• Sonuç bulunamadı

Maluliyet Riski Açısından Bireysel Emeklilik Sistemi

4. ÖZEL EMEKLİLİK PROGRAMLARI VE TÜRK BİREYSEL EMEKLİLİK

4.3. Türk Sosyal Güvenlik Sistemi İçerisinde Bireysel Emeklilik Sistemi

4.3.4. Maluliyet Riski Açısından Bireysel Emeklilik Sistemi

Sürekli iş gücü kaybıyla şekillenen maluliyet riski, ulusal sosyal güvenlik sistemlerinin primli rejimlerinin hem uzun vadeli hem de kısa vadeli sigorta kollarında tanımlanan riskler arasındadır. Bu riskin oluşması durumunda sigortalının yaşlılık sigortası kapsamında asgari standartları sağlayacağı varsayımından hareket edilmektedir. Dolayısıyla da yaşlılık aylığı bağlanmasıyla örtüşen hak kazanımı sağlanmaktadır.

Türk sosyal sigorta programımızda maluliyet riski uzun vadeli sigorta kolları kapsamında 4-1/A, 4-1/B ve 4-1/C’liler için de mevcuttur ve her üçünde de hak ediş şartları oluşturulmuştur. Maluliyet için ön koşul, çalışma gücünün en az %60’ının yitirilmiş olmasıdır. Maluliyette yaş şartı koyma imkânı, çalışma gücü kaybının ne zaman olacağının belirsizliği sebebiyle bulunmamaktadır. Temel prensipse 10 yıllık sigortalılık süresi içinde en az 1800 günlük prim ödeme koşulunu sağlanmasıdır. Dolayısıyla uzun vadeli sigorta kolları açısından kamunun zorunlu sosyal sigorta sistemi içerisinde yaş koşulunun olmadığı, buna karşılık prim ödeme süresi koşullarının olduğu, asgari sigortalılık süresinin de bulunduğu bir yapı mevcuttur. Maluliyet aylığının hesaplanması da sigortalılık başlangıcının 1999 öncesinde mi,

1999-2008 arasında mı yoksa 2008 sonrasında mı sigorta başlangıcının gerçekleştiğine göre değişmektedir (Bkz. Şakar, 2011: 253-258).

Maluliyetin kısa vadeli sigorta kollarındaki karşılığı sürekli iş göremezliktir. Uzun vadeli sigorta kolları kapsamındaki maluliyetten farklılığı, sürekli kısmi iş göremezlikte asgari %60’lık çalışma kaybı koşulunun aranmaması, prim ödeme gün koşulunun ve sigortalılık süresinin asgari koşullarının olmamasıdır. Çalışmaya başladığı andan itibaren iş kazasına karşı koruma başlamaktadır. Sürekli iş göremezlik de sürekli tam iş göremezlik ve sürekli kısmi iş göremezlik olarak ikiye ayrılmaktadır. Meslekte kazanma gücünün tamamının yitirilmesi durumunda sürekli tam iş göremezlik durumu oluşmaktayken daha düşük yüzdelerde meslekte kazanma gücü kaybı durumunda sürekli kısmi iş göremezlik oluşmaktadır. Sürekli tam iş göremezlik durumunda prime esas kazancın %70’i tutarında aylık bağlanırken, sürekli kısmi iş göremezlik durumunda ise %70’lik aylık bağlama oranının çalışma gücü kaybı oranıyla çarpılmasıyla elde edilen oranın, prime esas kazançla çarpılmasıyla elde edilen tutar düzeyinde gelir bağlanmaktadır. Örneğin çalışma gücü kaybı %50 düzeyinde ise, %70’in %50’sine denk gelen %35 prime esas kazançla çarpılarak sürekli kısmi iş göremezlik ödeneği verilmektedir (Bkz. Şakar, 2011: 231-233).

4632 sayılı “Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu”nda maluliyet durumu dört yerde geçtiğinden BES kapsamında tamamen dışlandığını savunma imkânı bulunmamaktadır. Buna göre kanunda ilk geçtiği yer “Emekli olma ve emeklilik seçenekleri” başlıklı altıncı maddenin üçüncü fıkrası olup ilgili hüküm şu şekilde ifade olunmuştur:

“Emeklilik sözleşmesi süresi içinde… malûliyet durumunun ortaya çıkması halinde ise katılımcı, bireysel emeklilik hesabındaki birikimlerin kendisine ödenmesini talep edebilir…bildirimin ulaşmasından itibaren yirmi iş günü içinde katılımcının birikimlerini tamamen öder. Ancak Müsteşarlıkça belirlenen hallerde katılımcıya sistemden ayrılmadan kısmen ödeme de yapılabilir. Kısmen ödemeye konu olabilecek birikim oranı ile bu madde

kapsamında şirketlerce yapılacak ödemelere ilişkin diğer esas ve usuller Müsteşarlık tarafından belirlenir.”

Kanunun 6. maddesinin üçüncü fıkrasında, maluliyet durumunda emeklilik hesabındaki birikimlerin talep durumunda katılımcıya geri ödenmesi hükmü yer almaktadır. Ancak maluliyet aylığı bağlanmasına imkân tanıyacak bir düzenleme bu madde açısından bulunmamaktadır. Hatırlanacağı üzere prensip olarak 56 yaşının doldurulması, asgari on yıl katılım payı ödenmesi, birikimin tamamının veya bir bölümünün hayat sigortası kapsamında yıllık gelir sigortasına yatırılmasıyla ilave emekli aylığı alımı mümkündür. Ancak bu maddede böyle bir hüküm yoktur.

Maluliyet durumunun Ek 1. madde kapsamında geçtiği iki yerde ise hükümler şu şekilde verilmiştir:

“EK MADDE 1- …Bireysel emeklilik sisteminden…vefat veya malûliyet nedeniyle ayrılanlar Devlet katkısı ve varsa getirilerinin Devlet katkısı

hesabındaki tutarın tamamına hak kazanır. …

…malûliyet hariç sistemden emekli olmadan ayrılan katılımcıların Devlet katkısına ilişkin hesabındaki varsa hak kazanılmayan birikim tutarı Devlet katkısı hesabındaki varsa hak kazanılmayan tutarlar genel bütçeye gelir kaydedilir veya katılımcılara yapılacak Devlet katkısı ödemesine mahsup edilebilir…”

İlgili maddedeki hükümde maluliyet riskinin ister iş kazası/meslek hastalığı ile olsun, isterse de başka sebeple olsun maluliyet aylığı veya sürekli iş göremezlik ödeneği verilmesi imkânı tanınmamıştır. Yıllık gelir sigortası yaptırarak süreli ya da süresiz (belirsiz süreli) aylık alma imkânının olmamasına karşılık emeklilik hesabındaki birikim toplamları katılımcıya talebi üzerine geri verilebilmektedir. Burada sağlanan tek avantaj emeklilik hakkı kazananlara tanınan toplu ödemede devlet katkısının katılımcıya bırakılmasıdır. Dolayısıyla sağlanan bu imkân da tıpkı uzun vadeli sigorta kollarında şayet sigortalı malul olmasa yaşlılık aylığına hak

kazanımındaki asgari şartları tuttururdu prensibinden hareket edilmemektedir. BES şirketleri tarafından herhangi bir sorumluluk üstlenilmesi de söz konusu değildir.

Maluliyetle ilgili kanunda yer verilen son hükümse, vergi tevkifatıyla ilgilidir. Buna göre de:

“Geçici 1/6

Beşinci fıkra kapsamında bireysel emeklilik sistemine aktarılan tutarlar gelir vergisinden müstesnadır. Müsteşarlıkça uygun görülen programlı geri ödeme tutarları hariç, aktarım tarihinden itibaren üç yıl içinde katılımcı tarafından

malûliyet ve ölüm haricindeki bir nedenle, aktarılan birikimlerin bir kısmının

veya tamamının alınarak sistemden çıkılması durumunda, aktarım nedeniyle istisnadan yararlanılan tutar üzerinden yüzde 3,75 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılır…” denilmektedir.

BEŞİNCİ BÖLÜM

5. TÜRK BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİNİN ANALİZİ