• Sonuç bulunamadı

Libya‟daki terör ve can kayıplarının artması BMGK‟yı harekete geçirmiĢ, ilk toplantıda beklenen kararlar alınamayınca endiĢe artmıĢ, bunun üzerine BMGK tekrar toplanmıĢ ve ardı ardına oturumlar yaparak 1970 ve 1973 sayılı kararlar eĢliğinde Libya‟daki olumsuz geliĢmeler için tedbirlerin alınması gerektiği düĢüncesini kabul etmiĢtir. BMGK bu kararları, 5 daimi ve 10 geçici üyeden, Rusya, Çin, Hindistan, Almanya ve Brezilya‟nın çekimser kalmasına rağmen 10 oyla almıĢtır. BMGK‟de karar alınabilmesi için en az 9 oyun gerektiği göz önüne alınırsa, kararın ne kadar zor alındığını söylemek mümkündür.

Kararların içeriğine bakıldığında, Libya‟da savaĢan taraflara derhal ateĢkes çağrısı yapılmıĢ Ģiddetin ve sivillere yönelik saldırıların tamamen sonlandırılması gerektiği vurgulanmıĢtır. Libya‟da sivil halkın korunmasına yönelik gerekli tüm önlemlerin alınması, bu kapsamda Libya hava sahasının, insancıl amaçlı olanlar hariç, tüm uçuĢlara kapatılması hükümleri yer almıĢtır. Yabancı bir iĢgal gücünün herhangi bir Ģekilde Libya topraklarında bulunamayacağı da vurgulanmıĢtır. Libya‟da Ġnsani yardımların hızla ve uluslarası bir engele takılmadan geçiĢinin temin edilmesi için gerekli önlemlerin alınması ve uygulanması gereğinin altı çizilen kararda, Libya halkının meĢru insanı hak, özgürlük, refah, barıĢ ve demokratik yönetim isteği beklentilerini karĢılayacak bir çözümün bulunması için uluslarası destek ve çabaların artırılması ihtiyacına iĢaret edilmektedir. Libya‟daki savaĢın derinlik kazanmaması için silah ambargosu uygulanması ve ülkeye ait maddi varlıkların dondurulması hükümlerine de yer verilmiĢtir. Bu kararların alınmasında, Kaddafi‟nin yaptığı açıklamalarda ve eylemlerde, kaybettiği kontrolü yeniden ele geçirmek için her türlü çareye baĢvuracağı nitekim kitlesel ölümleri tetikleyecek bir aĢiretler savaĢına baĢvurduğu ve kendi halkına karĢı aĢırı Ģiddet kullanmaktan vazgeçmeyeceğinin anlaĢılması etkin olmuĢtur.

3.5.1. BM’nin Libya Konusundaki GiriĢimleri ve BM Güvenlik Konseyinin 1970 Sayılı Ambargo Kararını Alması

Kaddafi‟nin ayak diremesiyle gittikçe karmaĢık bir durum alan Libya‟daki geliĢmelerin bir an önce Batı‟nın arzu ettiği Ģekilde yapılanmaya yönelik bir profil içine girmesi elzem olarak görünmekteydi. Bu nedenle ABD ve Batı, Kaddafi‟nin gidiĢini kolaylaĢtırmak için ne yapılabileceği araĢtırmasına girmiĢtir. Bu maksatla ABD öncülüğünde bütün uluslararası araçlar devreye sokulmaya çalıĢılmıĢtır. Doğal olarak bunların baĢında BM gelmektedir.

BMGK 26 ġubat 2011 tarihinde 1970 sayılı kararla oybirliğiyle ambargo uygulanması konusunda fikir birliğine varmıĢtır. Konsey kararında Muammer Kaddafi ve çevresindeki 16 kiĢiye seyahat yasağı uygulanması ve 6 kiĢinin de mal varlıklarının dondurulması yer alıyordu. Malvarlıkları dondurulan 6 kiĢiyse Libyalı liderin yanı sıra kızı ve 4 oğlu idi. Kararda Libya‟daki olaylardan ciddi endiĢe duyulduğu belirtilerek, sivillere yönelik Ģiddet ve güç kullanılması kınanmıĢtır (Security Council, 2011: 1-12). Libya‟da sivil halka karĢı kullanılan yaygın ve sistematik saldırıların, insanlığa karĢı suç teĢkil edebileceği kaydedilen kararda, bu saldırıları düzenleyenlerin yaptıklarından sorumlu tutulması gereği de vurgulanmıĢtır.

Bu kapsamda Konsey kararında, BM AnlaĢması‟nın VII‟nci Bölüm 41. maddesi çerçevesinde Ģiddeti durdurma çağrısı yapılmıĢtı. Alınan kararlarda; halkın yaĢadığı zulmün son bulması ve can ve mal güvenliklerinin sağlanması, ülkeden ayrılmak isteyen yabancı uyruklu vatandaĢların serbest bırakılmaları BM üye devletlerin ortak kararıyla alınması, 15 ġubat‟tan itibaren yaĢanan Ģiddetin Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) havale edilmesi ve UCM‟nin savcısının 2 ay içerisinde Konsey‟e bu konuda bilgi vermesi, ardından her 6 ayda bir geliĢmelerden Konsey‟in haberdar edilmesi istenmiĢtir. Ayrıca tüm üye ülkelerin silah, cephanelik askeri malzemelerin dolaylı ya da doğrudan Libya‟ya sağlanmaması için önlemler alınması, bu tip malzemeler ve yedekleri için ihracatlarının durdurulması, BM‟ye üye ülkelerin, vatandaĢlarının, Libya yetkililerinin insan hakları ihlallerine katkıda bulunacak faaliyetlere katılmak üzere Libya‟ya seyahat etmelerinin önüne geçmeleri de istenmiĢtir.

BMGK tarafından alınan bu karara karĢın Libya lideri Muammer Kaddafi‟nin isyancı sivilleri katletmeye devam etmesi sonucu olayların artması kaçınılmaz hale gelmiĢtir. BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon 1 Mart 2011 tarihli açıklamasında, bu gibi ülkelerde değiĢimin halkın kendi iradesi ile gerçekleĢtirilmesinin esas olduğu, fakat halkın BM‟den yardım edilmesi konusunda talebi halinde seçimlerin organizasyonu konusunda teknik yardımdan, taslak anayasa hazırlanmasına kadar her türlü yardımın yapılabileceğini belirtmiĢtir (Secretary-General, 2011: 1). Ban ki Moon; insan hakları, özgürlük ve insanların daha iyi koĢullarda yaĢamasına dair BM‟nin kolektif görevleri kapsamında olduğunu ifade etmiĢtir. Bu kararda, BM‟in Libya için dikkat etmesi gereken tedbirler kapsamında ambargonun dıĢında aktif bir müdahale değerlendirilmemiĢ olduğunu görmekteyiz.

3.5.2. BM’nin 1973 Sayılı Kararı Ġle UçuĢa Yasak Bölge Ġlanı

BM‟e taĢınan olaylar ile birlikte kararlar içinde bir alt yapı sahası oluĢturulmuĢ ve çeĢitli tedbirler alınmıĢtır. 2008 yılında Libya ile Ġtalya saldırmazlık anlaĢması imzalamıĢ fakat daha sonra Ġtalya, Libya‟daki boĢluklardan dolayı anlaĢmayı beklemeye almıĢtır. Bununla birlikte, NATO‟nun Ġtalya‟da bulunan üsleri de herhangi bir müdahale anında devreye girebilecekti. Libya yönetiminin dıĢ güçlere karĢı hava güçlerini kullanmasına karĢın Amerika bu durumu uçuĢa yasak bölgeler çerçevesinde ele alıp değerlendirmiĢtir (Erdurmaz, 2012: 69-76). Avrupa Birliği kapsamında ülkeler olası bir silahlı müdahale için sadece Ġngiltere olumlu yaklaĢmıĢ, onun dıĢında, Almanya ve Ġspanya bu durumu desteklememiĢlerdir (Banitez, 2011: 1).

Uluslararası Ceza Mahkemesi (International Criminal Court-ICC) Kaddafi ve ailesi için bir soruĢturmada bulunmuĢ insani suç iĢleyip iĢlemediklerini ele almıĢtır. Bunu takiben ABD BaĢkanı Obama artık Kaddafi‟nin yönetim için meĢruiyetini kaybettiğini ve çekilmesi gerektiğini belirtmiĢtir (Black ve Watt, 2011: 1). Aynı zamanda Ġngiltere ve Fransa‟da Kaddafi‟nin yönetimden çekilmesi için uğraĢmaya baĢlamıĢlardır. Hatta Ġngiltere UçuĢa Yasak Bölge (No Fly Zone) uygulamasını sunmuĢ (BBC, 2011:1) ve Avrupa Birliğinin daha etkin bir görev üstlenmesi için çaba göstermiĢtir. UçuĢa yasak bölge uygulaması ilk zamanlarda ABD tarafından olumsuz karĢılanmıĢtır (Rogin, 2011). Fransa bu konuyla iliĢkili fakat BM Güvenlik

Konseyi‟nin kabul etmesi Ģartıyla kabul edileceğinin esas alınacağını açıklamıĢtır. Rusya ise Amerika ile aynı fikirde birleĢmiĢtir.

Rusya‟nın Güvenlik Konseyi oylamasında çekimser kalmasının nedeni, Rusya ile Libya arasındaki karĢılıklı iliĢkileri menfi yönde etkileyecek muhtelif uygulamaların bulunmasıydı. Libya ile Rusya arasındaki teknik askeri iĢbirliği nedeniyle 2 milyar dolarlık bir kayıp söz konusuydu. Libya demiryollarını inĢa etmekte olan Rus demiryolu Ģirketi ve diğer Ģirketlerin direkt kaybı ise, 4 milyar dolar civarındadır. Libya‟da faaliyet göstermekte olan diğer Ģirketlerin kaybı yaklaĢık 2 milyar dolar civarındadır. Ortalama kayıp 10 milyar dolar kadardır (Vladimir, 2011: 1). Almanya mevcut durumun sürdürülür olduğuna dikkat çekmiĢ ve herhangi bir tepkide bulunmamıĢtır.

Tüm bu fikirler sonucunda BMGK, daimi üyesi olduğu beĢ ülkeden (Rusya ve Çin‟in) ikisinin çekimser oy kullandığı 17 Mart 2011‟deki 1973 sayılı kararında “acil ateĢkes” talep ederken Libya üzerinde “uçuĢa yasak bölge”( no-fly zone) oluĢturulmasını onaylamıĢtır. Libya‟da yaĢayan halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması için her türlü tedbirin alınacağı 1973 sayılı kararda belirtilmiĢtir. Alınan kararla birlikte Kaddafi, “acil ateĢkes” önerisini kabul ettiğini ifade etmiĢtir. Ancak Libya‟nın merkezi haline gelen Bingazi‟deki direniĢ hareketleri ve Kaddafi‟nin Batılı ülkelere herhangi bir askeri müdahalenin “açık bir saldırı” olacağına dair uyarısı, bu durumun sivil halka zarar verebileceği fikrini oluĢturmuĢ endiĢelere yol açmıĢtır ( Erdurmaz, 2012: 62).

Ġvedilikle uygulamaya konulan karar, koalisyon güçlerini harekete geçirmiĢ ve 19 Mart 2011 günü Libya üzerinde uçuĢa yasak bölge oluĢturulması amacıyla saldırıları baĢlatmıĢtır. 18 Mart 2011‟de ise, BM Güvenlik Konseyi tarafından sivil halkı korumak maksatlı bir oylamaya gidilmiĢtir. Güvenlik Konseyinin 10 üyesi kabul oyu verirken, beĢ üye çekimser kalmıĢtır. ABD, 19 Mart günü, Odyssey Dawn Operasyonu kapsamında Libya Ġktidarına yapılan bu operasyonun batı koalisyonu hava ve misilleme saldırılarının en son Irak iĢgalinde gerçekleĢtiğini belirterek o zamandan beri ilk kez bir Arap rejimine baĢlatılan en büyük hücum olduğunu kaydetmiĢtir (Spiegelonline, 2011).

BMGK Libya‟nın içinde yaĢadığı duruma dair bir müdahalede bulunmadığının mesajını vermiĢtir. Ayrıca, Güvenlik Konseyine üye olan devletlere BM Genel

Sekreterliği ile bağlantılı olarak, tek baĢlarına veya bölgesel anlamda uluslararası örgütlerle birlikte güç kullanma yetkileri verilmiĢtir.

BM AnlaĢması‟nın VII. Bölümünü kapsayan Güvenlik Konseyinin aldığı kararlar Libya‟daki durumun güvenliği tehdit edici olduğunu belirterek barıĢ ve güvenliği de bozulduğuna dikkatleri çekmiĢtir. Libya „da yaĢanılanların aksine Libya yönetimine karĢı saygı duyulduğu da eklenmiĢtir. Egemenliğine, toprak bütünlüğüne zarar verilen Libya için barıĢı sağlama çabalarına girilmiĢtir. Bununla beraber kararda, uluslararası hukuk çerçevesinde tüm yükümlülüklerini yerine getirmeleri, halkı korumak için gerekli tüm önlemleri almaları ve insani yardımın hızlı ve engelsiz bir Ģekilde ulaĢtırılması istenmiĢtir (Oğan, 2011).

Sonuç olarak denilebilir ki, NATO yenilenen stratejik konsepti çerçevesinde BM ‟den aldığı kararları görev olarak edinmiĢ ve harekâtın fiiliyatta nasıl olması gerektiğini koalisyon güçlerinden öğrenmiĢtir. NATO stratejik konseptinde MüĢterek Güvenlik (Cooperative Security) alt baĢlığı ile ifade edildiği Ģekliyle; “Ġttifak üyeleri sınırları dıĢında politik ve güvenlikle ilgili geliĢmelerden etkilenmeleri hususu ortaya çıkınca, uluslararası güvenliği sağlamak için ilgili ülke veya uluslararası kurumlarla iĢbirliği içinde aktif bir rol alabilir.” ifadesi yer almakta; konsepte giriĢ paragrafında ise; “NATO bu faaliyetlerde bulunurken….özellikle, BM ve AB ile yakın bir çalıĢma içinde bulunmayı taahhüt eder.” Demektedir (NATO, 2010: 4).