• Sonuç bulunamadı

2.4. Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP)

2.4.1. AGSP’nı Hayata Geçiren Zirveler

2.4.1.6. Laeken, Sevilla, Brüksel ve Kopenhag

AB Devlet ve Hükümet Başkanlarının katılımıyla 14-15 Aralık 2001 tarihlerinde Belçika’nın Laeken kentinde gerçekleşen Zirve’nin en önemli sonucu AGSP’nın resmen operasyonel olarak ilan edilmesidir. Zirve Bildirisinde AB bünyesinde prosedürler, imkân ve yetenekler, mevcut yapılar ve AB ile NATO arasındaki düzenlemeler dikkate alınarak AGSP’nın geliştirilmeye devam ettiği belirtilmiştir.140 NATO ile olan ilişkilere yapılan vurgu, NATO’suz bir AGSP yapılanmasının halen mümkün görünmediğinin göstergesi niteliğindedir.

Laeken Zirvesi’ne 11 Eylül 2001’de ABD’ne yapılan terörist saldırılar damgasını vurmuştur. Bu nedenle AB üyesi ülkeler öncelikle kriz yönetimine yönelik sivil ve askerî yeteneklerin geliştirilmesi için gayet göstereceklerini ifade etmişlerdir. Zirve Bildirisi’nde ayrıca, AB tarafından oluşturulan NATO imkân ve yeteneklerinin

137 Ülkü Demirdöğen, “Avrupa Ordusuna Türk Rızası”, www.tusiad.org/yayin/gorus/53/12.pdf , s. 54

(15.01.2009).

138 a.g.m. s. 55.

139 Merve İrem Yapıcı, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası Ekseninde AB-ABD İlişkileri,

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005.

140 “The Laeken Council University of Pittsburgh 21-22 February 2003: Preliminary Proposal By the

kullanılmadığı kriz yönetimlerinin askerî operasyonları gerekleştirme kapasitesini sağladığı belirtilmiştir. Bu çerçevede, söz konusu bildiri ile AB ve NATO’nun anlaşması halinde Petersberg Görevleri’nin tümünün AB tarafından uygulanabileceği ifade edilse de AB üyesi olmayan NATO müttefiklerine bu operasyonlara katılma imkânı tanınmamıştır.141 NATO’nun dahil olmadığı bazı kriz durumlarının AB tarafından idare edilebileceği belirtilse de AGSP’nı desteklesin ya da desteklemesin ancak bazı AB üyesi devletlerin oluşacak kriz durumlarını yürütebilecek donanıma sahip olduğu bir gerçektir. Bildiride kullanılan bu ifade de aslında bu gerçeğin bir izdüşümü niteliğindedir. Nitekim dönemin Belçika Dışişleri Bakanı Louis Michel’in, AGSP’nda önemli ilerleme kaydedildiği ve Afganistan’a yapılan askeri müdahaleye katılınabileceği yönündeki görüşünün medya ve diğer AB üyesi devletler tarafından çok fazla önemsenmemesi ile bu aldatıcı görünüş su yüzüne çıkmıştır.142

Laeken Zirvesi’nde AB’nin kriz durumlarında idarî sorumluluğu üstlenebileceği belirtilirken 21-22 Haziran 2002’de Sevilla’da düzenlenen AB Zirvesi’nde bu yaklaşım teyit edilmiştir. Bu bağlamda 1 Ocak 2003’den geçerli olmak üzere, BM’in Bosna Hersek’teki yükümlülüklerinin AB tarafından devralınabileceği ve bölgedeki polis misyonu görevinin AB bünyesinde yürütülmeye hazır olunduğu bildirilmiştir. Ayrıca, Bosna Hersek dışında Makedonya için de aynı istek ifade edilmiş ve NATO’nun görev süresinin tamamlanmasından sonra bu görevin AB tarafından devralınabileceği açıklanmıştır. Nitekim bu görev Mart 2003’de AB Dönem Başkanı Yunanistan Dışişleri Bakanı Giorgos Papandreou ile dönemin NATO Genel Sekreteri Lord Robertson arasında imzalanan antlaşma ile AB’ne bırakılmıştır.143

24-25 Ekim 2002’de Brüksel’deki AB Zirvesinde; AGSP bağlamında AB üyesi olmayan NATO müttefiklerinin AB bünyesinde gerçekleştirilecek operasyonlara katılmaları hususunda 15 AB üyesi ülke arasında anlaşmaya varıldığı deklare edilmiştir. Ayrıca Zirve toplantısında Yunanistan da dahil olmak üzere bütün katılımcı devletlerin kabul ettiği ilave paragraf; “AGSP, NATO askerî kriz

141 Özdal ve Genç, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası’nın… ss. 198-199.

142 Michael Clarke and Paul Cornish, “The European Defence Project and the Prague Summit”,

International Affairs, Vol: 78, No: 4, October 2002, s. 786.

yönetiminin AB’ye ve üye ülkelerine karşı eyleme geçememesinden hareketle, karşılıklı olarak, herhangi bir koşulda, ne de herhangi bir krizde herhangi bir müttefike karşı kullanılmayacak” hükmünü getirmektedir. Buna ek olarak, 21-22 Kasım 2002’de Prag’da gerçekleştirilecek NATO Zirvesi’nde anlaşmaya varılırsa, AB’nin 2003 Temmuzundan itibaren Makedonya’daki polis gücünü NATO’dan devralacağı belirtilmiştir.144

Brüksel Zirvesi sonucunda kabul edilen belge ile AB ve NATO arasında AGSP’na yönelik ortak mütabakat kabul edilmiştir. Böylece NATO’nun AB’ne karşıt kullanılmamasının sağlandığı da vurgulanmaktadır. Yayınlanan bildirilere ek olarak AB Konseyi Yüksek Temsilcisi Javier Solana; “AB Acil Müdahale Gücü'nün 2003 yılının ilk 6 ayında “tam operasyonel” olacağını ve Türkiye”nin bu güce katılmasını öngördüklerini” belirtmiştir.145

12-13 Aralık 2002’de düzenlenen AB Kopenhag Zirvesinde güvenlik yapılanması ile ilgili alınan önemli kararlar Zirve Sonuç Bildirisinde şu üç başlık altında ifade edilmiştir:

• Avrupa Konseyi, daha önceki zirvelerde kabul edilen ilkeler ve beraberinde Nice Zirvesi’nde alınan kararlar çerçevesinde, AB Konseyi Yüksek Temsilcisi Javier Solana’nın AB ile NATO arasındaki işbirliğine yönelik düzenlemelerini içine alan kapsamlı bir anlaşma sağlanmasına yönelik girişimlerinin memnuniyet verici olduğunu belirtmiştir.

• Konsey, NATO’nun Makedonya’da üstlenmiş olduğu askerî operasyonların AB tarafından devralınmaya hazır olunduğunu teyit edilmiştir. Bu amaçla da operasyonla ilgili bütün AB kurumlarına, alınacak kararlar ve uygulanacak politikalar gibi operasyonla alakalı genel yaklaşımların sonuçlandırılması için çağrıda bulunulmuştur.

144 Hasret Çomak, “Yeni Güvenlik Anlayışı Çerçevesinde; AGSP’de Meydana Gelen Gelişmeler ve

Türkiye’nin Uyumu”, http://www.stradigma.com/index.php?sayfa=makale&no=67 , s. 25, (27.01.2009)

• Konsey ayrıca, Bosna’da görevini tamamlamış NATO İstikrar Gücü’nden [Stabilization Force-SFOR] sonra Bosna’daki askerî operasyonun komuta edilmesi görevini üstlenmede istekli olunduğunu belirtmiştir.146

Zirvede Kıbrıs ile ilgili AGSP’na ilişkin problem de Türkiye’nin ortaya koyduğu çekinceler paralelinde çözülmüştür. Kabul edilen yeni düzenleme ile AB üyesi olmayan ve BİO çerçevesinde güvenlik mekanizmasına yönelik işbirliği anlaşması bulunmayan Kıbrıs ve Malta, AB bünyesinde düzenlenen NATO imkan ve yeteneklerinin dahil edildiği operasyonlara katılamayacaklardı. Ayrıca Kopenhag Zirvesinde Türkiye, AB’nin NATO’nun stratejik imkan ve yeteneklerine ulaşımı konusundaki vetosunu kaldırmıştır.147 Kopenhag Zirvesi’nden sonra AB ile NATO arasında, Avrupa güvenlik mimarisinin yapılandırılmasına yönelik iki ittifakın işbirliğinin güçlendirilmesi amacıyla bir anlaşma imzalanmıştır. Gerek AB gerekse NATO varılan bu anlaşmayı “yeni yüzyılın getirdiği sorunlara karşı yeni bir stratejik

ortaklığın kuruluşu” olarak değerlendirmiştir.148