• Sonuç bulunamadı

C. DEMOKRAT PARTİYİ KURAN MUHALEFETİN OLUŞUMU

2. Demokrat Parti İktidarı

1950 yılına gelindiğinde artık ipler iyice gerilmiş, iktidarla muhalefet (DP)113 arasındaki mücadele artık tam bir seçim mücadelesine dönüşmüştür. Mayıs ayının 14’ünde yapılması kararlaştırılan genel seçimin iki taraftan birinin mağlup olması ile sonuçlanacağı basında geniş yer alırken, galip tarafın DP olacağının kuvvetle muhtemel olduğuna vurgu yapılmıştır. 1946 seçimlerinin temel problemleri CHP ve CHP tarafından nüfuzu kullanılan devlet kurumlarının hatta o dönem idari amirleri tarafından yapılmış olan yolsuzluklar olmuştur. Ayrıca açık oy gizli tasnif sistemi ile yapılan seçim usulü de buna eklenebilir. 1950 seçimleri öncesinde yapılan kanun değişikliği ile seçim sistemine gizli oy açık tasnif sistemi getirilerek seçimler yargı güvencesine alınmıştır.114 14 Mayıs 1950 seçimleri için yapılan propaganda

safhasının başlamasıyla birlikte dört yıl önceki mevcut durumu ortaya koyarak anti demokratik uygulamaları kendi lehine kullanan DP genel anlamda demokrasi mercii olarak görülmeye başlanmıştır. Nihayet seçim yapılmış ve tedrici olarak üç gün içerisinde sonuçlar açıklanmıştır. İlan edilen sonuçlara göre DP büyük bir galibiyet elde etmiştir. Bu hem DP’yi destekleyen basında hem de şimdi muhalefete zorunlu olarak geçen basında ilk sayfalardan okuyucuya bildirilmiştir. Seçimi CHP %13’lük bir farkla DP karşısında kaybetmiştir. CHP’nin 69 milletvekili almasına karşılık 408 milletvekili çıkaran DP meclise %84 gibi bir dilim ile girerek çoğunluk ele geçirmiştir.115

DP’nin 1950 seçimlerinden büyük bir galibiyetle çıkmasının ardından Cumhurbaşkanı İnönü, Bayar’ı köşke davet ederek iktidarı hemen devralmalarını istemiş, Bayar’da İnönü’den kendi hükümetini kuruncaya kadar CHP tarafından görevin devam ettirilmesi ricasında bulunmuştur.116 Bir müddet daha iktidarda kalan

CHP daha sonra İktidarı DP’ye devretmiştir. Kurulan yeni hükümetin toplayacağı meclis dokuzuncu meclis olmuştur. Yeşil dokuzuncu meclis için “Dokuzuncu meclis

ilk toplantısını 22 Mayıs 1950’de gerçekleştirdiği zaman 1946 seçimleri sonrası

113 Burada sadece DP dememizin maksadı, en şiddetli çekişmenin CHP ve DP arasından yaşanması ve

basınının genelinde bu iki parti üzerinde durulmasından dolayıdır.

114 Uyar, Tek Parti Dönemi, s.88. 115 Uyar, Tek Parti Dönemi, s.88.

toplana sekizinci meclise göre roller yüz seksen derece değişmiş olarak, sanki tek partili meclis görünümü vermiştir. CHP 1946’ların DP’si gibi muhalefet edecek gücü yok denecek kadar azdır.”117Yeşil’in bu meclis hakkında dile getirdiği

ifadelerden anlaşılıyor ki CHP 1950 seçimlerinde hem devlet hem de halk nazarında yerini kaybetmiştir.

Seçim sonrasında CHP ve DP tarafından yorumlar gelmeye başlamıştır. CHP bu demokrasinin kendi eserleri olduğunu ifade ederken en keskin ifadeler DP cephesinden gelmiştir. Menderes seçim sonrası ilk yorumunu yaparken CHP ile alakalı “Ebu Cehil gibi kazdıkları kuyuya düştüler”118 ifadelerini kullanarak iktidarı

geldikleri an itibariyle muhalefet için izleyecekleri politikanın ilk işaretlerini vermiştir. Seçimler öncesinde kazanacağından gayet emin görünen CHP’de İnönü gibi kaybetme ihtimalinden bahsedenler de vardır. DP’de ise böylesi ezici bir galibiyeti beklememekle birlikte en azından CHP ile aynı oranda başarı sağlayabileceği düşüncesi hâkimdir.119 Bu düşünceler ekseninde girilen seçimden

DP’nin başarı ile çıkmasının ardından Şemsettin Günaltay hükümeti yerini Adnan Menderes hükümetine bırakmıştır.

1950 seçimlerini kazanan DP iktidara gelmiştir. Fakat bu tarih sonrasında cumhuriyetin kuruluşundan buyana kökleşmiş olan CHP eseri bir kurumsal yapı bulunmaktadır. İşte problemin ana kaynağını bu teşkil etmektedir. Çünkü bütün bu kurumlara politika kültürü olarak yabancı olan DP’nin yaklaşım tarzı nasıl olacaktır ve nasıl bir tepki alacağı tamamen muamma bir durumdadır. Başta bürokrasi ve ordu olmak üzere yeni iktidara oldukça yabancı olan ve o zamana kadar halka karşı bir baskı aracı olarak kullanılmış olan kurumsal güç, halkın gönderdiği bu adamlara karşı nasıl bir tavır takınacaktır belli değildir.120 22 Mayıs’ta 453 milletvekilinden

387’sinin oyunu alan Bayar cumhurbaşkanı seçilirken Koraltan meclis başkanlığına, Menderes ise hükümeti kurmakla görevlendirilmiştir.121 Güvenoyu aldıktan sonra

117 Yeşil, Türkiye’de Çok Partili Hayat, s.136.

118 Salim Rıfkı Barutçu, Yassı Ada ve Öncesi, Çam Matbaası, Ankara 1977, s.453. 119 Yeşil, Türkiye’de Çok Partili Hayat, s.137.

120 Eroğlu, Demokrat Parti, s.97.

kurumlar üzerinde otoritesini sağlamaya çalışan Menderes Haziran ayı başlarında albay rütbeli bir askerden aldığı bilgilere göre ordu içerisinde hükümete darbe planı hazırlandığını öğrenmiştir. Bunun üzerine Bayar ile yaptığı görüşmeler sonrası ortak bir karara varan Menderes ordunun üst kademesinde büyük çaplı bir değişiklik yaparak çok sayıda general ve albayı emekliye ayırmış, birçoğunu da görev değişikliği tasfiye etmiştir.122 Bu kararı ile on yıl sonra aynı düşünce ekseninde tekrar

edecek olan bir darbe girişimini engellemiş olan Menderes idari amirler arasında da büyük değişiklikler yaparak kontrolü ele almaya çalışmıştır.

Türkiye’de 1950 seçimleri ile gerçekleşen iktidar değişikliği, 1946-1950 arası verilen mücadelenin Batı tarzında bir demokratik nizama kavuşmasında en önemli dönüm noktası olmuştur. Bu mücadele çok partili hayatın devamına engel teşkil edebilecek tek parti rejiminin yeniden kurulmasını haklı gösterebilecek sebepleri ortadan kaldırmıştır. 1950 seçimleri ile noktalanan 1946-1950 demokrasi mücadelesi, cumhuriyet tarihimiz de sivil güçlerle elde edilen ilk ciddi başarı olarak yerini almıştır.123 İktidar değişikliğinin ardından ilk iş olarak 16 Haziran’da Meclisi

toplayarak Arapça Ezan yasağını kaldıran DP hükümeti ardından da CHP döneminde işlenmiş olan suçlar için genel af ilan etmiştir.124 Bu mecliste bu faaliyetler

yürütülürken 3 Eylül’de yapılan belediye seçimlerinde DP bir kez daha halkın güvenini kazandığını ispatlayarak 600 belediyenin 560’ını kazanmıştır.125 Yeni bir

oluşumun böylesi bir başarıyı elde etmesi hakikatte şaşırtıcı olabilir. Fakat tek parti idaresi karşısında milletin genelinde bir değişim ve liberalleşme isteği olduğu için buna en iyi cevabı DP’nin vermiş olması ona bu başarıyı getirmiştir.

Pek çok kesim için bir dönüm noktası olan DP’nin 14 Mayıs’ta iktidara gelmesini Şevket Süreyya şöyle ifade etmiştir; “ 1950 Türkiye’sinde hem de normal

seçimler yoluyla sular dalgalanmıştır. Suların dibinden suların yüzüne yeni insanlar, yeni davalar çıkmıştır. Evet, yeni insanlar ve yeni davalar. 1923’ten beri süre gelen nizam-ı âlem başka bir nizam-ı âleme dönmüştür. Bu bir ihtilalmiydi? Bu bir

122 Eroğlu, Demokrat Parti, s.100.

123 Yeşil, Türkiye’de Çok Partili Hayat, s.138. 124 Eroğlu, Demokrat Parti, s.101.

inkılapmıydı? Bu seçim zaferine derhal geniş manalar verdiler; Beyaz İhtilal. Bütün inkılâpların en önemlisi 14 Mayıs İnkılâbıdır. Eh! Gidenler de ihtilallar, inkılâplar yoluyla gelmemişlermiydi. 14 Mayıs 1950 seçimlerinde Türkiye’de olan acaba bir Beyaz İhtilalmiydi? Sanıyorum evet…”126 Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere DP

ideolojisini benimsemiş olanların Cumhuriyet ideolojisi karşısında muhalefet anlayışı, sadece demokrasi ve liberal bir anlayıştan ibaret değildir. Milletin genelin de var olan tepki, Osmanlı mirası üzerine kurulan devletin reform hareketlerinin mirastan uzak olması, bu seçimi yorumlarken DP penceresinden bakanlar için bir hesaplaşma noktası olarak görülmüştür. İttihatçı çizginin devamı olarak görülen CHP’nin seçimi kaybetmesi onların ihtilal ve inkılâpları gibi olmasa da bir ihtilal ile iktidardan indirildiğinin vurgusu yapılmıştır.

D. 14 MAYIS 1950 SEÇİMLERİ ÖNCESİNDE DEMOKRAT PARTİ