• Sonuç bulunamadı

Güney Kafkasya ülkeleri güçlü Avrupa kimliğine sahiptirler. Bu gerçekler her üç ülkenin siyasileri ve sivil toplum kuruluşları tarafından da açıkça ifade edilmekte- dir. Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra söz konusu ülkeler, yaşanan çatışmalar, Rusya baskısı ve bölgesel güçlerin rekabetinden dolayı önemli güvenlik sorunuyla karşı karşıya kalmışlardır.

Her ne kadar Gürcistan bölgede Avrupa ve Avrupa – Atlantik bütünleşmesinin öncüsü gibi görünse de, Azerbaycan da özellikle Avrupa ülkeleri ve Amerika Birle- şik Devletleri’nin ilgisini Hazar Denizi’ne çekmekle bölgede önemli bir missyon üstlenmiştir. 1992 yılında Avrupa ve Avrupa – Atlantik bütünleşmesine uyum, Azer- baycan dış politikasının önceliği olarak belirlenmiştir. Önemli güvenlik problemleri ile karşı karşıya kalmasına rağmen, Azerbaycan 15 Sovyet Cumhuriyeti içinde Sov- yet Ordusu’nun kendi topraklarından çıkmasını sağlayan ilk ülke olma özelliğini taşımaktadır. Bu durum ülkenin bağımsızlığının ve Avrupa – Atlantik işbirliğinin pekiştirilmesinde etkili olmuştur. Azerbaycan özellikle, bağımsızlığının ilk yıllarında önemli güvenlik sorunları ile karşı karşıya kalmıştır. Bu sorunların en ağırı, Ermenis-

325

European Report, EU – Caucasus: EU Gives Conditional Support to the Region, European Report, European Information Service, Brussels, 23 June 1999, s.9.

148 tan topraklarında ve Azerbaycan’ın bir parçası olan Dağlık Karabağ’da yaşayan Aze- rilerin yurtlarından zorla çıkarılması olmuştur. Ermenistan ve Rusya güçlerinin işgal- ci hareketleri sonucunda Azerbaycan, Dağlık Karabağ’ın ve bu bölgenin dışında ka- lan 7 ilin işgaliyle karşı karşıya kalmıştır. Đşgal sonucu 900 000 Azeri öz yurtlarından kovulmuşlardır. Ayrıca Ermenistan – Azerbaycan savaşında, Hocalı soykırımı dahil, 30 000’den fazla Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetmiştir. BM Güvenlik Konse- yi’nin ilgili konuda kabul etmiş olduğu 4 farklı kararnameye rağmen, Ermeni işgalci güçleri işgal ettikleri Azerbaycan topraklarından hala çıkmamışlardır.

Daha sonra 90’lı yılların ortalarına doğru yeni dış politika izleme yoluna giren Azerbaycan’la Ermenistan arasında 1994 yılında ateşkes anlaşması yapılmıştır. Bu- nun ardından aynı yıl “Yüzyılın Anlaşması” adı verilen ve ağırlıklı olarak Batı firma- ları olmakla 11 yabancı şirket ile yapılan petrol anlaşması ile Azerbaycan dış politi- kasında bölgesel güçleri ve komşu ülkeleri bir arada dikkate alan yeni bir dönem başlamıştır. Söz konusu anlaşma Kuzey’in baskısına rağmen Azerbaycan’ı Batı’ya ve Batı’yı da Azerbaycan’a açarak bölgedeki dengeler üzerinde etkili olmuştur. Nite- kim yeni dönem bölge için tamamen ekonomik çıkarlara dayanan yeni işbirliği ola- nakları, ulaştırma alternatifleri ortaya çıkarmış ve en önemlisi, bölgesel ve bölgelera- rası işbirliği alternatifleri sunarak sömürge sonrası Avrasya’nın yeniden yapılanma- sına katkıda bulunmuştur.

Güney Kafkasya bölgesinin Batı ile olan ilişkileri ülkeler bazında ele alınırsa ve ilişkiler iki taraflı çıkarlar açısından incelenirse, örneğin Azerbaycan’dan farklı olarak Gürcistan’ın bulunmuş olduğu coğrafi konumun sunmuş olduğu ulaşım avan- tajının dışında Batı’ya sunabilecek önemli bir kaynağının olmadığı görülebilir. Bu- nun yanında, Gürcistan komşusu olan diğer iki ülkeye oranla çok daha liberal politi- kalar izleyerek Batı’yla yakınlaşabilmiştir. Nitekim ülkenin NATO ile olan diyalog- ları, ABD ile olan işbirliği, AB kaynaklı milyonlarca EURO yardım özellikle “pembe devrim”den sonra sağlanabilmiştir.326 Böylece “pembe devrim” Gürcistan için AB karşısında taahhüt ettiği değer ve ilkelere uyumu sağlama açısından yeni bir sınav niteliği taşımaktadır.

326

Leila ALIEVA, EU and South Caucasus, Bertelsmann Group for Policy Research, December 2006, s.23.

Siyasi, ekonomik ve güvenlik açısından bağımsızlıklarını pekiştirmek anlamın- da Güney Kafkasya’nın iki önemli ülkesi olan Azerbaycan ve Gürcistan bölgesel işbirliğinde diğer iki ülke olan Ukrayna ve Moldova ile GUAM çatısı altında birleş- mişlerdir. Aynı güvenlik yaklaşımlarına sahip olan ve en önemli ortak prensipleri arazi bütünlüklerini sağlamak olan Gürcistan ve Azerbaycan, kendi kimliklerinden uzaklaşmadan ve güvenliklerinden taviz vermeden Güney Kafkasya’nın Batı yönlü politika izleyen ülkeleri konumundadır. Bunun yanı sıra, Ermenistan önemli sayıdaki Rus askerini barındırmakla Rusya’nın Güney Kafkasya’daki bir üssü olma niteliğini korumaktadır. Oysa bu durum Rusya’nın Ermenistan’a olan yardım ve desteğinin aksine, Batı’nın dengesiz desteğini alan iki ülke olan Gürcistan ve Azerbaycan’ı hala bölgesel güçler ile olan ilişkilerinde güvenlik endişesi ile karşı karşıya bırakmaktadır. Güney Kafkasya’nın bir bölge olarak güvenlik ve çatışmalar yönünden ve dış politika istikameti açısından iki bloğa ayrıldığını görmek mümkündür. Bir yanda güvenlik ve bölgesel çatışma konularında Rusya, Ermenistan ve Đran’ın yakınlaşma- sını, diğer tarafta, Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan gibi ülkelerin aralarındaki yakın işbirliğinin yanısıra, Kafkasya’ lı kimliğinden ziyade Avrupalı ortak kimlikleri ile batıya odaklı benzer dış politika izledikleri görülmektedir. Bahsedilen bu bloklaşma ve her iki bloğun farklı yaklaşım ve tutumu zaman ilerledikçe gelişerek devam et- mektedir Ayrıca Ermenistan’ın Rusya yönlü tutumu, spontane olarak geliştirmeye çalıştırdığı Batı ilişkisi ile uyumsuzluk teşkil etmekte ve bu durum Moskova’nın gü- venini koruma yönünde endişe yaratmaktadır. Gürcistan’dan farklı olarak, Azerbay- can Rusya’nın kendi tarihi bölgesi olan Dağlık Karabağ’da barındırdığı askeri güçle- re rağmen Kuzey ile olan ilişkilerinde tutucu davranmamaktadır. Rusya’nın Gürcis- tan’a kıyasla Azerbaycan’la daha sıcak olan ilişkileri kısmen Azerbaycan’ın Güney Kafkasya bölgesinin en büyük ve etkin ülkesi olmasının yanında, önemli doğal kay- naklara sahip olması, ulaşım açısından stratejik konumu, enerji transferi ve bu trans- ferden önemli gelirler sağlamaya başlaması ile izah edilebilir.

Güney Kafkasya ülkelerinin dış ilişkileri kısacası jeopolitik gerçekleri yansıt- maktadır. Avrupa ile olan ilişkiler “kimlik ve coğrafya” ikilemi içerisinde düzenlen- miştir. Kafkasya ülkeleri Batı’ya entegrasyonun kendilerine büyük çıkar sağlayaca- ğını düşünürken, Batı bu ülkelerle olan ilişkilerinde Orta ve Doğu Avrupa ve Baltık ülkeleri örneğinde olduğu gibi birleştirici olamamaktadır. Her ülke ayrı-ayrı olarak

150 farklı konularda bölgesel aktörlerle olan ilişkilerinde farklı boyutlardaki problemlerle karşı karşıyadır. Ermenistan Azerbaycan’la çatışma durumundadır ve bu ülkeye karşı uygulanan ambargoda Azerbaycan’a katılmış olan Türkiye ile hiçbir ilişkiye sahip değildir. Gürcistan’ın Rusya ile olan ilişkileri gerginken, Azerbaycan bölgede öte- den beri daha çok dengeli dış politika izlemeye çalışmakta ve Rusya ve Đran’la olan ilişkilerini de belli limitler dahilinde dikkatlice geliştirmeye çalışmaktadır.