• Sonuç bulunamadı

Libya‟nın bağımsızlığının ilanından NATO müdahalesine kadar ülkede etkili olan siyasal gruplar Ģunlardı: Baas Sosyalist Arap Partisi, Ġslami KurtuluĢ Partisi, Libya Ulusal KurtuluĢ Cephesi, Libya Ġslami Cemaat (Müslüman KardeĢler) Partisi ve buna bağlı cihat hareketleri. Bunların yanı sıra sosyalistler, komünistler ve liberaller de bulunmaktaydı. Bunlardan en çok kendinden söz ettiren parti, Libya Ġslami Cemaat Partisi olmuĢtur. 1979 yılında kuruluĢunu ilan eden bu parti, Doğu toplumlarına biçim verecek olan “ılımlı Ġslam” projelerinin Türkiye‟de de gün yüzüne çıkmaya baĢladığı 80‟li yıllara denk gelen bir dönemde yükseliĢe geçmiĢtir. 1993 yılından itibaren de Müslüman KardeĢler Hareketi olarak anılmıĢlardır (Yiğit, 2014: 42).

Libya‟da bağımsızlığın ilanından sonra, ülkede etkili olan siyasal hareketlere dair çok az belge bulunmaktadır. Bu durumdan Libya‟da siyasal hareketlerin fazla geliĢemediği analizi yapılabilir. Bunu doğrulayan bir kaynak da Libyalı siyaset bilimci Ġbrahim Amish‟in Libya‟da Siyasi Tarih ve Sivil Toplumun Geleceği çalıĢmasıdır. Bu çalıĢmada Libya toplumunda siyasal hareketlerin geliĢemediğinden ve yapısının buna uygun olmadığından bahsedilmiĢtir. Amish bunun nedenlerini Ģöyle açıklamıĢtır: bağımsızlığından itibaren Libya‟da etkin olan siyasal hareketler;

Müslüman KardeĢler Hareketi, Baas Arap Sosyalist Partisi, Ġslami KurtuluĢ Partisi ve Arap Ulusal Hareketi‟dir. Bunlar Libya sokaklarında etkili olarak varlıklarını sürdürmüĢlerdir. Fakat bunların, bağımsızlıktan sonra ülkeyi özgürleĢtirme ve daha ileriye taĢıma yönünde etkili bir adım attıklarını söylemek zordur. Toplum içinde, yeteri kadar kitleselleĢememiĢler ve toplumda çoğulcu demokrasiyi talep eden bir bilinç oluĢturamamıĢlardır. Bunun birincil nedeni, toplumda yerleĢik hale gelmiĢ olan herhangi bir değiĢim ve dönüĢüme dönük korku kültürüdür. Bu bağlamda toplum değiĢime karĢı direnç göstermiĢ ve bu tür siyasi örgütlenmeler de pasif kalmıĢtır. Bunun da esas sebebini, Libya‟nın yerleĢik muhafazakâr yapısı nedeniyle otoriteden yana pozisyon almaya fazla yatkın olmasıdır (Amish, 2011). Analistlerin altını çizdikleri bir baĢka gerçek; diğer Arap toplumlarında olduğu gibi Libya toplumunda da hiçbir siyasi harekete bulaĢmak istemeyen ezici bir çoğunluğun mevcudiyetidir.

1960‟lı yıllarda Arap toplumlarında etkin olan sosyalizm Libya‟ya kadar uzanmıĢtır. Sosyalizmi savunanlar Libya toprakları üzerinde Ġngiltere hegemonyası ve ABD baskısına, ülkenin zenginliğinin eĢitsiz ve adaletsiz dağılımına, yoksulluk ve yolsuzluğa karĢı halk örgütlenmesini temel almıĢlardır. Ancak bu siyasi çalıĢmaların kitlelerle yeterince buluĢtuğu söylenemez. Amish‟in de bahsettiği gibi Libya‟da sosyalist hareketin geliĢememesinin nesnel ve öznel sebepleri bulunmaktadır. Bunları incelersek;

Ġlk olarak, ülkedeki sınıf mücadelesi açısından ciddiyetle ve etkili kullanılabilecek gerekçeler azdır. Örneğin kraliyet rejimi süresince ve sonrasında yapılan hileli seçimler söz konusudur. Öte yandan ülkede Ġngiliz ve Amerikan askeri üslerinin varlığı, Batı yanlısı politikaların sürdürülmesi gibi birçok olumsuzluklar sıralanabilir. Ġkincisi, petrol zengini bir ülke olması nedeniyle halkın refah düzeyi yüksektir. Arap ülkelerine göre nispeten daha iyi olan refah durumu diğer Afrika ülkelerine göre ise çok yüksektir. Üçüncüsü, ülkeye sosyalizm düĢüncesini getirenler ve bunun çalıĢmasını yürütenler, Libya toplumundaki burjuva ailelerinden gelmektedir. Dördüncüsü, özellikle iĢçiler ve yoksullarda yaygın olan dine bağlılık ve muhafazakârlıktan dolayı, var olan toplumsal atmosfer, bu düĢüncelerin yayılmasına izin vermemektedir.

Sonuç olarak Libya halkının bölgenin en yüksek yaĢam standartlarına sahip olması önemli bir etkendir. Ancak bunun dıĢında Arap toplumlarında yerleĢik olan yenileĢmeye karĢı dirençli bir muhafazakârlık geleneği vardır ki, bu gelenek, Libya‟da fazlasıyla görülür. Libya‟daki bu muhafazakârlığın altında yatan temel faktörün kabilecilik olduğunu söyleyebiliriz. Her bölgede kabileler içinde etkin olan birkaç kabilenin, hem petrol gelirinden büyük pay alması hem de siyasi iktidarı ittifaklar üzerinden paylaĢmasının etkisi büyüktür. Gelenekçi yapılarını sürdüren kabilelerin yönetimler ittifakı ve dolayısıyla yönetime verdiği güçlü destek sayesinde, rejim korkusuz ve endiĢesiz bir Ģekilde varlığını sürdürmüĢtür. Bütün bunların baĢta sol ve sosyalist düĢüncenin ve aynı zamanda aĢırı Ġslami hareketlerin de geliĢmesinin önünde bir engel oluĢturduğu, rejimin uzun bir süre kendi içinde istikrarı sağladığı söylenebilir.

Büyük bir kısmı çöllerle kaplı ve Berberi kökenli Arapların yurt edindiği Libya, Birinci Dünya SavaĢı‟ndan sonra Osmanlı egemenliğinden çıkarak Ġtalyan iĢgaline uğramıĢtır. Ġtalyan iĢgalinin Libya halkına yaĢattığı zulüm dolu yıllar, bugün olduğu gibi o zaman da tabandan gelen bir direniĢ hareketi meydana getirtmiĢtir. Ömer Muhtar‟ın6

idamıyla sonuçlanmıĢtır. Fakat daha sonra Senusi7 , Libya halkını yeniden bağımsızlık mücadelesi vermeye çağırmıĢ, Ġtalyanlar çıkarıldıktan sonra Libya‟nın önemli bölgeleri bu sefer de Ġngiliz ve Fransız egemenliği altına girince direniĢ hareketi güçlenmiĢ ve BM, 1 Ocak 1952‟de Libya‟nın bağımsızlığını ilan etmiĢtir. Senusi kral oldu fakat Libya‟daki çalkantılar dinmemiĢtir.

O dönemde Libya ordusunun bir subayı olan Libya Devlet BaĢkanı Muammer Kaddafi, bir askeri darbeyle kralı devirmiĢ ve ülkeye kendisinin “üçüncü dünya teorisi” dediği bir alt baĢlığı taĢıyan “yeĢil kitap” 8

rejimini getirmiĢtir. Libya‟da 42 yıldır yeĢil kitabın Ġslam sosyalizmi “uygulanmaya çalıĢılmaktadır”. Fakat tarihinde birçok döneminde ve birçok yerde olduğu gibi, Libya‟da da teori ile pratik birbirine

6

Libya‟da Ġtalyanlara karĢı yürütülen direniĢ hareketinin önderidir. 7

Ġdris el Senusi: Senusi 24 Aralık 1951‟de Libya‟nın bağımsızlığını ilan etti. BM de 1 Ocak 1952‟den itibaren Libya‟nın bağımsızlığını kabul etti. Bağımsızlık sonrasında Ġdris el-Senusi kral ilan edildi. Ġdris el Senusi‟nin idaresi 1 Eylül 1969‟a kadar devam etti. Bakınız: “Idris of Libya”, http://en.wikipedia.org/wiki/Idris_of_Libya.

8Ġdris el Senusi: Senusi 24 Aralık 1951‟de Libya‟nın bağımsızlığını ilan etti. BM de 1 Ocak 1952‟den itibaren Libya‟nın bağımsızlığını kabul etti. Bağımsızlık sonrasında Ġdris el-Senusi kral ilan edildi. Ġdris el Senusi‟nin idaresi 1 Eylül 1969‟a kadar devam etti. Bakınız: “Idris of Libya”, http://en.wikipedia.org/wiki/Idris_of_Libya.

pek uymamıĢtır. Daha önce de belirttiğimiz gibi büyük bir bölümü çöllerle kaplı olan ülkede tarımsal etkinlik çok azdır.

Libya‟nın ekonomisi petrole dayanmakta ve petrol diğer ekonomik etkinlikleri desteklemektedir. Libya‟nın yaĢadığı önemli çalkantılardan biri de, petrol üretiminin sınırlanmasına ve Kaddafi‟nin baĢlattığı kalkınma hamlesine darbe vurulmasına neden olan 1988 tarihli Lockerbie Faciası9

olmuĢtur ( Erdurmaz, 2012: 16). Faciadan sonra Libya‟ya uygulanan BM ekonomik ambargosu ülkedeki gelir seviyesini ciddi Ģekilde etkilemiĢ, tüm bunların üzerine hükümetin düzeltmediği vergi adaletsizliklerin ülkeyi petrol zengini batı ve yoksul doğu Libya olarak bölmüĢtür.

Kaddafi‟nin geçmiĢte ülkeye uygulanmakta olan ekonomik yaptırımların ülkenin fakirliğine neden olduğu konusundaki mazereti daha sonra bu yaptırımların kaldırılması ile normale dönmüĢtür. Yeniden dönemin getirdiği yapılanmanın yarattığı refah halka yansımaktan çok, küçük bir elit tabakaya akmıĢtır. Ayrıca Kaddafi‟nin Pan-Afrika gibi projelerine yapılan yatırımlarla paranın Libya halkına aktarılmasından ziyade diğer Afrika ülkelerine akması rejime karĢı halkın tepkisine neden olmuĢtur.

Kaddafi‟nin yönetimin baĢına geçmesiyle birlikte Libya halkının refahı için çabaladığını ve buna uygun politikalar izlediğini söyleyebiliriz (Zunes, 2011). Devletinin en önemli geçim kaynağı olan petrolün hisselerinin önemli bir kısmını yabancı Ģirketlerin üzerinden alarak petrolü millileĢtirmiĢtir. Böylelikle, gelir oranlarında artıĢı sağlamıĢtır (Hidden, 2011). Libya lideri Kaddafi bu yönleriyle diğer Arap ülkelerine de yol göstermiĢtir. Bu ülkelerde petrol kaynakları konusunda yabancı Ģirketleri aradan çıkarma çabalarına girmeye baĢlamıĢlardır. Bu politikayı izleyen Arap devletleri liderlerinden biri de Saddam Hüseyin olmuĢtur. 1970‟li yılların baĢında petrol fiyatları artıĢ gösterirken, Irak petrol hisselerinin bir kısmı

9

Lockerbie Faciası: Londra-New York seferini yapan Pan Am 103 sefer sayılı Boeing 747 uçağı 21 Aralık 1988 tarihinde havada infilak etti ve Ġskoçya‟nın Lockerbie kasabasına düĢtü. Uçak içindeki 259 kiĢi ve kasabadaki 11 kiĢiyle birlikte toplam 270 kiĢi hayatını kaybetti. Semtex adlı patlayıcıyı uçağa yerleĢtirenlerin Libya uyruklu olduğunun anlaĢılmasından sonra, Libya‟dan tazminat talep edildi. Libya iki Ģüpheliyi Ġskoçya‟ya iade ederek kiĢi baĢı 10 miyon dolarla toplam 2,75 milyar dolar tazminat ödedi.Bakınız: “Lockerbie saldırısının film gibi hikâyesi”, 20.08.2009, http://www.stargazete.com/dunya/lockerbie-saldirisinin-film-gibi-hikayesi-haber-208706.htm.

yabancı Ģirketlerden alınmıĢ ve millileĢtirilmiĢtir. Buradan sağlanan gelir kırsal alanda imar faaliyetlerine aktarılmıĢtır.

Petrolden sağlanan kazançlarla Kaddafi yönetimi, halkın refah düzeyini yükseltmek, yaĢam kalitesini artırmak için; okul, ev, hastane ve otoyol gibi pek çok Ģey inĢa etmiĢtir. Hatta elektriğin ücretsiz kullanılması, eğitim ve sağlık gibi temel konularda da halka destek olmuĢtur. Tüm bunların dıĢında evlenen çiftlere 50 bin dolar, doğan her çocuğa 5 bin dolar yardım fonu kurmuĢ, pek çok ülkenin halkına sağlayamayacağı yardımlarda bulunmuĢtur (Sanal, 2011).