• Sonuç bulunamadı

1.3. TÜRKĠYE‟NĠN TARAF OLDUĞU ULUSLARARASI SÖZLEġMELER

1.3.1. Çok Taraflı SözleĢmelerde Sınır DıĢı Kavramının DüzenleniĢ ġekli

1.3.1.2. Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi Ek 4 No‟lu Protokol

AĠHS Ek 4 No‟lu Protokol, 16.09.1963 yılında imzalanmıĢ ve 02.05.1968 tarihinde yürürlüğe girmiĢtir. Bu Protokol Türkiye tarafından ise 19.10.1992 tarihinde imzalanmıĢtır. Protokol‟ün237

“Serbest DolaĢım” baĢlığını taĢıyan 2‟nci maddesinde “Bir devletin ülkesi üzerinde yasal olarak bulunan herkesin orada serbestçe dolaĢma ve ikametgahını serbestçe seçebilme hakkı vardır. Herkes herhangi bir ülkeyi kendi ülkesi de dâhil olmak üzere terk etmekte serbesttir. Bu haklar, ancak ulusal güvenlik, kamu emniyeti, kamu düzeninin korunması, suç iĢlenmesinin önlenmesi, sağlık ve ahlakın veya baĢkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda zorunlu tedbirler olarak ve yasayla öngörülmüĢ sınırlamalara tabi tutulabilir” denilerek vatandaĢların serbest dolaĢım hakkı güvence altına alınmıĢtır.

AĠHS Ek 4. No‟lu Protokol sınır dıĢı etme iĢlemi ile ilgili, AĠHS‟in aksine maddi hükümler içermektedir. Protokol uyarınca “Hiç kimse, tek baĢına ya da toplu olarak, uyruğu bulunduğu devletin ülkesinden sınır dıĢı edilemez” (m.3/1). Bu düzenlemeye göre, hiç kimsenin uyruğunda bulunduğu devletin ülkesinden sınır dıĢı edilemeyeceği ifade edilerek vatandaĢlar açısından sınır dıĢı etme yasağı bulunduğu belirtilmiĢtir. Bu düzenleme ile sınır dıĢı etme iĢleminin sadece yabancılar açısından uygulanabilecek bir yaptırım olduğu hüküm altına alınmıĢtır. Devletlerin kendi ülke vatandaĢlarını ülkeye kabul zorunluluğu ise aynı maddenin 2‟nci fıkrasında düzenlenmiĢtir. Ġlgili madde uyarınca, hiç kimsenin uyrukluğunda bulunduğu devletin ülkesine girme hakkından yoksun bırakılamayacağı belirtilerek, devletlerin kendi ülke vatandaĢlarını ülkeye kabul etme zorunlulukları bulunduğu vurgulanmıĢtır238

.

4 No‟lu Protokolün 4‟üncü maddesi ise yabancıların sınır dıĢı edilmelerine sayı bakımından bir sınırlama getirmektedir. Bu maddenin kesin ve net ifadesine göre “Yabancıların toplu halde sınır dıĢı edilmeleri yasaktır”. Bu maddeye herhangi bir istisna koyulmamıĢtır. Dolayısıyla her ne Ģekilde olursa olsun toplu halde sınır dıĢı etme iĢlemi yapılamayacaktır. Yabancılar kolektif değil sadece bireysel düzeyde iĢlemler ile

237 Ek 4 No‟lu protokolün Türkçe metni için bkz.: http://www.aihmbasvururehberi.com/2010/03/4-

numaral-ek-protokol.html (09.10.2016).

48

sınır dıĢı edilebileceklerdir239. Devletlerin ayrımcılık sebebiyle belli bir grubu toplu halde sınır dıĢı etmeleri mümkün değildir240. Toplu halde sınır dıĢı etme iĢleminin ne anlama geldiği hususu tartıĢmalı olmakla beraber, AĠHM toplu halde sınır dıĢı etmenin tanımını içtihat yolu ile geliĢtirmiĢtir241. Buna göre, yabancıları grup halinde ülkeden ayrılmaya zorlayan herhangi bir iĢlem, toplu halde sınır dıĢı etme olarak nitelendirilebilecektir. Sınır dıĢı etme iĢlemi yapılırken, topluluğu oluĢturan bireylerin Ģahsi durumu makul bir Ģekilde ve objektif olarak incelenmiĢ ise, bu iĢlem toplu halde sınır dıĢı etme olarak adlandırılamayacaktır242

. 239 Aybay, SınırdıĢı., s. 166. 240 EkĢi, Yabancılar, s. 109.

241 “Başvuru sahipleri Bay Jan Conka, Bayan Marria Conkova, Bayan Nad’a Conkova ve Bayan Nikola

Conkova, sırasıyla 1960, 1961, 1985 ve 1991 doğumlu Romen (çingene) orijinli Slovakya vatandaşıdırlar. Bu başvuru sahiplerinden ilk ikisi, üçüncü ve dördüncü başvuru sahiplerinin ebeveynidirler. 1998 yılında müteaddit defalar Slovakya Cumhuriyetinde dazlakların saldırılarına uğradıklarını, bunlardan birinde Bay Conka’nın ağır bir şekilde hastanelik olduğunu, bu saldırı ve tehditlerin devam etmesine rağmen, polisin bütün bu olaylara müdahale etmediğini söylemişlerdir. Devam eden bu tehditlerin bir sonucu olarak, başvuru sahipleri Slovakya’dan kaçarak Kasım 1998’de Belçika’ya gelmişlerdir. Ancak burada yaptıkları sığınma talebi Belçika yetkililerince kabul edilmemiş ve sınır dışı edilmişlerdir. Bunun üzerine başvuru sahipleri 04.10.1999 tarihinde Belçika Krallığı aleyhine Sözleşmenin 5 ve 13 ile 4 No’lu Protokol’ün 4. maddesinin ihlali iddiaları ile Mahkemeye başvurmuşlardır. Mahkeme, kendi içtihadına atıfta bulunarak toplu halde sınır dışı etme işleminin, yabancıları bir grup olarak ülkeyi terke zorlayan herhangi bir işlem olarak anlaşılması gerektiğini vurgulamıştır. Ancak, böyle bir işlem yapılırken, grubu oluşturan her bir yabancının somut durumu, makul bir şekilde ve objektif olarak incelenmiş ise, toplu halde sınır dışı işleminden söz edilemeyeceğini belirtmiştir. Dava konusu olayda, her ne kadar davacılarla ilgili olarak daha önceden yapılan işlemlerde ve verilen kararlarda, her birinin şahsi durumları makul ve objektif bir şekilde incelenmiş olmasına karşılık, 29.09.1999 tarihli kararı uygulamak üzere yapılan yakalama ve sınır dışı işlemleri için bu şartlara uyulduğundan bahsedilemeyeceğini, Yabancılar Kanununun 7.1(2)’ye göre alınan 29.09.1999 tarihli sınır dışı etme kararında ise, davacıların geçmişteki sığınma başvurularına ve münferit durumlarının değerlendirilmesine yer verilmediği, sadece ülkede üç aydan fazla kalma hususunun zikredildiği vurgulanmıştır. Mahkeme, toplu halde sınır dışı işleminin yürütüldüğü şüphesini kuvvetlendiren deliller olarak şu hususları sıralamıştır: Aynı kökenden çok sayıda insanın aynı kaderi (sınır dışı işlemini) paylaşmış olması, Davacıların sınır dışı işleminden önce, resmi makamların toplu halde sınır dışı yapılacağı yönündeki açıklamaları ile bu yönde uygulama yapılması konusundaki talimatları, İlgili bütün yabancıların polis istasyonuna aynı zamanda gelmelerinin istenmesi, Bahse konu kişilerin ülkeyi terk etmelerini ve yakalanmalarını isteyen kararların aynı ifadelerle hazırlanması, Yabancıların bir avukatla görüşmelerinin çok zor olması, Sığınma işlemlerinin tamamlanmamış olması. yabancıların polis istasyonunda hazır bulunmalarına ilişkin kararın tebliği ile bu kişilerin sınır dışı edilmeleri arasındaki periyot içerisinde hiçbir aşamada, bu yabancıların her birinin şahsi durumlarının bireysel olarak ve gerçekten alındığını gösteren yeterli güvenceler sunulmamıştır. Sonuç olarak, 4 No’lu Protokolün 4. maddesi ihlal edilmiştir” Bülent Çiçekli, “Conka v. Belçika: KiĢi Özgürlüğü ve Güvenliği Hakkı ve Yabancıların Toplu Olarak Sınır dıĢı Edilme Yasağı Ġhlali Ġddiaları”, Polis Akademisi Ġnsan Hakları Mahkemesi Kararları Dergisi, C.1 S. 2, s. 273-288 (Conka v. Belçika).

49