• Sonuç bulunamadı

Mültecilerin Statüsüne ĠliĢkin 1951 Tarihli Cenevre SözleĢmes

1.3. TÜRKĠYE‟NĠN TARAF OLDUĞU ULUSLARARASI SÖZLEġMELER

1.3.1. Çok Taraflı SözleĢmelerde Sınır DıĢı Kavramının DüzenleniĢ ġekli

1.3.1.4. Mültecilerin Statüsüne ĠliĢkin 1951 Tarihli Cenevre SözleĢmes

Cenevre SözleĢmesi, BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulu‟nun 14 Aralık 1950 tarih ve 429(V) sayılı kararı ile toplanan Konferansta kabul edilmiĢtir. 28 Temmuz 1951 tarihinde Cenevre‟de imzalanmıĢ ve 22 Nisan 1954 tarihinde yürürlüğe girmiĢtir. Türkiye ise 5 Eylül 1961 tarihinde bu sözleĢmeye taraf olmuĢtur. Dolayısıyla mülteciler açısından sınır dıĢı etme iĢlemi söz konusu olduğunda Cenevre SözleĢmesi uygulanacaktır.

Cenevre SözleĢmesi‟nin uygulama alanı, SözleĢmenin 1‟inci maddesinde tespit edilmiĢtir. Ġlgili madde uyarınca bu SözleĢme; 1 Ocak 1951‟den önce meydana gelen olaylar neticesinde ve ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri yüzünden takibata uğrayacağından haklı olarak korktuğu için vatandaĢı olduğu ülke dıĢında bulunan ve bu ülkenin himayesinden istifade edemeyen veya söz konusu korkuya binaen istifade etmek istemeyen yahut tabiiyeti olmayan, bahis konusu hadiseler neticesinde daha önce ikamet ettiği ülke dıĢında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korkuya binaen dönmek istemeyen her Ģahsa uygulanacaktır (m.1/2). Bu maddenin giriĢ kısmında yer alan “1 Ocak 1951‟den evvel cereyan eden hadiseler neticesinde” ifadesi Mültecilerin Hukuki Statüsüne ĠliĢkin 1967 Protokolü ile kaldırılmıĢtır246

. Bu Protokole taraf olan devletler, 1 Ocak 1951 sınır tarihine bakılmaksızın, durumları 1951 SözleĢmesindeki tanıma uyan mültecilere SözleĢmenin temel hükümlerini uygulayacaklarını taahhüt etmiĢlerdir. SözleĢmeye eklenen bu Protokol, Devletlerin Cenevre SözleĢmesine taraf olmasalar bile katılabilecekleri bir belgedir247. Bu Protokol ile birlikte mülteci statüsünün verilmesini gerektiren olay hangi

245

Aybay, Sınır DıĢı, s. 167.

246

Türkiye bu Protokole, 01.07.1968 gün ve 6 sayılı kararname ile onaylayarak taraf olmuĢtur. RGT.05.08.1968, No:12968. Protokol‟ün Türkçe metni için bkz.:

http://www.goc.gov.tr/files/files/M%C3%9CLTEC%C4%B0LER%C4%B0N%20HUKUK%20STAT %C3%9CS%C3%9CNE%20%C4%B0L%C4%B0%C5%9EK%C4%B0N%201967%20PROTOKOL %C3%9C(1).pdf ( 17.10.2016).

247 Filiz Ercan CoĢkun, “Uluslararası Mülteci Hukuku ve SınırdıĢı Etme veya Geri Gönderme

Yasağı”,(YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kırıkkale 2004), s. 28 (Mülteci Hukuku).

51

tarihte gerçekleĢmiĢ olursa olsun, Türkiye Cenevre SözleĢmesine koymuĢ olduğu coğrafi çekinceye istinaden Avrupa‟dan gelenlere 1951 SözleĢmesi kapsamında mülteci statüsü uygulayacaktır248

.

Cenevre SözleĢmesi‟nin 32‟nci maddesi mültecilerin sınır dıĢı edilmelerini düzenlemektedir. Buna göre “Taraf Devletler, ¸ülkelerinde yasal olarak bulunan bir mülteciyi, ulusal güvenlik veya kamu düzeni ile ilgili sebepler dıĢında sınır dıĢı edemeyeceklerdir”(m.32/1). SözleĢme‟nin açık ifadesine göre, ülkede yasal olarak bulunan mülteciler, ülkede bulunmasının kamu düzenine veya güvenliğine aykırı olması halleri dıĢında sınır dıĢı edilemeyeceklerdir249. Mülteciler hakkında alınacak sınır dıĢı etme kararı da kanunda belirlenen usule göre yapılmıĢ olmalıdır. Sınır dıĢı kararı alınan mültecinin durumunu açıklaması için delil sunmasına, hakkında alınmıĢ bu kararı temyiz etmesine ve bu amaçlarla yetkili bir makam yahut yetkili makamın atayacağı kiĢi veya kiĢiler önünde kendini temsil ettirmesine (savunmasına) izin verilecektir. Ancak Zaruri ulusal güvenlik sebepleri aksi yönde davranılmasını gerektiriyorsa, ilgiliye bu haklar tanınmaksızın da sınır dıĢı edilebilir (m.32/2). Hakkında sınır dıĢı edilme kararı alınmıĢ olan mülteciye, diğer bir devlet tarafından kabul edilmesini sağlamak üzere uygun bir süre verilir (m.32/3)250

.

SözleĢmenin 33‟üncü maddesinde “Non-refoulement” yasağı düzenlenmiĢtir. Buna göre “Hiçbir Taraf Devlet, bir mülteciyi, ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehdit altında olacak ülkelerin sınırlarına, her ne Ģekilde olursa olsun geri göndermeyecek veya iade etmeyecektir”. Ancak devam eden fıkrasından geri göndermeme yasağına bir istisna getirilmiĢtir. Ülke emniyeti açısından çok ciddi tehdit oluĢturan durumların varlığı halinde veya ciddi bir suçtan dolayı kesinleĢmiĢ bir mahkeme kararı olduğu için

248

Sirmen, Sınır DıĢı Temel Düzenlemeler, s. 36, 1967 Protokolü m.1/3‟e göre; bu Protokol‟e coğrafi açıdan çekince koyularak taraf olunması yasaklanmıĢtır. Fakat, Cenevre SözleĢmesi‟ni coğrafi sınırlama ile kabul eden devletlerin bu beyanlarının korunacağı ifade edilmiĢtir. Türkiye, 1967 Protokolü'nün, Cenevre SözleĢmesine taraf olan devletlere, coğrafi sınırlama beyanlarını, 1967 Protokolü bakımından da geçerli kılma hakkı veren bu hükmüne dayanarak, söz konusu alandaki çekinceyi devam ettirmiĢtir.

249 EkĢi, Yabancılar, s. 114. 250 EkĢi, Yabancılar., s. 114.

52

bulunduğu ülke açısından tehlike arz edecek olan mülteciler hakkında geri göndermeme yasağı uygulanmayacaktır251

.

Türkiye Cenevre SözleĢmesine koyduğu çekinceye istinaden sadece Avrupa‟dan gelenlere mülteci statüsü tanımaktadır. Avrupa dıĢından gelenlere ise mülteci statüsü tanıma zorunluğu ise yoktur. Ancak, uluslararası örf ve adet hukuku kuralı olarak kabul edilecek non-refoulement kuralı bu coğrafi çekinceye bakılmaksızın uygulanmalıdır252. Zira, evrensel seviyede insan haklarının uluslararası korumasının geliĢtirilmesi ile geri göndermeme ilkesinin kapsamı geniĢletilmiĢtir253. Böylelikle geri göndermeme ilkesi, mülteci hukukunun dar çerçevesinin ötesine geçmiĢ bulunmaktadır254

.

Cenevre SözleĢmesinin iĢlerlik kazanması açısından Türkiye 1994 yılında mülga Mülteciler ve Sığınmacılar Yönetmeliğini (1994 Yönetmeliği) çıkarmıĢtır. Bu yönetmelik, iç hukukumuzda mülteci hukuku ile ilgili boĢluğu doldurmuĢ olmasına rağmen, uygulamada bazı sorunların yaĢanmasına sebep olmuĢtu. Türkiye‟ye iltica eden veya baĢka bir ülkeye iltica etmek üzere sınırdan geçen yabancıların, izlemesi gereken süreç hakkında yeterince bilgilendirilmemesi, müracaatın, Yönetmelikte belirtilen on günlük sürede yapılamamasına sebebiyet vermiĢtir. Türkiye‟ye iltica süreci devam eden ya da BirleĢmiĢ Milletler Mülteciler Yüksek Komisyonu tarafından üçüncü bir ülkeye sığınma hakkı kabul edilen sığınmacıların, Yönetmelikte belirtilen ve ĠçiĢleri Bakanlığı tarafından hak düĢürücü kabul edilen bu on günlük sürede baĢvuru yapamamaları sınır dıĢı edilmelerine neden olmaktaydı. Söz konusu Yönetmelikte yer alan bu eksiklikler sebebiyle 2006 yılında, bu Yönetmelikte değiĢikliğe gidilmiĢ ve on günlük baĢvuru süresi yerine gecikmeden ve makul olan en kısa sürede baĢvurulması ibaresi getirilmiĢti255

.

251 Çelikel, (Öztekin) Gelgel, Yabancılar, s. 140, Tekinalp, Yabancılar, s. 98, EkĢi, Yabancılar, s. 115. 252 Çiçekli, Yabancılar, s. 276.

253

Tamás Molnár, “The principle of non-refoulement under international law: Its inception and evolution in a nutshell”, Corvinus Journal of International Affairs, Vol.1, 2016, s. 53 (non-refoulement).

254 Molnár, non-refoulement, s. 53.

255 16.01.2006 tarihinde, 9938 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Türkiye‟ye Ġltica Eden veya BaĢka Bir

Ülkeye Ġltica Etmek Üzere Türkiye‟den Ġkamet Ġzni Talep Eden Münferit Yabancılar ile Topluca Sığınma Amacıyla Sınırlarımıza Gelen Yabancılara ve Olabilecek Nüfus Hareketlerine Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik kabul edilmiĢtir. R.G.T., 2701.2006, No.26062, Nasıh Sarp Ergüven, Beyza Özturanlı, “Uluslararası Mülteci Hukuku ve Türkiye”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 62 (4) , Y 2013, s. 1027.

53

Yönetmeliğin 29‟uncu maddesine göre, Türkiye‟de kanun ve usullere göre bulunan bir mülteci veya sığınmacı, ancak ulusal güvenlik ve kamu düzeni sebebi ile Cenevre SözleĢmesi hükümleri çerçevesinde ĠçiĢleri Bakanlığı tarafından sınır dıĢı edilebilecekti. Alınan sınır dıĢı kararına karĢı on beĢ gün içerisinde ĠçiĢleri Bakanlığına baĢvurarak itiraz edebilecekti. Bu itiraz, sınır dıĢı etme kararını veren yetkilinin bir üst mercii tarafından sonuçlandırılacak ve valiliklerce ilgiliye tebliğ edilecekti256

. Bu Yönetmelik YUKK yürürlüğe girdikten sonra da bir müddet yürürlükte kalmıĢ, fakat 12.10.2014 tarihinde Geçici Koruma Yönetmeliğinin257 61‟inci maddesi ile yürürlükten kaldırılmıĢtır.