• Sonuç bulunamadı

B. LİMİTED ŞİRKETTE YÖNETİM ORGANININ OLUŞUMU

9. Müdürlük Sıfatının Sona Erme Hâlleri

47 Yukarıda bahsettiğimiz hâller dışında da şirketin niteliğine özgü ve durumun ağırlığı çerçevesinde diğer butlan sebepleri de müdür veya müdürler kurulu kararlarının butlanına sebebiyet verebilir171.

Müdür veya müdürler kurulu kararlarının butlan ile sakatlanması hâlinde hukukî yararı olan herkes süreye tabi olmaksızın kararın butlanla sakat olduğunun tespitini mahkemeden talep edebilecektir172.

Limited şirkette müdürlerin kararlarının iptali TTK’de düzenlenmediği için mümkün değildir. Sözleşme ve kanuna aykırı kararların aleyhine ortaklar ve alacaklılar kanuni şartlar uygun ise butlan ya da yokluğun tespitine ilişkin dava açabileceklerdir173.

48 görevden alınmasında, genel kurul tarafından seçilen müdürlerle kanun ya da şirket sözleşmesi kapsamında göreve gelen müdürler arasında bir fark bulunmaktadır. İsv. BK m.815/1’e göre genel kurul, herhangi bir zamanda ve temelde herhangi bir gerekçe göstermeden, ortak ya da üçüncü kişi olmasına bakılmaksızın seçilmiş müdürleri görevden alabilir. Fakat seçilmiş müdürlerin aksine, kanun ya da şirket sözleşmesi kapsamında göreve gelen müdürler genel kurulu kararıyla görevden alınamazlar174.

TTK m.630/1 uyarınca şirket müdürünün seçilmiş veya sözleşme ile atanmış olup olmadığına bakılmaksızın genel kurul kararı ile her zaman görevden alınması mümkündür175. Ayrıca genel kurulun müdür veya müdürler kurulunu ya da üyesini görevden alması için genel kurul gündeminde hüküm bulunmasına da gerek bulunmamaktadır176.

TTK m.630/2’ye göre haklı sebeplerin varlığı hâlinde her ortak177, müdür veya müdürler kurulu üyelerinin yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteme hakkına sahiptirler.

İsv. BK m.815/2, haklı sebepler varsa her ortağın müdürün yönetme ve yürütme yetkisinin geri çekilmesi ya da sınırlandırılması için mahkemeye başvurabileceğini düzenlemiştir. TTK m.630/2 hükmünde yer alan haklı sebepler TTK m.630/3’de açıklanmıştır. Buna göre müdürün özen ve bağlılık yükümlülüğü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya

174 Siffert/ Fischer/ Petrin, s.287.

175 Pulaşlı, Şirketler Hukuku, s.858; Bilgili/Demirkapı, s.687; Tekinalp, Sermaye Ortaklıkları, s.525.

176 Tekinalp, Sermaye Ortaklıkları, s.525.

177 Bilgili/Demirkapı, s.682: “Belirtilen dava ancak bir ortak tarafından açılabilir ve sürdürülebilir. Dava sırasında payın devredilmesi halinde, davaya devam edilemez.”

49 şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi, haklı sebep olarak kabul edilmiştir178.

TTK m.630/3’te belirtilen haklı sebeplerden birisi TTK m.626’da düzenlenen özen ve bağlılık yükümü ve rekabet yasağıdır. Bu hükme göre müdürler görevlerini tüm özeni göstererek ve şirket menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde gözeterek yerine getirmek ile yükümlü kılınmışlardır.

TTK m.626’nın gerekçesinde, özen yükümlülüğünün iş ve işlemlerde gösterilmesi gereken dikkati, ciddiyeti ve bilimselliği ifade ettiği ve bir karar alınmadan önce pazar araştırması, finansal durum değerlendirmesi, borçlar ve etiğe uygunluk incelemesi yapılmasının, modern yönetim ilkesi gereği özen yükümlülüğü içerisinde değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir179. Ayrıca, bu maddede belirtilen bağlılık yükümlülüğü ve rekabet yasağı ihlalinin de TTK m.630/3’e göre haklı sebep olduğunu söylemek mümkündür180.

Ancak, uygulamada şirkete büyük zarar verecek münferit vakıalarda, mahkemeye başvurulması hâlinde, mahkeme karar verene kadar geçen sürede müdürün görevde bulunması ve mahkemenin kararının uzun sürece yayılması, bu maddenin amacına ulaşmasını engelleyecek niteliktedir181. Bu hâlde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)182 m.389 uyarınca limited şirket müdürünün ihtiyati

178 İsv. BK m.815/2 uyarınca haklı sebepler şu şekilde belirtilmiştir: “(…)özellikle de müdür görevini önemli ölçüde ihmal ediyorsa ya da yönetimi başarılı bir şekilde yürütemiyorsa, her ortak, müdürün idari ve temsili yetkilerini geri alınması ya da sınırlandırması için mahkemeye başvurabilir”.

179 6102 sayılı TTK m.626 gerekçesi.

180 Siffert/ Fischer/ Petrin, s.288.

181 Siffert/ Fischer/ Petrin, s.289.

182 04.02.2011 tarih ve 27836 sayılı RG.

50 tedbir olarak görevden azledilmesi ve şirketin organsız kalacağı durumlarda kayyım atanması mümkün olacaktır183.

Tekinalp, TTK m.630/2’nin madde metninde mahkemeden “yöneticilerin”

azlinin istenebileceğinin belirtildiğini ve madde hükmünde, müdür ve müdürler kurulu yerine “yönetici” ibaresinin kullanılmış olması nedeniyle kanun koyucunun müdür sıfatını taşımayan ticari temsilci veya vekillerin de TTK m.630/2 kapsamında mahkemeden azillerinin istenebilmesinin mümkün olduğunu ileri sürmüştür184.

TTK m.630/4’e göre görevden alınan müdürlerin tazminat haklarının saklı olduğu düzenlenmiştir. Müdürler haksız olarak görevden alındıklarını ispat etmek suretiyle şirkete karşı bu madde hükmüne dayanarak tazminat talep edebilirler. Bu dava şirkete karşı açılacak bir dava olup dayanağı görevden alınan müdür ile şirket arasında olduğu kabul edilen sözleşme ilişkisidir185.

b) Müdürlük sıfatının istifa ile sona ermesi

TTK’de müdürün istifasına ilişkin hüküm bulunmamaktadır. Fakat müdür ile şirket arasındaki hukukî ilişkinin niteliğinin vekâlet sözleşmesi olduğu kabulü186 ile vekâlet sözleşmesinin sona erme hâllerinden birisi olan istifanın müdür için de geçerli olacağı söylenebilir.

TBK m.512’ye göre vekil, her zaman sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirebilir. Ancak, uygun olmayan zamanda sözleşmeyi sona erdiren taraf, diğerinin

183 Yargıtay 11. HD. 2015/11954 E. ve 2016/9384 K. sayılı kararı.

184 Tekinalp, Sermaye Ortaklıkları, s.525.

185 Pulaşlı, Şirketler Hukuku, s.858; Tekinalp, Sermaye Ortaklıkları, s.525; Bilgili/Demirkapı, s.682;

Siffert/ Fischer/ Petrin, s.289.

186 Müdür ile şirket arasındaki ilişkinin hizmet sözleşmesi olduğu kabul edilse dahi işçinin tek taraflı sözleşmeyi fesih hakkı bulunmaktadır (TBK m.431).

51 bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. Bu hüküm çerçevesinde müdür, müdürlük sıfatının istediği zaman tek taraflı olarak bırakabilecektir. Uygun olmayan bir zamanda istifa eden müdüre karşı zarara uğrayan şirketin tazminat hakkı saklıdır187.

c) Müdürlük sıfatının ölüm, ehliyetin kaybedilmesi ve iflas ile sona ermesi

TTK’de müdürlük sıfatının ölüm, ehliyetin kaybedilmesi ve iflas ile sona ereceğine ilişkin bir hüküm de bulunmamaktadır. Daha önce bahsedilen gerekçelerle bu boşluğun TBK’nin vekâlet sözleşmesi ile doldurulması gerekliliği sebebiyle TBK m.513’ün müdürlere de uygulanacağı kanaatindeyiz. TBK m.513’e göre sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşme, müdürün ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olur. Müdür tüzel kişi ise bu tüzel kişiliğinin sona ermesi hâlinde de müdürlük sıfatı kendiliğinden sona erecektir. Her ne kadar TBK m.513’te yer alan sona erme hâlleri sözleşmenin her iki tarafı için de geçerli olsa da, karşın Pulaşlı’ya göre, şirketin fesih veya infisahı veya iflası müdürlük görevini sona erdirmez, ancak müdürün yetkileri tasfiye ve iflas ile sınırlanmış olur188.

TTK m.643’e göre limited şirkette tasfiye usulü ve tasfiyedeki organların yetkilerine ilişkin anonim şirket hükümleri uygulanacaktır. Anonim şirkette tasfiye memurlarının atanmasına ilişkin TTK m.536/I’e göre esas sözleşme veya genel kurul kararıyla ayrıca tasfiye memuru atanmamışsa, tasfiye, yönetim kurul tarafından yürütülecektir. Bu hüküm de göstermektedir ki, tasfiye hâlinde, yeni tasfiye memuru atanana kadar müdürler görevlerine devam edeceklerdir. Diğer bir ifade ile şirketin tasfiyeye girmiş olması müdürlük görevini sona erdirmemektedir. Aynı durum şirketin

187 Bilgili/Demirkapı, s.680.

188 Pulaşlı, Şerh, s.2316.

52 iflası için de geçerlidir. Müdür ancak iflas tasfiyesini yürüten iflas idaresinin görev ve yetkileri dışında kalan görevleri yerine getirebilecektir.

d) Müdür için öngörülmüş görev süresinin bitimi

Şirket sözleşmesinde veya genel kurul kararı ile belirlenmiş olan189 müdür veya müdürler kurulunun görev süresi dolduğunda müdürün görevi kendiliğinden sona erecektir190. Görev süresi dolmamış olan müdürlerin de TTK m.630/1 uyarınca azledilmesi mümkündür191.

e) Şirket sözleşmesinde belirlenen müdüre ilişkin niteliklerin kaybı

Limited şirket sözleşmesinde müdürlük için getirilmiş olan şartların sonradan kaybedilmesi hâlinde müdürlük görevi de sona erecektir192.

f) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK)193 53/1-d maddesi hükmü gereği

Limited şirket müdürü kasten işlenmiş bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkûm edilmişse, TCK m.53/1-d uyarınca şirket yöneticisi olma hakkından mahkûm bırakılacaktır.

189 Pulaşlı’ya göre müdürlük görev süresi esas sözleşmenin yanı sıra genel kurul kararıyla da belirlenebilir.

Bu görüş için bkz. Pulaşlı, Şirketler Hukuku, s.858.

190 Pulaşlı, Şirketler Hukuku, s.858.

191 Yıldız, s.54.

192 Pulaşlı, Şirketler Hukuku, s.858; Bilgili/Demirkapı, s.680: “Şirket sözleşmesinde örneğin müdürlük için ortak olma şartı konulmuşsa; müdürlük belli bir süre ile sınırlandırılmışsa, yaş sınırı konulmuşsa, uzun süre yurt dışında kalma, mesleki faaliyetlerinin bırakılması gibi hâller öngörülmüşse bunların gerçekleşmesi halinde müdürlük vasfı kendiliğinden ortadan kalkacaktır.”

193 12.10.2004 tarih ve 25611 sayılı RG.

53 Müdürlük görevinin sona ermesi hâllerinde iyiniyetli üçüncü kişilere karşı durumun ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi gereklidir194. Bu hâller ileriye etkili olarak müdürlük sıfatını derhal sona erdirecektir195.

C. MÜDÜRLERİN GENEL KURUL İLE OLAN İLİŞKİSİ

Limited şirkette genel kurul ile yönetim organı arasındaki hukukî ilişkinin tespiti de bir diğer önemli husus olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu iki organ arasındaki ilişkinin düzenlenmesinin şirketler hukuku politikasını konusu olduğu söylenebilir.

Müdür ve genel kurul arasındaki hukukî ilişki hakkında farklı görüşler doktrinde ileri sürülmüştür196. Bu görüşler organlar arasında hiyerarşi oluşturan görüşler ile organlar arasında eşitlik esası güden görüş olarak tasnif edilebilir.

Organlar arasında hiyerarşi oluşturan görüşlerden ilki, karar organına üstünlük tanıyan görüştür. Bu görüşe göre karar organı, yönetim organını seçen, görevden alabilen ve ondan üstün olan organdır. Diğer görüş ise yönetim organına üstünlük sağlayan görüştür. Bu görüş daha güçlü yönetim talebinin bir türevi olarak karşımıza çıkmaktadır197.

Organlar arasında eşitlik esası güden fonksiyon ayrılığı görüşüne göre ise organların birbirine karşı bir üstünlüğü bulunmamakla birlikte organlar kanun, şirket

194 Pulaşlı, Şerh, s.2316.

195 Kırca (Şehirali Çelik/Manavgat), s.472.

196 Bu görüşler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Özkorkut, K.: Anonim Ortaklıklarda Yönetim Kurulu Kararlarının İptali, (Yönetim Kurulu Kararlarının İptali), Sermaye Piyasası Kurulu Yayınları, Yayın No.41, Ankara 1996, s.9-16;

197 Öztan, s.105; Özkorkut, Yönetim Kurulu Kararlarının İptali, s.10-11; Kırca (Şehirali Çelik/Manavgat), s.395.

54 sözleşmesi veya iç talimatnamelerde kendilerine hasredilen görevleri bir koordinasyon içinde yerine getirmek ile yükümlüdür198.

Limited şirketin organları arasındaki ilişkide TTK’nin benimsediği sistemin düzenlemelerde fonksiyon ayrılığı sistemi olduğu anlaşılmaktadır. Şöyle ki, TTK m.616’da genel kurulun devredilemez yetkileri düzenlenmiştir. Ayrıca, TTK m.625’te de müdürlerin devredemeyecekleri, vazgeçemeyecekleri yetkileri belirlenmiştir. Böylece organların yetki alanları açıkça belirlenmiş; TTK düzenlemesinde kanun koyucu işlevler ayrımını diğer bir ifade ile eşitlik sistemini benimsemiştir. Bu durum ayrıca, TTK m.616’nın gerekçesinde şu şekilde ifade edilmiştir: “Tasarı, 6762 sayılı Kanunun 539’uncu maddesinde olduğu gibi genel kurulun devredilemez yetkilerini değişik bir sistem bağlamında düzenlemektedir. Devredilemeyen yetkiler organsal yapıya ve ortak haklarına aittir. Böylece organlar arası işlevler ayrımı kanuni düzen niteliğini kazanmaktadır. Çünkü 625’inci madde de aynı sistem müdürler için öngörülmüştür.

Organlar arası altlık üstlük anlayışını reddeden 6762 sayılı Kanun ve Tasarı, genel kurul için üst organ sıfatını kullanmayarak işlevler ayrımı ilkesinde İsv. BK’ye nazaran daha net bir tavır sergilemiştir. Gerçi İsviçre öğretisinde üst organ sıfatının işlevler ayrılığını bertaraf etmediği açıklanır. Ancak nitelendirmenin yorum güçlüklerine yol açtığı da görmezden gelinemeyecek bir olgudur.”199 Sonuç olarak limited şirkette organlar arasında bir eşitlik bulunmaktadır. Organlardan birinin diğerine emir ve talimat vermesinin kanuni istisnalar dışında mümkün olmayacağı ortaya çıkmaktadır200.

198 Öztan, s.105; Özkorkut, Yönetim Kurulu Kararlarının İptali, s.12-13; Kırca (Şehirali Çelik/Manavgat), s.395.

199 6102 sayılı TTK m.616 gerekçesi.

200 Tekinalp, Sermaye Ortaklıkları, s.514; Yanlı, V.: “İsviçre Anonim Ortaklıklar Hukukunda

"İşbölümü İlkesi" ve Yönetim Kurulunun Münhasır Yetkileri”, İstanbul Hukuk Fakültesi Mecmuası, C.LV, S.3, Y.:1997, s.264.

55 TTK m.625/2’ye göre, şirket sözleşmesi ile müdürün veya müdürlerin aldıkları belirli kararları ve münferit sorunları genel kurulun onayına sunmaları gereği düzenlenebilir. Ancak bu düzenleme şirket sözleşmesi ile fonksiyon ayrılığı ilkesinden sapılarak genel kurulun üstünlüğünün kabul edildiği anlamına kanaatimizce gelmemektedir.201.

201 Tekinalp, Sermaye Ortaklıkları, s.515: “Bu hükmün mehazı İsv. BK.m.811’dir. Ancak, TK hükmü mehazdan farklıdır. İsviçre’de belirli kararların GK’nın onayına “sunulması zorunluluğu”nun, bazı kararların da GK’nın “onayına sunulabileceği”nin öngörülebileceği ifade edilerek iki kategori arasında fark yaratıldığı halde TK böyle bir ayrım yapmamıştır.”; Siffert/ Fischer/ Petrin, s.268.

56 İKİNCİ BÖLÜM

LİMİTED ŞİRKET MÜDÜRÜNÜN GÖREV VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Limited şirket yönetim organı olan müdür veya müdürler kuruluna ilişkin 6102 sayılı TTK’de gerçekleştirilen değişiklikler ile şirketin yönetiminde profesyonelleşme sağlanması amaçlanmıştır202. Pay senetleri borsada işlem gören anonim ortaklıklar için benimsenen “kurumsal yönetim” (corporate governance) ilkeleri, limited şirket yönetimi için de yol gösterici nitelik taşımaktadır203.

Kurumsal yönetimin dört ana başlığı bulunmaktadır. Bunlar: Şeffaflık, adillik, hesap verilebilirlik ve sorumluluktur204. Anonim şirkette kurumsal yönetimin sağlanabilmesi için bazı yönetim modelleri ileri sürülmüştür205. Bu modeller, yönetim organı yanında ayrıca bir de gözetim organı arayan ikili sistem ve gözetim organının yetkilerini de yönetim kurulunda birleştiren tekli sistem şeklinde karşımıza çıkmaktadır206. Alman hukukunda geçerli olan ikili sistemde207 yönetim kurulu (vorstand) yanında bir de gözetim kurulunun (aufsichtsrat) varlığına işaret edilmektedir.

Yönetim kurulu, şirketin yönetim ve temsil yetkilerini ifa ederken, gözetim kurulu, yönetim kurulunun gözetim altında tutulması amacıyla genel kurul tarafından seçilmektedir208.

202 Bilgili/Demirkapı, s.675; 6102 sayılı TTK m.623 gerekçesi.

203 Karasu, R.: “6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Anonim Şirketlerde Kurumsal Yönetim ile İlgili Getirilen Yenilikler”, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 4, S.2, Y.:2013, s.35.

204 6102 sayılı TTK Genel Gerekçesi.

205 Ayrıntılı bilgi için bkz. Ünal, M.: “Anonim Ortaklıklarda Yönetim ve Yönetim Görevinin Murahhaslara Bırakılması”, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, C.11, S.3, Y.:1982, s.51-89.

206 Kırca (Şehirali Çelik/Manavgat), s.529.

207 Ayrıca bkz. Wooldridge, F.: “Dual Board System Under German Company Law”, Journal of the Society for Advanced Legal Studies, July/August 2005, s.17-24.

208 Ünal, s.51-53.

57 TTK m.367’nin gerekçesinde Almanya’da uygulanan ikili organlı anlayışın yerine tekli anlayışın tercih edildiği ifade edilmektedir209. Türk – İsviçre uygulamasında kabul edilen tekli anlayışta, şirketin yönetim, temsil ve gözetim yetkisi yönetim kuruluna bırakılmıştır210.

Anonim şirkette kurumsal yönetim kavramı içerisinde değerlendirilen yönetim modellerinin ışığı altında, limited şirkette yönetim, temsil ve gözetim yetkilerinin müdür veya müdürler kurulunda toplandığı TTK m.625/1 hükmü çerçevesinde anlaşılmaktadır.

Buna göre müdürler, kanunların ve şirket sözleşmesinin genel kurula görev ve yetki vermediği bütün konularda görevli ve yetkili kılınmıştır211.

Limited şirket müdürünün seçimle göreve gelmesi (seçilmiş yönetim ilkesi), müdür ile genel kurul arasında eşitlik ilkesinin kabulü, işlevler ayrımı ilkesinin ve modern ve kurumsal nitelikli bir yönetim anlayışının benimsenmesi; limited şirketin, küçük ölçekli işler için getirilen, anonim şirket benzeri bir şirket olduğunu ortaya koymaktadır.

Bu vurgu limited şirket yönetiminde de şeffaflık, adillik, hesap verilebilirlik ve sorumluluk ilkelerinin bulunması gerektiğini göstermektedir. TTK m.626’da düzenlenen müdürlerin özen yükümlülüğü hükmü, TTK m.627’de düzenlenen ortaklara eşit işlem yapma hükmü; TTK m.625/2 ve m.632 çerçevesinde düzenlenen müdürlerin sorumlulukları; TTK m.635 çerçevesinde düzenlenen bağımsız denetim kurumsal yönetimin limited şirketteki yansımalarıdır.

209 6102 sayılı TTK m.367 gerekçesi.

210 Biçer, s.6; Ünal, s.66.

211 Biçer, s.6.

58 I. LİMİTED ŞİRKET MÜDÜR VEYA MÜDÜRLER KURULUNUN

GÖREVLERİ

A. MÜDÜR VEYA MÜDÜRLER KURULUNUN GÖREVLERİ

Limited şirket müdür veya müdürler kurulunun görev ve yetkilerinin genel sınırı TTK m.625/1’de çizilmiştir. Bu hükme göre, müdürler, kanunların ve şirket sözleşmesinin genel kurula görev ve yetki vermediği bütün konularda görevli ve yetkilidir. Anonim şirkette yönetim kurulunun yetkisini düzenleyen TTK m.374/1 hükmü; TTK m.625/1 hükmüne paralel olarak, yönetim kurulunun yetkisinin sınırlarını şu şekilde ifade etmiştir: “Yönetim kurulu ve kendisine bırakılan alanda yönetim, kanun ve şirket sözleşmesi uyarınca genel kurulun yetkisinde bırakılmış bulunanlar dışında, şirketin işletme konusunun gerçekleştirilebilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlemler hakkında karar almaya yetkilidir.” TTK m.374/1 hükmü yönetim ile ilgili iş ve işlemleri, şirketin işletme konusunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlem olarak tanımlamıştır212.

TTK m.625/1’e göre yönetim görev ve yetkisinin sınırları için öncelikle kanun ve şirket sözleşmesi ile genel kurula verilen görev ve yetkilerin dışlanması gerekecektir.

Limited şirkette genel kurulun devredemeyeceği görev ve yetkiler TTK m.616’da, diğer görev ve yetkileri de kanunun diğer hükümlerinde düzenlenmiştir.

TTK m.625’te düzenlenen müdür veya müdürlerin devredemeyeceği görev ve yetkiler dışındaki görev ve yetkilerin esas sözleşme ile genel kurula devredilmesi mümkündür. Genel kurula devredilebilecek yetkiler TTK m.625/1’de sayılan müdür veya müdürlerin devredemeyeceği yetkilerin dışında kalan ve aslen yönetim hakkının

212 Uzunallı, S.: Anonim Şirkette İşletme Konusu, Adalet Yayıncılık, Ankara 2013, s.61.

59 kapsamında kalan iş ve işlemlerdir213. Esas sözleşme ile genel kurula devredilen görev ve yetkilerin dışındaki görev ve yetkilerin de TTK m.625/1’e göre müdür veya müdürler kuruluna ait olacağı ortadadır.

TTK m.625/2’ye göre, “şirket sözleşmesinde müdürün veya müdürlerin; a) aldıkları belirli kararları ve b)münferit sorunları, genel kurulun onayına sunmaları gereği öngörülebilir.” Önceden de bahsedildiği üzere bu hüküm organlar arası fonksiyon ayrılığı ilkesinin kırılması olarak görülen bir istisnadır. Müdür veya müdürler kurulunun aldığı bazı kararların genel kurulun onayına sunulmasının öngörülmesi acaba bir yetki devri olarak tanımlanabilir mi?

Şirket sözleşmesi ile bazı kararların genel kurulun onayına sunulması kanaatimizce bir görev ve yetki devri değildir. Çünkü bu konularda karar makamı halen müdür veya müdürler kurulu iken, genel kurul onay makamı haline getirilmiş olmaktadır.

Bu durum genel kurula yönetim faaliyetine ortak olma hakkını da tanımayacaktır.214.

Mehaz İsv. BK m.811’e göre, “Şirket sözleşmesi ile müdür veya müdürlerin; a) aldıkları belirli kararları genel kurul onayına sunulmasının zorunlu olduğu; b) münferit bazı konuların ise genel kurulun onayına sunulabileceği düzenlenebilir.” Görüleceği üzere mehaz İsv. BK m.811 ile TTK m.625/2 hükmü birbirinden ayrılmıştır. Şener’e göre TTK m.625/2 mehaz İsv. BK m.811’den yanlış tercüme edilmiştir215.

Mehaz İsv. BK m. 811 hükmüne göre şirket sözleşmesiyle bazı yönetim kararlarının yürürlüğe girmesi için genel kurulun onayı zorunlu hale getirilebilir. Ancak

213 Kırca (Şehirali Çelik/Manavgat), s.533.

214 Siffert/ Fischer/ Petrin, s.268: “Ancak onay yetkisi sağlandığında genel kurul ''yönetime ortak olma'' hakkına sahip olmaz. Bundan ziyade, yönetimin yetki alanındaki bazı kararların genel kurul toplantısına taşınması anlamına gelir.”; Bilgili/Demirkapı, s.688; Tekinalp, Sermaye Ortaklıkları, s.515.

215 Şener, s.664.

60 genel kurulun onayına zorunlu olarak sunulacak kararların somut ve açıkça belirtilmesi gereklidir. Şirket sözleşmesinde, genel kurulun onayına sunulacak kararlar genel bir ifade ile düzenlenmiş, somut ve açık nitelik taşımıyorsa geçerli olmayacaktır216.

Mehaz İsv. BK m. 811 hükmüne göre şirket sözleşmesinde belirtilmek şartıyla bazı münferit sorunlar bakımından genel kurulun onayının alınabileceği düzenlenmiştir217. Ancak bu sorunların hangileri olduğu hususunda açık ve somut belirleme yapılmayacak, hangi kararların genel kurula sunulacağı müdürlerin takdir yetkisinde bulunacaktır218.

Görüleceği üzere Mehaz İsv. BK m.811 hükmünde şirket sözleşmesi ile genel kurulun onayına zorunlu ve ihtiyari sunulacak müdür veya müdürler kurulu kararlarının belirlenmesinin mümkün olacağı düzenlenmişken; TTK m.625/2’de genel kurulun onayına sunulabilecek kararlar hususunda zorunlu ve ihtiyarî şeklinde bir ayrıma gidilmemiştir. Bizim de katıldığımız görüşe göre, TTK m.625/2 hükmü; mehaz İsv. BK.

m.811 hükmüne uygun olarak yorumlanmalı ve genel kurul onayına sunulacak kararlarda zorunlu ve ihtiyari ayrımı yapılmalıdır219.

Aslında limited şirkette genel kurulun yönetimle ilgili konularda hiçbir yetkisi bulunmamaktadır. Yönetim yetkisi, bir bütün olarak müdürlerin görevidir. Ancak, TTK m.625 ve Mehaz İsv. BK m.811 hükmü ile genel kurul ile müdürler arasındaki işlev ayrılığı ve organlar arasındaki eşitlik yumuşatılmıştır. Literatürde de buna “göreceli eşitlik” (Relativen Paritätsprinzip) prensibi denilmektedir220. Ayrıca, bu Kanunlarda,

216 Şener, s.665: “Bu şekilde müdürlerin belirli kararlarına karşı onay zorunluluğu getirmek suretiyle, genel kurul çoğunluğuna bir veto hakkı tanınmış olmaktadır.”

217 Tekinalp, Sermaye Ortaklıkları, s.515.

218 Şener, s.667.

219 Şener, s.665.

220 Ayrıntılı bilgi için bkz. Siffert/ Fischer/ Petrin, s.268.

61 müdür veya müdürler kurulunun hangi statüdeki kararlarının genel kurul onayına tâbi tutulabileceği ile ilgili bilgi de sunulmamaktadır. Acaba, müdür veya müdürler kurulunun TTK m.625/2’de düzenlenen devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkileri de sözleşme ile genel kurul onayına tâbi tutulabilir mi?

Şirket sözleşmesi ile genel kurula verilen bu tip bir onaylama yetkisi doktrinde ağırlıklı olan ve bizim de katıldığımız görüşe göre, hem devredilemez ve vazgeçilemez hem de devredilebilir ve vazgeçilebilir görev ve yetkiler için mümkündür221. Ancak bunun için önkoşul, onaylanacak kararların somut ve kesin olmasıdır. Örneğin şirket sözleşmesinde, genel kurulun, müdür veya müdürler kurulunun “önemli yatırımlara ya da finansman projelerine, kredi verilmesine ya da süreçlerin başlatılmasına ilişkin bütün kararlarını onaylaması öngörülmektedir”222. Genel olarak müdür veya müdürler kurulu kararlarının tamamını genel kurul onayına tâbi tutmak mümkün olmayacaktır223.

Şirket sözleşmesi ile müdür veya müdürler kurulunun kararlarının genel kurul onayına tabi tutulması kurumsal yönetim ilkeleri açısından dikkatli değerlendirilmesi gereken bir husustur. Çünkü yönetime ilişkin seri karar alınması gereken hususların, genel kurul onayına tâbi tutulmasının karar verme sürecini uzatması ve maliyetli sonuçlar doğurması mümkün olabilecektir224.

221 Siffert/ Fischer/ Petrin, s.268; ayrıca bkz. Nussbaum, M.F./Sanwald, R./Scheidegger, Markus:

Kurzkommentar zum neuen GmbH-Recht, Muri/Bern 2007, Madde 811, No. 3; TTK m.616/1-j: “Genel kurulun kanun veya şirket sözleşmesi ile yetkilendirdiği ya da müdürlerin genel kurula sunduğu konularda karar vermesi”; TTK m.616/2:”(2) Aşağıda sayılanlar, şirket sözleşmesinde öngörüldükleri takdirde genel kurulun devredilmez yetkileridir: a) Şirket sözleşmesi uyarınca genel kurulun onayının arandığı hâller ile müdürlerin faaliyetlerinin onaylanması.”

222 Tekinalp, Sermaye Ortaklıkları, s.515; Siffert/ Fischer/ Petrin, s.268; ayrıca bkz Böckli, s. 33).

223 Bilgili/Demirkapı, s.689.

224 Siffert/ Fischer/ Petrin, s.268.

62 Genel kurulun onayına tâbi tutulan müdür ve müdürler kurulu kararlarının onaylanması için nitelikli bir karar yeter sayısı TTK m.621’de öngörülmemiştir. Ayrıca şirket sözleşmesinde de nitelikli karar yeter sayısı aranmamakta ise, TTK m.620’ye göre genel kurul toplantısında temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile karar alınacaktır. Genel kurulda alınan karar müdür veya müdürler kurulu için bağlayıcı niteliktedir. Aksi hâlde müdür veya müdürler kurulunun sorumluluğu bulunmaktadır225.

İsv. BK m.811’de düzenlenen diğer durum da şirket sözleşmesi ile müdür veya müdürler kurulu münferit sorunları onay için genel kurula sunabilmesi yetkisidir. Ancak bu düzenleme TTK’ye alınmamıştır. Kanaatimizce, şirket sözleşmesiyle müdür veya müdürler kurulu kararlarının kendi takdirlerine bağlı olarak genel kurul onayına sunulabilmesi düzenlenebilir. Hatta sözleşmede hüküm bulunmamasına karşın işin özelliğinin gerektirdiği hâllerde müdür veya müdürler kurulunun kararlarını genel kurula sunması da mümkündür226. Bu hâllerde de müdür veya müdürler kurulunun bütün yönetim kararlarını takdirine bağlı olarak genel kurula sunması da kabul edilemez niteliktedir.

Müdür veya müdürler kurulunun takdiri olarak kararlarını genel kurul onayına sunmaları hâlinde genel kurulun verdiği onay istişari nitelik taşıyan ve bağlayıcı olmayan bir karardır. Diğer bir ifadeyle, müdür veya müdürlerin karar alma özgürlüğünü sınırlandıramayan bu onay “doğrulama barometresi” olarak isimlendirilmektedir227.

225 Bilgili/Demirkapı, s.689.

226 Kırca (Şehirali Çelik/Manavgat), s.537: “İşin niteliği gereği, istişari nitelikte oylama için esas sözleşmede hüküm bulunmasına da ihtiyaç yoktur. Ancak esas sözleşmeye konulacak hükümle, istişari oylamanın mecburi kılınıp kılınamayacağı tartışılabilir.”

227 Siffert/ Fischer/ Petrin, s.268; Kırca (Şehirali Çelik/Manavgat), s.536, dp.415: “İstişari oylama münasebetiyle olumlu oy kullananların üyelere karşı artık sorumluluk davası açamayacağı, ancak üyelerin şirkete, olumsuz oy kullananlara ve alacaklılara karşı sorumlu olmaya devam edeceği kabul edilmektedir.”