• Sonuç bulunamadı

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI LİMİTED ŞİRKETLERDE YÖNETİM ORGANI: MÜDÜR DOKTORA TEZİ Dağlar EKŞİ Ankara, 2018

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI LİMİTED ŞİRKETLERDE YÖNETİM ORGANI: MÜDÜR DOKTORA TEZİ Dağlar EKŞİ Ankara, 2018"

Copied!
209
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI

LİMİTED ŞİRKETLERDE YÖNETİM ORGANI: MÜDÜR

DOKTORA TEZİ

Dağlar EKŞİ

Ankara, 2018

(2)

2 T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI

LİMİTED ŞİRKETLERDE YÖNETİM ORGANI: MÜDÜR

DOKTORA TEZİ

Dağlar EKŞİ

Danışman

Prof. Dr. Korkut ÖZKORKUT

Ankara, 2018

(3)

3 TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÖZEL HUKUK (TİCARET HUKUKU) ANABİLİM DALI

LİMİTED ŞİRKETLERDE YÖNETİM ORGANI: MÜDÜR

Doktora Tezi

Tez Danışmanı : Prof. Dr. KORKUT ÖZKORKUT

Tez Jürisi Üyeleri

Adı ve Soyadı İmzası

... ...

... ...

... ...

... ...

... ...

Tez Sınavı Tarihi ...

(4)

4 TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE

Bu belge ile, bu tezdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış ilkelerine uygun olarak toplanıp sunulduğunu beyan ederim. Bu kural ve ilkelerin gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı ve kaynağını gösterdiğimi ayrıca beyan ederim.

Dağlar Ekşi

(5)

i ÖNSÖZ

Şirketler hukuku alanında önemli bir yeri olan “Limited Şirketlerde Yönetim Organı” konusunu; tüm yönleriyle, doktrindeki tartışmalar ve Yargıtay kararları ışığında incelemeye çalıştım. Çalışmam, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı Doktora Programı çerçevesinde doktora tezi olarak gerçekleştirildi.

Limited şirket müdürlerinin sorumluluğu konusu; ticaret, borçlar, vergi ve ceza hukuku gibi birçok disipline ait hususlara temas ettiğinden; çalışma bu doğrultuda şekillendirilmiştir.

Tez çalışmamın ortaya çıkmasında büyük emeği olan; tüm süreçte desteğini bir an olsun benden esirgemeyen, tez danışmanım Prof. Dr. Korkut ÖZKORKUT’a şükranlarımı sunuyorum.

30.07.2018

Dağlar EKŞİ

(6)

ii İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ... i

İÇİNDEKİLER ... ii

KISALTMALAR ... vii

GİRİŞ ...1

BİRİNCİ BÖLÜM LİMİTED ŞİRKETLERDE YÖNETİM ORGANININ YAPISI ...12

I. LİMİTED ŞİRKETİN YÖNETİM ORGANINA İLİŞKİN TTK’DEKİ GELİŞMELER ... 12

II. LİMİTED ŞİRKETTE YÖNETİM ORGANI: MÜDÜR(LER) ...14

A. TİCARET ŞİRKETLERİNDE ORGAN KAVRAMI VE YÖNETİM ORGANI ... 14

B. LİMİTED ŞİRKETTE YÖNETİM ORGANININ OLUŞUMU ... 25

1. Limited Şirket Yönetim Organının Seçiminde Temel İlke ... 26

2. Limited Şirket Müdürünün Nitelikleri ... 29

3. Müdür Sayısı ... 34

4. Müdürlerin Seçimi ... 34

5. Müdür ile Şirket Arasında Hukukî İlişkinin Niteliği ... 36

6. Müdürlerin Görev Süresi ... 37

7. Çalışma Yöntemi ... 39

8. Müdür veya Müdürler Kurulu Kararlarının Sakatlığı ... 44

a) Eşit işlem ilkesine aykırı kararlar ... 45

b) Şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen kararlar ... 45

c) Ortakların özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunları kısıtlayan ya da güçleştiren kararlar ... 46

d) Diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin kararlar... 46

9. Müdürlük Sıfatının Sona Erme Hâlleri ... 47

a) TTK m.630’a göre müdürlük sıfatının geri alınması (Azil) ... 47

(7)

iii b) Müdürlük sıfatının istifa ile sona ermesi ... 50 c) Müdürlük sıfatının ölüm, ehliyetin kaybedilmesi ve iflas ile sona

ermesi ... 51 d) Müdür için öngörülmüş görev süresinin bitimi ... 52 e) Şirket sözleşmesinde belirlenen müdüre ilişkin niteliklerin kaybı ... 52 f) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) 53/1-d maddesi hükmü

gereği ... 52 C. MÜDÜRLERİN GENEL KURUL İLE OLAN İLİŞKİSİ ... 53

İKİNCİ BÖLÜM

LİMİTED ŞİRKET MÜDÜRÜNÜN GÖREV VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ ...56 I. LİMİTED ŞİRKET MÜDÜR VEYA MÜDÜRLER KURULUNUN

GÖREVLERİ ... 58 A. MÜDÜR VEYA MÜDÜRLER KURULUNUN GÖREVLERİ ... 58 B. MÜDÜR VEYA MÜDÜRLER KURULUNUN DEVREDİLMEZ VE

VAZGEÇİLMEZ GÖREVLERİ ... 65 1. Şirketin Üst Düzeyde Yönetilmesi ve Yönetimi İçin Gerekli

Talimatların Verilmesi ... 67 2. Kanun ve Şirket Sözleşmesi Çerçevesinde Şirket Yönetim

Örgütünün Belirlenmesi ... 70 3. Şirketin Yönetimi İçin Gerekli Olduğu Takdirde, Muhasebenin,

Finansal Denetimin ve Finansal Planlamanın Oluşturulması ... 74 4. Şirket Yönetiminin Bazı Bölümleri Kendilerine Devredilmiş Bulunan

Kişilerin, Kanunlara, Şirket Sözleşmesine, İç Tüzüklere ve

Talimatlara Uygun Hareket Edip Etmediklerinin Gözetimi: ... 78 5. Küçük Limited Şirketler Hariç, Riskin Erken Teşhisi ve Yönetimi

Komitesi Kurulması ... 80 6. Şirket Finansal Tablolarının, Yıllık Faaliyet Raporunun ve Gerekli

Olduğu Takdirde Topluluk Finansal Tablolarının ve Yıllık Faaliyet Raporunun Düzenlenmesi ... 85 a) Finansal tabloların ve gerekli olduğu takdirde topluluk finansal

tablolarının düzenlenmesi ... 85 b) Yıllık faaliyet raporunun ve gerekli olduğu takdirde topluluk yıllık faaliyet raporunun düzenlenmesi ... 86

(8)

iv 7. Genel Kurul Toplantısının Hazırlanması ve Genel Kurul

Kararlarının Yürütülmesi ... 88

8. Şirketin Borca Batık Olması Hâlinde Durumun Mahkemeye Bildirilmesi... 91

II. LİMİTED ŞİRKETTE TEMSİL YETKİSİ ... 95

A. TEMSİL YETKİSİNİ HAİZ KİŞİLER ... 95

1. Müdür(ler) ... 95

2. Murahhas Müdür ve Murahhas Üye ... 96

3. Ticari Temsilciler ve Ticari Vekiller ... 98

B. TEMSİL YETKİSİNİN KAPSAMI VE SINIRLARI... 100

1. Temsil Yetkisinin Kapsamı ... 100

2. Temsil Yetkisinin Sınırlandırılması ve Sınırlandırma Sebepleri ... 102

a) Temsil yetkisinin yer bakımından sınırlandırılması ... 103

b) Temsil yetkisinin birlikte imza ile sınırlandırılması ... 104

3. Temsil Yetkisini Sınırlama Yetkisi ... 105

4. Sınırlı Yetkiye Sahip Ticari Vekil veya Diğer Tacir Yardımcılarının Yetkisi ... 106

C. TİCARİ TEMSİLCİLER VE TİCARİ VEKİLLER ... 111

D. TEMSİLDE İMZA ŞEKLİ ... 115

E. TEMSİLE YETKİLİ KİŞİLERİN TESCİL VE İLANI ... 116

III. MÜDÜR VEYA MÜDÜRLER KURULUNUN YÜKÜMLÜLÜKLERİ . 118 A. ÖZEN YÜKÜMLÜLÜĞÜ ... 118

1. Organizasyonda Gerekli Özen ... 119

2. Görevi Yerine Getirmede ve Denetimde Gerekli Özen ... 120

3. Şirketin Mali Yönetiminde Gerekli Özen ... 120

4. Kamusal Ödemelerde Özen ... 121

B. BAĞLILIK YÜKÜMLÜLÜĞÜ ... 122

1. Bağlılık Yükümlülüğünün İçeriği ... 122

2. Gizlilik Yükümlülüğü ... 123

3. Rekabet Etmeme Yükümlülüğü ... 124

C. EŞİT İŞLEM YÜKÜMLÜLÜĞÜ ... 128

D. MÜDÜRLERİN ŞİRKETE BORÇLANMA YASAĞI ... 130

IV. MÜDÜR VEYA MÜDÜRLER KURULUNUN HAKLARI ... 131

A. MÜDÜRLERİN MALİ HAKLARI ... 131

B. MÜDÜRLERİN BİLGİ ALMA VE İNCELEME HAKLARI ... 131

(9)

v ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

LİMİTED ŞİRKET MÜDÜR, YÖNETİCİLERİNİN SORUMLULUĞU ...135

I. LİMİTED ŞİRKET MÜDÜR VEYA YÖNETİCİLERİNİN HUKUKA AYKIRI İŞLEMLERİNDEN DOLAYI DOĞAN HUKUKİ SORUMLULUK ...135

A. MÜDÜR, YÖNETİCİLERİN HAKSIZ FİİLLERİNDEN ŞİRKETİN HUKUKİ SORUMLULUĞU ... 136

1. Yönetim Organının Fiilinden Şirketin Sorumluluğu ... 136

2. TTK m.632 Kapsamında Organın Haksız Fiil Sorumluluğunun Şartları ... 139

a) Zarar verici eylemin şirketin yönetimi ve temsili ile yetkilendirilen kişiye ait olması: ... 139

b) Zarar verici hukuka aykırı eylemin şirketin yönetimi ve temsili ile yetkilendirilen kişilerin görevlerini yerine getirdikleri sırada işlenmesi ... 139

c) Zararın doğması ... 141

d) İlliyet bağı ... 141

e) Kusur 141 B. MÜDÜRLERİN VE YÖNETİCİLERİN HUKUKİ SORUMLULUĞU .. 142

1. TTK m.553 Kapsamındaki Hukukî Sorumluluğun Şartları ... 144

a) Kanundan ve esas sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüğün ihlal edilmesi... 144

b) Yükümlülüklerin ihlali nedeniyle bir zararın doğması ... 145

c) İlliyet bağı ... 148

d) Kusur 149 2. Görev veya Yetki Devri Hâlinde Hukukî Sorumluluk ... 150

3. Hukukî Sorumlulukta Teselsül ve Başvuru ... 153

4. Müdür veya Yöneticilerin Sorumluluktan Kurtulma Hâlleri ... 157

5. Sorumluluk Davasına İlişkin Usûl Kuralları ... 160

6. Sorumluluk Davasında Zamanaşımı ... 163

II. LİMİTED ŞİRKET MÜDÜR VE YÖNETİCİLERİNİN KAMU ALACAKLARINDAN DOLAYI SORUMLULUĞU ... 164

A. VERGİ USUL KANUNU’NUN 10. MADDESİNE GÖRE LİMİTED ŞİRKET MÜDÜR VEYA YÖNETİCİLERİNİN KAMU ALACAKLARINDAN DOLAYI SORUMLULUKLARI ... 164

(10)

vi B. AMME ALACAKLARININ TAHSİLİ USULÜ HAKKINDA KANUNUN

MÜKERRER 35. MADDESİNE GÖRE LİMİTED ŞİRKET MÜDÜR VEYA YÖNETİCİLERİNİN KAMU ALACAKLARINDAN DOLAYI

SORUMLULUKLARI ... 168

C. VERGİ USUL KANUNU’NUN 10. MADDESİ HÜKMÜ İLE AMME ALACAKLARININ TAHSİLİ USULÜ HAKKINDA KANUN’UN MÜKERRER 35. MADDESİNİN UYGULAMADA ÇATIŞMASI ... 170

III. LİMİTED ŞİRKET MÜDÜRLERİNİN CEZAİ SORUMLULUĞU ...172

A. 213 SAYILI VERGİ USUL KANUNU’NA GÖRE MÜDÜRLERİN CEZAİ SORUMLULUĞU ... 172

B. MÜDÜRLERİN TÜRK CEZA KANUNU VE DİĞER KANUNLARDA DÜZENLENMİŞ SUÇLARDAN DOLAYI SORUMLULUĞU ... 176

SONUÇ ...178

KAYNAKÇA...183

ÖZET ...196

ABSTRACT ...197

(11)

vii KISALTMALAR

AATUHK : 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun

: Anonim Şirket

Batider : Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi

Bkz. : Bakınız

C. : Cilt

CD. : Ceza Dairesi

Çev. : Çeviren

Dan. : Danıştay

DMK : 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu

Dpn. : Dipnot

E. : Esas

ETTK : 6762 sayılı Eski Türk Ticaret Kanunu GmbH : Gesellschaft mit beschränkter Haftung

HD. : Hukuk Dairesi

HGK. : Hukuk Genel Kurulu

İİK : 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu İsv. BK : İsviçre Borçlar Kanunu

K. : Karar

Ltd. Şti. : Limited Şirket

m. : Madde

m. : Madde

No. : Numara

RG. : Resmi Gazete

s. : Sayfa

S. : Sayı

(12)

viii SPK : 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu

T. : Tarih

TBK : 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu TCK : 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu TOBB : Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TST : Ticaret Sicili Tüzüğü

TTK : 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu

vd. : ve devamı

VDDK. : Vergi Dava Daireleri Kurulu VUK : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu

Y. : Yıl

Yrgty. : Yargıtay

(13)

1 GİRİŞ

Limited şirket, ilk defa Alman hukukunda 20 Nisan 1892 tarihli Kanun (Gesellschaft mit beschränkter Haftung - GmbH) ile ortaya çıkmış bir şirket türüdür1. Kısa sürede kullanımı yaygınlaşan ve diğer devletlerin kanunlarında da düzenlenmeye başlayan bu şirket türü2, anonim şirkete nazaran daha kolay kurulabilmektedir. Bu şirket, sınırlı sorumlu şirket ihtiyacını karşılamak için oluşturulmuştur3. Limited şirketin menşei olan Alman Limited Şirketler Kanunu’nda, bu şirket sermaye şirketi olarak düzenlenmiştir.4

Bahse konu kolaylıkları sebebiyle uygulamada rağbet gören limited şirket düzenlemesi Türk hukukuna 1926 tarihli mülga Ticaret Kanunu ile birlikte girmiştir. Bu

1 Tekil, F.: Şirketler Hukuku- Limited Şirketler ve Kooperatifler, İstanbul, 1974, s.5; Çevik, O.:

Limited Şirketler Hukuku ve Uygulaması, Ankara 1976, s.8; Arslanlı, H.: “Limited Şirketler Hukukuna Genel Bakış”, (Limited Şirket), Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, C.1, S.4, 1962, s.433;

Aydoğan, F.: “Federal Almanya'da Limited Şirketler Kanunu'nda (GmbHG) Yapılan Değişiklikler – Yenilikler (MoMİG)”, (Değişiklikler), Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, C.XXV, S.3, 2009, s.392;

Şener, O. H.: Yargıtay Kararları Işığında Limited Ortaklıklar Hukuku, Seçkin Yayınevi, Ankara 2017, s.5; Poroy, R./Tekinalp, Ü./ Çamoğlu, E.: Ortaklıklar Hukuku II, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2017, s.1635- 1638; Vries, H. P./ Juenger, F.K.: “Limited Liability Contract: The GmbH”, Colum. L. Rev., S.64, Y.:1964, s.869; Casper, M.: “Liability of the Managing Director and the Shareholder in the GmbH (Private Limited Company) in Crisis”, German Law Journal, S.9, Y.:2008, s.1126; Alışkan, M.: Limited Şirket – Tarihçe Niteliği, Legal Yayıncılık, İstanbul 2013, s.12.

2Tekil, s.6: “Limited şirket ilk defa Almanya’da düzenlenmiş ve bunu 1901 Portekiz, 1906 Avusturya, 1907 İngiliz, 1919 Çekoslovak, 1922 Sovyet Rusya, 1925 Fransız ve Macar, 1933 Hollanda, 1935 Belçika, 1936 İsviçre, 1942 İtalyan ve 1953 İspanyol kanunlarında öngörülmüş düzenleme izlemiştir; Çevik, s.8-9:

“1906’da Avusturya, 1925’de Fransa, 1936’da İsviçre ve 1942’de İtalya bu tür şirketleri mevzuat getirmek suretiyle benimsemişler ve 1892 tarihli Alman Kanunu’nu örnek almışlardır.”

3 Arslanlı, Limited Şirket, s.433.

4 Arslanlı, Limited Şirket, s.433: “Alman limited şirketi küçük çapta bir anonim şirkettir, şirkete sermaye unsuru hâkimdir ve mesuliyet mahduttur.”; Czarnecka, M./Buck, H.:”Power of Management and Representation, Duties, Responsibility, and Liability of Ceo-Management Board of Polish Spozlka Zo.

O. and Geschaftsführer of German GmbH”, Journal of Economics & Management, S.5, Y.:2009, s.71;

Alışkan, s.4.

(14)

2 düzenlemede Fransız Ticaret Kanunu’nda yer alan limited şirket hükümlerinden çoğunlukla yararlanılmıştır5. Fakat ilgili düzenleme ihtiyaçları karşılamaya yetmemiştir.

Bu sebeplerle, 1956 tarihinde kabul edilen Türk Ticaret Kanunu (ETTK)6, İsviçre Borçlar Kanunu’nda (İsv. BK) yer alan limited şirket hükümleri esas alınarak düzenlenmiştir7. Bu kanuni düzenlemede limited şirket ortakları sermaye miktarı ile sınırlı fakat müteselsil sorumludur8. ETTK’ye göre, karşılığı tamamen ödenmemiş pay için ortaklar müteselsilen sorumlu tutulmuştur9. Anonim şirketin aksine, ortakların şirket katılma payı borçlarını yerine getirdikleri miktarda sorumluluktan kurtulacakları kanunda öngörülmüştür.

5 Çevik, s.11; Arslanlı, Limited Şirket, s.434.

6 09.07.1956 tarih ve 6762 sayılı Mülga Ticaret Kanunu (RG.09.07.1956, S.9353).

7Çevik, s.10: “Bu durum Kanun’un gerekçesinde şu şekilde ifade edilmiştir: “ortaklık bahsinde en çok değişikliklere maruz kalan kısım limitet ortaklıklara müteallik Kanunun (503-516) ıncı maddeleridir. Sözü geçen kaideler esas itibariyle Fransız Özel Kanunundan iktibas edilmekle beraber hakiki ihtiyaçları tatmin etmekten uzaktır. Bu sebepten dolayı Ticaret Bakanlığı tarafından tanzim edilen örnek statüleri hakikat halde kanun yerine kaim olmuştur. Bu usulün ileride de tatbikine devam edilecektir. Şu farkla ki, Ticaret Bakanlığı, örnek statüleri tanzim ederken esas itibariyle kanun hükümlerini göz önünde bulunduracaktır.

Ticaret Bakanlığı örnek statülerin tanziminde İsviçre Kanunundan ilham aldığı ve bu suretle İsviçre Kanunu hükümleri sözü geçen yoldan Türkiye’de kök saldığı için bugünkü Kanunun (503-526) ncı maddeleri yerine kaim olmak üzere İsviçre Borçlar Kanununun (772-827) nci maddelerinin iktibası muvafık görülmüştür. Derhal ilave edilmelidir ki bu iktibas aynen olmayıp bir adaptasyondur. Yeni Türk Limitet Şirketi, bünyesi itibariyle İsviçre Limitet Şirketinden farklı olan bazı noktalar arz etmektedir ki, bunları silmek için muhik bir sebep yoktur. (…) Demek oluyor ki, teklif edilen iktibas neticesinde Türk Limited Ortaklığının bünyesi esas itibariyle değişmemektedir. Ancak, şimdiye kadar kâh kollektif şirket, kâh anonim şirket, hükümlerinin kıyas yolu ile uygulandığı meseleler için limitet ortaklık bünyesinde uygun bir şekilde yeni hükümler konulmuştur. Bu surette sağlam bir temel üzerinde işlerin basitleştirilmesi temin edilmiştir.”;

1926 tarihli Türk Ticaret Kanununun limited şirket hükümlerinin İsviçre Borçlar Kanunundan iktibas edilmesi konusunda eleştiri için bkz. Arslanlı, Limited Şirket, s.435-437; Biriukov, P.N.: “On The Issue Of Criminal Liability of Legal Persons in Switzerland”; US-China Law Review, S.10, Y.:2013, s.586.

8 Arslanlı, Limited Şirket, s. 436: “İsviçre hukukunun limited şirketi ortaklarının mesuliyeti, esas sermaye miktarı ile mahdut kollektif şirketlere benzetilebilir.”

9 Çevik, s.17; Tekil, s.7.

(15)

3 Bununla birlikte kanun, şirketin eski ve şimdiki ortakları hususunda bazı özel sorumluluklar getirmiştir10.

Limited şirkette, yönetim ve temsile ilişkin ETTK’deki hükümler anonim şirket hükümlerinden ayrılarak, şirketi kollektif şirket hükümlerine yaklaştırmıştır. Kanuna göre ortaklar aksi sözleşmede kararlaştırılmış olmadıkça, hep birlikte müdür sıfatı ile yönetim ve temsil yetkisini haizdir, bu durumda şirket yönetim ve temsil için ayrıca bir yönetim organına sahip değildir11.

ETTK’deki limited şirket hükümleri dikkate alındığında, şirketin genel olarak sermaye şirketi özelliği taşıdığı fakat ortaklarının sorumluluğu, yönetim ve temsil yetkisi gibi konularda şirketin kişisel unsur ağırlığı olduğu, bu itibarla karma bir görünüm taşıdığı söylenmektedir12.

ETTK’nin iktibas edildiği İsv. BK’nin limited şirkete ilişkin hükümleri, uygulamada bu şirket türünün çokça tercih edilmesi ve düzenlemenin ihtiyacı karşılamaması gerekçeleri ile 2008 yılında değiştirilmiştir13. Uzun süre yürürlükte kalan İsv. BK’nin limited şirket hükümleri, limited şirket sayısının hızla artışındaki talebe ayak uyduramamıştır. Ayrıca her ne kadar İsviçre Avrupa Birliği üyesi olmasa da; Avrupa

10Tekil, s.8-10: “Bazı özel sorumluluklar şunlardır: Bazı istisnai durumlarda sermaye açığının diğer ortaklarca kapatılması yükümlülüğü, sermaye payı açığının seleflerce kapatılması yükümlülüğü, ortakların limited şirketin kamu borçları için sorumluluğu”; Arslanlı, Limited Şirket, s.444.

11Tekil, s.11: “Limited şirketlerde müdürlerin sahip bulundukları temsil yetkisinin kapsamı ve sınırlandırılması hakkında kanun, anonim şirket yönetim kurulunun temsil yetkisinin kapsam ve sınırını düzenleyen TTK 321 hükmüne yollamada bulunmuşsa da (TTK 542; İsv. BK 814/1) ortaklara ait yönetim ve temsil yetkilerinin kaldırılması hakkında kollektif şirketlere ilişkin TTK 161 ve 162 hükümlerinin uygulanacağı esasını vaz’etmiştir.”; Çevik, s.14.

12 Limited şirketin karma niteliğinin ağırlığını oluşturan şirketin sermaye şirketi olduğu görüşü için ayrıca bkz. Tekil, s.23.

13 Demirkapı, E./Yıldırım, A.H.: “İsviçre Borçlar Kanunu'nda Limited Ortaklıklar Hukuku Alanında Yapılan Yeni Düzenleme”, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, C.24, S.3, 2008, s.433.

(16)

4 Birliği’ndeki şirketler hukukuna dönük düzenlemeler de, limited şirket hükümlerinin değiştirilmesi ihtiyacını doğurmuştur14. Bu değişiklik ile şahıs ve sermaye şirketi arasında karma görünümü sergileyen limited şirketin, anonim şirkete yaklaştırılması amaçlanmıştır15.

İsv. BK’de yapılan bu değişiklikte, yönetim ve temsil yetkileri konusunda eski düzenlemeden vazgeçilmemiştir. Müdür atanmamışsa, bütün ortakların müdür sıfatına sahip olmasına ilişkin “özden yönetim” ilkesi olarak isimlendirilen düzenleme; ana sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla bir müdür ataması yapılmamışsa, kurucu ortaklar dışında, bütün ortakların müdür sıfatını taşıdığına ilişkin değişiklik ile güçlendirilmiştir16.

Ayrıca İsv. BK, müdürlerin devredilemez ve vazgeçilemez görevlerini özellikle belirtmiş; müdürlerin her birinin ortaklığı münferiden temsil edecekleri ve müdürlerin ortaklara eşit işlem yapma zorunluluğunu düzenlemiştir17.

Limited şirketin kullanımının artması İsviçre’de olduğu gibi İtalya’da da limited şirket hükümlerinin değiştirilmesi ihtiyacını doğurmuştur. 1942 tarihli İtalyan Medeni Kanunu içerisinde düzenlenen şirketler hukuku hükümlerinden limited şirket hükümleri 2003 yılında değiştirilmiştir. Bu değişiklikte limited şirketin ihtiyacı karşılamaya

14 Demirkapı/Yıldırım, s.442.

15 Demirkapı/Yıldırım, s.441: “İsv. BK’de yapılan değişiklikle, ortakların sınırlı sorumluluğu zorunlu kılınmış, sermaye tavan miktarına ilişkin sınırlama kaldırılmış, sermaye azaltımı kolaylaştırılmış, iflasın ertelenmesine ilişkin hükümler anonim ortaklık hükümlerine bağlanmış, intifa senedi öngörülmüş, müdürlerin ve genel kurulun yetkileri anonim ortaklıklar hukukuna göre şekillendirilmiştir. Benzer olarak mevsuf kuruluş ve sermaye artırımına ilişkin hükümlerle, ortaklığın kendi paylarını edinmesinde ve ortağın durumunda benzerlik yaratılmıştır.”

16 Demirkapı/Yıldırım, s.448.

17 Demirkapı/Yıldırım, s.454-455.

(17)

5 yetmemesi ve bu şirketin sermaye piyasalarına geçişe engel olması gibi gerekçeler etkin olmuştur18.

İtalyan Medeni Kanunu değişmeden önce limited şirket hükümlerinin büyük kısmı, anonim şirkete atıf yapılarak düzenlenmişti. 2003 değişikliği ile limited şirket, anonim şirketten bağımsız düzenlemelere sahip bir şirket hâline dönüşmüştür. Bu düzenleme ile limited şirket tüm ortakların sınırlı sorumlu olduğu, sermaye şirketinin temel niteliklerini taşıyan fakat ağırlıklı olarak şahıs şirketine özgü kuralları bulunan bir şirket haline getirilmiştir19. Bu şirket türünde şirketin zorunlu organları: yönetim organı ve ortaklar kurulu olarak belirlenmiştir20. Ayrıca yönetim yetkisinin birine veya birden çok yöneticiye bırakılabileceği de kanunda düzenlenmiştir21.

Limited şirketin menşei olan Alman Limited Şirketler Kanunu (GmbHG), 01.11.2008 tarihinde yürürlüğe giren Limited Şirketler Hukukunu Modernleştirme ve Kötüye Kullanmalarla Mücadele Kanunu (Gesetz zur Modernisierung des GmbH-Rechts und zur Bekampfung von Missbrauchen) ile değiştirilmiştir22. Bu değişikliğin amacı diğer

18 Çoştan, H.: “İtalya Şirketler Hukukunun ve 2003 Tarihli Şirketler Hukuku Reformunun Genel Hatları”, (İtalya), Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, C.24, S.4, 2008, s. 185.

19 Çoştan, İtalya, s.207: Bu değişiklik ile “ekonomik değeri olan tüm aktiflerin, dolayısıyla emeğin ve gayri maddi mallar üzerindeki hukuken korunmayan hakların ayni sermaye olarak taahhüt edilmesinin mümkün kılınmış olması (…), ticaret sicili vasıtasıyla aleniyetin sağlanmaması ve esas sermayenin tümünün ödenmemesi halinde, tek kişilik limited şirkette ortağın sınırsız sorumlu olacağı” gibi önemli değişikliler yapılmıştır.

20 İsviçre hukukunda denetçinin zorunlu organ olarak kabul edilmesi konusunda ayrıca bkz. Forstmoser, P ./Meier-Hayoz, A. /Nobel, P.: Schweizerisches Aktienrecht, Bern 1996, s.365.

21 Çoştan, İtalya, s.209.

22Aydoğan,Değişiklikler,s.392;6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Genel Gerekçesi,

<http://www2.tbmm.gov.tr/d22/1/1-1138.pdf>(Erişim Tarihi: 28.05.2017): “Alman limited şirketler hukukunda 1980 yılında kabul edilen Limited Şirketler Hukuku Reformu Kanunundan (GmbH-Novelle) sonra, AET yönergelerinin ulusal hukuka dönüştürülmesi 1985 yılında gerçekleştirilmiştir. 1980 Kanunu değişikliklere rağmen temelde kimliğini korumuş, taşıyıcı ilkelerini sürdürmüştür. “Limited Şirketlerin Küçük Reformu” diye anılan bu Kanunun da en önemli yeniliği tek kişi limited şirkettir. 1980 reformunun diğer zirve noktaları, sermayenin asgari sınırının yükseltilmesi, ayni sermaye raporunun ve fark

(18)

6 ülkelere nazaran daha zor kurulan Alman limited şirketinin kuruluşunun kolaylaştırılması, tescil işlemlerinin hızlandırılması, şirketin orta ölçekli işletmeler için cazip hâle getirilmesi olarak ifade edilmiştir23.

Türk hukukunda ise bu gelişmelere paralel olarak ETTK, 01.07.2012 tarihi itibariyle yürürlükten kalkmış ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu24 (TTK) yürürlüğe girmiştir. TTK kapsamında limited şirketler düzenlemesi önemli değişikliklere uğramıştır.

TTK tasarısının genel gerekçesinde değişikliğin amacı şu şekilde ifade edilmiştir: “Bu değişiklikte, halen İsviçre’de tartışılmakta olan İsv. BK’nin limited şirketlere ilişkin hükümlerinin revizyonuna ilişkin tasarı da dikkate alınmıştır. Değişikliği yönlendiren düşünce, ileriki yıllarda, çeşitli sebeplerle, özellikle asgari sermayenin yüksekliği sebebiyle girişimcilerin anonim şirket yerine limited şirket kurmaya daha fazla yönelecek olmaları dolayısıyla bu şirketin biraz daha sermaye şirketine yaklaştırılmasıdır. Bu ana amaç nedeniyle Tasarı kaynak İsviçre modelinden birçok noktada ayrılmıştır. Limited şirketin en az anonim şirket kadar ticaret ve sanayi hayatında işlev sahibi olması ve özellikle yabancı yatırımcıların bu türü tercih etmeleri de limited şirkete ilişkin hükümlerin geniş çapta değiştirilmesinde rol oynamıştır.”25 Diğer devletlerin kanunlarındaki limited şirket hükümlerini değiştirme gerekçelerine paralel bir şekilde, Türk hukukunda da limited şirkete karşı oluşan rağbet, küçük ve orta boy işletmelerin talebi olan basit kuruluşa sahip ve ortaklarının sınırlı sorumlu olduğu

sorumluluğunun kabulü, bilgi alma başta olmak üzere münferit ortaklık haklarının genişletilmesidir.”;

Aydoğan, F.: “Fransa ve Almanya’da Bazı Yeni Şirket Türleri”, Yeni Şirket Türleri, Prof. Dr. Özer Seliçi’ye Armağan, Ankara, 2006, s.575.

23 Ayrıntılı bilgi için bkz. Aydoğan, Değişiklikler, s.393.

24 RG. 14.02.2011, S.27846.

25 Bkz. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Genel Gerekçesi.

(19)

7 şirket türü ihtiyacı limited şirket hükümlerinin değiştirilmesine gerekçe olmuştur.

Bunlara ek olarak, 6102 sayılı TTK m.573 ile birlikte tek kişi ile limited şirketin kurulabilmesi imkânı getirilmiş26; ayrıca bu düzenlemede ETTK’de olduğu gibi azami ortak sayısının elli olabileceği düzenlenmiştir27.

TTK’nin 579.maddesi, şirket sözleşmesiyle, Kanun’un 576-577. maddelerinde yer alan hükümler dışında bir hükmün düzenlenmesini engellemiştir. TTK 576.

maddesinde sözleşmede bulunması gereken kayıtlar belirtilerek asgari sınır belirtilmişken; kurucular sözleşmeye, kanunun emredici hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla, istedikleri hükmü getirebilirler. Fakat tarafların düzenledikleri sözleşme hükümlerinin şirketler hukuku anlamında bağlayıcı olabilmeleri için; TTK m.577’de sayılan hükümlerin şirket sözleşmesinde öngörülmesi gerekir. Aksi hâlde, şirket

26 Gündoğdu, G.: “Türk Ticaret Kanunu Tasarısı'nda Tek Kişilik Anonim Ortaklık ve Tek Kişilik Limited Ortaklık”, İstanbul Hukuk Fakültesi Mecmuası, C. LXV, S.1, Y.2007, s.224: “Tek kişilik ortaklık kavramı hukukçuların 19. yüzyılın sonlarından beri üzerinde düşündüğü bir konudur. Bu kurumun kabul edilmesinin altında yatan düşünce, tacirlerin tek başlarına ticaret yapmaları halinde sorumluluklarının belirli bir malvarlığı ile sınırlanmasını sağlama yaklaşımıdır.”; Biçer, L./Hamamcıoğlu, E.: “6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Limited Ortaklıklarda Meydana Getirdiği Temel Değişiklikler”, Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, S.1-2, Y.2011, s,229: “TTK 573 ile AB’nin 89/667 Sayılı Onikinci Şirketler Hukuku Yönergesi’ne uygun şekilde, tek ortaklı olarak limited şirketin kurulabilmesi ve faaliyet gösterebilmesi mümkün kılınmıştır.”; Bahtiyar, M: Ortaklıklar Hukuku - Yeni TTK'ya Göre Yazılmış, 7.Bası, İstanbul, 2012, s.404.

27 Bahtiyar, s.404: “Ortak sayısının elliyi aşması durumunda nasıl bir yaptırım uygulanacağı ise, kanunda düzenlenmemiştir. Gerekçeye göre, elli ortak sınırının aşılmamasına hem müdür(ler) hem de genel kurul dikkat edip, özen göstermelidir.”; Çeker, M.: “Limited Şirketlerde Ortak Sayısının Sınırlandırılması”, Ticaret ve Fikri Mülkiyet Hukuku Dergisi, C.1, S.1, Y.2015: “Üst sınır uygulamasına sahip Fransa’da “bir yıl içinde ortak sayısının üst sınırın altına indirilmesi veya şirketin anonim şirkete dönüştürülmesi”

zorunluluğu mevcut olup, belirtilen süre içinde bu seçeneklerden birini uygulamayan limited şirket infisah etmiş sayılmaktadır. Kanaatimizce aynı çözüm tarzı Türk hukuku için de kabul edilebilir. Buna göre, şirkete mahkemece uygun bir süre tanınması ve bu süre içinde gerekli tedbirleri almayan şirketin feshine karar verilmesi gerekir.”; Ayrıca bkz.: Türk, H.S.: “"Halk Şirketi" ve "İşçi Şirketi" Kavramları”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.37, S.1, Y.1980, s.285.

(20)

8 sözleşmesi dışında öngörülen hükümler borçlar hukuku anlamında sözleşme hükmü niteliği taşıyacaktır28.

TTK’de yeni ihdas edilmiş 577.madde hükmü ile getirilen şirket sözleşmesinde öngörüldüğü takdirde bağlayıcı olacak hükümlerin belirtilmesi hükmü, limited şirket sözleşmesi kapsamında “sözleşme özgürlüğü” ilkesi kısıtlamıştır. Bu durum öğretide eleştirilmiştir29. Bunun aksine, 2003 yılında yapılan İtalya limited şirketler hukuku reformu ile sözleşme özgürlüğünün genişletilmesi; şirketin kendisine en uygun yönetim ve organizasyon modelini oluşturabilmesi imkânının verildiği görülmektedir. Bilimsel öğreti bu reformu olumlu karşılamış olsa da; bu geniş özgürlüğün tecrübesiz pay sahiplerini, sonuçlarını öngöremeyecekleri kararlar almasına sevk edeceği yönünde eleştirildiği gözlemlenmektedir30. Kanaatimizce, limited şirkette sözleşme özgürlüğünün TTK sistemi ile yoğun olarak sınırlandırılması limited şirketin iktisadi ihtiyaçları ile doğru orantılı değildir.

TTK m.578 ile limited şirkete sermaye olarak getirilebilecek unsurlar hususunda anonim şirkete atıf yapılmıştır. Ayrıca, TTK m.581 ile üzerinde sınırlı ayni hak, haciz veya tedbir bulunmayan; nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikri mülkiyet hakları ile sanal ortamlar ve adlar da dâhil malvarlığı unsurlarının sermaye olarak getirilebileceği; hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacakların sermaye olamayacağı düzenlenmiştir. Yapılan bu düzenlemeler ile getirilecek sermaye unsurları açıkça belirlenmiştir31.

28 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 577.madde gerekçesi.

29 Eleştiriler için bkz. Biçer/Hamamcıoğlu, s.231, dpn.7.

30 Çoştan, İtalya, s.213.

31 TTK m.578’de yapılan anonim şirket atfına karşın tekrardan TTK m.581’in düzenlenmesinin gereksiz tekrar olduğuna ve üzerinde sınırlı ayni hak bulunan malların sermaye olarak getirilmesinin önlenmesi konusuna ilişkin eleştiriler için bkz. Biçer/Hamamcıoğlu, s.232.

(21)

9 6102 sayılı TTK ile limited şirketin intifa senedi çıkarabilmesi (m.584)32; ön ortaklık düzenlemesi33 ve nakdi sermayenin ödenmesi (m.585), esas sermaye pay senetlerinin ispat aracı şeklinde veya nama yazılı olarak düzenlenebilmesi34 (m.593), esas sermaye payının yazılı ve imzaları noterden onaylanmış bir sözleşme ile ve aksi esas sözleşmede belirtilmedikçe genel kurulun kararıyla devrinin mümkün olması (m.595), esas sermaye payı üzerinde intifa hakkının kurulabilmesi (m.600), ortakların sadece taahhüt ettikleri sermaye paylarını ödemekle birlikte şirket sözleşmesinde öngörülen ek ve yan ödeme yükümlülüğünden sorumlu olduğu (m.603, 604, 605, 606), ortaklar için bağlılık yükümlülüğü (m.613), ortakların bilgi alma ve inceleme hakkı (m.614), oydan yoksunluk (m.619) düzenlemeleri de getirilmiştir.

Dünya genelinde ticari alandaki gelişmeler pratik şekilde kurulan, yönetimi basit ve ortaklarının sorumlulukları sınırlı olan şirketlere yönelimi artırmaktadır. 01.07.2012 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) genel gerekçesinde şirketler

32 Altaş, S.: “Sermaye Şirketleri Tarafından İntifa Senedi Çıkarılması”, Bankacılar Dergisi, C.25, S.89, Y.2014, s.86: “TTK m.584 maddesi hükmü ile şirket sözleşmesinde öngörülmek şartıyla intifa senedi çıkarılabileceği ve bu senetlere anonim şirket hükümlerinin kıyasen uygulanacağı düzenlenmiştir.”;

Biçer/Hamamcıoğlu, s.232.

33 Biçer/Hamamcıoğlu, s.233; Kervankıran, E.: “Ön Şirket ve Hukukî Niteliği”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, C.18, S.2, Y.2012, s.353: “Ön şirket Almanya’da bir ihtiyacın sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Ön Şirket ihtiyacını doğuran iki neden bulunmaktadır: Bunlardan birincisi, Almanya’da anonim ve limited şirketlerin ticaret siciline tescil işlemlerinin bizde olduğu gibi ticaret sicil müdürlüğü tarafından değil, “sicil mahkemeleri” tarafından yapılmasıdır. İkinci olarak ise, şirketlerin faaliyet alanları ile ilgili olarak mesleki kurum ve kuruluşlardan alınması gerekli izinlerin beklenmesi, bunlar tamamlanmadan tescil işlemlerinin yapılamamasıdır. Sözü edilen izinler ve Mahkeme sürecinin Almanya’da yaklaşık altı ay ile bir yıl arasında sürmekte olduğu belirtilmektedir. Bu durumda şirketlerin tescil işlemleri yapılıncaya kadar, faaliyet alanları ile ilgili olarak birçok is ve işlemler yapması kaçınılmaz hale gelmektedir. Böylece bu zaman zarfında ortaya çıkan hukukî yapı ve bu yapının üçüncü şahıslarla ilişkisi “ön şirket” olgusu ile açıklanmaktadır.”

34 Ayrıntılı bilgi için bkz. Sezgin Huysal, A. : “Limited Şirketlerde Nama Yazılı Pay Senedinin Hukukî Niteliği”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, C.22, S.1, Y.2016, s.317- 346; Biçer/Hamamcıoğlu, s.234; TTK’de yer alan değişiklik İsv.BK’de yapılan 2008 tarihli değişiklik dikkate alınarak yapılmıştır bu değişiklik ile ilgili bilgi için bkz. Demirkapı/Yıldırım, s.461.

(22)

10 hukukuna yönelik yapılan tespitler ve yenilikler, sermaye şirketlerinin öneminin arttığının göstergesidir. TTK’nin genel gerekçesinde, uluslararası sermaye hareketleri, teknolojik gelişmeler, mevcut pay sahiplerinin haklarına, borçlarına, muhasebeye ve denetlemeye ilişkin hükümlerin yetersizliği gibi sebeplerin şirketler hukuku kurallarının değişimine sebebiyet verdiği belirtilmiştir35.

Şirketler hukuku alanında Avrupa’da, serbest meslek mensuplarının, özel yapıda bir şirket altında toplanmak istemeleri ve sorumluluğu sınırlı bir şahıs şirketine duyulan gereksinim nedeniyle yeni şirket türleri oluşmaya başladığı ve bu şirketlerin kanunlaşarak faaliyetlerine başladıkları görülmektedir. Bu da ticari alandaki gelişmelerin yeni şirket türlerine ihtiyaç doğurduğunu göstermektedir. Yeni şirket türleri, TTK düzenlemesinde yer bulmamıştır. TTK’nin genel gerekçesinde, bu tür şirketlerin ayrı kanunların konusu olduğu ve bu türlerin bazılarının da yozlaşan tür tanımına girmeleri nedeniyle TTK’de düzenlenmediği ifade edilmiştir36.

Bu tarihsel gelişim içerisinde geldiğimiz noktada limited şirket, ortakların sınırlı sorumluluğunu içeren, kuruluş ve yönetimi basitleştirilmiş olan bir şirket türü olması sebebiyle; ülkemizde de çokça tercih edilmekte ve ticari alanın ihtiyaçlarına cevap vermektedir.

Ülkemizde mevcut aktif şirket sayıları Ticaret Bakanlığı tarafından ilan edilmiştir37. 2018 Haziran ayı verilerine göre mevcut aktif toplam ticari şirket sayısı 943.044’dür. Toplam ticari şirketlerin 769.795’ini diğer bir ifade ile %81.62’sini limited şirketler oluşturmaktadır. Yine, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından

35 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Genel Gerekçesi, http://www2.tbmm.gov.tr/d22/1/1-1138.pdf (Erişim tarihi: 15.01.2018).

36 Bkz. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Genel Gerekçesi.

37http://risk.gtb.gov.tr/data/5a536e56ddee7d1fa8b6c100/2018%20y%C4%B1l%C4%B1%20haziran%20a y%C4%B1%20veri%20b%C3%BClteni.pdf, Erişim tarihi:31.07.2018.

(23)

11 ilan edilen “Kurulan/Kapanan Şirket İstatistikleri”ne göre 2018 yılı Haziran ayında ülke genelinde kurulan toplam şirket sayısı 5.599 olup bunun; 4683’ü limited şirkettir. Bu istatistiki verilere göre ülkemizde kurulan şirketlerin %83,63’ü limited şirkettir38.

2018 yılı Haziran ayındaki bu veri ışığında, Haziran ayına kadar kurulan toplam 46.837 şirketin 39.285’i limited şirkettir. Diğer bir ifade ile, 2018 yılı Haziran ayına kadar kurulan toplam şirketin %83,87’si limited şirkettir. Yine bu istatistiğe göre Haziran 2018’e kadar kurulan toplam 46.837 şirketin, 6.966’sı; başka bir ifade ile toplam kurulan şirketin %14,87’si anonim şirkettir. TOBB’un şirketlere ilişkin bu verileri de ülkemiz ticaret hayatında limited şirketlerin tercih edildiğini göstermektedir.

Ülkemizde büyük bir sermayeyi temsil eden limited şirketlerin yönetim organlarının incelenmesi önem arz etmektedir. Limited şirkette yönetim organının işlendiği tez çalışmamızda konu üç bölümde incelenmiştir. Çalışmamızın birinci bölümünde limited şirket yönetim organı olarak müdür kavramı ve yönetim organının oluşumu incelenmiş; TTK’ye göre limited şirkette müdürlerin nitelikleri, sayısı ve seçimi konularına değinilmiştir.

Çalışmamızın ikinci bölümünde müdürlerin TTK’ye göre görevleri, yetkileri ve yükümlülükleri incelenmiş ve tezimizin son bölümünde ise müdürlerin hukukî, cezai ve kamu alacaklarından sorumlulukları incelenmiştir.

38 “31/03/2009 tarihinde yapılan IV. İstatistik Konseyi'nde alınan karar gereğince, TÜİK tarafından açıklanan şirket, kooperatif ve gerçek kişilere ait işletmeler ile ilgili Kurulan/Kapanan Şirket İstatistiklerinin 5429 sayılı kanun uyarınca Resmi İstatistik kapsamında yayımlanma sorumluluğu 2010 yılı başından itibaren Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne devredilmiştir”. Aylara göre istatistiki veriler için bkz.:https://www.tobb.org.tr/BilgiErisimMudurlugu/Sayfalar/KurulanKapananSirketistatistikleri.php Erişim tarihi: (01.07.2018).

(24)

12 BİRİNCİ BÖLÜM

LİMİTED ŞİRKETLERDE YÖNETİM ORGANININ YAPISI

I. LİMİTED ŞİRKETİN YÖNETİM ORGANINA İLİŞKİN TTK’DEKİ GELİŞMELER

6102 sayılı TTK ile limited şirketin yönetimine ilişkin de yeni değişiklikler getirilmiştir. Bu değişikliklerden birisi ETTK’de yer alan “özden organ” ilkesi yerine

“seçilmiş organ” ilkesinin benimsemiş olmasıdır39. “Özden organ” kavramı, aksi şirket sözleşmesinde kararlaştırılmadıkça, yönetim ve temsil yetkisine tüm ortakların sahip olmasını ifade etmektedir40. TTK m.623 ile şirketin yönetimi ve temsili yetkisinin şirket sözleşmesi ile düzenlenebileceği ve şirketin sözleşmesi ile yönetim ve temsil yetkisinin, müdür sıfatı taşıyan bir veya birden fazla ortağa veya tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebileceği belirtilmiştir41. Böylece “seçilmiş organ” ilkesi benimsenmiştir.

“Özden organ” ilkesinin terk edilmesinin amacı TTK’nin gerekçesinde şu şekilde ifade edilmiştir: “Tasarı ile, İsv. BK ile 6762 sayılı Kanun’a hâkim olan, İsviçre Tasarısında da aynen korunan özden organ ilkesi terk edilmiştir. Bu ilke tüm ortakların, şirketi birlikte yönetmesi dolayısıyla, şirketin yönetiminin ve temsilinin ortaklar için hak hem de yüküm niteliği taşıması anlamına gelir. Burada “özden” sözcüğü şirketin özünü oluşturan ortakları, yani bünyeyi ifade eder. Yönetim şirketin bünyesinden kaynaklanmaktadır. Özden/bünyeden yönetim ilkesi şirketi “şahıs şirketi” sınıfına sokar.

İsviçre kanun koyucusu limited şirketi bir anlamda sınırlı sorumlu bir kollektif şirketmiş gibi mütalaa etmektedir. Bu yaklaşım modern öğretide pek taraftar bulmamakta, limited

39 Yıldız, Ş.: Limited Şirketler Hukuku, Limited şirket, Arıkan Basım Yayım Dağıtım, İstanbul 2007, s.176.

40 Biçer/Hamamcıoğlu, s.242.

41 TTK m.616/1-2 uyarınca müdürlerin atanmaları ve görevden alınmaları genel kurulun vazgeçilmez yetkilerinden birisi olarak düzenlenmiştir.

(25)

13 şirket anonim şirkete nazaran küçük ölçekli bir şirket olarak düşünülmektedir. Bu anlayış Türk limited şirketi için de geçerlidir. Limited şirketi, kollektif şirkete çok yaklaştırmanın

“şirketleşme” politikasına uymadığı, böylelikle özellikle yönetimde profesyonelleşmenin gereksinimlere daha iyi cevap vereceği düşüncesi ağır basmıştır. Bu nedenle özden organ ilkesinden ayrılarak 623’üncü maddede seçilmiş yönetim organı sistemi benimsenmiştir.”42

TTK ile yönetime ilişkin getirilen bir diğer önemli yenilik ise müdürler kurulunun karar alması konusundadır. TTK m.624 hükmüne göre şirketin birden fazla müdürünün bulunması hâlinde, bunlardan biri, şirketin ortağı olup olmadığına bakılmaksızın müdürler kurulu başkanı olarak atanır. Müdürler kurulu kararlarını çoğunluk ile alır. Oylamada eşitlik hâlinde ise müdürler kurulu başkanının oyu üstün kabul edilir43. Müdürün oyunun üstün tutulması düzenlemesi, anonim şirketlerin yönetim kurulunun karar almasına ilişkin düzenlemede kabul edilmemiştir44.

Yeni getirilmiş bir düzenleme olan TTK m.625’te limited şirkette yönetim organının devredilemez ve vazgeçilemez görevleri sayılmıştır. Bu madde kapsamında belirtilen devredilemez ve vazgeçilemez görevlerin sınırlı sayı olarak (numerus clausus) sayıldığı ve bunun organlar arasındaki işlevler ayrımı ilkesine uygun olduğu ve bu düzenlemenin anonim şirketlerde öngörülen sistem ile uyumlu olduğu TTK madde gerekçesinde belirtilmiştir45.

42 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 623.madde gerekçesi.

43 Biçer/Hamamcıoğlu, s.243.

44 TTK m.390/3: “Oylar eşit olduğu takdirde o konu gelecek toplantıya bırakılır. İkinci toplantıda da eşitlik olursa söz konusu öneri reddedilmiş sayılır.”

45 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 625.madde gerekçesi.

(26)

14 TTK’deki bir diğer yeni düzenlemesi ise 627. maddede yer alan “eşit işlem”

ilkesidir. Bu hükme göre müdürler ortaklara “eşit işlem” yapmak ile yükümlüdürler46.

TTK’de yer alan diğer yeni düzenlemeler de şunlardır47: Şirketten çıkma davası açmış kişinin istemi üzerine, dava süresince, ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına ve davacının durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verilebileceği (m.638/2), şirketten çıkma davasına katılma hakkı (m.639), şirketten çıkarma kararına karşı ortağın iptal davası açma hakkı (m.640/2), ayrılma akçesi (m.641-642), şirketin denetimi (m.635).

II. LİMİTED ŞİRKETTE YÖNETİM ORGANI: MÜDÜR(LER)

A. TİCARET ŞİRKETLERİNDE ORGAN KAVRAMI VE YÖNETİM ORGANI

Organ, insana hasredilmiş bir terimdir. Vücudun, belirli bir görev yapan ve sınırları kesin olarak belirlenmiş bölümü organ olarak ifade edilir48. Hukuk âlemi sadece gerçek kişilerden ibaret değildir. Fizikî varlıkları olmamasına karşın hukuk düzeni içerisinde hak süjesi olan tüzel kişilerin iradelerini organları vasıtasıyla açıkladıkları kabul edilir. Bu durumda insana özgülenmiş organ teriminin anlamı tüzel kişiler için de genişletilmiş olmaktadır.

Tüzel kişilikte organ kavramı aslında tüzel kişiliğin hukukî niteliğine tâbidir.

Tüzel kişilik kavramının gelişimi 19. yüzyıla dayanmaktadır. Roma hukukunda tüzel

46 Anonim şirkette hem yönetim kurulu hem de genel kurul için düzenlenmiş olan “eşit işlem” ilkesinin limited şirkette sadece müdürler için düzenlendiğine ilişkin eleştiri için bkz. Biçer/Hamamcıoğlu, s.244.

47 Ayrıntılı bilgi için bkz. Biçer/Hamamcıoğlu, s.244-248.

48 Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük,

<http://tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.593d9c8255eaa1.001560 81>, Erişim tarihi: 11.06.2017.

(27)

15 kişilik hak süjesi olarak görülmemiştir49. Tüzel kişilik hususunda sonradan oluşan teorilerle organ kavramının da hukukî niteliğini geliştirmiştir. Bu teorilerden

“varsayım(faraziye-fiksiyon) teorisi50”ne göre tüzel kişiler ihtiyaçları karşılamak için oluşturulan varsayımsal hukukî varlıklardır51. Buna göre varsayımsal hukukî varlık olan tüzel kişilerin fiil ehliyetlerinden bahsedilmez. Ancak, temsil vasıtası ile hukukî işlem yapabilecekleri kabul edilir. Bu gerekçe ile bunları haksız fiilden sorumlu tutmak mümkün değildir52. Bu görüşte hukukî işlemlerin temsilci vasıtasıyla yapılması hali teorinin organ kavramından uzak olduğunu bize göstermektedir53.

Tüzel kişiliğin hukuk niteliği konusundaki diğer görüşlerden54 “gerçeklik – organik olma teorisi”ne55 göre tüzel kişilik varsayımsal değil gerçek bir varlığa sahiptir.

Bu gerçeklik, sosyolojik nedenlere dayalıdır56. Varsayım teorisinin aksine gerçeklik teorisinde tüzel kişinin bağımsız bir iradesi ve fiil ehliyeti bulunmaktadır. Bu sebeplerle

49 Öztan, B.: Medeni Hukuk Tüzel Kişilerinde Organ Kavramı ve Organın Fiillerinden Doğan Sorumluluk, Ankara Hukuk Fakültesi Yayınları, Ankara 1970, s.5: “Roma hukuku hak süjesi olarak sadece insanı ele almış, belli bir gayenin gerçekleşmesi için insan zekası tarafından yaratıldığını kabul ettiği tüzel kişilere hak süjesi olma niteliği tanımamıştır”; Özsunay, E.. Medeni Hukukumuzda Tüzel Kişiler – Tüzel Kişilerin Genel Teorisi – Dernekler – Vakıflar, İstanbul 1969, s.3 :”Roma hukukunda tüzel kişilik çok soyut bir kavram olduğu içindir ki, Roma hukukunun eski devirlerinde bu kavrama rastlanmamaktadır.

Sonradan, Roma hukuku, “universitates personarum” kavramı altında dernekleri ve “universitates bonorum” kavramında da vakıfları geliştirmiştir.”

50 Bu teoriyi Savigny ve Salmond savunmaktadır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Özsunay, s.20-21.

51 Öztan, s.5; Özsunay, s.20; Oğuzman, M.K./Seliçi, Ö./Oktay-Özdemir, S.: Kişiler Hukuku – Gerçek ve Tüzel Kişiler, 16.Bası, İstanbul, 2016, s.265; Friedmann, W. (Çev. Tuğrul Ansay): “Tüzel Kişilik Nazariyeleri ve Tatbikat”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.15, S.1, Y.1958, s.50.

52 Özsunay, s.21; Oğuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir, s.265.

53 Kırca, İ./Şehirali Çelik, F.H./Manavgat, Ç.: Anonim Şirketler Hukuku – Cilt 1 – Temel Kavramlar ve İlkeler – Kuruluş – Yönetim Kurulu, Ankara, 2013, s.387.

54 Diğer teoriler olan “Konsesyon teorisi”, “Zweekvermögen teorisi”, “Jhering teorisi” için bkz. Friedmann, s.51.

55 Von Gierke ve Maitland tarafından savunulmaktadır. Bu görüş hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Özsunay, s.21.

56Öztan, s.9; Özsunay, s.21; Oğuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir; s.265, Friedmann, s.51; Kırca (Şehirali Çelik/Manavgat), s.387.

(28)

16 irade bazı vasıtalarla kullanılmakta ve bu vasıtaların yaptığı hukukî işlemler tüzel kişiyi bağlamaktadır. Böylece tüzel kişilik için haksız fiil sorumluluğundan bahsedilebilecektir57. Bu teoriyi ileri süren Von Gierke, tüzel kişiliğin iradesini kullanan vasıtayı “organ” olarak tanımlamıştır58. Hattâ bu görüşe göre tüzel kişiliğin fiil ehliyetine sahip olmasının sebebi organlara sahip olmasıdır59.

Doktrinde tüzel kişiliğin hukukî niteliğini açıklayan ve organ kavramını reddetmeyen “soyutlama teorisi”60 ve “amaç kişiliği teorisi”61 gibi teoriler bulunmasına karşın gerçeklik teorisinin etkisi altında İsviçre Medeni Kanunu’nun hazırlandığı ve Türk Medeni Kanunu’nda da bu teori etkisi altında bulunduğu belirtilmektedir62.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu63 (TMK) 47/1. maddesine göre tüzel kişi “başlı başına bir varlığı olmak üzere örgütlenmiş kişi toplulukları ve belli bir amaca özgülenmiş olan bağımsız mal toplulukları (…)” olarak tanımlanmıştır. Kanunun 48. maddesine64 göre hukukî varlığa sahip olan tüzel kişilere hak ehliyeti tanınmıştır65. Tanınan hak ehliyeti insana özgü olan cins, yaş, hısımlık gibi nitelikler dışında bütün haklara sahip olma ve borç edinebilme ehliyetini içermektedir66. Ticaret şirketlerini tüzel kişiliğe sahip

57 Özsunay, s.21; Öztan, s.9; Oğuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir, s.265.

58 Öztan, s.9.

59 Özsunay, s.21: “Örneğin insanda nasıl organlar mevcutsa, tüzel kişinin de organları vardır: Genel Kurul, Yönetim Kurulu, Müdürler vb. İşte tüzel kişilerin organları olduğu içindir ki, bu varlıklarda fiil ehliyetine sahiptirler.”

60 Bu teori hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Özsunay, s.22.

61 Bu teori hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Oğuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir, s.266.

62 Oğuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir, s.265, dpn.884; Özsunay, s.22.

63 RG. 08.12.2001, S.24607.

64 TMK m.48’e göre “Tüzel kişiler, cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklara ve borçlara ehildirler.”

65 Öztan, s. 16: “Tüzel kişinin hak süjesi olarak kabulü meselesi hukuk politikasına bırakılmıştır. Tüzel kişilerin hak süjesi olmasının tabi sonucu ise tüzel kişilere hak ehliyetinin tanınmasıdır.”; Özsunay, s.30.

66 Hak ehliyetinin sınırlarına ilişkin ayrıntılı bilgi için bkz. Özsunay, s.30.

(29)

17 olduğuna ilişkin TTK m.125’in ikinci fıkrasında bu şirketlerin de TMK m.48 çerçevesinde bütün haklardan yararlanabileceği ve borçları üstlenebilecekleri düzenlenmiştir67.

Tüzel kişilerin fiil ehliyetini kazanması da TMK m. 4968 uyarınca tüzel kişinin organlarının bulunmasına bağlanmıştır. Kanuna göre tüzel kişiler fiil ehliyetlerini organları varlığı ile kazanırlar69. Diğer bir ifade ile tüzel kişilerde fiil ehliyeti organların oluşumu ile başlar.

TMK 50/1. maddesine göre “tüzel kişinin iradesi, organları aracılığıyla açıklanır”. Böylece tüzel kişinin, diğer kişilerle hukukî işlem yapabilmesi organları vasıtasıyla mümkündür70. Kanun 50/2. maddesinde “Organlar, hukukî işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokarlar” hükmü ile organların yapmış olduğu hukuk işlemlerin ve diğer bütün fiillerin tüzel kişiyi bağladığını ifade etmiştir71.

67 ETTK m.137’e göre ticaret şirketlerinin sadece şirket sözleşmesinde yazılı işletme konusu çerçevesinde bütün hakları iktisap ve borçları üstlenebilecekleri hükmü 6102 sayılı TTK m.125 ile kaldırılmıştır. Bu maddenin gerekçesinde, “ultra vires yasağı (özellik ilkesi)” olarak bilinen hak ehliyetinin sınırının kaldırıldığı ifade edilmiştir.

68 TMK m.49’a göre “Tüzel kişiler, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanırlar.”

69 Öztan, s.17; Oğuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir, s.285.

70 Öztan, s.17; Oğuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir, s.285; Kırca (Şehirali Çelik/Manavgat), s.388.

71 Özsunay, s.41 : “Mukayeseli hukukta, bazı sistemler konu (gaye) dışında yapılan muamelelerin tüzel kişiyi bağlamayacağını kabul etmişlerdir. Örneğin İngiliz hukukunda konuyu aşan muameleler, ehliyet dışı sayılmaktadır. (ultra-vires doktrini). Fransız ve Belçika hukukunda “özellik prensibi” adı altında benimsenen çözüm de budur. Alman hukukunda ultra-vires doktrini tanınmamıştır”.; Öztan, s.20-21:

“Tahsis prensibinin, hak ehliyetini mi yoksa fiil ehliyetini mi sınırladığı doktrinde tartışmalıdır. Prensibin sadece fiil ehliyetini sınırladığını savunanlara göre, hak ehliyetinin sınırlanması keyfiliğe yol açar; çünkü gayenin hangi hakları beraberinde getireceği başlangıçta tespit çok zordur. Bazen, bir gayenin gerçekleşmesi bütün hakların kullanılabilmesine bağlıdır. Bu sebeple hak ehliyeti yerine fiil ehliyetini sınırlamak daha doğru ve pratiktir. Tahsis prensibinin hak ehliyetini de kapsadığı görüşünü savunanlara göre ise, kanun koyucu hak ehliyetini tüzel kişilere gayelerini gerçekleştirebilmeleri için tanımıştır.

Gerçeklik nazariyesi taraftarlarının aksine tüzel kişilerin hak ehliyetinin sınırlanmamasını iddia etmek

(30)

18 Organlar, iradeleri ve eylemleri ile tüzel kişiyi hukuken borç altına sokabilecek yetkili vasıtalardır. Bu vasıtaların yapmış olduğu işlemlerden ötürü kusurlarından hukukî sorumluluklarının bulunduğu da Kanun’un 50/3. maddesinde, “organlar, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumludurlar” şeklinde ifade edilmiştir. Böylece tüzel kişilerin haksız fiil ehliyeti de hukuk düzeni tarafından tanınmıştır72. Kanunun 50/2.

maddesindeki bahsi geçen tüzel kişilerin “diğer bütün fiilleri” ifadesi ile tüzel kişinin borca aykırı davranışlarının yanı sıra haksız eylemlerinden de sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Diğer bir ifade ile tüzel kişiliğin haksız fiil sorumluluğu kanuni olarak tanınmaktadır. Böylece organın yaptığı kusurlu davranışlardan tüzel kişi sorumlu olacaktır.

Tüzel kişinin haksız fiil sorumluluğunun hukukî nitelendirilmesi ise doktrinde tartışmalıdır. Bir kısım yazara göre73 bu sorumluluk bir “kusur sorumluluğu”dur. Bu görüşe göre organın fiili, tüzel kişinin fiili olarak kabul edilmektedir. Çünkü bu görüş taraftarları tüzel kişinin hukukî mahiyetinin değerlendirilmesi açısından “gerçeklik – organiklik teorisi” etkisi altındadır. Diğer bir ifade ile, bu görüş tüzel kişinin gerçek bir varlığa sahip olduğunu ve organının kusurunun da bu gerçek varlığa teşmil edilebileceğini ifade etmektedir74. Diğer bir kısım yazarlar ise75 bu sorumluluğun hukukî niteliğini “kusursuz – objektif sorumluluk” olarak kabul etmektedir. Bu görüşe göre tüzel kişiliğe, insana özgü kusurlu davranış eyleminin atfedilemeyeceğinden diğer bir ifade ile tüzel kişinin kusurundan bahsedilemeyeceğinden hareketle, organın kusurlu

isabetsizdir. Kanun koyucu, hakları tüzel kişiler için tek tek saymak yerine sınırlarının tespitini, hakkaniyet kaidelerine uygun olması şartıyla tatbikata bırakmıştır”.

72 Öztan, s.18.

73 Öztan, s.113, dpn.16’da belirtilen yazarlar.

74 Oğuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir, s.285; Özsunay, s.42; Öztan, s.113: “Organın üçüncü şahıslarla muamelede bulunurken kendisine verilen yetkiyi aşıp aşmadığı da önemli değildir”.

75 Öztan, s.114, dpn.19’da belirtilen yazarlar.

(31)

19 davranışından, tüzel kişinin kusursuz olarak sorumlu olabileceğinin kabulü gerekmektedir76. Öztan’a göre, bu sorumluluğun hukukî niteliğinin tartışılmasının teorik değeri bulunmaktadır. Fakat üçüncü kişilere karşı tüzel kişiliğin sorumluluğu açısından bu tartışma hukukî neticeleri değiştirmemektedir77.

TMK m.50/3 düzenlenmesi, organların kusurlu fiilinden dolayı ayrıca organları da sorumlu tutmak suretiyle tüzel kişilik ile organın müteselsil sorumlu olduğunu ifade etmiştir. Başka bir ifade ile organın kusurlu fiilinden zarar görene karşı tüzel kişi ve organ müteselsil sorumludur78.

TMK’de belirtilen kanuni düzenlemeler karşısında tüzel kişilerde “organ kavramı”nın değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Türk hukukunda organ kavramı, herhangi bir kanuni düzenlemede tanımlanmamıştır79. Organ kavramının tanımlanması açısında tüzel kişiliğin hukukî niteliğini açıklayan “gerçeklik – organiklik görüşü”

iradeye sahip olmanın, hukuk âlemi için prensip itibariyle önemli olmadığını ve önemli olanın iradenin dış âleme açıklanışı olduğunu savunur. Bu görüşe göre tüzel kişilerin iradelerini açıklayabilmek için kullandığı vasıta “organ” olarak nitelendirilmiştir80.

Tüzel kişilerin iradelerini ortaya çıkarma, iradelerini dış dünyaya yansıtma araçları olan organların görevleri ve bulundukları mevki tüzel kişilerde teşkilatlanmayı işaret etmektedir. Böylece organların kullanmış oldukları yetkiler arasında bir denge

76 Öztan, s. 116: “Objektif sorumluluğun kabulüyle, kısmen faraziye nazariyesine yaklaşılmış olduğu görüşü ileri sürülmüşse de, bu, isabetli bir savunma değildir; çünkü, faraziye nazariyesi haksız fiil sorumluluğunu tamamen reddetmektedir”; Özsunay, s.42; Oğuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir, s.295.

77 Öztan, s.116.

78 Özsunay, s.44; Oğuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir, s.294.

79 Organ kavramının tanımlanmamış olmasının bir kanun boşluğu olduğu bu sorunun yorum yoluyla mı yoksa boşluk doldurma yoluyla mı çözümlenmesi gerektiğine ilişki açıklamalar için bkz. Öztan, s.29-30.

80 Öztan, s.9.

(32)

20 oluşacaktır. Tüzel kişinin amacına ulaşması için organların belirli bir plan dâhilinde bağımsız şekilde faaliyette bulunması gerekir.

Bu temel özellikler çerçevesinde organa ilişkin bazı tanımlar yapılmıştır.

Öztan’a göre, “Organ, kanun maddeleri, tüzel kişilerin statüsü, nizamnamesi veya iç talimatnameleriyle yetkili kılınan ve tüzel kişi için önemli olan korporatif görevleri devamlı ve bağımsız olarak gerek üçüncü şahıslarla olan münasebetlerde, gerek tüzel kişinin iç teşkilatında yerine getirmesi için yetkili kılınan veya kendisine bu tip görevleri fiilen ve dışa karşı belli olacak şekilde bağımsız ifa yetkisi verilen şahıs ve şahıs gruplarıdır.”81 Geniş nitelik taşıyan bu tanıma benzer olarak Özsunay da organı şu şekilde tanımlamıştır: “Tüzel kişinin fonksiyonlarını, kanuna veya tüzel kişinin tüzüğüne göre bağımsız bir şekilde ifa etmek üzere tayin edilen ya da kendisine bu fonksiyonları bağımsız yerine getirme yetkisi fiilen ve dışardan belli olacak şekilde verilen şahıs veya şahıs gruplarına organ adı verilir.”82

Doktrinde yer alan bahsimize konu tanımlar dikkate alındığında tüzel kişilerde organın tespit edilmesi de önem arz eden diğer bir konudur. Diğer bir ifade ile tüzel kişiliğin iradesini oluşturan veyahut iradesini açıklayan hangi kişi veya kişi gruplarına organ adı verilecektir.

Tüzel kişilerde organların tespitine ilişkin karşılaşılan ilk ölçüt şekli kanuni ölçüttür. Bu ölçüte göre tüzel kişilerin organları tüzel kişiliği düzenleyen kanunlarda belirlenmiş olabilir. Örneğin, TTK’ye göre limited şirketin kanunen zorunlu organları, genel kurul ve müdürlerdir83. Kanunda açıkça belirtilen organların, organ vasıflarının

81 Öztan, s.82.

82 Özsunay, s.38.

83 Bahtiyar, s.416.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmamızda, kamu alacaklarının ve vergi alacaklarının ayrılan yönleri ele alınarak bu iki ayrı alacaklardan anonim şirket yönetim kurulu ve limited

Turgut Reis Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Puan Üstünlügüne Göre Yerleşti, Kurum Sıra (1/2), Kişi Tercih (1/10). SARICAKAYA Öncelik

Müdür yardımcıları da yine aynı madde (2547 S.K.19.mad.) gereğince Enstitü Müdürü tarafından ilgili Anabilim Dallarındaki aylıklı öğretim elemanları

ALTINDAĞ 747994 Çağdaş Özel Eğitim Uygulama

ğılımı 1 m'ye eşit veya daha az olmalıdır.. Böylelikle ortalama yağmurlama karakteristik eğrisi, meme ve basınç çifti arasında elde ed ilir. Kullanılan

alınmasında n aşa ğ ıdaki faydalar temin edilmek- tedir. b) Kürek, kepçe, nakil bandı, traktör gibi vas ıtcılcrla taşınabildiğinden sıv ı haldeki camura göre

akiferlerde yıllık yağışların üst üste ortalama yıllık yağıştan az veya fazla olduğu kurak v~ yağışlı pe- riyotlarda su seviyesinde ve boşalım

leceği bu formülden hesaplanmalıdır. Ayrıca bu lncelenıemizde denize açılan havza- larda kıyıdan içeriye doğru yağış miktarının denize uzaklığa bağlı