• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

2.1 Türk Tarih Tezi

2.1.4 Türk Tarih Tezinin Ortaya Konulduğu Alanlar ve İslam Öncesi Dönem

2.1.4.3 Liseler İçin Tarih Ders Kitapları

Türk tarih tezinin Türk Tarihinin Ana Hatları ve Methal ile ortaya konulmasından sonra, sıra gelecek nesillere tezi öğretmeye gelmişti. Yazılan Tarih ders kitaplarıyla işte bu gaye için gerekli olan adım atılmış oldu. Ortaya çıkan dört ciltlik eserin birinci ve ikinci ciltleri İslam öncesi Türk tarihi devirlerine yer verirken hem tezden beklenenleri sağlar bir yön izledi hem de cumhuriyet öncesi dönem tarih ders kitaplarının aksine İslam öncesi dönemi tarihi devirlerini de ele alan ve sahiplenen bir dil ortaya koyarak farklı bir düşünce temelinde olduğunu gösterdi209.

Tarih ders kitaplarının ilk cildi olan Tarih I Tarihten Evvelki Zamanlar ve Eski

Zamanlar’da adıyla müsemma olacak şekilde prehistorya ve eskiçağ tarihleri ele

alınmıştı. Liseler için hazırlanmış bir ders kitabı olması sebebiyle didaktik bir üslup benimsenmişti. Kitabın 63. ve 71. sayfaları arasında “Anayurtta En Eski Devletler” ana başlığı altında Asya Hunları ve Topa (Tabgaç) Türk Devleti, İskit Türk İmparatorluğu altında İskitler ele alınmıştı210.

Metnin inşasına bakıldığında, Hunların ve İskitlerin Türk olduklarının kesin ifadelerle vurgulanması, Hun tarihiyle bir aidiyet bağı kurmaya çalışması açısından önem taşımaktadır. Hun devletinin kuruluşu için verilen M.Ö. 13. yüzyıl tarihlendirmesi211 ise tezin mantığı içerisinde günümüz araştırmacılarınca dikkat

edilmesi gereken en önemli noktadır. İfadenin devamında tarihi bilgilerin ancak M.Ö. 3 yüzyılda açıklık kazandığı söylense de devlet teşekkülünün varlığının 13. asra yerleştirmek aslında yakın tarihlerde Sümer, Hint, Anadolu ve Mısır

209Türk tarih tezinin genç Türkiye Cumhuriyeti’nin Batı’ya entegre olması için üretildiği önermesini

merkeze alan bir çalışma için Bkz: Aslıhan Akkoç, “Tarih Yazımı ve Tarih Eğitimi Açısından Tarihsel Bilgi: 1930-1950 Yılları arası Lise Tarih Kitapları” (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2008.

210 Tarih I, Kemalist Eğitimin Tarih Dersleri (Tıpkı Basım), İstanbul 2014, s. 63 vd. 211Tarih I, s. 63.

uygarlıklarına tesir ederek güçlü devlet teşekkülleri kurabilen Türklerin Anavatan’da bir devlet kurmak için neden 3.yüzyıla kadar bekledikleri sorusuna cevap verecektir. Benzer şekilde İskitlerinde imparatorluk kurmuş güçlü bir siyasi teşekkül olarak ele alınması212, bu anlatıyla birinci bin yılın tarihinde bütün bir Türkistan coğrafyasında

ve hatta Karadeniz’in kuzeyinde ki steplerde Türk varlığının ve hâkimiyetinin vaki olduğu gösterilmekteydi.

Hun kavramının zihinlerde belirginleşmesi adına, çokça özetlenmiş bir siyasi tarih anlatısı içinde de olsa, Mete Han ayrı bir başlık altında, muzaffer sıfatıyla iştigal eder halde ve büyük bir birleştirici olarak tasvir edilmişti. Mete’den sonra büyük bir tarihsel boşluk bırakılarak M.S 48 yılında ki bölünmeye bir cümle ile temas edilmiş ve ardından da Hun İmparatorluğunun yıkılmasına değinilmiştir. Bir sonra ki başlıkta ise Topa’lar Kuzey Çin’de hâkim olmuş bir Türk Devleti olarak Çin’in siyasi, askeri, mimari ve iktisadi alanlarda etkilemiş oldukları vurgulanarak ele alınmıştır213.

Ayrı bir ana başlıkta anlatılan İskit İmparatorluğu da Türkistan’ın bilhassa batı kesimlerinin kadim bir Türk yurdu olduğu savını temellendirecek bir anlatı ile sunulmuştur. Hatta Doğu Avrupa bile hâkim olunan coğrafyaların içine dâhil edilmiş, nüfuz alanı “Yayık (Ural) Irmağından Tuna Nehrine” şeklinde ifade edilmiştir214. İskit medeniyeti ve sanatı ile dini hayatlarını ortaya koyan anekdotlarla

süslenen üç sayfalık anlatı böylece sona erdirilmiştir.

Tarih I de ki son ana başlık olan Eski İtalya ve Etrüskler’in son alt başlığı olan Roma’nın Çöküşü ele alınırken Attila ve Hun Türklerine de değinilmiştir. Roma ve

yabancılar bahsinde ele alınan Hun Türkleri hakkında daha çok Attila’nın kronolojisi de denilebilecek iki sayfalık bir özet bilgi sunulmuştur215. Tarih I’de gözlenen bu

tutum ise Osmanlı ders kitaplarından kalma bir alışkanlığın; İslam öncesi Türklerini müstakil olarak ele almayıp büyük medeniyet merkezleriyle giriştikleri münasebet ekseninde anlatıya dâhil etme refleksinin bir kalıntısı olarak düşünülebilir.

212Tarih I, s. 68 vd. 213Tarih I, s. 64-67. 214Tarih I, s. 68. 215Tarih I, s. 341-342.

Tarih I, Büyük Hun İmparatorluğunun, Topa Devletinin ve İskit

İmparatorluğunun haritalarına da yer vererek anlatının görsel öğelerle zenginleşmesine de çalışmıştır. Ayrıca Türk ve İskitler ile alakalı arkeolojik malzemelerin fotoğrafları da kitabın sonuna eklenmiştir. Böylece Türklerin İslam öncesi dönemdeki varlıkları ile ilgili, genç zihinlerde bir imgelem yaratılmaya da çalışılmıştır.

Ders kitapları serisinin ikincisi olan Tarih II’de ise orta zamanlar tarihi ele alınmıştır. Birinci cildin sonundaki kısımdan kısa bir özetle başlayan anlatı, 20. sayfadaki Türk-Alanlar ve Avrupayı İstilaları bahsinden 76. sayfada sona eren

Kumanlar bahsine kadar çoğunlukla çeşitli Türk devletleri ve Türk boyları ele

alınmıştır.

Anlatının hemen başında Alanlardan bir Türk boyuymuş gibi bahsedilmiştir. Onlar, Hunlar Avrupa’ya gelmeden önce bölgede yaşamışlardır216. Böylece anlatı

Avrupa Hun’larının akınlarından önce de bölgenin Türk olduğunu kanıtlamayı amaçlamıştır. Kitap Avrupa Hunlarına ayrılan altı sayfa ve Akhunları anlatan iki sayfalık anlatı ile sürdürülmüştür. Ele alınan bir sonraki konu başlığı Avarlar ’da, özellikle İstanbul’u kuşatmaları üzerinde durulmuştur217. Böylece Türklerin İslam

öncesi dönemlerde de çağ açıp çağ kapatacak bir olay olarak değerlendiren fetih eylemini gerçekleştirmeye çalışacak kadar güçlü bir yapıda oldukları vurgulanmak istenmiştir.

Kitapta Avarlar hakkındaki özetin ardından, Göktürklere ayrılmış dokuz sayfalık kısım gelmektedir. İslam öncesi Türk devletleri içerisinde siyasi tarihi ve kronolojisi en detaylı aktarılan Göktürkler olmuştur. Bumin Kağan, İstemi Yabgu, Mukan Kağan, İşbara Kağan, Tardu, Kutluk Kağan, Bilge Kağan, Kapgan Kağan ve Kültigin isimleriyle anılıp haklarında birkaç cümlelikte olsa malumat verilmiştir218.

Göktürklerin anlatıldığı başlık içerisinde daha önce yapılmamış bir anlatı metodu tercih edilerek Göktürklerin umumi tarih içerisindeki rolleri de bir alt başlık

216Tarih II Orta Zamanlar, İstanbul 1933, s. 20. 217Tarih II, s. 37-38.

olarak verilmiştir. Burada Orhun Yazıtları’nın önemi, Göktürk-Çin, Göktürk-Bizans ve Göktürk-Sasani gibi siyasi mücadelelerin sonuçlarına vurgu yapılmıştır219. Benzer

şekilde Göktürklerin toplum yapıları ve iktisadi faaliyetleri ile alakalı bir hülasa yazılırken, devlet teşkilatı bahsinde Hakan, yabgu, Tekin şad, Tarhan, Buyuruk, Tamgacı gibi idari unvanlar belirtilerek güçlü bir idari teşkilatın varlığı da gösterilmek istenmiştir220.

Göktürkler bahsi Orhun Yazıtları ile alakalı bir özetle bitirilmiştir. Günümüzde bilinen üç kitabeden221 Bilge ve Kültigin yazıtlarını anlatan çalışma, Tonyukuk

Yazıtı’na hiç değinmemiştir222. Buna ek olarak siyasi tarih anlatısında da

Tonyukuk’tan hiç bahsedilmeyişidir. Bunun tarihi bilgilerin yetersizliğinden kaynaklanan talihsiz bir hata mı, yoksa bilinçli olarak mı anlatıya dâhil edilmediği ve eğer öyleyse neden bu yolun seçildiği soruları ise dönem üzerine histografik çalışmalar yapanlarca mutlaka sorgulanmalıdır. Osmanlı tarihi anlatısında da Tonyukuk’a hiç temas edilmemesi ve genelde Bilge Kağan yazıtı üzerinden mesaj verilmek istenmesi her iki kitabe arasındaki içerik farkından kaynaklanıyor olsa gerektir223.

Tarih II, bir ders müfredatı olarak görülmesi gereken anlatısına Türkeşler* (Türgişler) ile devam etmişti. Özellikle Sulu Kağan hakkında müstakil bir başlık açılmış ve bir kahraman olarak övülmüştür224. Karluklar ve Uygurlar hakkında da

bilgi verilmiştir. Özellikle Uygurlar yüksek medeniyet temsilcileri olarak betimlenirken yazı dili ve edebiyatlarında ulaştıkları seviye anlatıda ön plana çıkartılmıştır225.

219Tarih II, s. 47. 220Tarih II, s. 49.

221Detaylı bilgi için bkz: Muharrem Ergin, Orhun Abideleri, İstanbul 2008. 222Tarih II, s. 51.

223 Bilge Kağan yazıtının sahip olduğu güçlü hitabet ve millete özgüven aşılamayı amaçlayan didaktik

üslubu, daha çok askeri harekâtlar hakkında tafsilat veren Tonyukuk yazıtına göre daha işlevsel görülüp, tarihçiler tarafından tercih edilmiş olmalıdır.

* Orijinal metin olan Tarih II ders kitabında boyun ismi Türkeş olarak okuyucuya sunulduğu için bizde tezde bu şekli kullandık.

224Tarih II, s. 53. 225Tarih II, s. 59.

Bir sonraki ana başlık olan Garbi ve Şarki Avrupa Türk Devletleri’nde ise Hunlar ve Avarlar’dan sonra bahsi geçen coğrafyada var olmuş olan Ogur boylarından ismen bahsedilip hakanlık kurmuş olan Hazarlara geçilir. Üç sayfalık Hazar tarihini dört buçuk sayfalık bir Bulgar tarihi anlatısı izler226. Hazarların şehir

kurduğu ve medeniyet yayıcı özellikleri vurgulanır. Üç büyük dinin ve geleneksel inancın resmi organlar kanalıyla temsil edildiğinin altı çizilirken; Bulgarlar’da mahir madenciler olarak tanımlanmış, Bulgar Han sülalesinin de yazılı olduğu Madara Kitabesi içinde ayrı bir başlık ayrılmıştır227.

Macarlar hakkında müstakil olarak açılan bir başlıkta, Macarlara kesin olarak Türk denmese de yoğun şekilde Türk boylarıyla karıştıklarının altı çizilmiştir228.

Burada Macar Türkologların, Macarların turan coğrafyasında yerini bulma gayretleri içinde yaptıkları çalışmalar sonucu elde edilmiş olan bilgilerin etkisinde kalınmış olduğu söylenilebilir. Anlatı, Peçenek, Oğuz ve Kumanların Doğu Avrupa’ya gelmeleri ve bölgede ki faaliyetleri ile son bulmuştur229. Bölüm sonuna eklenen

netice kısmında ise bölgede ki Türk varlığının hep korunduğu, hatta Osmanlı döneminde Balkanlardaki fütuhat hareketlerinde dahi bölgede hâlihazırda yaşamakta olan Türk boylarından istifade edildiği söylenerek230 ortaya konmak istenen çizgisel

ve bütüncül tarih anlayışında hiçbir kopuş ve kesintinin olmadığı imajı da desteklenmiştir.

Tarih II, ilk cilttekine benzer şekilde ama ondan fazla olarak haritalara da yer vermiştir. Avrupa Hun-Türk Haritası, Asya’da Akhunlar, VI. asırda Avar İmparatorluğu, Kutluk Devleti, Asya’da Türkeşler, Karluklar, Asya’da Uygur Devleti, Garbi Asya’da ve Şarki Avrupa’da Türk Devletleri ve Şark ve Garp Bulgarları haritaları mevcuttur. Hunlar ve Göktürklere ait arkeolojik kalıntıların fotoğrafları, Uygur Budist mabetlerinde bulunan resimler, Bulgar şehir harabeleri, Madara yazıtı, Tuna Bulgarlarına ait keramikler, Peçeneklere ait malzemenin de içinde bulunduğu resimler de kitabın sonunda yer almaktadır.

226Tarih II, s. 62-69. 227Tarih II, s. 68-69. 228Tarih II, s. 71. 229Tarih II, s. 71-75. 230Tarih II, s. 76.

Tarih ders kitapları İslam öncesi dönem Türk tarihini, hedefleri doğrultusunda şekil vererek anlatmış olsa da, tarihi bilgi anlamında Ön Asya, Anadolu ya da Mısır üzerinden yapılan spekülatif iddialar boyutunda bir abartma hiç olmamıştır. Böylelikle Türkistan’ın ve Türklerin, İslam öncesi devirlerde ki tarihleri üzerinde yapılan araştırmalara ilgi artmış bu ilgi akademik niteliği yüksek, ciddi ilmi çalışmaları da beraberinde getirmiştir. 1940’lı yıllardan itibaren unutulup akademik gündemden silinecek olan tez, İslam öncesi Türk tarihi sahasında çok canlı araştırma alanlarını Türkiye’nin gündemine sokmakla dahi önemli bir işi –belki de doğrudan misyon edinmediği halde- başarmış olarak tarihe karışacaktır.