• Sonuç bulunamadı

Esnek Karşılık ve İleri Savunma Stratejisi

1.3. NATO’nun Soğuk Savaş Döneminde İzlediği Stratejiler

1.3.3. Esnek Karşılık ve İleri Savunma Stratejisi

1970’lerde Sovyetlerin yumuşayan tavırları, Batı Bloğuna silahsızlanma ve barış projeleri tekliflerinde bulunurken, Batı Bloğu’nun yaklaşık iki katı konvansiyonel silaha sahip olması, NATO’nun esnek karşılık çerçevesinde İleri Savunma Stratejisini yürürlüğe koymasını sağlamıştır. ABD, NATO aracılığıyla bloklar arası dengenin sağlanması ve Doğu Bloğuna yönelik caydırma amaçlı Batı Avrupa’ya Cruise, 55-20, Pershing-2, Jupiter ve Thor füzelerini yerleştirirken, buna cevap olarak Sovyetler de 175 adet SS-20 füze bataryasını Doğu Avrupa’ya yerleştirmişti. Yaşanan bu gelişmelerle bölgede nükleer gerilim artmıştı. Ayrıca, 1979’daki NATO’nun Bonne toplantısında SSCB’nin nükleer gücünü artırmasının nükleer bir savaşa dönüşme ihtimalinin göz önünde tutulduğu ifade edilerek, bu ihtimale karşılık da gerekli tedbirlerin alınmasının kabul edildiği “Weingberger Girişimi” isimli bir plan geliştirilmiştir.54

Sayılan gelişmelerin yanında ABD’nin “Carter Doktrini”ni uygulamaya başlaması, 1979’da İran’da gerçekleşen İslam Devrimi ve 1980’de patlak veren İran- Irak Savaşı’nın getirdiği kaygılar Esnek Karşılık Stratejisi çerçevesinde İleri Savunma Stratejisi’nin kabul edilmesine zemin hazırlamıştı.55 NATO, dönemin ABD Başkanı Carter’in “Uzun Vadeli Savunma Planı”nı benimserken “Çift Yol (Double Track)” kararını almıştır. Bu plan, Avrupa’da nükleer silahların kullanılmasını engellerken, konvansiyonel caydırıcılığın artırılıp savaşın engellenmesini

53 Dedeoğlu, Uluslararası Güvenlik… ss. 234-235. 54 Çakmak, Avrupa Güvenliği: NATO… ss. 201-202.

55 Gürkaynak, Avrupa’da Savunma… s. 111 ve Çağrı Erhan, “ABD ve NATO’yla İlişkiler”, Baskın

Oran (der.) Türk Dış Politikası: Kurtuluş Savaşından Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar, İstanbul: İletişim Yayınları, C:1, 2004, s. 571.

amaçlamaktaydı. Bu strateji, Sovyetlerin Avrupa’daki konvansiyonel kapasitesini artıracağı ihtimalini yükseltirken, birtakım başka önlemlerin de alınması gerekliliğini ortaya çıkarmıştı. Bu bağlamda, “NATO’nun nükleer silahları ilk kullanan taraf olmaması için en başta yapılacak olanın NATO konvansiyonel güçlerinin modernizasyonu olduğuna karar verilmişti”.56

Sonuç olarak NATO’nun kuruluşundan itibaren izlediği stratejiler farklılık göstermiştir. Başlangıçta izlenen Kitlesel Karşılık Stratejisi dönemin uluslararası sistemine uygunluk arz ediyordu. ABD liderliğindeki Batı Bloğunun sahip olduğu nükleer kapasite Sovyetler önderliğindeki Doğu Bloğu üzerinde önemli bir baskı unsuru oluşturuyordu. Batı, bu çerçevede Doğu Bloğu için büyük bit tehditti. Sovyetlerin nükleer alanda gerekleştirdiği ilerleme sonrası ise terazinin kantarı iki tarafın gücünü birbirine daha yakın hale getirmiştir. Sovyetler Birliği’nde yaşanan bu gelişme Batı Bloğu ve NATO’yu yeni açılımlara yöneltmiştir. Bu çerçevede önce Esnek Karşılık ve daha sonra da Esnek Karşılık ve İleri Savunma Stratejilerinin kabulüyle uluslararası alanda yumuşama dönemine girilmiştir. Tüm bu gelişmeler göz önünde tutulduğunda Batının uluslararası sistemde meydana gelen değişiklere uyum sağlama noktasındaki başarısı ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda Batı amansız düşmanında yaşanan gelişmeler karşısında NATO özelinde yeni açılımlar gerçekleştirerek Sovyetler Birliği ve Doğu Bloğu’na karşı etkinliğini 1990’lara kadar korumuş, nitekim bu süreç Doğu Bloğu’nun çözülmesi ve Varşova Paktı’nın ortadan kalkmasıyla sonuçlanmıştır.

İKİNCİ BÖLÜM

SOĞUK SAVAŞ’IN BİTİMİYLE NATO’NUN DEĞİŞEN YÜZÜ VE YENİ STRATEJİLER

2.1.Soğuk Savaş Sonrası Uluslararası Ortam ve NATO’nun Kimlik Krizi

1989’da Sovyetlerin dağılması sonrası uluslararası arenada çok önemli değişiklikler ortaya çıkmıştır. Soğuk Savaş döneminde Doğu Bloğu’nun savunma örgütü olan Varşova Paktı, Sovyetler Birliği’nin dağılması ile ortadan kalkmıştır. Batı Bloğu’nun savunma örgütü NATO ise dönemin getirdiği uluslararası şartlara uygun şekilde yeniden organize faaliyetlerine girişmiştir. NATO, savunmanın yanı sıra üye ülkeler arasındaki askerî, siyasî ve sistem içi ilişkileri koruma, geliştirme ve düzenleme işlevlerini de yerine getirmeye çalışmıştır.57

Soğuk Savaşın sonu, NATO’nun ilk Genel Sekreteri Lord Ismay’ın ifadesiyle “Rusların dışarıda, Amerikalıların içeride” nasıl tutulacağına yönelik büyük bir soru işareti bıraktı. Soğuk Savaş sonrası ilk yıllar NATO şu üç amaca hizmet eden bir örgüt görünümündeydi: RF'ndan gelebilecek herhangi yeni bir tehdide karşı önlem almak, Atlantik-ötesi ilişkilerde öne çıkmak ve birleşen Almanya’da çok yanlı bir baskı aracı olarak hizmet etmek. Fakat sonraları bu algı NATO’nun önemini azalttı.58

Sovyetler Birliği’nin dağılması ile Varşova Paktının da ortadan kalkması, bağımsızlıklarını kazanan cumhuriyetlerde serbest piyasa ve özelleştirmeye dayalı ekonomik reformlar sürecinin başlamasını beraberinde getirdi. Soğuk Savaş sonrası NATO’ya yönelik ciddî tehditlerin ortadan kalkmasıyla, İttifak kimlik bunalımına düştü. NATO’nun varlık nedeni ve meşruiyeti tartışması kaçınılmaz oldu. NATO ya Varşova Paktı gibi sona erecek, ya da yeni misyonlar yüklenerek genişleme ve derinleşme yolunu seçecekti.59

57 Armağan Kuloğlu, “21. Yüzyılın Başlangıcında NATO, Avrupa ve Türkiye, 21. Yüzyılda Türk Dış

Politikası, İdris Bal (der.), Ankara: Nobel Yayın Dağıtım, 2004, s. 931.

58 Adrian Hyde-Price, European Security in the Twenty-First Century: The Challenge of

Multipolarity, London and New York: Routledge, 2007, s. 86.

59 Musa Ceylan, “Soğuk Savaşın Sonu, Yeni NATO ve Türkiye”, Musa Ceylan (der.), Yeni NATO

1990’lı yıllarda Avrupa’da karşılıklı güven, demokratikleşme, ekonomik ve siyasî işbirliğinin geliştirilmesi öne çıkmıştır. Güvenlik ortamında yaşanan değişimin NATO üzerinde de önemli etkileri olmuştur. NATO bir yandan savunma örgütü olma rolünü üstlenmeye devam ederken öte yandan da yeni koşullara ayak uydurma çabasına girmiştir. Böylece NATO, Avrupa’da adil ve kalıcı barışın tesis edilmesi amacıyla yeni açılımlara ve politik hedeflere yönelmiştir.60

NATO’nun 6 Temmuz 1990’daki Londra Zirvesi’nde Soğuk Savaş’ın bitiminden itibaren yedi aydır devam eden sürecin ve NATO’nun yeni işlevinin ne olacağı yönündeki yaşanan belirsizliğin sonlandırılmasına yönelik ilk resmî adım atıldı. İttifak ile Doğu ve Orta Avrupa ülkeleri arasında siyasî ve askerî alanlarda işbirliği yapılması kararı alındı. Zirve toplantıları ile üye ülkelerin dışişleri ve savunma bakanlarının gerçekleştirdiği toplantılar NATO’nun yeni işlevine yönelik ortak bir anlaşmaya varılmasını sağladı.61 Soğuk Savaş sonrası NATO, savunma örgütü olma yanında yeni misyonlar yüklenerek yoluna devam edecekti.