• Sonuç bulunamadı

Aslında KPSS Yeterli Ama?

Belgede Toplumsal bir tip: Memur (sayfa 113-116)

3.2. Memuriyet Deneyimleri

3.2.7. Aslında KPSS Yeterli Ama?

2002 yılından itibaren ÖSYM tarafından yılda bir defa yapılan KPSS’yle kamu kuruluşlarına memur alımı yapılmaktadır. Memur olabilmenin ön koşulu KPSS’ye girmektir. KPSS’den sonra kurum bazında açılan sınavlar ya da mülakatlar yoluyla memur olunabilmektedir. Görüşme yapılan memurların kimisi açıktan alımla, belli bir eğitim seviyesine sahip olmak şartıyla memur olurken kimisi de ki, büyük çoğunluğu KPSS’ye girerek memur olmuşlardır. Bu başlık altında, görüşülen memurların KPSS’ye bakış açıları, kendi girdikleri yıl ile günümüzdeki sınavın zorluk ya da kolaylığına dair düşünceleri, memur olabilmek için KPSS’yi yeterli bulup bulmadıkları, önerdikleri var ise nasıl bir öneri olduğu gibi düşünceler üzerinde durulacaktır. Memurlara göre, KPSS temel bir sınav olup memuriyete geçişte başvuru sayısının fazla olması nedeniyle eleme adına önemli ve gerekli bir sınavdır. Günümüzde kamu kuruluşlarında toplam 3.129.304 çalışan yer alırken bunun 2.430.101’ini (URL-8) memurlar oluşturmaktadır. Esasında bu sonuçlar memurluk mesleğinin günümüzde rekabet edilen, çalışmak için uygun, ideal bir meslek olarak görüldüğünü göstermektedir.

“KPSS dışında gerekli bir sınav varsa yapılmalı. Devletin KPSS ile çözebildiği yerler var, olmayan yerlerde ek sınav yapılabilir. KPSS temel, önemli bir taş. Devletin de işini kolaylaştırıyor. İnsanları eliyor en azından. KPSS Benim girdiğim yıIa nazaran sayısal mantıktır, sözel mantıktır daha da zorlaştı. Alımlarda mülakatlar olmalı ama alınacak kişi uyumlu çalışabiliyor mu? liyakat sahibi mi? Gözetilmeli” (A. K., Kadın, 45, KYK).

Memurlar, memur olabilme sürecinde ilk adımda KPSS’nin olması gerektiğini ifade etmişlerdir. Ancak bazı memurlar KPSS’yi tek başına yeterli görmeyip alım yapılacak kurum bazında ya da ilgili alana dair ek sınavın veya mesleki bir sınavın yapılması gerektiğini vurgulamışlardır. KPSS puanı düşük olduğu halde adam kayırma, akraba kayırma, referans vb. aracılığıyla atananların olduklarını dile getirmişlerdir. Bir bakıma “emmi-dayı” olayının memur olabilme sürecinde etkin rol oynadığı görülmektedir. KPSS’den sonra yapılan mülakatlarda liyakatın, seçilen kişinin memur olabilmek için gerekli niteliklere sahip olup olmamasının gerektiği şekilde gözetilmediği vurgulanmıştır.

“KPSS memur olabilme sürecinde yetersiz bana göre. KPSS dışında bir yıllık adaylık süreci yapılmalı ve bu süreci çok iyi değerlendirmek ve memurluğa layık olmadığı düşünülen kişiler elenmeli. Görüyoruz şu adam az puan aldı ama atandı diye. Bu olmamalı, liyakat gözetilmeli” (M. B., Erkek, 50, Belediye).

“Atandığı kurumun kendi içinde ikinci bir sınav yapılmalı, KPSS hariç. KPSS’si az ama yinede atanmış diye duyuyorum, o yüzden kpss çok önemli değil. Eğitimin kalitesi artmalı, yerleşmek zor olmalı” (A. K., Erkek, 56, Nüfus).

“KPSS yeterli değil. Torpil, adam kayırmacılık yaygın. Çocuklar küçüklükten ilgi alanlarına yönlendirilebilir” (G. K., Kadın, 49, Nüfus).

“KPSS’nin benim için bir anlamı yok. KPSS’ye olan bir güvenim yok. Fizikten birinci olan ama atanamayan adam da görüldüğü gibi sınav değil mülakat önemli yani torpil. Bizim kurum içinde artık PTT’nin kendi sınavı oluyor. Burada da bence referans işliyor” (H. A., Erkek, 37, PTT).

Memurlar, KPSS’nin memur olabilme sürecinde gerekli, temel belirleyici olduğu yönünde fikir beyan etmiş olsalar da, esasında bir güvensizliğin olduğu görülmektedir. Kendileri de birer memur olmalarına karşın, memur olma sürecinin hakkaniyetli yürütülmediğinden yakınmaktadırlar. Liyakatın göz ardı edilmesi, atamalarda referans, adam kayırma, akraba kayırmanın etkili olması, mülakat sürecinin doğru bir şekilde işletilmediğini göstermektedir. Dolayısıyla mülakatlarda yapılan referans işletilmesi süreci memurların gözünde torpilden çok da farklı bir anlama gelmemektedir. Dahası memurlar, bu sürecin uzun yıllardır devam etmesinden ötürü bu durumun bir sistem haline geldiğini ve değişeceğine dair bir güvenlerinin olmadığını ifade etmişlerdir. Bu düşüncelerden hareketle Türkiye’de memur olma sürecinin olumlu bir evrede olmadığını söyleyebiliriz.

Görüşmecilerden M. B., KPSS’nin memur olabilmek yeterli olduğunu düşünmektedir. Kişi ne kadar çok sınava girerse o kadar çok stresli, gergin olmaktadır. Memur olabilme sürecinde yaşanan stresin çok fazla olduğunu düşünmekte ve bu kadar çok stresin gereksiz olduğunu ifade etmiştir. Bununla beraber KPSS’nin geçmiş yıllara göre zorlaştığını söylerken şu sözleri aktarmıştır:

“KPSS yeterli bir sınav, ek bir sınava ihtiyaç yok memur olabilmek için. Çünkü ne kadar çok sınav olursa o kadar stres oluyor, memur olabilmek için o kadar strese gerek yok. KPSS, geçmişe göre zorlaştı. Çok fazla mezun var, çok fazla işsiz var. Benden önce 70 puanla giren biri şimdi 85 puanla en aşağı işe girebiliyor. Sınav da sistem de zorlaşmaya başladı, çünkü işsizlik çok fazla” (M.B., Kadın, 29, PTT).

Memurlar tarafından ifade edilen bu düşüncelerden hareketle Türkiye’de memur olabilmesi sürecinde KPSS’nin yeterli olmadığını görmekteyiz. Daha çok adam kayırma, akraba kayırma, referans, torpil vb. etkili olmaktadır. Ancak KPSS’nin yapılması başvuru sayılarını eleme adına önemli bir aşamadır. KPSS’den sonraki aşamada öncelikle liyakat esası gözetilmeli ve memur olacak kişinin ikili ilişkilerdeki iletişim becerisi, konuşma, hitabet yetisi, insanlarla ilişkisi de memur olma sürecinde göz ardı edilmemelidir.

Belgede Toplumsal bir tip: Memur (sayfa 113-116)