• Sonuç bulunamadı

4. ÖZEL EMEKLİLİK PROGRAMLARI VE TÜRK BİREYSEL EMEKLİLİK

4.3. Türk Sosyal Güvenlik Sistemi İçerisinde Bireysel Emeklilik Sistemi

4.3.3. Ölüm Riski Açısından Bireysel Emeklilik Sistemi

Bireysel emeklilik sisteminde vefat durumuna ilişkin hükümler mevcut olup ölüm riskinin koruma altına alınmasında da tamamlayıcı nitelik sınırlı da olsa sürmektedir. Buna göre 4632 sayılı “Bireysel emeklilik tasarruf ve yatırım sistemi kanunu” nun “Emekli olma ve emeklilik seçenekleri” başlıklı altıncı maddesinin ikinci fıkrasında,

“Yıllık gelir sigortası, toplu veya belirli süreler içinde yapılan katkılara göre sigortalının yaşaması halinde hemen veya belli bir süre sonra başlayan, sigortalıya veya lehdarlarına ömür boyu veya belirli süreler için yapılan düzenli ödemelerdir. Yıllık gelir sigortası sözleşmesine göre belirlenen emeklilik maaşı, aylık, üçer aylık, altı aylık veya yıllık olarak ödenebilir…” denilmektedir.

İlgili fıkrada düzenli emekli aylığı geliri sağlanmasında sadece sigortalıya ödeme yapılması şartıyla sınırlı kalınmamıştır. Vefat şartı olmasa dahi katılımcının kendi belirleyeceği lehtara süreli veya süresiz olarak emekli aylığı ödemesi yapılması kararını verebilmektedir. Buna karşılık md. 6/2’de, önce sigortalının kendisine ve vefat durumunda hak sahibi dul ve yetimlere yönelik bir hüküm bulunmamaktadır.

Aynı maddenin bir sonraki fıkrasında ise konuya açıklık getirilerek sigortalının lehtarına emeklilik hesabındaki birikimin defaten ödenmesi imkânı tanınmış olup buna göre:

Emeklilik sözleşmesi süresi içinde, katılımcının vefat etmesi halinde lehdarı… bireysel emeklilik hesabındaki birikimlerin kendisine ödenmesini talep edebilir. Katılımcının emekliliğe hak kazanmadan sistemden ayrılma talebinde bulunması halinde şirket, bildirimin ulaşmasından itibaren yirmi iş günü içinde katılımcının birikimlerini tamamen öder…” denilmektedir.

İlgili fıkrada da görüleceği gibi kamunun zorunlu sigorta sistemlerinde olduğu gibi dul ve yetimlere düzenli dul-yetim aylığı bağlanmasına yönelik bir uygulama mevcut değildir. Ancak BES kapsamında emeklilik öncesinde vefatın gerçekleşmesi halinde sosyal sigortalarda peşin başlangıç sermayesine denk gelen BES hesabındaki fon birikimlerinin toplu olarak verilmesi uygulaması mevcuttur.

Bu noktada emeklilik öncesi ve hak ediş sonrası olarak iki dönemde konuyu inceleyebiliriz. Emeklilik hak edişi olmadan önce yaşanan vefat durumunda düzenli dul ve yetim aylığının verilmemesine karşılık fondaki toplu birikimin lehtara verilmesi, sınırlı düzeyde de olsa ölüm riskine karşı korumanın aktif sigortalılık döneminde de mevcut olduğunu göstermektedir. Hâlbuki emeklilik hak edişinden sonra (pasif sigortalılık dönemi) sadece doğrudan ivaz yani sigortalının kendisine ya da belirlediği lehtarına emeklilik ödemesi yapılması söz konusudur. Bu da BES’ten ayrı olarak hesapta biriken fonların yıllık gelir sigortası yapılmasında kullanılması şartına bağlıdır. Yani BES kapsamında değildir. O halde istisna olarak ancak sigortalının kendisi yerine lehtarına ödeme yapılmasını talep etme imkânı mevcuttur. Kamu zorunlu sosyal sigorta sistemindeki gibi dolaylı ivaz verilerek pasif sigortalılık süresince ölüm riskine karşı korumanın BES ile sağlanması mümkün değildir.

Ölüm riskiyle ilgili bir diğer önemli sorunsa“lehtar”ın dul ve yetime denk gelip gelmediğidir. Kanunda “lehtar” tanımı olmasa da özel ticari sigortalarda 28437 sayıyla RG’de yayınlanan “Hayat grubu sigortaları yönetmeliği”nde tanımlaması yapılan bir kavramdır. Yönetmeliğin 3. maddesinin j fıkrasında:

“Lehtar: Lehine sigorta sözleşmesi yapılan ve rizikonun gerçekleşmesi halinde kural olarak sigorta tazminatını sigortacıdan isteme hakkına sahip olan kişiyi” tanımlamaktadır.

O halde lehtarın kim olduğu ya da kim olacağı konusunda sigortalı tarafından tanımlama yapılmışsa esnekliğin olacağı açıktır. Sigortalı lehtar olarak eşini, çocuk veya çocuklarını belirleyebileceği gibi bir başkasını da tanımlama hakkına sahiptir.

Şayet tanımlama yapmazsa o durumda tanımlanmış lehtar bulunmadığından “Hak sahip/leri” ne gidilmesi mümkün olacaktır. Kamu zorunlu sosyal sigorta sisteminde sigortalının hak sahipleri detaylı olarak mevcut olup gerekli şartlara sahip olan dul eşe, çocuklara ve hatta ana/babaya emekli aylığı ya da geliri bağlanmaktadır. Hâlbuki BES’te tanımlanmış lehtarın bulunması durumunda böyle bir hak yoktur.

Bir başka olasılık olarak lehtarın tanımlanmadığı, 56 yaşın doldurulup on yıllık asgari katkı payı ödeme süresinin tamamlandığından emeklilik hak edişinin gerçekleştiği, hesapta biriken fonun yıllık gelir sigortasına primi olarak yatırılarak emekli aylığı alınmaya başlandıktan sonra vefatın gerçekleşmesi durumunu inceleyelim. İlk bakışta BES’te böyle bir imkân bulunmamaktadır. Çünkü aslında emeklilik hak edişiyle BES’ten ilişik kesilmektedir. Dolayısıyla BES içerisinde bu imkân yoktur. Şayet belirsiz süreli yani kayd-ı ölüm şartıyla yıllık gelir sigortası yapılmışsa (BES’ten çıkılıp hayat sigortasına geçilmesi durumu), yıllık gelir sigorta poliçesinde çeşitleme yapılabilmektedir. Bizzat hak kazanımı halleri kapsamında ele alınmasa da hak sahiplerinin birikimleri talep etmemesi durumunda kamuya devirle ilgili hüküm de mevzuat açısından BES sonrasına denk gelen bu dönemde yer almaktadır. Bu kapsamda kanunun 6. maddesinin 5. Fıkrasında:

“Emeklilik sözleşmesi veya yıllık gelir sigortası sözleşmesi hükümlerine göre, hak sahiplerine ödenmesi gereken tutar, ödemeyi gerektiren tarihten itibaren on yıl içinde hak sahipleri tarafından aranmamış ise, onuncu yılı takip eden yılbaşından itibaren altı ay içerisinde hak sahiplerinin adı, soyadı ve hak kazandıkları para miktarını gösterir şekilde tanzim edilecek bir cetvel ile Müsteşarlık emrine Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına aktarılır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına yatırılan bu paralar iki yıl içinde sahipleri tarafından aranmadığı takdirde hazineye gelir kaydedilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Kamu zorunlu sosyal sigorta sistemindeki dul ve yetim aylıklarıyla ilgili bir diğer tartışmaya açık konu ise dul ve yetim tanımlama farklılığıdır. Öncelikle

belirtilmelidir ki kamu zorunlu sosyal sigorta sisteminde dul eşe bağlanacak dul aylığıyla ilgili koşul olmamakla birlikte yetim aylıklarında sigortalı olarak çalışmama ve yaş koşulları vardır. Hâlbuki BES kapsamında lehtar ya da lehtarın belirlenmediği durumda hak sahibi dul ve yetime, herhangi yaş veya sigortalı olarak çalışıp- çalışmamayla ilgili koşul konulmamıştır. Keza benzer durum ana/baba açısından da mevcuttur. Kamu zorunlu sosyal sigorta sisteminde emekli aylığı bağlanmayan kardeş, kardeş çocukları vd akrabalara da BES kapsamında lehtar olmaları veya lehtar tanımlanmamışsa hak sahipliği mümkündür. Soy bağına göre ödeme yapılabilir. BES’te özel hukuk çerçevesinde sistem işlerken, kamu zorunlu sosyal sigorta sistemi kamu hukukuna göre şekillenmektedir. Bu sebeple de ikisi arasında ciddi farklılıklar mevcuttur.