• Sonuç bulunamadı

Mahmut Esaz Bozkurt’un Atatürk İhtilali, Recep Peker veYusuf Kemal Tengirşenk’in İnkılap Dersleri Kitapları ile birçok ortak yön taşır.atatürk İhtilali adlı kitap Mahmut Esat Bozkurt’un 1933 yılında İstanbul Üniversitesi’nde ilk defa

verilmeye başlanan İnkılap Dersleri notlarından oluşmaktadır. Reep Peker, Yusuf Kemal Tengirşenk ve Mahmut Esat Bozkurt dönemin önemli kişileridir. Tezimizde adı eçen kitaplar sadee dönemin yayınlanan kitapları değil aynı zamanda dönemin siyasi, iktisadi ve içtimai yönden anlaşılmasını ve de belli sonuçların elde edilmesini sağlayan kitaplardır. Atatürk İhtilali ilk defa İstanbul Üniversitesi tarafından 1940 yılında basılmıştır.

Mahmut Esat Bozkurt’un İstanbul Üniversitesi’nde verdiği derslerin temel gayesi “Türk İhtilalinin hukuki boyutu” nu Yeni Türkiye’nin genç kuşaklarına öğretmek idi. Zaten Mahmut Esat BozkurtTürk İnkılabı’nın ve kemalist düşüncenin ilk ve önde gelen teoristyenlerindendir. Mahmut Esat Bozkurt’un yazdığı Atatürk İhtilali Kemalizmi diğer ideolojilerle karşılaştırıp kıyaslamış ve Kemalizmin evrensel olduğuna dikkat çekmiştir. Türkiye’yi hatta tüm dünyayı içinde bulunduğusiyasi ve iktisadi buhrandan kurtaracak olan ideolojinin Kemalizm olduğunu savunan Bozkurt, Kemalizmi siyasi manada barışçı, parlamenter, cumhuriyetçi ve milliyetçi olarak tanımlar. Mahmut Esat Bozkurt’un Atatürk ihtilali eserine göre iktisadi alanda Atatürk devletçiliği ve devlet sosyalizmi esastır. Ancak bu devlet sosyalizmi ile sovyetlerdeki sosyalizm aynı değildir. Çünkü Bozkurt’un bahsettiği sosyalizmde ferdi mülkiyet ve ferdi anlamda ekonomik faaliyetlerde bulunma hakkı vardır. Oysaki sovyet sosyalizminde ferdin hiçbir hakkı yoktur.320 Atatürk İhtilali’nde devlet sosyalizmi

terimini çok sık kullanan Bozkurt, bu modelin hızlı, pratik ve işleyen bir model olduğunu belirtir. Mahmut Esat Bozkurt’a göre Almanya iki savaş arasındaki dönemde ekonomik olarak önce iflas etmiş daha sonra da devlet sosyalizmi sayesinde hızla kalkınmıştır. Bozkurt’a göre Türkiye’nin o dönemde kalkınmasına sebep olan ana faktör de devlet sosyalizmidir. Bozkurt ekonomik olarak Yeni Türk Devleti ile Osmanlı Devleti’nin dağılma dönemini kıyaslamış ve Yeni Türk Devleti’nin kalkınmasının devletçilik sayesinde olduğunu belirtmiştir. Çünkü Osmanlı Devleti’nin 18. Yüzyıla kadar ekonomik politikası temel olarak Fizyokrasiye (Toprağa dayalı ekonomi) dayanıyordu ve bu politikada herhangi bir sorun yaşanmıyordu. Ama 18. Yy ve sonrası dönemde fizyokrasiye eklenen Laiser Faire, Laiser Paser (bırakın yapsınlar, liberalizm) prensibini Osmanlı’nın çöküşünü ve dağılma koşullarını hazırlamıştır.321 Buzkort’a göre

Osmanlı Devleti’nin liberalizmi benimsemesi devleti Avrupa’nın açık pazarı haline

320 Mahmut Esat Bozkurt, “Atatürk İhtilali 1-2”, İstanbul, Kaynak Yayınları, Mart 2005, s.193 321 Bozkurt, a.g.e., s.203

getirmiş ve Avrupa’nın güçlü ekonomileri karşısında rekaber edemeyen devleti paramparça etmiştir. Osmanlı’nın yaşadığı bu olumsuzluklara kapitülasyonlar (ayrıcalık) da eklenince devlet tamamen Avrupalıların sömürgesi haline gelmiştir. Anadolu insanının yani Türk Milleti’nin Avrupa’nın sömürgesinden kurtulabilmesinin yolu kendi sanayisini ve tarımını geliştirmesinden geçmektedir. Yoksa savaşlar yüzyılı olan 20. Yy’da varolması imkansızdır. İşte Türk Milleti’nin varolması ise ancak ve ancak devletçilik ile devlet sosyalizmi ile sağlanabilir. Türkiye’nin hızla gelişmesi ve kalkınması için bu politikanın uygulanması bir gereklilik ve zorunluluktur. Mahmut Esat Bozkurt’a göre bu politikanın önem arz etmesinin bir diğer nedeni ise:

“ ferdin fert tarafından sömürülmesinin önüne geçecek olan bütün tedbirlerle donatılmış olmasıdır.”322

Çünkü sömürüyü ve sömürü düzenini engelleyecek olan tek güç ekonominin devletin sıkıkontrolünde olmasıdır. Yani devletçiliktir.

İktisadi sistemlerin ve doktrinlerin dünyada yaşanan siyasi ve iktisadi istikrarsızlıkların temel sebebi olduğunu söyleyen Bozkurt’a göre liberal medeniyet çok yaşlı ve yorgundur. 20. Yüzyıl dünyasını yürütemeyen liberal medeniyet 18. Yüzyılın bir politikasıve ürünüdür. Das kapitalin yazarı ve Sosyalizm Öğretisi’nin kurucusu olan Karl Marks’ın liberalizmile ilgili tespitlerini “dahiyane” olarak tanımlayan Bozkurt, Karl Marks’ın tespitlerinden de anlaşılacağı gibi liberalizm 20. Yüzyılda ömrünü tamamlamış ve gereksinimleri karşılayamaz olmuştur diye ifade etmiştir. Bozkurt, yaşanan siyasi ve iktisadi hadiseler ve buhranlar göstermektedir ki ; liberal medeniyet:

“artık ismi var cismi yok bir Anka Kuşu olmuştur.”323 Liberalizm konusunda dünya

genelinde değişen iktisadi ve siyasi tercihlerde bunun ispatıdır diyen Bozkurt, çünkü o dönemde İtalya Faşistlerin, İngiltere sosyalistlerin ve himayecilerin, Fransa radikal soyalistlerin, Rusya komünistlerin egemenliği altındadır. Almanya ise Nazileri (Nasyonel Sosyalistlerin) eline geçmek üzeredir. Böylece dünyada egemen olan ve dünyanın kaderini belirlyen asıl güçler liberalizmi terketmişlerdir. Bozkurt’a göre 20. Yüzyıla ayak uyduramayan liberalizm şimdi 20. Yüzyılın ayakları altındadır.

Ancak belirtmeliyiz ki dönemin siyasetçilerinden ve aydınlarından biri olan Recep Peker’de açık ve aleni olan siyasi liberalizmin reddi Bozkurt’ta yoktur. Bozkurt,

322 Bozkurt, a.g.e., s.204

323 Hakkı Uyar, “Sol Milliyetçi Bir Türk Aydını: Mahmut Esat Bozkurt”, İstanbul, Büke Yayınları, Kasım 200, s.102

ekonomik liberalizmi tamamen reddederken siyasi liberalizme karşı aynı tavrı koyamamıştır. Bozkurt, siyasibağımsızlıkların ihtilallerin hediyesi olduğunu ifade eder.

17 Şubat 1923’te Türkiye İktisat Kongresi’nin İzmir’de toplanmasına öncülük edenlerden biri de Mahmut Esat Bozkurt’tur. Kongrede her ne kadar liberal görüşte kararlar alınsa da Bozkurt bu kararlara aykırı görüşleri savunmuştur. Bozkurt’a göre Türkiye’nin benimsemesi gerekn ekonomik politika “Yeni Türkiye İktisat Mektebi” olmalıdır. Serbest Cumhuriyet Fırkası önce kurulmuş fakat toplum çok partili sisteme hazır olmadığı için kapatılmıştır. İşte tek parti yönetiminin pekiştirildiği SCF’nin kapatıldığı dönemde Bozkurt yazıları ile tek parti yönetiminin alt yapısını oluşturmada etkili bir isim olmuştur. Bozkurt SCF’nin ekonomide savunduğu liberalizm söylemini çok sert bir şekilde eleştirmiştir. Liberalizmin 18. Yüzyılda ortaya çıktığını ve 20. Yüzyılda insanlığın gereksinimlerini karşılayamadığı için dünya ölçeğinde prestij kaybettiğini yazılarında sıkça vurgulayan Bozkurt’a göre Türkiye’nin 19. Yüzyıldan beri (Tanzimattan itibaren) sömürülmesinin ve geri kalmasının en önemli nedenlerinden biri liberalizmdir.324

Daha önce belirttiğimiz gibi Atatürk İhtilali adlı eser Mahmut Esat Bozkurt’un 1933 yılında İstanbul Üniversitesi’nde vermeye başladığı İnkılap Tarihi Dersleri’nin derlemesinden oluşan bir kitaptır. 1929 Buhranı’nin Türkiye’de en fazla etkili olduğu 1930’lu yılların başlarında İnkılap Derslerinin verilmeye başlamasının nedeni Türk İnkılabı’nı Yeni Türkiye’nin genç nesillerine her yönüyle anlatmaktadır. 1929 buhranının dünyada etkili olmasından sonra dünyada ve Türkiye’de siyasi ve iktisadi alanlarda yeni arayışlar ve yeni eğilimler başlamış ve bunun sonucunda radikal değişimler yaşanmıştır. 1929 buhranı sonrasında Türkiye’deki yeni arayış çabalarının bir ürünü olan Mahmut Esat Bozkaurt’un Atatürk İhtilali liberal görüşün ağırlıkta olduğu bir eserdir. İnkılaba iktisadi ve siyasi bir altyapı oluşturmak esas gayedir. Bu altyapı oluşturma konusunda farklı düşünceler olduğunu söyleyebiliriz. Ancak Türk İnkılabı’na alt yapı (temel) oluştururken varılan ortak noktanın: 1929 buhranı sonrasında liberalizmin çökmesi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin benimseyeceği ekonomik politikanın anti liberal özellikte olacağıdır. Mahmut Esat Bozkurt’un Atatürk İhtilali adlı eserinde 1929 dünya ekonomik buhranına birebir vurgu yapılmamıştır. Ancak 1929 buhranı sonrasında Türkiye’nin benimseyeceği yeni ekonomik sistemin buhran ve

324 Hakkı Uyar, “Sol Milliyetçi Bir Türk Aydını: Mahmut Esat Bozkurt”, İstanbul, Büke Yayınları, Kasım 200, s.107

etkileri ile ilişkili olacağı ve bu ilişki çerçevesinde liberal ekonomik sistemin reddedileceği konusu Atatürk İhtilali’nde ele alınmıştır.