• Sonuç bulunamadı

D. ULUS GAZETESİNİN CUMHURİYET HALK PARTİSİ SAVUNMALARI

E. 14 MAYIS 1950 SEÇİMLERİNİN TÜRK DEMOKRASİ TARİHİ AÇISINDAN

Cumhuriyet tarihinde 14 Mayıs 1950 seçimleri belki de hem temsil ettiği dönüm noktası hem de ilk defa iktidarın muhalif bir partinin eline geçmesi münasebetiyle yapılmış olan en önemli seçimdir diyebiliriz. Daha önce denenmiş olan çok partili hayatta CHP dışında bir partinin iktidar olmak bir tarafa varlığı dahi tehlike olarak görülmüştür. Fakat yirminci yüzyılın ortalarına gelindiğinde konjonktür gereği başlatılan liberalleşme akımı neticesinde kurulan siyasi partilerden biri olan DP dört yıl gibi bir süre zarfında iktidarı ele geçirecek kadar güçlenmiştir. Şüphesiz bunda CHP’nin 27 yıl boyunca takip ettiği politikanın etkisi büyüktür. Demokratik gelişmelere uygun olarak seçim yasasının kabul edilmesinden sonra partiler seçim günü konusunda da anlaşmaya varmış ve 14 Mayıs 1950 tarihini uygun görmüşlerdir. Bunun sonucunda meclis, 24 Mart’ta aldığı kararla kendini feshetmiş, DP ve CHP seçim kampanyalarına başlayarak, büyük mitingler düzenlemişler ve iktidara gelmenin yollarını aramışlardır.284

14 Mayıs seçimleri öncesinde seçim kanununda yapılan değişiklik sonucu idare sisteminde de otomatik olarak bir değişiklik kendiliğinden başlamıştır. Yapılan değişiklik seçimlerde eksiksiz olarak uygulanmıştır. Yeni seçim yasasıyla birlikte basitçe seçimin şekli ve yöntemi üzerinde yapılan değişikliklerin ötesinde, ileriye dönük muazzam övüncü olan bir reform gündeme gelmiştir.285 Siyasi partiler

demokratik gelişmeler neticesinde 1950 seçimlerine 1946 seçimlerine göre daha güvenli bir şekilde girmişlerdir. CHP adına Ulus’ta neşredilen makaleler de, 8. TBMM’nin dört yıl önce kendilerine görev veren vatandaşların huzuruna çıkarak

283 Hüseyin Cahit Yalçın, “Talihli Hükümet”, Ulus, 27 Mayıs 1950, Yıl: 30, No: 10384, s.1. 284 Tokmak, Basın İktidar İlişkileri, s.54.

285 Bernard Lewis, Modern Türkiye’nin Doğuşu, Çev: Boğaç Babür Turna, Arkadaş Yayınları,

hesap vereceğini ve eğer bu hizmeti devam ettirmek istiyorlarsa vatandaşın oyunu yeniden isteyecekleri ifade edilmiştir.286 DP adına yayında bulunan Zafer’de ise bu seçimlerde Türkiye Cumhuriyetinin yeniden kurulacağını, bu iflas etmiş olan kabiliyetlerin değil de milletin itimadını kazanmış olan DP’nin kuracağı ve gelecek olan nesillerin 27 yıllık kaybın hesabını soracağı287 vurgusu yapılarak seçimlere

girilmiştir.

Seçim kanununda yapılan değişiklik sistemin tamamen değişmesine neden olmuştur. Hem hükümetin hem de muhalefetin onayı ile kabul edilen yeni seçim kanunu ile gizli oylama ve açık sayımı da içerisine alan bir dizi değişiklikler yapılmıştır. Bunlar içerisinde en önemlisi seçimlerin gözetiminin ve denetiminin hem merkezi hem de mahalli olarak yürütme organından alınıp yargıya devredilmesi olduğunun altını çizen Lewis şöyle devam etmektedir: “Her seçim bölgesinde, Vali

yerine yargıcı en yüksek seçim mercii haline getiren bu değişiklik 1950’de yapılan serbest ve dürüst seçimin temel güvencelerinden biri olmuştur.”288 Bu başarının

CHP’ye ait olduğu vurgusunu yapan Ulus gazetesi yazarlarından Erem şunları kaleme almıştır; “CHP’nin kurulduğu zamanki memleketin manzarası ile bugün ki

büyük gelişme farklıdır. Bu gelişmelerin amili ahlaklı ve imanlı Halk Partililerdir. Önümüzdeki seçimlerde zafere ulaşacağımıza şüphe yoktur.”289

Seçimler yaklaştıkça CHP ve DP saflarında bu seçimin millet ve memleket için ne ifade ettiği üzerine yorumlar sıkça beyan edilmeye başlanmıştır. Vatandaşlardan oyunu DP’ye vermesini isteyen Bayar; “Türk milleti efendiliğini

ispat etmek istiyor. Bunu 14 Mayıs’ta gösterecektir”290 şeklinde verdiği demeç ile

Halk Partisinin yıllardır kendisini milli irade ve milletin üzerinde görmesi anlayışının sona yaklaştığını ileri sürmüştür. Seçimlerden hemen bir gün sonra resmi olmayan sonuçlara göre kaybettiğini anlayan CHP, durumu tepki göstermeden kabullenmiştir.

286 Kemal Zeki Gencosmanoğlu, “Seçmenlerine Hesap Veren Devlet Başkanı”, Ulus, 25 Mart 1950,

Yıl: 30, No: 10322, s.3.

287 Seyfi Kurtbek, “İkinci Cumhuriyet”, Zafer, 15 Nisan 1950, Yıl: 1, No: 351, s.2. 288 Lewis, Modern Türkiye, s.512.

289 Ali Rıza Erem, “Seçimler Sırasında: Mücadele Heyecanı”, Ulus, 12 Haziran 1950, Yıl: 30, No:

10339, s.3.

Ulus’ta yer alan bir köşe yazısı ile hizmet etmiş olmanın mutluluğu içerisinde oldukları belirtilirken; “Dün akşam taayyün etmiş olan halk hükmünü henüz

öğrenmediğimiz şu anlarda, Türk gibi şanlı bir milletin kaderine 27 sene müspet inkılâp hamleleriyle hizmet etmenin iftiharı ve Türk demokrasisine vatandaş çoğunluğu oyuyla istikamet verecek tekâmülü getirmiş olmanın şerefiyle millet ve tarih huzurunda müsterihiz”291 ifadeleri kullanılarak üzerlerine düşen görev ne ise

yapmış olduklarını ve sonucun milletin kararı olduğuna dikkat çekmişlerdir. 14 Mayıs 1950’de, Türk halkının güven duyduğu koşullar altında yapılan ve katılım oranının oldukça yüksek olduğu (% 89,3) seçimler sonucunda DP, büyük ve sessiz kitlelerin görülmemiş desteği ile iktidara gelmiş ve Türkiye’de ilk defa seçimle bir iktidar değişikliği yaşanmıştır. 14 Mayıs seçimleriyle iktidara gelen DP, 1960’a kadar on yıl Türkiye’nin yönetiminde bulunmuştur.292 Seçimlerin ardından meclisin

üçüncü birleşiminde hükümet programını açıklayan Menderes, 14 Mayıs’ın bir devri kapatan ve yeni bir devri açan müstesna bir tarih olduğuna şüphe olmadığına dikkat çekmiştir. Ayrıca konuşmasında bu tarihi sadece DP’nin zafer hatırası olarak değil aynı zamanda Türk demokrasisinin de zafer günü olarak yâd edeceklerini açıklamıştır.293

14 Mayıs seçimlerinden umduklarının aksine bir sonuç almaları, İnönü ve CHP kurmaylarını iki seçenekle karşı karşıya bırakmıştır. İlk seçenek 27 yıllık bir iktidara sahip olmanın verdiği avantajla yaratmış olduğu askeri ve sivil bürokrasi kanalıyla demokrasi oyununa darbe vurup, DP karşısındaki iktidarını baskı araçlarıyla sürdürmekti.294 İkinci seçenek ise muhalefet konumunu kabul ederek,

bunu gereklerini yerine getirmekti. CHP, bunlardan ikincisini tercih etmiştir. Bu seçim yenilgisinin muhasebesi Ulus Gazetesi sütunlarında yapılmıştır.295 Partiler

almış oldukları oy oranları ise şu şekilde olmuştur:

291 Feridun Osman Menteşoğlu, “Asıl Demokrasi Zaferi”, Ulus, 15 Mayıs 1950, Yıl: 30, No: 10372,

s.2.

292 Bakacak, Ulus Gazetesi, s.91.

293 TBMM Tutanak Dergisi, Dönem 9, Birleşim 3, C.1, 29 Mayıs 1950, s.24-25. 294 Eroğlu, Demokrat Parti, s.97.

14 Mayıs 1950 Seçimlerinde Kayıtlı Olan Oy Sayısı ve Kullanım Miktarı:

Kaynak: www.tuik.gov.tr

14 Mayıs 1950 Seçimlerinde Partilerin Aldıkları Oy Yüzdesi:

Kaynak: www.tuik.gov.tr

Seçimlerde kullanılan oy oranı % 89.3 lük bir sayı ile o döneme kadar ki en yüksek katılım olmuştur.296 Seçimin galibi DP 416 milletvekili çıkarırken iktidarı

296 www.tuik.gov.tr 1.000.000 2.000.000 3.000.000 4.000.000 5.000.000 6.000.000 7.000.000 8.000.000 9.000.000 KAYITLI SEÇMEN SAYISI OY KULLANAN SEÇMEN SAYISI 8.905.743 7.953.085 MİL Y ION KİŞİ 40% 55% 5% 0% CUMHURİYET HALK PARTİSİ: 3.148.626 DEMOKRAT PARTİ: 4.391.694 MİLLET PARTİSİ: 368.537 BAGIMSIZLAR: 44.537

siyasi hayatında muhalefete ilk defa devreden CHP 69, MP ise 1 milletvekili çıkararak dokuzuncu meclise girmişlerdir.297

1. Demokrat Partinin Zaferi ve Cumhuriyet Halk Partisinin Kaybetmesi

14 Mayıs 1950 seçimleri Türk demokrasi tarihinde ehemmiyeti tartışılamaz bir yer edinmiştir. Bu seçimler neticesinde 27 yıllık köklü ve devlet kurumları içerisinde güçlü bir etkiye sahip CHP oluşumu, yerini ilk defa seçim yolu ile bir muhalefet partisi olan DP’ye bırakmıştır. Seçim çalışmaları süresince kazanacaklarına kesin olarak inanan CHP ve takipçileri seçimin sonuçları ile soğuk duş etkisini yaşarken, en kötü beraberlik elde edeceğiz diyen DP saflarında ise seçim sisteminin avantajı olan ezici bir ekseriyetle meclise giriyor olmanın şaşkınlığı yaşanmıştır.298 Zafer gazetesi seçimin ertesi gün gelmeye başlayan DP’nin önde

olduğu haberler doğrultusunda yazılar ve haberler yayınlayarak bu memlekette demokrasi ve millet iradesinin bir daha hüsran ile neticelenmeyeceğinin vurgusunu yapmıştır.299 Seçimde DP’nin elde etmiş olduğu başarının, milletin inanmışlığı ve

köylünün hürriyet isteği ile ilişkili olduğunu belirten Adeviye Fenik şunları yazmıştır; “1950 seçim hadiseleri Türk köylüsünün hürriyet ve demokrasiye ne kadar

susamış olduğunun emsalsiz ve unutulmaz bir vakıa halinde demokrasimize mal etmiştir. Türk milletinin henüz demokrasi ve hürriyet mefhumlarını kavrayacak ve başaracak kabiliyette olmadığını, mutlaka bir vasiye muhtaç olduğunu iddia edenlerin ne büyük bir gaflete düştükleri bir kere daha anlaşılmıştır.”300 CHP

içerisinden bir takım kimselerin çok partili hayat ve demokratikleşme çabaları ile alakalı yapılan meclis çalışmalarında milleti ve köylüyü küçümseyici tarzda ifadeler kullanmaları seçimde DP’nin eline koz vermiştir. Böylece milletin köle değil özellikle köylünün efendi olduğu vurgusunu yapan DP seçimde köylünün büyük

297 www.tuik.gov.tr

298 Yeni seçim sisteminde ekseriyet usulü kabul olunduğu için CHP almış olduğu oy miktarı ile

orantılı bir vekil sayısı elde edememiştir. Çünkü ekseriyet usulüne göre bir seçim bölgesinde aradaki fark bir oy dahi olsa en fazla oyu alan parti o bölgenin tüm vekillerini kazanmış sayılır.

299 Zafer, 15 Mayıs 1950, Yıl. 2, No: 379, s.2.

desteğini almıştır.

Seçimden iki ve üç gün sonra kesin rakamlar veren Zafer DP’nin 434 milletvekili ile eşsiz bir zafer kazandığını Halk Partisinin ise Türkiye genelinde ancak 52 mebusluk elde edebildiğini okuyucusuna duyurmuştur.301 Fakat Zafer

gazetesinin vermiş olduğu bu bilgiler doğru değildir. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre DP 416 milletvekili çıkarırken CHP 69 milletvekili çıkarabilmiştir.302

Dönemin basın yayın organlarında, özellikle Zafer’de yer alan bu hatalı bilgi sonraki yıllarda konuya ilişkin yapılan çalışmaların istatistiklerine de yanlış yansımıştır. DP’nin seçimi kayda değer bir başarı ile kazanması karşısında Ulus gazetesi; “Seçim

neticelerine dair gelen malumat DP’nin büyük bir muzafferiyetini gösteriyor. Onların muzafferiyetlerindeki parlaklığı örtmeye kalkacak değiliz”303 şeklinde bir

yazı ile seçim sonuçları karşısında hislerini ifade etmiştir. Seçim sıralarında tutuklu olan Fenik ise DP’nin elde etmiş olduğu bu başarının CHP’nin ders çıkarması gereken bir hadise olduğunu şöyle belirtmiştir; “Bu eşsiz ve sessiz mücadele kansız

ve şuurlu bir ihtilaldır. Büyük Türk milletinin başarmış olduğu bu son inkılâp idareyi ellerinde bulunduranlara büyük bir derstir. Onun için hepimiz canla başla çalışacağız. Şimdiye kadar yapılan hataları tekrar etmeyeceğiz.”304

CHP’nin seçimi kaybetmesi parti çevrelerinde her ne kadar büyük bir etki oluşturmuş olsa da köklü bir teşkilat ve tecrübeli kadroları sayesinde kaybetmenin de kazanmak kadar doğal olduğu kabullenilerek muhalefette mücadele için hazırlıklar başlamıştır. Bu hezimetin milletin takdirsizliği olarak yorumlanmaması gerektiğini vurgulayan Menteşoğlu; “Siyasi bir partinin iktidarı kaybetmesini hoşnutlukla

karşılayacağı şüphesiz iddia edilemez. Ancak mukadder iki neticeden birisine razı olmak azmiyle seçimlere giren partimiz, bugünkü vaziyetin 27 yıllık hizmetlerine karşı millet tarafından takdirsizlik gösterildiği tarzında tefsirine de cevaz vermeyi hiçbir zaman doğru görmeyecektir”305 ifadeleri ile yapılan yorumlara cevap vermeye

301 Zafer, 17 Mayıs 1950, Yıl. 2, No: 381, s.1. 302 www.tuik.gow.tr

303 Hüseyin Cahit Yalçın, “Büyük İsmet İnönü”, Ulus, 16 Mayıs 1950, yıl: 30, No: 10373, s.1. 304 Mümtaz Faik Fenik, “Vazife Büyük ve Çetindir”, Zafer, 18 Mayıs 1950, Yıl. 2, No: 382, s.1. 305 Feridun Osman Menteşoğlu, “Millet Böyle İstedi Vazifemiz Ona Hürmettir”, Ulus, 16 Mayıs 1950,

çalışmıştır. Seçimi CHP’nin kaybetmesi nedenleri üzerinde fikir beyan eden birçok aday ve partili İnönü’ye yazmış oldukları mektuplar ile durumu izaha çalışmışlardır. Örnek verecek olursak İstanbul Veznecilerde oturan fakat Çanakkale’den aday gösterilen Halid Sarıkaya azami derecede çalışmış olmalarına rağmen yine kaybetmiş olmalarını DP’nin kendi taraftarlarınca dahi abartılı bulduğu DP vaatlerine bağlamış, şimdi kendilerine düşen görevin hücuma geçmek olduğunu belirtmiştir.306

DP’nin bu başarısı karşısında şaşıranlara köşesinden cevap veren Fenik;

“Son seçimlerde, Demokrat Partinin iktidarı kahir bir ekseriyetle ele alması karşısında birçok kimseler şaşırmış gibidirler. Fakat Demokrat Partinin muhalefette kazanmış olduğu büyük sevgiyi bilenler ve hele Halk Partisinin yaptığı yanlış hareketleri yakinen görenler için bunda hayret edilecek bir şey yoktur. Biz çoktan kani idik ki, eğer seçimler dürüst yapılırsa, Demokrat Parti hakikaten büyük bir ekseriyetle meclise girecektir”307 sözleriyle kimsenin bu duruma şaşırmaması gerektiğine ve seçim gününe kadar seçimin emniyet içerisinde yapılıp yapılmayacağından şüpheli olduklarına vurgu yapmıştır. Ayrıca DP’nin başarısının ardındaki sebebin sadece halkın itimadını kazanmış olması değil, aynı zamanda seçimlerin dürüst yapılmasının da önemli yeri olduğuna dikkat çekmiştir.

CHP saflarında muhalefetin ilk filizleri yeşermeye başlamış ve aldıkları oyun azımsanmaması gerektiğine vurgu yapılmıştır. Bu yönde bir makale kaleme alan Yücel 14 Mayıs 1950 seçimlerini kansız bir ihtilal olarak yorumlamış, fakat gerçekleşen bu değişimi milletin tamamının istemediğini, gerçek sonuçlar açıklandığı zaman CHP’nin de üç buçuk milyon gibi büyük miktarda oy aldığını herkesin

göreceğini savunmuştur.308 Partililerden gelen mektuplarda da CHP’nin

kaybetmediği sadece bir müddet zaman kaybettiği ve bunu da telafi edebileceği ifade edilmiştir.309

Yıl: 30, No: 10373, s.2.

306 BCA, 490.01/35.147.3.

307 Mümtaz Faik Fenik, “Halk Niçin DP’yi Tercih Etti”, Zafer, 19 Mayıs 1950, Yıl. 2, No: 383, s.1. 308 Hasan Ali Yücel, “Hürriyetin Gerçekleşmesi ve İktidar Değişmesi”, Ulus, 22 Mayıs 1950, Yıl. 30,

No: 10379, s.2.

14 Mayıs 1950 seçimleri, Demokrat Parti için on yıllık bir iktidarın başlangıcı olurken CHP için geride bırakılan 27 yıllık ihtişamın bir daha geri gelmeyeceği bir gerilemeyi başlatmıştır. Bu seçim CHP’nin eksiklerini ve hatalarını görmesine sebep olduğu gibi Türk demokrasisinde inanılması güç bir çığır açmıştır. Zafer gazetesinde, millet ile iç içe olduğu ve onun bağrından çıkarak dertlerini, ihtiyaçlarını anlayıp onun itimadı ile iktidara geldiği vurgulanan310 DP 22 Mayıs’ta

hükümeti devralmak için toplanmıştır. Ardından yeni Cumhurbaşkanı ve başbakan belirlenerek dokuzuncu meclis çalışmalarına başlamıştır. İsmet İnönü ise 24 Mayıs’ta bir tebliğ yayınlayarak cumhurbaşkanlığı vazifesini devrettiğini, CHP genel başkanlığını üzerine aldığını ve bu tarihe kadar yaptığı hizmetlerin devamı niteliğinde bundan sonra da murakabe görevini yerine getireceğini ilan etmiştir.311

Yeni Başbakan Menderes Dokuzuncu Meclisin üçüncü birleşiminde hükümet programını açıklarken, milletvekillerine 14 Mayıs seçimlerini şu şekilde değerlendirmiştir: “Dokuzuncu Büyük Millet Meclisi’nin milli tarihimizde alacağı

yer her bakımdan çok mühim olacaktır. Tarihimizde ilk defadır ki yüksek heyetiniz milli iradenin tam ve serbest tecellisinde millet mukadderatına hâkim olma mevkiine gelmiş bulunuyor. Türk milletinin hakiki mümessillerini selamlamaktan derin bir gurur ve iftihar duymaktayız.”312 İlk yıllarında izlediği politika ve CHP karşısında

özlenen muhalefetinden dolayı birçok kesimin desteğini alarak iktidara gelmiş olan DP, ilerleyen yıllarda özellikle basının desteğini kaybetmiş, bu da DP’yi zayıflatan etkenlerden biri olmuştur.

2. Cumhuriyet Halk Partisi ve Ulus Gazetesinin Muhalefete Geçişi

Seçimlerin ardından açıklanmaya başlanan sonuçların kesin olarak ilanı ile DP yeni iktidar partisi olmuştur. Hükümeti hemen devralmamakla beraber çok zaman kaybetmeden kendi idari kadrosunu oluşturan DP, kısa süre içerisinde hükümeti devralarak yeni cumhurbaşkanı ve başbakanı belirlemiştir. CHP saflarında

310 Ali Rıza Oktay, “DP’nin Eşsiz Zaferi ve Menfi Propaganda”, Zafer, 20 Mayıs 1950, Yıl. 2, No:

384, s.2.

311 BCA, 490.01/10.55.22.

ise alınan ağır seçim yenilgisinin soku yeni atlatılmaya başlanılmıştır. Sönük ifadeler ile artık muhalefete geçtiklerini yazan Ulus gazetesi “Milletimizin verdiği karar

Pazar günü yapılan seçimde tecelli etti. CHP iktidarı devrediyor. CHP meclis içinde ve dışında tam bir muhalefet ve tenkit partisi olarak vazifesine devam edecektir.”313

CHP ile birlikte iktidarı paylaştığı gibi muhalefeti de aynı çizgide devam ettireceklerine dair ipuçları vermiştir. Zafer gazetesi ise bu durumu kendinden daha emin bir şekilde değerlendirerek CHP’nin kendi ektiğini biçtiğini, eğer İnönü zamanında bir cumhurbaşkanına yakışır biçimde CHP lehine çalışmamış olsaydı bu gün ki elim vaziyete düşmeden yine halkın takdirini kazanabileceklerini ifade etmiştir.314

Ulus CHP’nin iktidarı kaybetmesi ile başlayan yeni süreçte daha güçlü bir çalışma temposuna girdiklerini belirterek bir takım temel prensipler belirlediklerini yazmıştır. Bu memlekette inanılırsa her şeyin başarılabileceği üzerinde duran Ulus yeni geçtikleri muhalefette kafa yoracakları ve inandıkları prensipleri şu şekilde sıralamıştır; “Şahsiyetlerle uğraşmayacağız, Söz ve tenkit hürriyetine dokunulmazlık

isteyeceğiz, Toleransımız vardır ve tolerans bekleyeceğiz, İrtica ve komünizm dışında hiçbir şeye kin ve husumet beslemeyeceğiz…”315 CHP’nin bu kararlarının Ulus’ta

yayınlanması ve bundan böyle alınan kararlar doğrultusunda hareket edileceği yönündeki vurgulamalara Zafer cevaben; “DP genel kurulu bir beyanname

neşrederek muhalefet kendisini kanunların teminatı altında hissedecektir dedi”316

şeklinde bir haber yayınlamış ve DP’nin muhalefet yıllarında iktidar partisi olan CHP’nin yaptığı hataları yapmadan hürriyet yolunda gelişmelere destek olacağını belirtmiştir.

Dokuzuncu Meclisin toplanması ile birlikte çalışmalarına başlayan partiler arasında aşırı bir sürtüşme olmamıştır. Bu durum gazete köşelerine de yansımıştır. DP’nin ve CHP’nin pozisyonlarına uygun olarak hareket etmeleri üzerinde duran Yücel yapıcı olmaya dikkat çekerek şu ifadeleri kullanmıştır; “Ne olursa olsun,

313 Ulus, 16 Mayıs 1950, Yıl. 30, No: 10373, s.1. 314 Zafer, 18 Mayıs 1950, Yıl. 2, No: 382, s.2. 315 Ulus, 18 Mayıs 1950, Yıl. 30, No: 10375, s.1-2. 316 Zafer, 9 Mayıs 1950, Yıl. 2, No: 383, s.1.

milletimizin çoğu iktidarın değişmesini istedi ve bu tahakkuk etti. 14 Mayıs öncesinde yapıcı olanlar şimdi kontrol edici, kontrol edici olanlar da şimdi yapıcı mevkiine geldiler. Hepimize düşün görev, ister yapıcılar ister kontrol ediciler arasında olalım, milletimize hizmet etmek ve yapıcılara yardımda bulunmaktır.”317 İsmet İnönü ile

alakalı haber ve yazıları ilk sayfasında yayınlayan Ulus, seçimlerin sonuçları ve CHP’nin seçim sonrası takip edeceği yolun belirlenmesinin ardından genel değerlendirme yapan İnönü’nün makalesini yine ilk sayfadan yayınlamıştır. İnönü bu makalesinde; “İlk önce Türk milletine bize şimdiye kadar ki vermiş olduğu

vazifelerde teveccühünü ve her surette desteğini esirgemediği için, sonsuz minnet ve şükran duygularımı ifade etmek vazifemdir. Büyük milletimiz, Cumhuriyet hükümeti karşısında karşı parti olarak vazife ifa etmemizi tensip etmiştir. Bu yeni, şerefli ve ağır mesuliyetli vazifede vatandaşlarımızın yardımına muhtacız”318 ifadelerini

kullanarak, bundan sonraki vazifenin daha çetin olduğunu ve milletten kopmayacaklarının altını çizmiştir.

Ulus, DP karşısında küçük bir azınlık haline gelen CHP için bir taraftan savunucu yazılar yayınlarken bir taraftan da iktidardan beklentilerinin neler olduğunu açıklayıcı haberler ve makalelere yer vermiştir. Özellikle İnönü’nün bu konular ile alakalı verdiği demeçler ve yazıları üzerinde duran Ulus yine ilk sayfadan şu haberi yayınlamıştır; “İsmet İnönü iktidara düşen vazifeleri açıklayarak, biz iktidarda iken

halk iradesini bütün icaplarıyla tahakkuk ettirmek için çalıştık, delili bu gün muhalefetin almış olduğu neticedir. Biz muhalefetteyken halk iradesinin feyizli bir şekilde yerleşmesi için daha çetin vazifeler karşısında kalabileceğimizi biliyoruz. İktidardan istediğimiz tek şey, bizim iktidarda iken vermiş olduğumuz emniyetin bize verilmesidir.”319 İnönü’nün bu ifadelerinden de anlaşıldığı gibi CHP bir tedirginlik içerisindedir. Bu durumun temelinde ise 14 Mayıs öncesinde CHP’nin DP’lilere yönelik politikalarının yanı sıra, 27 yıldır süregelen ve devlet gücüne dayalı olarak hissedilemeyen emniyetsizliğin devlet gücünün kaybedilmesi ile birlikte hissedilmesi

317 Hasan Ali Yücel, “Hürriyetin Gerçekleşmesi ve İktidar Değişmesi”, Ulus, 22 Mayıs 1950, Yıl. 30,

No: 10379, s.2

318 İsmet İnönü, “Şükran Borçlarım”, Ulus, 23 Mayıs 1950, Yıl. 30, No: 10380, s.1. 319 Ulus, 28 Mayıs 1950, Yıl. 30, No: 10385, s.1.

yatmaktadır.

Hükümetten bu tür isteklerde bulunan CHP hiç geç kalmadan çalışmalara başlayarak muhalefet adına hükümetin programını tenkit etmiştir. Abadan; “Her

şeyden önce açıklamak isteriz ki ana hatlarıyla yeni hükümetin programı bütün iyi niyetlerimize ve sonsuz başarı dileklerimize rağmen, bizi hayal kırıklığına uğratmıştır. Türk tarihinde yeni bir devir açtığını her fırsatta övünç ile bahseden bir hükümetin, müspet ve inandırıcı bir program ile millet huzuruna çıkmasını beklemek elbette hakkımızdır”320 diyerek beklediklerinin altında bir program sunan hükümeti

eleştirmekte haklı olduklarını belirtmiştir. CHP ve Ulus bir taraftan muhalefeti sürdürürken diğer taraftan da mecliste azınlıkta kalmaları hasebiyle murakabenin