• Sonuç bulunamadı

1.2. SÜPERMARKETLERĐN GELĐŞĐMĐ

2.1.1. Fiziki Koşullar

2.1.1.2. Süpermarketlerde Mağazanın Fiziksel Planlaması

2.1.1.2.1. Mağaza Tasarım ve Donatımı

Süpermarketlerin tasarımı ve donatımı farklı ve akılda kalıcı bir mağaza imajı yaratılması açısından çok önemli bir unsurdur. Süpermarket binalarının tasarımı mağazanın dış ve iç yapısının tasarımını kapsamaktadır (Jonas ve Roosen, 2005: 637).

Şekil 2.4 Örnek mağaza tasarımı (http://www.reklamazzi.com/ avm.etiket.htm, E.T. 13.06.2012)

Mağazanın Dış Yapısı: Perakendeci mağazanın dış yapısı ya da dış mimarisi binanın dıştan görünüşü ve buna ilişkin özellikleri kapsar. Mağazanın dış görünüşü bakımından ele alınması gereken belli başlı özellikler, dış cephe, giriş ve çıkışlar, vitrinler, yükleme ve boşaltma tesisleridir (Akturan, 2007:124).

Şekil 2.5 Alışveriş merkezi dış yapısı, Beş Yıldız Suudi Arabistan

(http://r204design.com/projects/page/2/, E.T. 13.06.2012)

Dış Cephe: Bir kitapla karşılaştırılabilir olduğu düşünülürse, mağazanın dış cephesi kitabın cildine benzemektedir (Jonas ve Roosen, 2005: 638). Benzer şekilde dış cephesi organizasyonun ruhunu, içerindeki faaliyetin doğasını simgelemelidir. Sağlamlık ve süreklilik ima etmek yoluyla mağazanın dış görünüşü güven ve saygınlık yaratır. Mağazanın ön yüzü fazla süslü püslü, kafayı karıştıran türden olmamalı, istikrarlı bir görünümde, sade ve fonksiyonel olmalıdır. Mağazanın ön yüzünün yapımında çok farklı malzemeler kullanılmakla beraber, bu malzemelerin seçiminde eldeki fonlar, mağazanın tipi ve hitap ettiği tüketici grubu etkili olmaktadır. Ayrıca kullanılan malzemenin bakım ve temizlik açısından elverişli olmasına dikkat edilmelidir. Tüketicilerin vitrinleri rahat bir şekilde seyredebilmeleri ve kötü havalarda sığınabilmeleri için birinci katın kaldırımının yaya trafiğini

engellemeyecek şekilde biraz içeride ve üstü kapalı olmasında yarar vardır (Kara vd., 2009: 127).

Şekil 2.6 Örnek mağaza dış cephe kaplaması, Gurgaon Hindistan

(http://r204design.com/projects/page/2/, E.T. 13.06.2012)

Dış cephe tasarımında önemli olan konulardan biri de süpermarketin unvan ve isminin hareket halindeki yaya ve arabalı tüketiciler tarafından fark edilebilmesidir. Đsim ve logo sadece mağazanın dış cephesinde değil, aynı zamanda reklam ve tüketiciyle olan diğer iletişimlerde geçtiğinden dolayı kolayca hatırlanan, ezberlenebilir ve her şeyden önemlisi perakendecinin faaliyet misyonunu yansıtır olmalıdır. Ortak kabul görev bir görüşe göre, süpermarketin isim ve logosu için büyük ölçülü harfler kullanılmalıdır. Bu mağazanın varlığını duyurabilmesi açısından çok önemlidir (Jonas ve Roosen, 2005: 638). Bir diğer husus da okunması güç olduğundan dolayı, mağaza unvan ve isminin yukarıdan aşağıya yazılmaması gerektiğidir.

Giriş ve Çıkışlar: Süpermarketlerde girişler tüketicilerin içeri girmesini özendirecek biçimde çekici ve rahat olmalıdır. Mağazanın giriş kapılarının sayısı, genişliği ve yerinin doğru tespit edilmesi çok önemlidir. Girişlerin sayısını saptarken cephe sayısı, satış alanının ölçüsü ve alışverişin yoğun olduğu zamanlarda mağazayı ziyaret eden tüketici sayısı esas alınmalıdır. Đngiltere’deki Nottingham Üniversite’nden Dr. Ray Bradshaw ve asistanlarının süpermarketlerde yaptığı bir araştırmaya göre kapalı yere giren insanlarda, solak bile olsa sağa dönme eğilimi var. Bu nedenle süpermarketlerin giriş kapılarının sol tarafta olmasına özen gösterilmelidir (Kilian vd., 2008: 69).

Bütün bunlarla birlikte, kapıların kolay açılabilir olması da gereklidir. Bu konuya önem veren süpermarketlerin otomatik açılan ve havalı kapı sistemlerini kullandıkları görülmektedir. Bu kapı sistemleri kolay monte edilme, hızlı ziyaretçi akımını sağlama gibi üstünlüklerinin yanı sıra, mağazaya prestijli bir görünüm vermektedir (Taşkın, 2000: 62-64).

Vitrinler: Özellikle yaya trafiğinin yoğun olduğu yerlerde bulunan süpermarketler için vitrin çok önemli bir tutundurma aracıdır. Mağazanın kimliğini yansıtması, tüketicileri mağazaya çekmesi ve kapladığı yerin çok değerli olması nedeniyle vitrinleme iyi planlamalıdır (Akturan, 2007:125).

Vitrinin derinliği ve yüksekliği iyi ayarlanmalı, büyük boyutlu mallar tüketiciden uzağa, küçük boyutlular ise yakına yerleştirilmelidir. Vitrinler gerektiğinde değişiklik yapılabilecek biçimde esnek hazırlanmalıdır. Son zamanlarda mağazaların ön yüzünün tamamen camdan yapılması yaygınlık kazanmıştır böyle bir tasarımın tüm mağaza içini sergilemesi, mağazaya doğal ışık sağlaması gibi avantajları bulunmaktadır. Bu tür vitrinler özellikle süpermarketler için uygun sayılabilir (Uslu, 2005: 54).

Şekil 2.7 Market rafları ( http://hurriyetemlak.com/isyeri-satilik/ankara-cankaya-mutlukent-sahibinden-villa/detay?sParam=Y8194qkSbzQ=&pageSize=20& list=1&new=1, E.T. 13.06.2012)

Yükleme ve Boşaltma Tesisleri: Tüketici trafiğinin engellenmemesi ve estetik açısından süpermarketlerde mal ikmali, tüketici trafiğinden ayrılmalıdır. Mal nakli servis alanlarında ve bodrum katta servis rampalarında veya depo binasına ikmal yapılması ile sağlanır. Depolardan mallar genellikle otomatik taşıma bantlarıyla mağazalara iletilir (Suedo, 2004: 293).

Mağazanın Đç Yapısı: Tüketicilerin yalnızca mağazaya girmesi başarılı bir perakendecilik için yeterli değildir. Tüketici için girdikten sonra içeride rahat ve hoş bir atmosferle karşılanarak, mağazayı sürekli ziyaret etme isteği uygulandırılmalıdır. Mağaza ortamıyla gelen memnuniyetin tüketicilerin mağazada daha fazla zaman geçirmesine ve para harcamasına neden olduğu saptanmıştır (Jonas ve Roosen, 2005: 639).

Mağazanın içyapısı tüketicileri alışverişe özendirecek bir şekilde dizayn edilmelidir. Mağaza içyapısının düzenlenmesinde dikkate alınması gereken faktörler şunlardır (Taşkın, 2000: 62-64):

• Duvarlar, zemin ve tavan, • Işıklandırma,

• Mağaza içi dikey taşıma, • Havalandırma,

• Ses ve kokular, • Mağaza içi temizlik, • Personelin görünümü, • Demirbaş ve malzemeler,

Duvarlar, Zemin ve Tavan: Mağaza zeminini kaplamak için çok çeşitli malzemeler kullanılmaktadır. Kullanılacak malzemenin türü bütçe imkanlarına, mağazanın tipine göre farklılık arz edebilmektedir. Ayrıca mağaza zemininin kaplanmasında kullanılan malzeme mağazanın bölümleri arasında değişiklik göstermektedir. Mesela yükleme boşaltma yapılan bölümlerin tabanları daha dayanıklı malzemelerle kaplanmalıdır. Günümüzde mağaza tasarımında en çarpıcı unsurlardan birisi de rengin kullanılmasıdır. Renkler mağazanın fiziksel boyutlarında önemli değişiklikler yaratabilir. Örneğin küçük bir mağazanın duvarları açık renkle boyandığında mağaza büyükmüş gibi görünür. Fiziksel boyutların farklı algılanmasındaki bu ve buna benzer bir çok avantajlarının yanında, rengin duygularla ilgili bir şey olduğunu ve doğru seçilmesi gerektiğini de unutmamak gerekir. Duygusal ve fonksiyonel nedenlerle mağaza dizaynında belirli bazı renklerin kullanılması daha uygundur. Psikolojik ve duygusal bakımdan en çok hoşlanılan renklerin mavi, kırmızı, yeşil ve sarı olduğu iddia edilmektedir (Zielke ve Dobbelstein, 2007: 112).

Yapılan araştırmalar rengin tüketicileri mağazaya çekme ve satın alma kararı üzerinde önemli etkisinin olduğunu gösterir. Kırmızı ve özellikle sarı gibi canlı renkler, tüketicilerin psikolojik olarak mağazaya çekmede mavi ve gri gibi sönük renklerden daha etkili olmuştur. Fakat canlı renkler satın alma karar sürecinin uzun olduğu, düşünüp taşınmayı gerektirdiği yerlerde alışverişi zevksiz hale getirebilir ve

hatta onun yarıda kesilmesine neden olabilir. Bu yüzden böyle yerlerde sönük renkler daha fazla tercih edilmelidir. Diğer taraftan, canlı renkler çok uzun karar sürecinin gerekmediği ve tepisel satın almanın yaygın olduğu hallerde hızlı satın alma kararına neden olur. Ayrıca canlı renkler mağazanın pencere ve girişleri için de uygundur. Gri, beyaz ve bej renklerin temizlik izlenimi uyandırmak için raflarda kullanılması yaygındır (Taşkın, 2000: 63).

Işıklandırma: Başarılı bir mağaza dizaynının en önemli unsurlarından biri olan ışıklandırma çoğu zaman ihmal edilmektedir (Jonas ve Roosen, 2005: 639). Oysa ışıklandırma tüketici ile mağaza arasındaki iletişimi sağlayan en önemli araçlardan birisidir. Uygun bir biçimde yapılan aydınlatma, aynı zamanda mağaza imajının oluşturulmasına da yardımcı olacaktır. Mağazadaki aydınlatma sistemi bazı temel ihtiyaçlara cevap vermelidir (Walsh ve Mitchell, 2010: 3):

• Ürünü, en iyi kazancı getirebileceği şekilde aydınlatmalıdır. Bu karmaşa, gölge ve zayıf renksel yansıma gibi tüketicilerin teşhir edilen ürünü yanlış değerlendirmesine yol açabilen faktörlerden kaçınmayı kapsamaktadır. • Tüketicilerin ürünleri eline alarak yakından inceledikleri bölgelerde yeterli ve

kaliteli aydınlatma düzeyini sağlamalıdır. Çünkü tüketicilerin ürünü iyi göremediği ve inceleyemediği durumlarda nihai kararı vermesi çok zordur. • Değişen sergilere ve teşhirlere imkan verebilmesi için aydınlatma sisteminin

yeterince esnek olması, aynı zamanda tamir ve/veya ayar için çalışanlar tarafından kolayca çıkartılıp takılabilmesi gerekir.

Đyi bir şekilde planlanmış ve uygulanan aydınlatma planı perakendeci ve tüketiciye aşağıdaki yararları sağlar (Jonas ve Roosen, 2005: 640):

• Tüketiciyi satın almaya özendirir. • Ürünleri aydınlatır.

• Tüketicileri ürüne doğru yöneltir.

• Tüketici ve çalışanların kendilerini rahat hissedebilecekleri atmosfer yaratır. • Mağaza trafiğinin akışını kolaylaştırır.

• Hırsızlığı azaltır.

Mağaza Đçi Dikey Taşıma: Çok katlı büyük mağazalarda trafiğin yoğun olduğu dönemlerde tüketicileri yukarı katlara çıkarmak önemli bir sorun olmaktadır. Büyük mağazalarda dikey ulaşım merdiven, asansör, yürüyen merdiven gibi araçlarla veya bunların bileşimleriyle gerçekleştirilebilir. Asansörler girişlere yakın yerleştirilmemelidir. Çünkü bu içeriye girmekte olan insanların gereksiz yere beklemesine ve tüketici akışının tıkanmasına neden olabilir. Asansörler mağaza içi sirkülasyondan etkilenmeyecek şekilde, fakat mümkün olduğunca girişten bakıldığı zaman görülebilen yerlere yerleştirilmelidir (Jonas ve Roosen, 2005: 641).

Mağazalarda dikey taşımada kullanılan bir diğer araç ise kullanımı geniş bir şekilde yaygınlaşmakta olan yürüyen merdivenlerdir. Yürüyen merdivenlerin mağaza içi trafiğin yoğun olduğu, tüketicilerin beklemeye tahammülünün olmadığı büyük mağazalarda kullanılması daha uygundur. Yürüyen merdiven sisteminin aşağıdaki bazı avantajları bulunmaktadır (Lyons, 2008: ):

• Maliyeti daha düşüktür.

• Aynı kapasitedeki asansörlerden daha az yer kaplar. Böylece daha fazla satış alanına imkan tanır.

• Đşletme maliyetleri daha düşüktür.

• Taşıma kapasiteleri saatte 5000 ile 8000 insan arasında değişen yürüyen merdiven sistemleri, mağazanın merkezinde kurulabileceğinden katlardaki trafik sıkışıklıkları eşitlenebilir, yığılmalar azalır.

• Tüketiciler yürüyen merdivenlerle iner-çıkarken her zaman satış alanını görebilirler ki, bu da içgüdüsel satın almayı arttırabilir.

Bütün bu üstünlükleriyle birlikte bu sistemin; yaşlı ve yürüyen merdivenlerden korkan tüketiciler için uygun olmaması, çok katlı küçük mağazalarda

kurulmasının ekonomik olmaması, eski binalarda monte edilmesinin zor olması gibi zayıf yönleri de bulunmaktadır. Büyük mağazalar bu dezavantajlardan bazılarını yürüyen merdivenlerle birlikte bir iki asansör kullanarak ortadan kaldırmaya çalışırlar (Kocabaş, 2000: 45).

Havalandırma: Havalandırma, ısıtma ve soğutma gibi unsurlar tüketicilerin süpermarket tercihinde etkili olabilmektedir. Havalandırma tüketicilerin mağaza içinde kalış süresini doğrudan etkiler. Çünkü hiç kimse aşırı sıcak ya da soğuk bir mekanda uzun süre alışveriş yapmak istemez. Gelişmiş Batı ülkelerinde 1930’lardan beri kullanılmakta olan iklim kontrol aygıtları (air-conditioning) eş zamanlı olarak havanın ısısını, nemini, temizliğini ve dolaşımını kontrol eden bir sistemdir. Bu sistemler genellikle, tüketici trafiğinin sürekli yoğun olduğu, güneş ışınlarının fazla yansıması veya aydınlatma vb. ısı üreten donatımların sonucu fazla ısınan mağazalarda kullanılmaktadır. Mağazalarda iklim kontrol aygıtları kullanmanın yararları şunlardır (Akturan, 2007:130):

• Mağazada dinlendirici ve rahat bir atmosfer yaratarak tüketicilerin mağazaya girmelerine ve alışveriş yapma sürelerini uzatarak satışların arttırmaya neden olur.

• Personelin moralini yükseltir.

• Havayı temiz tuttuğundan dolayı mağaza temizlik maliyetlerini azaltır. • Mallar temiz ve taze kalır; çürüme, bozulma gibi fireler azalır.

Ses ve Kokular: Tasarım faaliyetlerinin çoğunun görünüme odaklandığı bilinmekle beraber, araştırmalar gösteriyor ki, ses ve koku gibi duygular da çok önemli olabilir. Bu yüzden birçok perakendecinin kendi mağazasında sesleri ve kokuları önemsemeye başladığı görülmektedir. Ses bir mağazada satın alma atmosferini geliştiren ya da engelleyen bir faktördür. Mağaza planlanırken istenmeyen gürültüler engellenmelidir. Rahatsızlık veren gürültüler mağaza atmosferini olumsuz yönde etkilerken, hoş sesler tüketiciyi mağazaya çeker. Hızlı, kolay ve zevkli bir alışveriş yapılabilmesi için tüketicilerin mağaza ve onun

sundukları hakkında yeterli bilgi sahibi olması gerekir. Bu bilgiler ses yardımıyla, sözlü bilgi ve öneriler aracılığıyla sağlanabilir (Jonas ve Roosen, 2005: 640).

Süpermarketler bu uygulamadan genellikle indirim kampanyaları, hediyeli satışlar vs. faaliyetlerle ilgili bilgilendirici anonslar yaparak yararlanırlar. Perakendeciler, dinlendirici bir ortam yaratarak tüketicileri mağazada daha fazla kalmaya teşvik etmek için fon müziğini kullanmaktadırlar. Mağazalarda yapılan araştırmalar sonucu müziğin tüketici memnuniyetini arttırabildiği saptanmıştır. Araştırmalar perakendecilikte önemli bir pazarlama aracı haline gelen müziğin, temposunun tüketicilerin mağazada kalma süresi, müzik türünün ise satışlar üzerinde etkili olduğu ortaya koymuştur. Milliman’nın yapmış olduğu bir araştırmaya göre mağaza içi trafiğin akışının ve tüketicilere yapılan günlük satışların tutarı fon müziğinin temposunda etkilenmektedir. Araştırmanın sonuçlarına göre yüksek tempolu fon müziği yerine düşük tempolu fon müziği kullanıldığı zaman satış hacminde artış olmuştur. Fakat bunun bütün market ve süpermarketlerde geçerli bir bulgu olduğunu söylemek mümkün değildir (Martos-Partal ve Gonzalez-Benito, 2009: 273).

Müziğin türü konusunda mağazaya gelen bütün insanların zevklerine hitap etmek çok zordur. Fakat fon müziğinin seçimi konusunda; süpermarketin hitap ettiği hedef kitlenin kültür yapısı, yaşam tarzı gibi faktörlerin göz önünde bulundurarak genel bir kanıya varılabilir. Birçok perakendeci kokuyu da bir pazarlama aracı olarak kullanmaya başlamıştır. Aromalar da sesler gibi mağaza içinde yayılarak hiçbir fiziki temas olmaksızın tüketici tarafından keşfedilebilir. Hoş kokular fiziksel tepkiyi neden olan hormonal üretimi canlandırır. Bu aromalar tüketicilerin kendilerini ticari alanda rahat hissetmelerini sağlar (Jonas ve Roosen, 2005: 641).

Diğer taraftan bayat, boğucu, küflü v.b. kötü olarak algılanan kokuların herkeste olumsuz duygular uyandırmaması için, mağaza birimleri bu olumsuz kokuları en aza indirgeyecek şekilde tasarlanmalıdır.

Mağaza Đçi Temizlik: Temizlik mağazacılıkta en önemli hususlardan biridir. Mağazanın temizliği dendiği zaman zemin, duvarlar, tavan, vitrinler, mallar, demirbaşlar ve mağaza personelinin temizliği bir bütün olarak anlaşılır. Temiz bir mağazaya karşı tüketicilerin güveni artar ve mağaza personeli için de gönül açıcı bir ortam sağlanmış olur (Taşkın, 2004: 121-122).

Mağaza Personelinin Görünümü: Perakendecilikte mağazanın tasarımı kadar çalışanların görünüşü de önemlidir. Mağaza personelinin giyimi konusunda aşağıdaki hususlara özen gösterilmesi gerekir (Unsitalo, 2001: 214):

• Elbiseler lekesiz, temiz ve ütülü olmalıdır.

• Erkek personelin tek tip elbise giymesi ve kravat takması uygundur.

• Kadın personelin de yine tek tip gömlek ve kumaş pantolon giymesi, fular takması uygun sayılır.

• Yaz aylarında çalışanların olanaklar ölçüsünde kısa kollu ve açık renkli gömlek giymelerine özen gösterilmelidir.

• Paketçilerin de uygun şekilde giyinmelerine, kıyafetlerinin düzgün olmasına dikkat edilmelidir.

Demirbaş ve Malzemeler: Süpermarketlerde satışla ilgili ve satışı destekleyici çeşitli demirbaş ve malzemeler bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri para ödeme kasaları, raflar, soğutucu sergiler, alışveriş sepet ve arabalarıdır.

Kasalar: Süpermarketlerde sorun olan önemli konulardan biri kasa geçitlerindeki tıkanmalardır. Az sayıda kasa kullanılması ve kasa arkalarının dar olması sonucu ödemeler uzun sürmekte, uzun kuyruklar oluşmaktadır. Bu yüzden süpermarketlerde yazar kasaların sayısı mağaza trafiğinin en yoğun olduğu dönemlere göre ayarlanmalı ve teknolojik nitelikleri açısından kullanışlı makineler tercih edilmelidir. Süpermarketlerde barkod sistemli yazar kasaların kullanılması yaygınlık kazanmıştır. Fakat henüz bu kasaları kullanmayan süpermarketlere de rastlamak mümkündür ki, bu mağazalarda kasa önlerinde uzun kuyruklar oluşabilmekte ve kasiyer hataları yüksek olmaktadır (Kaygusuz, 2005: 93).

Barkod (çubuk kod) Sistemi’nde bilgileri kodlamak için bir dizi ince ve kalın çubuklar ve bunların arasındaki boşluklardan yararlanılır. Ürünlerin üzerine basılmış olan bu etiketler (çubuk kodlar) bir optik okuyucu veya tarayıcı yardımı ile okunabilmekte ve kasa tarafından kaydedilmektedir. Bu bilgiler aynı anda tüketicilerin görebileceği yerdeki ekrana gelmekte ve tüm işlemler alıcının denetiminden gerçekleşmektedir. Bu yazar kasaların model olarak farklı tipleri söz konusudur. Sadece el okuyucusu olanlar kasiyerin bir elini sürekli meşgul ettiğinden dolayı kasiyeri yavaşlatır ve tüketicilerin kuyrukta bekleme süresi artar. Sadece masa üstü çalışanlar ise kasiyeri hızlandıracağı için tüketicilerin bekleme süresini azaltmasına rağmen ağır ve havaleli mallarda okuma zorluğu yaşanabilir. Bu yüzden hem masa üstü hem de el okuyucusu olarak çalışan makineler daha kullanışlı sayılmaktadır. Bir de hem optik okuyucu hem terazi olarak çalışabilen makineler vardır ki, bunlar tartma işini de gerçekleştirdiğinden dolayı ilgili reyonlarda personel tasarrufuna imkan verir ve tüketicilerin birden fazla kuyrukta bekleyerek zaman kaybetmesini önler (Kutluca, 1999:159).

Perakendeciler açısından barkod sisteminin bir diğer avantajı ise stok kontrolünde sağlamış olduğu kolaylıklardır. Türkiye’de ilk kez Ankara ve Đstanbul’daki Migros mağazalarında uygulanmaya başlayan sistemde ise kasiyer söz konusu değildir. “Kasiyersiz Kasa” denilen bu sistemde, alışveriş sonrası tüketici tarayıcıdan geçirdiği ürünlerin tutarını kredi kartı ile kasanın yanında bulunan ATM’ye ödüyor (Kotler, 2003: 268).

Raflar: Süpermarketlerde ürünlerin teşhir edilmesinde kullanılan raf sisteminin seçiminde bazı hususlara dikkat etmek gerekir (Lymperopoulos vd., 2010: 719):

• Beyaz, mavi, bej gibi temizlik mesajı veren renkler tercih edilmeli, raflar mallardan daha çekici olmamalıdır.

• Kübik alandan maksimum yarar sağlanmalıdır.

• Rafların çabuk yıpranarak ürüne zarar vermemesi için kaplamalarının dayanıklı malzemeden olması gerekir. Ayrıca kolay temizlenebilir olmalıdır.

• Raf sistemi ağır yükleri kaldırmaya yeterli olmalıdır.

• Raf birimleri uzmanlık gerektirmeden ayarlanabilecek esneklikte olmalıdır. • Mevcut satış alanından azami fayda sağlayabilmek için raf sisteminin bazı

birimleri girişli çıkışlı zeminlere göre ayarlanabilir olmalıdır. Raflarda fiyat etiketlerini takmak için yerler olmalıdır.

Soğutucu Sergiler: Bu sergilerin seçiminde dikkate alınması gereken faktörler soğutucu donatımın teknik özellikleri, maliyeti, net kapasitesi ve kapsadığı mağaza alanıdır. Soğutucu sergilerde tutulacak ürünlerin gerektirdiği ortam göz önüne alınarak mağazanın ihtiyacı doğrultusunda bir seçim yapılmalıdır (Özgün, 2006: 65).

Alışveriş Sepetleri: Tüketicilerin aldıkları ürünleri para ödeme kasalarına kadar taşımada kullandıkları bu sepetlerin, genellikle çelik veya alüminyum telden yapılması ve normal ölçüsünün 430 x 280 x 200 mm (derinlik, uzunluk, genişlik) olması gerekir. Süpermarketlerin 45m2’lik satış alanı başına 30 sepet bulundurması gerekmektedir (Taşkın, 2000: 63).

Alışveriş Arabaları: Normal ölçüleri 610 x 400 x 890 mm olan bu arabalar alışverişte tüketicilere büyük kolaylık sağlamakta, fazla fiziki güç kullanmadan büyük miktarlarda satın aldıkları ürünleri rahat taşımalarına imkan vermektedir. Son zamanlarda bu arabaların alışveriş sırasında çocuk da taşımaya imkan veren, katlanabilir rafı olan modelleri geliştirilmiştir. Bu yeni modeller sayesinde alışverişe küçük çocuklarıyla gelen tüketiciler çocuğunun nerede olduğunu merak etmeden, rahat alışveriş yapabilmektedirler (Lymperopoulos vd., 2010: 719).