• Sonuç bulunamadı

1.1. Çocuk Edebiyatının Genel Nitelikleri

1.1.1. Biçim Bakımından Çocuk Edebiyatı

1.1.1.12. Masalımsı Eserler

Sonunda ders verme amacı güden, genellikle manzum biçimde yazılmış öykülerdir. Fablların kahramanları genellikle hayvanlardır. Ama bu hayvanlar insanlar gibi düşünür, konuşur ve tıpkı insanlar gibi davranır. Yunan Edebiyatı’nda ise Ezop’un fablları İ.Ö. 300 yılında derlenerek yazıya geçirilmiştir. Ancak fabl türünde en çok Fransız edebiyatından La Fontaine öne çıkmıştır. Fabl özellikleri aşağıdaki maddelerde belirtilmiştir.

 İnsanlar arasında gerçekleşen olayları hayvanlar bitkiler ya da cansız varlıklar arasında geçiyormuş gibi göstererek bu yolla insanlara çeşitli dersler vermek örnek göstermek ya da bir düşünceye güç kazandırmak isteyen bir çeşit masaldır.

 Fabllar manzum (şiir) veya nesir (düzyazı) biçiminde yazılabilirler.

 Fablın sonunda her zaman bir ahlak dersi (kıssadan hisse) vardır. Bu ders kısa, açık ve doğru olmalıdır ve mutlaka öykünün doğal bir neticesi gibi görünmelidir.

 Fabllarda öğretici (didaktik) bir amaç güdülür, gündelik hayatla ilgili dersler ve öğütler verilir.

 Okurlar çoğu zaman verilen dersin veya öğüdün ne olduğunu anlamakta zorluk çekmezler. Çünkü bu ders veya öğüt eserin bir yerinde, çoğu defa sonunda, bir atasözü ya da özdeyiş biçiminde açıkça belirtilir.

 Fabllarda basit ahlak ilkelerine değinildiği gibi insanların birçok kusurlu yönüne de dikkat çekilmektedir.

 Fabllar aracılığıyla özveri, yardımseverlik, iyi niyet gibi olumlu davranışlar çocuğa kazandırılabilir.

 Özellikle 8-12 yaş grubu çocuklar fabl okumaktan veya dinlemekten büyük zevk alırlar.

 Kıskançlık, paylaşımcılık gibi çocuklar tarafından anlaşılması güç kavramların somut olaylarla anlatılması sebebiyle çok önemli bir eğitim aracı olarak kabul edilmektedir.

 Fabllar insan belleğinde çok kolay saklanabilen ve ortaya çıkarılabilen özelliklere sahip olduğu için sözlü gelenek içinde de yaşatılabilmektedir.

 Çoğu manzum olan fablların başlıca amacı, belli bir ana fikrin yalın veya birkaç olayın yardımıyla en kısa yoldan açıklanmasıdır.

 Fabllar günümüzde eğitimde çok fazla kullanılmaktadır.

Fabllar olay anlattıkları için herhangi bir şiiri okumaktan ya da ezberlemekten daha fazla çocukların ilgisini çeker. Bundan dolayı fabllar kısadır ve şu dört bölümden oluşur:

 Olayın ve kahramanların tanıtıldığı giriş bölümü

 Olayın entrikalarla düğümlendiği gelişme bölümü

 Düğümün çözüldüğü sonuç bölümü

 Olay ve olayların arkasında yatan ana fikrin açıklandığı ders bölümü (kıssadan hisse bölümü)

1.1.1.12.2. Destanlar

Milletleri derinden etkileyen tarihi ve sosyal olayları anlatan çoğunlukla manzum biçimde olan edebi eserlere "destan" denir. Destanlar henüz aklın ve bilimin toplum hayatına tam anlamıyla hâkim olamadığı ilk çağlarda ortaya çıkmış sözlü edebiyat

ürünleridir. Destanlar ve destansı öyküler, ilk çağlardan beri, dünyanın her yerinde, gelenekleri sonraki kuşaklara aktarmak için yaratılmış edebi eserlerdir.

Destanlar; zaman ve mekân içinde iradesini elinde tutan "kahraman-bilge" kişiliklerin efsanevi ve gerçek hayat hikâyeleri etrafında oluşmuş uzun, didaktik (bilgi verici) hikâyelerden oluşur. Destanlar, tarihsel olaylara bağlı olmakla beraber, tarih sayılmayan, Türk edebiyatında ozanların kopuz denen saz eşliğinde söyledikleri, toplumun ortak hayat görüşünü yansıtan, edebi eserlerdir. Deprem, bulaşıcı hastalık, kuraklık, kıtlık, yangın gibi doğal afetlerin; göçler, savaşlar ve istilalar gibi önemli olayların toplum vicdanında derin yankılar uyandırması, destanların oluşumunda etkili olmuştur. Destanların özellikleri aşağıdaki maddelerde belirtilmiştir.

 Anonim olup halkın ortak belleğinin ürünüdür.

 Belli bir ulusun özelliklerini yansıtır. (örneğin, Türk ulusu)

 Genellikle manzum, yani şiir şeklindedir.

 Günümüze nesir hâlinde ulaşmıştır.

 Tarihi ve sosyal olaylardan doğar, beslenir.

 Destanlarda olağan ve olağanüstü olaylar iç içedir.

 Toplumun hafızasında iz bırakmış önemli olayları anlatır.

 Kahramanlar olağanüstü özelliklere sahip olabilir.

 Genellikle; yiğitlik, aşk, dostluk, ölüm ve yurt sevgisi gibi temalar işlenir.

 Coşkulu bir söyleyişi vardır.

1.1.1.12.3. Efsaneler

Efsane, batı dillerine Latince “legendus” sözcüğünden gelmiştir. Efsane, Farsça bir sözcük olup dilimize bu şekilde girmiştir. Türkçede efsane karşılığı olarak “söylence” önerilmiştir. Kişi, yer ve olayları konu alan, inandırıcılık özelliğine sahip olan, çoğu zaman olağanüstülüklere yer veren, belirli bir üsluba ve şekle bağlı olmayan, kaynaklarını genellikle geçmişin derinliklerinden alan kısa, yalın, ağızdan ağıza aktarılan ortak (anonim) halk anlatılarıdır. Genelde ortak (anonim) halk edebiyatının, özelde ise Türk halk edebiyatının en önemli ürünlerinden olan “efsaneler”, dünya halk kültürlerindeki çeşitli ortak motifler üstüne kurulmuşlardır.

Taşıdıkları sosyolojik, psikolojik, etik, ekonomik iletilerle aynı zamanda bir “halk eğitim aracı” oldukları da görülür. Efsanelerin konularını belirli bir olay, yer veya kişi oluşturur. Bu nedenle de efsanelerin “inandırıcılık” özellikleri vardır. Konularına göre sınıflandırılırlar ve evrensel bir halk kültürü oluştururlar. Halk kültürünün değerli eserlerinden olan efsanelerin ayrıca; gelenek ve görenekleri korumak, insanlara ders vermek, konu aldıkları olaylara, kişilere ve yerlere saygınlık kazandırmak, insanların iyiye, güzele yönelmelerini sağlamak, yaşama umudunu ve sevincini artırmak gibi toplum yaşamında önemli işlevleri vardır.

1.1.1.13. Roman

Genellikle insanların serüvenlerini, iç dünyalarını veya toplumsal bir olay ya da olguyu, insan ilişkilerini ve değişik insanlık durumlarını yansıtmayı amaçlayan düzyazı türüdür. Uzun anlatıma dayalı edebiyat türlerinden biri olan roman; olayları yer, zaman ve kişiler bakımından ve uyumu içinde anlatır. Okuyucunun dikkatini çekebilecek nitelikte merak unsurları içerir. Roman, sosyal yaşamda kişilerin veya ailelerin başlarından geçen ya da geçme olasılığı bulunan olayları yer ve zaman göstererek aktarır. Ayrıca birbiriyle bağlantılı olayları temel bir düşünce etrafında birleştirerek yansıtır. Roman, hem bir gerçekliğin hem de düş gücünün ürünüdür. Roman dört temel öğeden oluşur. Romanın kurgusunu oluşturan dört temel unsur “yer, zaman, olaylar zinciri ve karakterler” dir. Bazı romanlarda bunlara “fikir” unsuru da eklenir.

1.1.1.14. Biyografiler

Edebiyat, sanat, siyaset, ticaret gibi alanlarda haklı bir üne kavuşmuş, tanınmış insanların hayatlarını, eserlerini, başarılarını okuyuculara duyurmak amacıyla yalın bir dille, tarafsız bir görüşle yazılan inceleme yazılarıdır. Biyografide amaç, söz konusu kişiyi tüm yönleriyle tanıtmaktır. Anlatılan kişi veya kişilerin özellikle hayatı, eserleri, kişiliği, görüşleri konu edilir. Biyografide kişinin nerede doğduğu, çocukluğunun nasıl bir ortamda geçtiği, öğrenim hayatı, yaptığı işler, çalıştığı yerler, kişiliği, karakter ve davranış özellikleri, başarılı olduğu alanlar, eserleri, ürünleri anlatılır. Biyografiler belgesel nitelikte olup gelecek kuşaklara önemli bilgilerin, tecrübelerin, görüşlerin aktarıldığı kaynaklardır.

1.1.1.15. Anılar

Özellikle tanınmış kişilerin veya belirli bir kişinin yaşadıkları dönemde gördükleri ya da yaşadıkları ilginç olayları gözlemlerine ve bilgilerine dayanarak anlattıkları yazı türüdür. Tanınmış sanatçı, siyasetçi ve bilim adamlarının yazdığı anılar onların yaşayışlarını; yaşadıkları dönemdeki önemli olayları anlatması bakımından önemlidir.

1.1.1.16. Gezi Yazıları

Herhangi bir kimsenin, genellikle bir edebiyat sanatçısının gerek yurt içinde gerekse yurt dışında gezip gördüğü yerlerdeki toplumları, kentleri, yerleri, yaşayışları, gelenek ve görenekleri, doğal ve tarihi güzellikleri, ilgi çeken değişik yönleri edebi bir üslup içinde kaleme alarak anlatmasına gezi yazısı denir. Gezi yazılarında aydınlatıcı ve öğretici bilgiler de yer alır. Amaç, gezilen yeri okuyucuya her yönüyle tanıtmaktır. Gezi yazısının özellikleri şunlardır:

 Gezi yazılarında, gezilip görülen yerin bütün özellikleri ele alınır.

 Gezilen yerin özellikle tarihi, coğrafi ve sosyal nitelikleri belirgin şekilde anlatılır.

 Gezi yazılarında gezginin dikkatini çeken ve farklı bir özellik gösteren insanlar, tarihi ve doğal güzellikler, farklı kültürler gibi konular güncel olaylarla da bütünleştirilerek edebi bir üslupla yazıya geçirilir.

 Gezi yazılarında ayrıca yörenin dil, din, inanç, gelenek, görenekleri incelenir. Bölgedeki insanların düşünce yapısı ortaya koyulur.

 Bölge, okuyucunun daha iyi anlaması açısından okuyucunun bildiği başka bölgelerle kıyaslanır.

 Yazar, gezisi esnasında birçok yer görür, birçok insanla tanışır; bunları hafızasında tutmak zor olduğu için gezi esnasında kısa notlar alır ve bunları hikâyeleştirir.

1.1.1.17. Şiirler

Şiir, düz kelime anlamına ek olmak üzere ya da yerine anlamlar oluşturmak için dilin ses estetiği, ses sembolizmi ve ölçü gibi estetik ve ritmik özelliklerini kullanan bir edebiyat türüdür. Şiir oldukça köklü bir tarihe sahiptir. Düzyazıdan önce var olan şiir yazının bulunmasından önce sözlü edebiyat ürünlerinin tümünde şiir biçiminde yazılmıştır.