• Sonuç bulunamadı

Meleklerle Tevessül

Belgede İslam inancında şefaat (sayfa 156-158)

B. Hakkında İhtilaf Edilen Tevessül Çeşitleri

2. Meleklerle Tevessül

Melekler, peygamberlerden sonra Allah nezdinde en yüce mertebeye sahip olan varlıklardır.166 Bu mertebelerinden dolayı bazı âlimler tarafından meleklerle de tevessülde

163

Âlûsî, Ebü’s-Senâ, a.g.e., IV, 183 vd.; Toprak, a.g.e., s. 442-443; Karaman, a.g.e., s. 59. Gerçi toplumun bilgi ve inanç seviyesi arttıkça bu tür yanlış davranışlar gittikçe azalmaktadır. Nitekim farklı yaş, meslek ve eğitim seviyesinde olan insanlar arasında yapılan ölüm sonrasına ait günümüz halk inançlarıyla ilgili bir araştırmanın sonuçları da bu görüşü doğrulamaktadır. Yatırlara kurban kesme, mum yakma, çaput bağlama, dilek taşı ile dilek tuma vb. davranışlar, araştırmaya katılanların büyük çoğunluğu tarafından (% 82,9) benimsenmediği ve ziyaretlerinde İslâm inanç esaslarına uygun şekilde davrandıkları sonucuna ulaşılmıştır. Bu insanlar arasında şefaate inananların oranı ise % 59,9’dur. Geriye kalan % 40,1 oranındaki kişilerden bazısı şefaat hakkında fikir sahibi olmadıklarını bazıları da şefaate inanmadıklarını ifade etmişlerdir. Bk. Pehlivan, Abdulhamid, Ölüm ve Sonrasına Ait Günümüz Halk İnançlarının Teolojik

Alt Yapısı (İstanbul/Maltepe Örneği), (yüksek lisans tezi, 2005), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, İstanbul, s. 213-215. Bu da toplumuzdaki insanlarda şefaat konusu hakkında bilgi eksikliği olduğunu ve doğru şefaat anlayışının ortaya konularak toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.

164 Karaman, a.g.e., s. 58-59.

165 Kabir ziyaretinin âdâbı, bu konuda işlenen bid’at ve hurafelerle ilgili bk. Toprak, a.g.e., s. 448-459, 476-

501.

166

bulunulabileceği ifade edilmiş ve şu âyetler delil gösterilmiştir:167 “Arşı yüklenenler ile onun çevresinde bulunanlar (melekler) Rablerini hamd ile tesbih ederler, O’na inanırlar ve müminlerin bağışlanmasını dilerler: “Ey Rabbimiz! Sen, rahmetin ve ilminle her şeyi kuşattın. Tövbe edenleri ve yolundan gidenleri bağışla ve onları cehennem azabından koru! Rabbimiz! Onları ve atalarından, eşlerinden ve nesillerinden olup da iyi yolda bulunanları kendilerine vaad ettiğin adn cennetlerine kabul buyur. Kuşkusuz sen azîzsin,

hakîmsin.”168

Meleklerle tevessül konusunda delil olarak zikredilen ve Abdullah b. Mes’ûd’dan (r.a) rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Sizden birinin hayvanı ıssız bir yerde/çölde âniden kaybolup gittiği zaman, ‘Ey Allah’ın kulları, (hayvanımı) tutunuz!’ diye nidâ etsin. Çünkü yeryüzünde Allah’ın hazır kulu vardır, onu

sizin için tutacaktır.”169 Nevevî, bu hadisi170 naklettikten sonra itimat ettiği bazı

hocalarının ve kendisinin bu hadisi uyguladığını ve olumlu sonuç aldığını söyler.171 Ayrıca Taberânî de benzer bir tecrübe yaşadığını bildirir.172 Her ne kadar bu olaylar sübjektif olup genele teşmili noktasında ihtiyatlı yaklaşılsa ve Elbânî tarafından ciddi olarak eleştirilse de173 bizzat yaşadıkları tecrübe ve tatbikatı anlatan her iki sika hadisçinin sözleri dikkate alınmalıdır.174

Konuyla ilgili rivâyet edilen başka bir hadîs-i şerif de şöyledir: “Sizden birisi ıssız bir arâzide bir şeyi kaybettiğinde veya bir yardım istediğinde, ‘Ey Allah’ın kulları, bana

yardım edin!’ desin. Çünkü Allah’ın bizim görmediğimiz kulları vardır.”175 Bezzâr (ö.

167

Meselâ bk. Alevî, Muhammed el-Malikî, Mefâhîmü Yecibu en Tüsahhah, Kâhire: Dâru Cevâmiü’l-Kelim, ts., s. 90-91; Rifâʽî, a.g.e, s. 149.

168 Mü’min, 40/7-8.

169 Taberânî, el-Muʽcemü’l-Kebîr, X, 217; Ebû Yaʽlâ, Ahmed b. Ali b. el-Müsennâ el-Mevsılî (ö. 307/919),

el-Müsned, I-XIII, (nşr. Hüseyin Selim Esed), Dımaşk: Dâru’l-Me’mûn li’t-Türâs, 1986, IX, 177; Nevevî,

Ebû Zekeriyyâ Muhyiddîn Yahyâ b. Şeref, (ö. 676/1277), el-Ezkâr el-Müntehâb min Kelâmi Seyyidi'l-

Ebrâr, İstanbul: el-Mektebetü’l-İslâmiyye, 1955, s. 201; Heysemî, Mecmaʽu’z-Zevâid, X, 132.

170 Hadis, muhaddisler tarafından tenkite tabi tutulmuş ve “garib, zayıf” olduğu ifade edilmiştir. Bk. Elbânî,

Silsiletü’l-Ehâdîsi’z-Zaʽîfe, II, 108-109; İbn Allân, a.g.e., V, 150.

171 Nevevî, el-Ezkâr, s. 201.

172 Sehâvî, Ebü’l-Hayr Muhammed b. Abdirrahmân (ö. 902/1496), el-İbtihâc bi Ezkâri’l-Müsafiri’l-Hâcc,

(nşr. Ali Rıza b. Abdillâh), Medine: Mektebetü Leyyine, 1993, s. 38.

173

Elbânî, Sehâvî’nin “Hadisin senedi zayıftır. Fakat Nevevî bunu kendisinin ve bazı büyük hocalarının

tecrübe ettiğini söylemiştir.” (Sehâvî, a.g.e., s. 37) değerlendirmesi hakkında şöyle der: “İbadetler tecrübelerden alınmaz. Özellikle de bu hadiste olduğu gibi gaybî bir iş/hüküm hakkında olanlar. Öyleyse tecrübe ile bu hadisi sahih kılmaya meyletmek câiz olmaz. Nasıl olsun? Bazıları, sıkıntılar karşısında mevtâ ile istiğâsenin cevazı konusunda bu hadise tutunmuştur. Bu ise hâlis bir şirktir.” (Elbânî, Silsiletü’l-Ehâdîsi’z-Zaʽîfe, II, 109).

174 Güler, “Vesîle ve Tevessül”, a.g.d., s. 118.

175 Heysemî, Mecmeʽu’z-Zevâid, X, 132. Heysemî, hadisi zikrettikten sonra ravilerinden bazılarının zayıf

292/904) ile Taberânî’nin (ö. 360/970) rivâyet ettiği ve Taberânî’nin ravilerinin sika olduğunu belirttiği hasen bir hadiste yardıma gelenlerin melekler olduğu açıklanmaktadır: “Allah’ın, hafaza melekleri dışında yeryüzünde melekleri vardır. Onlar, düşen ağaç yapraklarını (da) yazarlar. Sizden birisi ıssız bir yerde/çölde yolunu kaybedecek olursa,

‘Ey Allah’ın kulları, bana yardım edin.’ diye nida etsin!.176

Ayrıca rivâyet edildiğine göre Allah Resûlü (s.a.v), teheccüd kılmak için geceleyin kalktığında namaza şu dua ile başlıyordu: “Allahım, Ey Cebrail’in, Mikail’in ve İsrafil’in Rabbi, göklerin ve yerin yaratıcısı Rabbim! Gayb âlemini de şehadet âlemini de (inceden inceye) bilen Rabbim, Sen kulların hangi konuda ihtilaf ettilerse, aralarında hükmedensin. Öyle ise onların ihtilaf ettikleri konuda, izninle beni hakka yönelt. Şüphesiz sen kimi

diliyorsan, dosdoğru yola iletensin.”177 Burada Hz. Peygamber’in (s.a.v), fazilet olarak

kendisinden daha aşağıda olmalarına rağmen meleklerin isimlerini zikrederek Allah’a tevessülde bulunması dikkat çekicidir.178 Demek ki, dua eden kişi Allah katında kendisinden faziletçe daha aşağıda olanla bile tevessülde bulunabilir. Vesîle edinilen kişi, dua edenden faziletçe aşağıda veya yukarıda olması fark etmez.179 Buradan hareketle Allah Resûlü’nün yaptığı gibi melekler vesîle edilerek, onların nezdindeki değer ve mertebeleri hürmetine Allah’tan istekte bulunulabilir.

Belgede İslam inancında şefaat (sayfa 156-158)