• Sonuç bulunamadı

1.1. Problem Durumu

1.1.3. Müfredatlar

1.1.3.3. Lise Tarih Müfredatı

Tarih öğretimi, Tanzimat döneminden günümüze, geliĢtirilmeye çalıĢılan bir çalıĢma alanıdır. Eğitim kurumlarında tarihin ders olarak düzenli bir Ģekilde yer alması, 1838- 1839‟da “Mekteb-i Maarif-i Adliye” ders programına girmesiyle baĢlar. Saffet PaĢa Nizamnamesi olarak da anılan 1869 Nizamnamesi ile sıbyan mekteplerinde, idadilerde, sultanilerde ve bu okullara öğretmen yetiĢtiren okullarda Tarih derslerine yer verilir (Akyüz, 2007, s. 185).

Tarih öğretiminde öğretmenlere yol gösterecek bir rehber kitapla Selim Sabit Efendi, eğitim tarihinde önemli bir yer tutar. Ancak, bu ilk çalıĢma, öğrencileri bilgiyi ezberlemeye yönlendirmektedir (Akyüz, 2007, s. 205). 1878-1908 döneminde yetiĢtirilmek istenen insan tipi; Tanzimat‟ın “Osmanlılık” idealine ve padiĢaha bağlı, dindar ve itaatkâr insan tipidir (Akyüz, 2007, s. 225-226). Maarif Nazırı HaĢim PaĢa zamanında, 1892 programına benzer Ģekilde 1904 yılı programında da “Osmanlı tarihi” dersine yer verilmiĢtir (Akyüz, 2007, s. 228,248). Öğrencilere okutulan “Osmanlı Tarihi” gibi derslerin öğretimiyle ilgili çalıĢmalara öğretmen okullarında yer verilmiĢtir. 1898 Yılında Kız Öğretmen Okulunda; “Tarih”, “Resim” ve “Usûl-i Tedris” derslerine yer verilmesi gösteriyor ki, tarih öğretimine önem verilmeye baĢlanmıĢtır (Akyüz, 2007, s. 249).

Selim Sabit Efendi, tarih öğretimini olayların kronolojik bilgisini çocuğa ezberletmek olarak görürken, Ġhsan Sungu, Türkiye‟de ilk defa, Sâtı Bey ile birlikte, tarih pedagojisi ile ciddi olarak ilgilenen eğitimcilerden olmuĢtur. Öğrencisi Fuat Baymur gibi “Tarih Öğretimi” adı altında müstakil bir kitap çıkaramayan Sungu‟nun Tarih öğretimine iliĢkin ders örnekleri ve yazıları Tedrisat-ı Ġptidaiye Mecmuası ve Terbiye Mecmuası gibi dergilerin arasında dağınık kalmıĢtır. Bu ders örnekleri incelendiğinde Ġhsan Sungu‟nun Tarih derslerini, modern anlamda ahlâk ve vatandaĢlık bilinci oluĢturmak için kullandığı görülmektedir. Derslerde yakından uzağa ilkesi kullanılmakta ve öğrenci merkezli bir eğitim yapılmaya çalıĢılmaktadır (Ata, 2003).

“BuluĢ yoluyla öğrenme”, “öğrenciyi, düĢünmeye ve bilgiyi oluĢturmaya yönlendirme” ve “öğretimde resim gibi görseller materyallerden yararlanma” ilkeleri Ġhsan Sungu ve Sâtı Bey tarafından Tarih öğretim ve eğitimine kazandırılmıĢtır. Ġhsan Sungu‟nun öğrencisi Fuat Baymur da, bu geliĢmelere katkı sağlayarak bu çabaların günümüze ulaĢmasını sağlamıĢtır. Ġsmayil Hakkı Baltacıoğlu ve Ġbrahim Hilmi Çığıraçan da Tarih eğitiminde “resim” kullanımına yer vermiĢ olmalarıyla dikkati çekerler.

“Tarih”i, “bugün”ü ve “geleceği” kurmada çok önemli gören Ġhsan Sungu (2002, s. 55-56), Tarih dersinin bilgi yığınına dönüĢtürülmemesi gerektiğini ifade eder. Sungu, öğrencilerin gözünde, tarihi olayların kahramanlarının özel bir yeri olduğunu da vurgulamaktadır. Bu noktada, tarihi Ģahsiyetlerin portreleri büyük bir anlam kazanabilir. Baltacıoğlu Tarih dersinin düĢünce yetilerini geliĢtirecek ders olması gerektiğini savunur. Fakat öğretmenlerin, tarih gibi dersleri yalnız kulakla duyulan sözlerden, gözle okunan kelimelerden ve yazılardan ibaret görmesinden Ģikâyetçidir. Tarih gibi derslerin öğretmenin ağzından değil, öğrencinin kendi kiĢisel tecrübesi ile kazanılabileceğini ileri sürmüĢtür. Tarih öğretimi, mümkün oldukça kitap ibarelerinden kurtarılmalı, olayların meydana geldiği yerlerin resimleri, haritaları gösterilmelidir. Tarihin soyut bilgileri, mümkün oldukça somut fikirlere bağlanmalıdır. Ama olayla ilgili resim, tablo, tarihi eser gördüğünde hayal gücü canlanır. Olaya iliĢkin resim baĢka duyuların çalıĢmasını sağlar (Ata, 2000, s. 450).

1910‟lu yıllarda Brüksel‟deki Tarih derslerinde öğrencilerin, resimler üzerinde çalıĢma yaparak bilgiyi kendi baĢlarına yapılandırdıklarını tespit eden Baltacıoğlu (Ata, 2000, s. 591), tarih eğitiminde görsel materyallerin kullanımına iliĢkin düĢünceleriyle tarih eğitimcilerine önemli fikirler vermiĢtir. Baltacıoğlu‟na göre tarih öğretiminde önemli olan yetkin tarihçiler yetiĢtirmek değil; çocukları, tarihçi gibi düĢündürebilmektir. Baltacıoğlu‟na göre öğrenci, “tarihçi gibi” çalıĢtırılmalıdır. Amaç, “tarihçi” yapmak değildir. Öğrenci, tarihçi olmayacak ama tarihçininkine benzer bir takım iĢler yapacaktır (Ata, 2000, s. 594-595). Öğrencilerin birer tarihçi gibi çalıĢabilmesi için uygun ortamlar sağlanması amacıyla tarih belgelerinden oluĢan bir tarih odası veya tarih müzesi oluĢturulmalıdır. Bu odaya tarih araĢtırmalarına uygun her türlü malzeme ve belge toplanmalıdır. Bunlar, dergilerden kesilmiĢ tarih ile ilgili yazılar ve resimler, tarih kitapları, arkeolojik kalıntılar, coğrafi ve tarihî haritalar, büyük adamların resimleri, mukayese cetvelleri, grafikler, Ģemalar, zaman Ģeritleri, kopyalar, projeksiyon kliĢeleridir. Tarih odasında öğrencinin tarih tekniğine alıĢması sağlanmalıdır. Okullarda tarih odasının

oluĢturulmasından sonra öğrencinin, tarih metodolojisini istediği Ģekilde çalıĢması sağlanır (Ata, 2000, s. 596).

Ġsmayil Hakkı Baltacıoğlu, 1927 tarihinde yayınladığı bir yazıda, “ders kitaplarında metin mi daha önemlidir, resim mi?” sorusuna; “ikisi de ayrı ayrı önemlidir hiçbiri, diğerinin yerine hakkıyla geçmez” karĢılığını verir (Safran ve Ata, 2003, s. 341). Ġsmayil Hakkı Baltacıoğlu, Avrupa‟da yapmıĢ olduğu incelemelerle, öğrencilere çeĢitli dokümanlar ve resim gibi görsel materyallerin verilmesinden ve öğrencilerin bu materyallerle birer tarihçi gibi çalıĢmalarından söz etmektedir. Baltacıoğlu‟nun görüĢleri, günümüz Tarih eğitiminde de büyük anlam taĢımaktadır.

Mayıs 1927 tarihli ve Bakan Mustafa Necati imzasını taĢıyan bir genelge ile öğrencilere, ülke gerçeklerine ve millî konulara iliĢkin öğretim yapılmasına ağırlık verilmesi istenmektedir. Bakan, orta dereceli okullarda öğrencilerin baĢka ülkelerin tarihini, coğrafyasını ve yaĢayıĢlarını daha iyi bildiklerini; öteki derslerde de gereksiz ayrıntılar verildiğini belirttikten sonra, öğretim ve eğitim faaliyetlerinin her fırsatta Türkiye Cumhuriyeti‟nin kuruluĢunu anlatmak ve Cumhuriyeti sevdirecek her fırsattan yararlanmak, Türkiye‟yi ve Türklüğü merkez almak mecburiyetinde olduğunu dile getirmiĢtir (Akyüz, 2007, s. 332).

1923-1930 arasında John Dewey‟in tarih öğretimine iliĢkin görüĢleri ve önerileri; 1926 tarih programına, süreli yayınlara ve Tarih ders kitaplarına sınırlı olarak yansımıĢtır (Ata, 1998, s. 60). Dewey (Ata, 1998, s. 61)‟e göre tarih öğretiminin amacı:

Tarih, bugün var olan toplumsal iliĢkileri yorumlamaya yarayan bir araçtır. Tarih, toplumsal geliĢmenin en iyi örneklerini verir.

Tarih, çeliĢki ve zıt durumları sergiler. Dolayısıyla görüĢ açısı kazanma ve tahayyül imkânı sağlar.

Tarih, toplumsal ilerlemenin yöntemlerini öğretir.

Dewey, tarih programının, “geçmiĢ zaman” ile “Ģimdiki zaman” kavramlarını ayırt edici ve öğrenciyi düĢünmeye sevk edici nitelikte olması gerektiğini de vurgular (Ata, 1998, s. 62) Eski ve yeni ortaöğretim Tarih programlarında (MEB, 1938; 1952; 1981; 1993; 2007; 2008) yöntem olarak, önceki programlarda görülen ve yeni programın getirdiği temel ilkelerle çeliĢmesine rağmen hâlâ devam eden bir diğer olgu öğretim içeriğinin oluĢturulmasında, seçilen ana alanlardaki tüm konulara yer vermeye çalıĢan ansiklopedik

yaklaĢımın devam etmesidir. Cumhuriyet döneminin baĢlarındaki Tarih programlarını incelediğimizde içeriğin son derece yoğun olduğu görülmektedir (MEB, 1931; 1952). Ortaöğretim Tarih dersleri adeta üniversite düzeyindeki genel tarih öğretiminin biraz basitleĢtirilmiĢ versiyonu olarak düzenlenmiĢtir. Kendi döneminin pedagojik anlayıĢı içinde normal olan bu yaklaĢım, aradan geçen uzun zamana, tarihçi ve tarih eğitimcilerinin eleĢtirilerine rağmen (Berktay, 2002; Kabapınar, 1998; Safran, 2006) etkisini sürdürmektedir.

Cumhuriyet döneminden günümüze bazı değiĢikliklerle programlardaki konu yoğunluğu biraz azaltılmıĢtır. Özellikle 1931 ve 1952 programlarında oldukça önemli bir yer tutan Avrupa Tarihi ile ilgili konuların çoğu ders kapsamından çıkarılmıĢtır. Ancak genel yaklaĢım değiĢmemiĢtir. Seçilen ana konular düzenlenirken, bunlarla ilgili genel tarih kitaplarında ve üniversite tarih öğretiminde yer alan tüm konular ve bilgiler öğrencilere özet bir Ģekilde öğretilmeye çalıĢılmaktadır (MEB, 1981; 1993).

Ortaöğretim Tarih derslerinin üniversite düzeyinden farklı ve kendine özgü amaçları, yapısı ve Ģartları vardır. Ortaöğretimde tarih dersine ve diğer öğretim alanlarına ayrılan süre kısıtlıdır. Tarih dersini kronolojik bir süreklilik içinde ve genel tarih kitaplarında yer alan tüm konularıyla birlikte öğretmeye çalıĢtığımızda kaçınılmaz olarak fazlasıyla yoğun bir öğretim programı ve ayrıntılı ansiklopedik bilgilerle yüklü ders kitaplarıyla karĢı karĢıya kalınmaktadır. Sonuçta ortaya konu yoğunluğu yüzünden, öğretmenlerin yılsonuna kadar bitirebilmek için çabaladığı aĢırı derecede yüklü bir öğretim içeriği çıkmaktadır. Bu durum tarih öğretiminin amaçlarına da uygun değildir. Ortaöğretimde tarihçi yetiĢtirme gibi bir amaç olmadığına göre, öğrencilere tüm tarih konularını öğretmeye çalıĢmak gereksiz bir çabadır. Tarih öğretiminin temel amacı bilgi aktarmak değil, bir takım tutum, duygu ve becerileri öğrencilere kazandırmak olmalıdır ve bu husus yeni programda da vurgulanmaktadır. Bunun sağlanması için ders içeriklerini düzenleme anlayıĢının da köklü bir Ģekilde değiĢtirilmesi gerekmektedir (MEB, 1993; 2007).

Onuncu sınıf programında konu ünitelerinin planlanması açısından önemli bir değiĢiklik göze çarpmaktadır. 1993 programındaki siyasi tarih konularıyla ekonomik, sosyal ve kültürel tarih konularını tamamen ayrı olarak iĢleyen yaklaĢım yerine, bu konuları bir ünite içinde birlikte ele alan bir anlayıĢ getirilmiĢtir. Bu değiĢim tarihi olay ve olguların daha bütüncül bir Ģekilde öğretilmeleri açısından olumlu bir geliĢmedir. Ancak konuların içeriği açısından incelediğimizde yeni onuncu sınıf programında 1993 programına göre önemli sayılabilecek bir değiĢim getirmediği görülmektedir (MEB, 1993; 2008).

2000‟li yılların baĢında Türkiye‟de baĢlatılan ilk ve ortaöğretim müfredat geliĢtirme reformu çerçevesinde, 2007 tarihinden itibaren ortaöğretim Tarih dersi öğretim programları da yenilenmeye baĢladı. Dokuzuncu ve onuncu sınıf Tarih programları sırasıyla 2007 ve 2008 tarihlerinde yayınlandı. 2011-2012 Öğretim yılından itibaren uygulanmak üzere Ortaöğretim Tarih Dersi (10 ve 11. sınıflar) ile 12. sınıflar ÇağdaĢ Türk ve Dünya Tarihi Dersi Öğretim Programlarında değiĢiklikler ve yenilikler yapılmıĢtır. Programlardaki ifadesiyle “öğrenci merkezli, bilgi ve beceriyi dengeleyen, öğrencinin kendi yaĢantılarını ve bireysel farklılıklarını dikkate alarak çevreyle etkileĢimine imkân sağlayan yeni bir anlayıĢ yaĢama geçirilmeye çalıĢılmaktadır” (MEB, 2007, s. 8). Bu bağlamda, tarih dersinin amaç ve kazanımlarının düzenlenmesinde, öğretim yöntem ve materyallerinde ve ölçme ve değerlendirme yöntemlerinde önemli yenilikler hedeflenmiĢtir (MEB, 2007; 2008). Yeni ortaöğretim programı Tarih öğretiminde yerleĢik eğitim yöntemlerinde köklü bir değiĢim öngörmektedir. Yapılan araĢtırmalar Türkiye‟de Tarih derslerinin büyük ölçüde düz anlatım ve soru-cevap yöntemleriyle iĢlendiğini ortaya koymuĢtur (Demircioğlu, 2004). Yeni program ise Tarih dersini öğrencilerin aktif bir Ģekilde katılacakları farklı etkinlikler çerçevesinde yapılmasını amaçlamıĢtır. Böylece öğretimin “öğrenci merkezli ve öğrenme sürecinde öğrencinin etkin bir rol üstlenmesini sağlayacak Ģekilde” olması planlanmıĢtır (MEB, 2007, s. 9). Yukarıda belirtilenlere ek olarak, “her öğrencinin birey olarak kendine özgü olduğu”, “öğretimin farklı zekâ türlerine sahip öğrencilerin ilgi, yetenek ve ihtiyaçları ve okulun bulunduğu çevre göz önüne alınarak gerçekleĢtirilmesi” ve öğretmenin “her öğrenciye ulaĢabilmek için öğrenme-öğretme yöntem ve tekniklerindeki çeĢitliliği dikkate” alması gerektiği vurgulanmıĢtır (MEB, 2007, s. 5-9).

Yeni ortaöğretim Tarih programında ön plana çıkan bir diğer husus öğretimin kazanımlar etrafında planlanıyor olmasıdır. Önceki programlarda hedeflerle ilgili olarak genellikle tarih öğretiminin genel amaçların belirtilmesiyle yetinilmiĢ, alt konuların amaçlarını da vurgulayan bazı programlarda da bunlar bilgi aktarımına yönelik hedeflerle sınırlı kalmıĢtır (MEB, 1981; 1993). Yeni programda ise kazanımların sadece bilgileri değil beceri, tutum ve alıĢkanlıkları da kapsadığı açık ve vurgulu bir Ģekilde belirtiliyor. Program temel beceriler ve tarihsel düĢünme becerileri Ģeklinde iki baĢlık altında tanımladığı genel kazanımlara paralel olarak her konu için ayrı kazanımlar belirmektedir. Öğretmenin etkinlikleri ve diğer öğretim faaliyetlerini hedeflenen kazanımlara uygun olarak planlaması ve uygulaması gerektiği programda birçok kez hatırlatılmaktadır (MEB, 2007; 2008).

Son yıllarda sadece tarih programları değil, neredeyse tüm genel ortaöğretim derslerinin müfredatları yenilenmiĢtir. Yapılandırmacı yaklaĢımının etkisinde hazırlanan yeni programlarda benzer genel ilkelerin ve öğretim yöntemlerinin uygulamaya konulduğu gözlenmektedir. 9. sınıf 2007 müfredatının uygulanmasıyla ilgili açıklamalar kısmında, öğrencilerin tarihî olayları eĢ zamanlı (senkronik) algılamalarını sağlamak amacıyla harita vb. materyallerden yararlanmaları, eĢ zamanlı tarih Ģeritleri hazırlamaları vurgulanmıĢtır. Programda ayrıca, derse ön hazırlık yapılırken genel amaçlar, ünite kazanımları ve açıklamalar dikkate alınması, öğrencinin aktif katılımını sağlamak, dersi daha etkili ve zevkli hâle getirebilmek için farklı yöntem ve teknikleri içeren etkinlikler yapılması, etkinlik tasarlanırken kazanımlar, açıklamalar, öğrenme stilleri, farklı zekâ türlerine sahip öğrencilerin ilgi, yetenek ve ihtiyaçları ve okulun bulunduğu çevre göz önüne alınması gerektiği belirtilmiĢtir. Programda etkinliklere örnek olarak görsel ve yazılı materyalleri incelenme, konularla ilgili resimleri ve bu resimlere iliĢkin kısa notları içeren sınıf panosu hazırlama, tanıtım amaçlı broĢür hazırlama ve sunu hazırlamaya yer verilmiĢtir (http://ttkb.meb.gov.tr/).

2011‟de yenilenen 10. ve 11. sınıf Tarih dersi programları ve 2012‟de düzenlenen ÇağdaĢ Türk ve Dünya Tarihi dersi Programı, Tarih dersinin genel amaçları ile öğrencilerde ders sonrasında oluĢması beklenen beceriler bakımından benzerlik göstermektedirler. Tarih dersinin genel amaçları içerisinde araĢtırma konusuyla paralellik göstermesi bakımından kültür ve uygarlığın somut olan ya da olmayan mirası üzerinde tarih araĢtırmaları yaparak çalıĢkanlık, bilimsellik, sanatseverlik ve estetik değerleri kazandırmak ifadesi yer almaktadır. Programa göre, tarihsel kavrama becerisi olarak görsel (fotoğraflar, temsili resimler, eğitsel karikatürler ve mimari çizimler vb.) ve edebi ürünler (roman, Ģiir ve oyunlar vb.) ile müzik (halk müziği, popüler ve klasik müzik) eserlerini geliĢtirmek amaçlanmaktadır. Tarihsel kavrama becerisini geliĢtirirken öğrenciler; metinlerde verilen bilgileri açıklamak, görsel hâle getirmek ve somutlaĢtırmak amacıyla tarih haritalarında sunulan veriler, çeĢitli grafiklerde verilen görsel, matematiksel bilgiler ve tarihsel fotoğraflar, siyasi karikatürler, temsili resimler ve mimari çizimler gibi farklı görsel materyaller üzerinde çalıĢmak tarihsel metinleri kavramayı kolaylaĢtıracaktır. Grafiklerde, tablolarda, Ģemalarda ve diyagramlarda sunulan metne yardımcı veriler üzerinde çalıĢırken görsel ve sayısal verileri kullanacaklardır (http://ttkb.meb.gov.tr/). Tarihsel sorgulamaya dayalı araĢtırma becerisini geliĢtirirken öğrenciler; tarihsel dokümanlar, tanıkların anlatıları, mektuplar, günlükler, buluntular, fotoğraflar, tarihi mekânlar, sanat eseri ve

mimari eserlerden hareketle tarihsel sorular sorar; kütüphane ve müze koleksiyonları, tarihi mekânlar, tarihi fotoğraflar, gazeteler, günlükler, dergiler, belgesel filmler, tanık anlatıları, nüfus sayım sonuçları, vergi kayıtları, istatistiksel derlemeler ve ekonomik göstergeler gibi çok değiĢik kaynaklardan tarihsel veri elde ederler (http://ttkb.meb.gov.tr/).

Programlarda etkinliklere örnek olarak dönemin eserlerinden (tarihî vesika, minyatür, gravür, seyahatname vb.) yararlanarak metin yazma, dönemin yaĢantısını inceleme, geleneksel Türk sanatlarına dair örnekler verme yer almıĢtır. Programda bu etkinliklerde kullanılacak metin ve görsel malzemeler (resim, fotoğraf, karikatür, minyatür, gravür vb.) öğrenci seviyesine uygun ve pedagojik olması gerektiği belirtilmiĢtir. Tarih derslerinde görsel ve iĢitsel iletiĢim araçlarına yer verilmesi; tepegöz, projeksiyon makinesi, bilgisayar, televizyon vs. etkin olarak derste kullanılması da belirtilmiĢtir. Programda ayrıca metinde sunulan tarihsel anlatının kritik noktalarında sorgulama yapmak için tarihsel dokümanlarla, tanıkların anlatılarıyla, mektuplarla, günlüklerle, buluntularla, fotoğraflarla çalıĢmak, tarihi mekânlara geziler düzenlemek ve sözlü tarih çalıĢmaları yapmak gerekliliği belirtilmiĢtir.