• Sonuç bulunamadı

Komisyon’un Yeni Komşuluk Politikası’na yönelik Strateji Belgesi’nde belirtil- diği gibi, YKP’nın amacı, 2004 genişlemesinin ortaya çıkardığı koşullar içerisinde çok taraflı görüşmeler altında hukuk, iyi yönetişim, insan haklarının ve piyasa ekonomisi- nin geliştirilmesi, sürdürülebilir kalkınma konusunda ortak değerlerin oluşturulması- dır.108 Öncelikle, istikrar açısından Daha Geniş Avrupa düşüncesi önemlidir.

Avrupa Birliği tarafından şekillendirilen bu politikanın ekonomik, sosyal ve ku- rumsal reform çabalarının desteklenmesine odaklanması ve işbirliği çabalarının daha ileri düzeyde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu pozitif koşullar farklı şekillerde desteklenmelidir. AB’nin eylem planları her bir ülkeyle ihtiyaç duyduğu alanlar ve kapasiteleri ölçüsünde geliştirilmelidir.

Avrupa Birliği’nin Yeni Komşuluk Politikası, komşu ülkelerden Đsrail, Ürdün, Moldova, Fas, Tunus, Filistin, Ukrayna için Eylem Planları ile hemen yürürlüğe gir- miştir. Azerbaycan, Ermenistan, Mısır, Gürcistan, Lübnan, Cezayir için Eylem Planla- rı ikinci aşamada oluşturulmuştur.109

Burada bir konuyu da ifade etmek gerekir ki, Yeni Komşuluk Politikası kapsa- mındaki ülkelerden bazıları AB’nin çok yakınında iken, bazıları da en azından coğrafi olarak oldukça uzakta gibi görünmektedir. Bu anlamda bakıldığında özellikle Belarus,

108

(COM (2004) 373 final).

109

P. KACZYNSKI and Maciej Kaymierkiewicz, “European Neighbourhood Policy: Differantiation and Political Benchmarks”, in EuromeSCo, September 2005, ss.8-15.

65 Ukrayna ve Moldova oldukça yakın durumda iken çoğu Ortadoğu ülkesi ve Güney Akdeniz ülkeleri çok uzak görünmektedir.

Ole Waever tarafından Avrupa Birliği’nin çekirdek yapısı ile yakın ve denizaşırı ilişkileri analiz edilmiştir. Buna göre, oluşturulacak merkez ve etrafinde oluşacak dai- re içerisinde etki alanında kalacak olanlarla zaman içerisinde işbirliğinin geliştirilmesi doğal bir gelişme olarak görülmektedir.110

Bir diğer çalışmaya göre, AB’nin Roma döneminde olduğu gibi emperyal bir güç oluşturup oluşturmayacağı, zaman içerisindeki gelişmelerin yanında, merkez ve merkez dışındaki ülkelerle kuracağı ilişkilerin niteliğine bağlıdır. Özellikle, güçlü merkezin etrafındaki ülkelere olan coğrafi yakınlığın ötesinde birçok alanda politik, ekonomik, kültürel ve dini anlamda yakınlık da önem taşımaktadır. Avrupa Birliği’nin Roma benzeri bir yapıyı inşa etme çabası içerisinde olması, ciddi anlamda güçlü bir merkez ve askeri anlamda kuvvetli olması ile yakından ilgilidir. Öte yandan konuyu sadece genişleme perspektifi açısından ele almak bu anlamda yetersiz kalabilir. Bu süreçte Yeni Komşuluk Politikası’nın genişleme sürecinin bir parçası olmadığının iyi anlaşılması gerekmektedir. Emperyal anlamda oluşturulmuş bir devletin yayıldğı alanı fetih hareketlerinin sonucu olan askeri sınırların belirlediği görülmektedir. Bu anlam- da bakıldığında böyle bir sürecin gelişeceğine yönelik bir olgunun yaşanması mümkün değildir. Bununla birlikte, YKP çerçevesinde gelecek dönemde özelikle Müslüman Arap devletlerinin AB üyeliğinin mümkün olamayacağı dikkate alınırsa, bu bağlamda özellikle Ukrayna ve Belarus’un AB üyeliğinin daha yakın olacağı düşünülebilir111. Whittaker, Roma benzeri bir bölümlenmenin askeri oluşumlarla inşa edilebilmesi, merkezin bölgesel anlamda yöneticiler ataması ve buna göre yönetimlerin oluşturul- masının oldukça zor olabileceğine dikkat çekmektedir.112

Romalılar yeryüzündeki bölünmeleri anlamaya çalışmazlardı. Onlar güç kullan- maya dayalı olarak bu sınırları zorlar ve genelde yönetimleri altına alacak şekilde dav- ranırlardı. Bu açıdan bakıldığında Roma sınırları içerisinde oluşturulan bir hibrid, kül-

110

Ole WAEVER, “Imperial Metaphors: Emerging European Analogies to Pre-Nation-State Imperial System”, in Tunander, Ola and the others, Geopolitics in Post-Wall Europe:Security, Territory and Identity, Oslo&London:PRIO&Sage Publications, 1997, ss. 65-69.

111

Thomas CHRISTENSEN ve diğerleri, “Fuzzy Politics around Fuzzy Borders: The European Unions’s Near Abroad”, Cooperation and Conflict, 2000, Vol.35, No.4, ss. 389-392.

112

C.R.WITTAKER, Frontiers of Roman Empire: A Social and Economic Study, Baltimore: The John Hopkins University Press, 1994, ss. 200-205.

66 tür biçiminde olmuştur. Burada Roma’nın merkezine politik ve askeri açıdan bağlılık önem taşımakta idi. Aksi takdirde çok basit bir biçimde işgal edilen toplumların refahı ve medeniyetinin yağmalanması söz konusu olmaktaydı.113

Günümüz koşullarında merkez ve merkezin dışında kalanlar arasındaki ilişkile- rin bu şekilde zorlayıcılık ve vandallıkla çözülmesinin mümkün olmayacağı, bunun daha yumuşak bir ilişki süreci içerisinde gerçekleştirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Bu açıdan siyasal anlamda şekillenmiş sınırların özellikle ekonomik, sosyal ve kültü- rel yakınlaşma ile de aşılabileceğinin ortaya konulması gerekmektedir.114 Burada ya- kınlık ve açıklık sürecinin birleştirilmesi, sınırların birleştirilmesini de gerektirebilir. Ancak bu AB’nin politik karar alma sürecine komşularını da dahil etmesini gerektir- mez.115

Avrupa Birliği ile komşuları arasındaki sınırlar kültürel ve ticari ilişkilerin geliş- tirilmesi açısından açık olabilecektir ancak, bu bölgelerden gelebilecek göçmenlere kapalı olacaktır. Yeni Komşuluk Politikası çerçevesinde komşu ülkelere ekonomik, siyasi ve kültürel açılardan belli sözlerin verilebileceği ve AB’nin istediği şekilde dav- ranıldığı ölçüde yakınlaşma ortaya çıkabilecektir.116 Burada modern toplumun kurum- larının benimsenmesi ve post modern yaşam biçimlerinin geliştirilmesi sürecinin hız- lanması açısından sınırların katı bir biçimde oluşturulmasını engelleyecek bir gelişme görülebilir. Avrupa Birliği kurumlarının ortaya koyduğu post modern kavramların algılanması, farklı kültür düzeylerinde, dini ve politik yaklaşımlarda modern anlamda yorumlanmasına bağlıdır. Đşbirliğini geliştirmek önemli ölçüde bu değerlerin gelişti- rilmesine bağlı görünmektedir.117

113

Russel KING, “The Mediterranean: Europe’s Rio Grande”, The Frontiers of Europe, London and Washington: Printer 1998, ss. 110-120.

114

Michael FOUCHER, “The Geopolitics of European Frontiers”, in: The Frontiers of Europe, London Palgrave, ss.236-240.

115

Thomas CHRISTIANSEN, “Constitutionalising the European Union, Constructing EU Borders”, in Remaking Europe in the Margins, Northern Europe after the Enlargements, Aldershot, Hampshire: Ashgate Publishing Company, ss.85-90.

116

Heikki HAUKKALA, “A Hole in the Wall? Dimensionalism and the EU’s ‘New Neighbourhood Policy”, UPI Working Paper, No.41, 2003, ss.3-10.

117

Rosa BALFOUR, “Rethinking the Euro-Mediterranean political an security dialogue”, Institute for Security Studies, Occasional Papers No:52, May 2004, Paris, s.s.3-8.

67