• Sonuç bulunamadı

B. GENĐŞLEMENĐN YÖNÜ VE SONUÇLARI

1. Kuzeye Doğru Avrupa Birliği’nin Đlk Genişlemesi 1973 (Đngiltere,

Đkinci Dünya Savaşı sonrası ilk yıllarda Đngiltere uluslararası alanda belirsiz bir konumda bulunuyordu. Nitekim, savaşta zafer kazanan “3 Büyük Ülke”den biri ol- masına rağmen, Đngiltere bu zaferin sonuçlarından ABD ve SSCB kadar yararlana- mamıştır. Aynı zamanda Đngiltere Kıta Avrupa ülkeleri gibi savaş zamanı işgal tec- rübesi, bölünme ve savaş kayıpları gibi acı bir tecrübe de yaşamamıştır. Savaş zama- nı ve sonrası Đngiltere’nin yaşamış olduğu bu tecrübeler savaş sonrası yeniden yapı-

32

S.Rıdvan KARLUK, „Helsinki Zirvesi Kararları Sonrasında Türkiye’nin AB Üyeliği“, Türkiye Sorunlarına Çözüm Konferansı III, 25-27 Ocak 2000, Ankara, s.368.

lanma çalışmaları sırasında Avrupa’daki bütünleşme hareketlerine yaklaşım anla- mında Đngiliz politikasının oluşumuna yön vermiştir.33

Winston Churchill ABD Başkanı Harry Truman’a yazdığı bir mektupta, Đngilte- re’nin Avrupa’daki bütünleşme çabalarını destekleyeceğini, ancak içinde yer alma- yacağını belirtmiştir. Churchill’e göre, Đngiltere, Avrupa’daki yeni yapılanma, ABD ve Đngiliz Uluslar Topluluğu arasında “hayati bir bağ” işlevini görecektir.34

Fransa Cumhurbaşkanı De Gaulle 14 Ocak 1963 tarihinde yaptığı basın toplan- tısında tek taraflı olarak Đngiltere’nin Roma Antlaşması’nın şartlarını uygulamaya istekli olmadığını belirtmiştir. Fransa Cumhurbaşkanı’nın bu açıklamayı yapmasının temel sebebi, AT üyesi olmak isteyen Đngiltere’nin ABD ile aşırı yakınlığı ve özellik- le de Aralık 1962 tarihinde iki ülkenin nükleer silahlar konusunda bir anlaşma imza- lamış olmalarıdır. De Gaulle’a göre en iyi çözüm, bir “ortaklık” anlaşması olmuştur.∗

De Gaulle AET konusunda uluslarüstü oluşumlara karşı bir tavır izlemiş ve Topluluk organlarının yavaş-yavaş siyasi alana yayılmasına karşı çıkmıştır. 10 Ocak 1966’dan sonra Konsey’de kararların oybirliği ile değil de, çoğunlukla alınacak ol- masını, devletlerin özgürlüğü ile bağdaşmaz görmüştür. 5 Eylül 1960 tarihinde gö- rüşlerini açıklarken, De Gaulle Avrupa’daki işbirliğinin sadece ekonomik alanlarda sınırlı kalmamasını, siyasi, kültürel ve savunma konularını da kapsamasını savun- muştur.∗ Uluslarüstü kurumların fonksiyonları, sadece teknik konularla sınırlı kalma- lı, siyasi kararlar milli hükümetlerce alınmalıdır.35

33

David GOWLAND and Arthur Turner, Britain and European Integration 1945-1998: a docu- mentary history, London and New York, 2000, s.1.

34

Murat KAVALALI, Avrupa Birliği’nin Genişleme Süreci : AB’nin Merkezi Doğu Avrupa ve Batı Balkan Ülkeleri ile Đlişkileri, T.C. Başbakanlık, Devlet Planlama Teşkilatı, AB ile Đlişkiler Genel Müdürlüğü, Ankara Ekim 2005, s.5.

Buradan AB tarafından “ortaklık” önerilen ilk ülkenin Türkiye olmadığını, daha önce bu “ortak- lık”ın Đngiltere’ye önerildiğini görmek mümkündür.

De Gaulle aslında NATO Đttifakının da yeniden gözden geçirilmesinden yanaydı. Nitekim Fransa,

11 Mart 1966’da NATO’nun askeri alanından çekilmiştir. De Gaulle’ün bu politikası, Mayıs 1968’de Sovyetler Birliği’nin Çekoslovakya’ya müdahalesine kadar sürmüştür.

35

Rıdvan KARLUK, Avrupa Birliği ve Türkiye, Genişletilmiş Altıncı Baskı,Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş., Đstanbul 2002, s.13.

28 10 Mayıs 1967’de Đngiltere ve Đrlanda, 11 Mayıs 1967’de Danimarka AET’ye tam üyelik başvurularını yapmışlardır. Bu ülkelerden Đrlanda 31 Temmuz 1962 yılın- da, Danimarka 9 Ağustos 1961’de ve Norveç ise 30 Nisan 1962’de AET’ye ilk katı- lım başvurularını yapmışlardır.

Fransa’da George Pompidou iktidarı zamanında 30 Haziran 1970 tarihinde Đn- giltere’nin AET’ye katılma müzakereleri başlamıştır. Đngiltere için Katılma Anlaş- ması 22 Ocak 1972’de Brüksel’de imzalanmıştır.

Đrlanda, Danimarka ve Norveç ile de benzer anlaşmalar imzalanarak AET üye- lerinin sayısı yükseltilmiştir. 1 Ocak 1973 tarihinde yürürlüğe giren katılma anlaşma- larıyla AET’nin üye sayısı 6’dan 9’a yükselmiş, ama Norveç halkın “hayır” oyları sebebiyle Toplulukların dışında kalmıştır.

AT Komisyonu ve diğer organların değişik tarihlerde gündeme getirdiği siyasi birlik önlemlerinin sentezini yapan Belçika Başbakanı Leo Tindemans’ın hazırladığı ve kendi adıyla anılan Aralık 1975 tarihli rapor,36 çok az bölümü uygulamaya akta- rılmış olmasına rağmen, Avrupa Siyasi Đşbirliği’nin gelecek 10 yıldaki gelişimine ışık tutmuştur. Tindemans Raporu’nda yer alan radikal önerilerden bazıları şu şekil- dedir: Topluluklar ile Avrupa Siyasi Đşbirliği ayırımının ortadan kaldırılması, Avrupa Siyasi Đşbirliği’nin hukuki bir zemine oturtulması, ortak dış politikanın temel yöne- liminin Devlet ve Hükümet Başkanlarından oluşan Avrupa Konseyi tarafından belir- lenmesi ve Bakanlar Konseyi’nin bu süreçte aktif rol oynamaları. Tindemans rapo- runda ayrıca “savunmaya ilişkin spesifik sorunlar” için üye ülkelerin birbirleriyle görüş alış-verişinde bulunmaları, Konsey’in çoğunluk oyu ile karar alması, Komis- yon’un dış ilişkilerdeki rolünün artırılması istenmiştir.37 Raporda ileri sürülen bu görüşlerin bir bölümü, Maastricht Antlaşmasına kadar geçen sürede adım adım uygu- lamaya aktarılmıştır.

Kısaca, AET’nin ilk genişlemesi, ekonomik gelişme seviyesi birbirine yakın ülkelerin tam üyeliği sonunda gerçekleşmiştir. Ekonomik gelişmesini belli bir sevi-

36

Bulletin of the European Communities, Supplement 1/76.

37

John PINDER, European Community-The Building of the Community, Oxford University Press, Oxford ve New York,1995, s.121.

yeye getirmiş ülkelerin AET’na tam üyeliği, bütünleşme sürecinin sorunsuz olacağı düşüncesini yaygınlaştırmıştır. Bununla beraber, Dünya ekonomisinde ortaya çıkan bazı gelişmeler ile AET’nin hukuki yapısı, toplulukta karar alma süreci ve bütçenin yapısı, Đngiltere’nin federal eğilimleri reddetmesi birinci genişlemenin sorunlarla gerçekleşmesine yol açmıştır.

2. Güneye Doğru Avrupa Birliği’nin Đkinci Genişlemesi – 1981 (Yunanistan) ve Sonuçları

Topluluğun ikinci genişlemesi, 1981 yılında Yunanistan’ın katılımıyla güneye doğru gerçekleşmiştir. Batı karşıtı politikalar izleyen zamanın muhalefet partisi PASOK’un Yunanistan’da iktidara gelme ihtimali, bu ülkenin tam üyelik sürecini hızlandırmıştır. Görüşmeler 27 Temmuz 1976’da başlamış ve 28 Mayıs 1979’da Ati- na’da tam üyelik ile ilgili Katılma Anlaşması imzalanmıştır. Böylece, Yunanistan 1 Ocak 1981’den itibaren AT’nin 10ncu üyesi olmuştur.∗ Katılma Anlaşması, 5 yıllık bir “uyum dönemi”ni öngörmüş ve bu süre içinde gümrük tarifelerinin kaldırılması ve Topluluğun ortak gümrük tarifesine uyumun sağlanması amaçlanmıştır. 14 üründe geçiş dönemi boyunca kota uygulamasına devam edilmesi kabul edilmiştir.38

Yunanistan’ın ekonomik açıdan tam üyelik için gerekli olan şartları taşımama- sı, tam üyelikten sonra çok fazla sorun yaratmamıştır. Yunanistan’ın nüfus ve yüzöl- çümü bakımından küçük bir ülke olması, tam üyeliğin ilk yıllarında bazı ekonomik problemlerine rağmen, bu ülkenin birlik içinde daha kolay hazmedilmesine yol aç- mıştır. Bununla beraber, ilk yılarda ortaya çıkmayan ekonomik problemler, 1990’lı yıllarda belirginleşmiştir. Komisyon ve Avrupa Para Enstitüsü tarafından 1996 ve 1998 yıllarında yapılan değerlendirmeler, Yunanistan’ın EURO’ya geçiş için belirle- nen kriterleri yerine getiremeyen tek AB ülkesi olduğunu ortaya koymuştur.

Yunanistan’ın tam üyeliğinin yarattığı siyasi sorunlar, her zaman ekonomik so- runlardan daha ağır basmıştır. Türkiye’nin 1987 yılında Avrupa Birliği’ne yaptığı

AT içinde Yunanistan’ın destekçiliğini, Valery Giscard d’Esteing yapmıştır.Bkz. Derek

W.URWIN, The Community of Europe: A History of European Integration Since 1945, Longman, New York, 1991, ss.117-126; Alan M. WILLIAMS, The European Community, Blackwell, Oxford, 1991, ss.64-66.

38

30 tam üyelik başvurusu, Yunanistan’ın sürekli siyasi sorun yaratan bir ülke olmasına sebep olmuştur. Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ortaklık ilişkisinin geliştirilme- sini engellemiş, Türkiye söz konusu olduğunda AB’nin genişleme sürecini veto ede- bileceğini belirtmiştir.

3. Güney Batıya Doğru Avrupa Birliği’nin Üçüncü Genişlemesi – 1986