli usandırıyor” (H. A., Erkek, 37, PTT).

Bir başka dezavantaj da, memurların çalışma saatleri ve emeklilik yaşlarıyla ilgilidir. Bu durum daha çok kadın memurlarda dezavantaj olarak görülmektedir. Toplumsal cinsiyet rolleri sebebiyle kadınların bir yandan memuriyet hayatını devam ettirmesi bir yandan da özel hayatında eviyle, ailesiyle ilgilenmesi bir anlamda çifte görev üstlendiğini göstermektedir. Bu bakımdan çalışma saatlerinin azaltılması ve emeklilik yaşının erkene alınması gerektiği düşünülmekte ve mevcut koşulların dezavantaj olarak görüldüğü ifade edilmektedir.

“Kadınlarda çalışma saatleri azaltılmalı ve emeklilik yaşı daha erkene alınmalı. Burada 8 saat çalışıyorsun ve o yorgunlukla eve gidiyorsun. Sonra eve gidip yemekti, temizlikti, çocuğun dersleriydi derken dinlenmeye vakit bulamıyorsun neredeyse. O yüzden yani çalışma saatleri bana göre dezavantaj ve azaltılmalı” (Y. A., Kadın, 35, Tarım).

“Yoğun çalışma koşulları, mesai, emeklilik yaşının ileri yaşa taşınması bence dezavantajın en büyüğü. Mesela 22 yaşında devlet memuru olan biri 58 yaşında emekli oluyor. Maaş düşecek diye emekli olmak istemiyor. Ama sorsanız her gün işe heyecanla gelmek istiyor mu acaba. Mesela bir cep telefonu aldığınızda kullanılabilirlik süresi var. 36 yıl çalışan memur istenilen seviyede, kaliteye sahip olacak biçimde hizmet vereceğini ben düşünmüyorum, dürüst olmak gerekirse” (M. D., Erkek, 38, Belediye).

Devlet memurunun yürüttüğü görevi dışında ikinci bir mesleği yapması kanunlarca yasaktır. Söz gelimi bir öğretmen hem devlet memuru olarak hem de özelde öğretmenlik yaparak görevini devam ettiremez ya da mesleği dışındaki bir alanda yetenekliyse de o alanla ilgili resmi bir iş yürütemez. Bu anlamda memurluk dezavantaj olarak görülmektedir.

“Memurun aldığı maaş bellidir bunun dışına çıkamaz. Memur belki başka alanlarda da yeteneklidir, başka iş yapmak isteyebilir. Başka iş yapmak isteyenler için dezavantajdır. İkinci iş yaptırmaz çünkü devlet memurluğu” (A. K., Erkek, 56, Nüfus).

Memurun aldığı aylığın belli olması ve onun dışına çıkamaması bir yandan avantaj olarak görülürken diğer yandan da dezavantaj olarak görülmektedir. Temel ihtiyaçlar ve eğitim harcamaları memura ayağını yorganına göre uzatması gerektiği düşüncesini hatırlattığı vurgulanmıştır.

“Devlet memuru aldığı maaş bakımından bir de kendisi tek çalışıyorsa, ekonomik olarak çok fazla özgür olamaz. Hayat şartları, çocukların eğitimi, genel giderler, yeme içme derken alınan maaşla ay sonu çıkmaz” (M. B., Erkek, 50, Belediye).

“Şimdi eskilerde memur için ne uzar ne kısalır derlerdi. Yani maaş açısından belli bir yere kadardır. Tek maaşlıysan ona göredir harcaman. Ayağını yorganına göre uzatmak zorundasın. Öyle çok lüks yaşayamazsın, çok lüks araçlarda, çok lüks evlerde kalamazsın”(H. B., Erkek, 44, Milli Eğitim).

Memurların insanlarla ilişkisi, yüz yüze gelme durumu çalıştığı kuruma ve görev türüne göre değişmektedir. Sözgelimi PTT’de gişede çalışan bir memurun insanlarla yüz yüze gelmesi sık olurken, KYK’nda personel işlemlerinde çalışan memurun daha az olmaktadır. İnsanlarla iç içe, sürekli yüz yüze gelme durumu kimi zaman insanların işleri yürütülmediğinde memur ile tartışmalarına sebep olmaktadır. Bu anlamda memurlar insanlardan hakaret işittiğini ve sözlü şiddete maruz kaldığını ifade ederek bunu memurluğun en büyük dezavantajı olarak görmektedirler.

“Halkla iç içesin, bizim kurum açısından böyle en azından. Her an her türlü şeye maruzsun burada. Hastalığından, saldırısından, kininden, sevgisinden. Yani insanlarda kin de oluyor sevgi de oluyor. Kimi geliyor sana teşekkür ediyor kimi geliyor küfür ediyor” (G. K., Kadın, 49, Nüfus).

“Sözlü şiddet, memura hakaret, vatandaş baskısı en büyük dezavantaj. Bir de şu anda eskide olduğu gibi vatandaş için hizmet değil para için vatandaş düşüncesi var. Dolayısıyla bu da müşteri mantığına dönüyor. Vatandaş değil artık müşteri oluyor karşımızdaki. Vatandaş müşteri oldu, banka gibi. Ama bankadaki gibi değil bankadan kalite olarak düşük, bakkal gibi davrandıkları bir yer olarak görüyorlar PTT’yi. Bankaya gittiğinde en azından bir saygı var ama bize geldikleri zaman seviye, saygı yerlerde” (M. B., Kadın, 29, PTT).

Bir başka dezavantaj da, memurlukta yükselmelerin liyakat esası gözetilerek olmamasıdır. Yükselmelerin daha çok referansla, adam kayırmayla, torpille gerçekleştiği düşünülmektedir. Herhangi bir kişinin bir göreve yükselirken o işe layık olup olmadığına, ne kadar bilgi sahibi olup olmadığına bakılmadan yükseldiği ifade edilmektedir.

“Memurlukta liyakat esaslarına göre ilerleme çok az. Ama özel sektörde böyle değil. İşçi olarak girdin Ceo olarak çıkabilirsin. Ama biz de memurlukta dayın varsa yükselirsin yoksa kafanın ne kadar çalıştığının bir önemi yok. Kendini ne kadar geliştirdin, bilgisayar, dijital dünya hiçbir önemi yok. Karşına geçer bir tanesi hiçbir şeyden anlamayan, ömründe bir defa mail atmamış adam gelir karşına müdürüm ya da baş müdürüm der” (Z. Y., Erkek, 38, PTT).

Liyakat konusu memurların yetki ve sorumluluk alma istemleri başlığında ele alınacağından burada değinilmeyecektir. Görüşmecilerin ifadelerinden hareketle memurluğun iş garantisi sağlama, düzenli bir aylık gelir elde etme, sosyal güvence, sosyal haklar, sosyalleşme, iyi iletişim kurabilme gibi avantajları bünyesinde barındırdığını görmekteyiz. Mevzuatların, kanunların kişinin kendini geliştirmesinde engel olarak görülmesi, çalışma koşulları, emeklilik yaşı, vatandaş ile içli dışı olma, yükselmelerde liyakatın gözetilmemesi, aylığın harcamalara kısıtlama koyması gibi etkenlerde dezavantaj olarak görülmektedir.

Belgede Toplumsal bir tip: Memur (sayfa 86-90)