• Sonuç bulunamadı

Kurumun Faaliyetleri ve Yapması Gerekenler Netleştirilmelidir

3.12. Kamu Diplomasisi Kurumsal Model Önerisi Üzerine Bulgular

3.12.3. Kurumun Faaliyetleri ve Yapması Gerekenler Netleştirilmelidir

Köksoy’a (yazılı iletişim, 24 Eylül 2016) göre, kamu diplomasisinin ana koordinasyon kurumu partiler üstü, hükümet-sivil toplum ortaklığında, koordinasyonda ve güçte (mali, insan kaynağı, yetki) olmalıdır. Cumhurbaşkanlığı ya da TBMM koordinasyonunda bir yapı olabilir. Ama hükümet ve devletin bu politikalarda koordine edici, yol gösterici rolü önemlidir. Etkin kamu diplomasisi yürüten birçok ülkede de yapılar bu şekilde kurulmakta ve işletilmektedir. Yeni kurulacak kurum, uluslararası siyasal iletişimde etkin kamu diplomasisi politikalarının üretilmesi amacıyla çalışmaların yapılmasını sağlamalıdır. Yabancı devletlerin kamu diplomasisi faaliyetlerini araştırarak ve örnekler alarak bu doğrultuda sürdürülebilir kamu diplomasisi politikaları üretmelidir. Türkiye’de uluslararası ilişkilere doğrudan veya dolaylı olarak dâhil olan aktörler arasında iletişim ve koordinasyonun sağlanması ve kamu diplomasisi faaliyetlerinin sürekliliği açısından kurumsal olarak birlik ve uyum içerisinde çalışma esaslarını belirlemelidir.

Değişen ve sürekli yeni olayların geliştiği görülen uluslararası alanda Türkiye’nin bu gelişmeler karşısındaki politik tavrını belirlemesi gerekmektedir. Bu nedenle uluslararası alanda gelişen olaylar doğru analiz edilmeli ve karşılığında alınacak siyasi tavrın en doğru şekilde ifade edilmesi gerekmektedir. Türkiye’nin bu siyasi tavrı ortaya konulurken milli menfaatler göz ardı edilmemeli ve bununla birlikte evrensel kabul görmüş insan hakları, özgürlükler, adalet, eşitlik gibi kavramlar ilke edinmelidir. Bu doğrultuda atılacak adımlar dünya kamuoyu karşısında olumlu algılar oluşturacaktır. Dolayısıyla dünya kamuoyu karşısında olumlu bir imajın oluşturulması, saygınlık ve prestij kazanmada önemli bir rol üstlenecektir.

Türkiye, uluslararası alanda saygınlığını ve prestijini artırmak için siyasi, ekonomik, kültürel, toplumsal gelişmeler karşısında öncelikle dünya kamuoyunun dikkatini çekebilmeyi amaç edinmelidir. Bunu başarabilmek için ise geleneksel diplomasi yöntemleri ile özellikle kamu diplomasisi faaliyetleri yürütmelidir. Bu kapsamda kurum, uluslararası alanda gelişen olayları takip ederek ve bu olayları doğru analiz ederek Türkiye’nin haklılıklarını ve siyasi söylemlerini tüm dünyaya duyurabilecek faaliyetlerin gerçekleştirilmesini sağlamalıdır. Ayrıca bununla birlikte yerel, bölgesel veya küresel çapta gelişen olaylarda devlet, hükümet, örgütler gibi önemli muhatapları dikkate alarak bu tür aktörler ile stratejik iletişim ve etkileşim faaliyetleri yürütmelidir.

Aydemir (yazılı iletişim, 24 Ocak 2018) Dışişleri Bakanlığı’nın kamu diplomasisi faaliyetleri uygulamadığı ve bir kamu diplomasisi faaliyetleri uygulama amacının da bugün itibariyle olmadığı görüşündedir. Bunlarla birlikte Aydemir, KDK’nın kamu diplomasisi faaliyetlerini organize etmede bir fonksiyonunun söz konusu olmadığını ve sadece adının var olduğunu savunmuştur. Bu bağlamda kamu diplomasisi birkaç faaliyetle icra edilecek basit bir konu olarak görülmemelidir. Uluslararası politikada devletlerin söz sahibi olabilmesi, devletlerin büyük oranda etkili söylem ve tutumları sayesinde gerçekleşebildiği görülmektedir. Ekonomik veya askeri güç sahibi olmak, diğer devletleri yönlendirmede önemli bir etken olsa da toplumların gönlünü kazanmak ve uzun vadede ilişkileri canlı tutabilmek, tamamen söz konusu ekonomik veya askeri güç sayesinde gerçekleşmemektedir. Bu nedenle diğer devletler üzerinde etkili olabilmenin yolu, çalışmada da üzerinde sıklıkla durulduğu üzere yine devletin vatandaşlarının rızasını almaktan geçmektedir. Bu nedenle kurum doğrudan devletlerin

veya hükümetlerin temsilcileri ile ilişki kurmanın ötesinde toplumları da hedef almalıdır. Kurum özellikle iletişime geçilecek devletlerin vatandaşları ile ilgili tarihi, sosyolojik veya demografik bilgiler toplamalı ve bu bilgiler ile birlikte Türkiye ile ilgili algı araştırmaları da gerçekleştirerek Türkiye’nin söylem ve tutumlarının en doğru şekilde aktarılmasını sağlamalıdır. Bu kapsamda Türkiye’nin, uluslararası alanda toplumları doğru anladığı algısı oluşturulabilecektir. Bu da Türkiye’nin önemli gelişmeler karşısında söz sahibi olmasını sağlayabilecek önemli etkenlerin başında yer almaktadır.

Gelişen iletişim ve haberleşme teknolojileri dünyada yaşanan gelişmeler kısa sürede ve hızlıca geniş alanlara yayılabilmektedir. Çalışmada da özellikle uluslararası iletişim biçimini değiştiren önemli etkenler arasında yer verilen bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin toplumları ne şartlarda etkilediği örneklendirilmişti. Özellikle yeni medya teknolojileri sayesinde, gelişen uluslararası olaylar karşısında toplumlar örgütlenebilmekte ve bu yolla olayların seyrini değiştirebilecek eylemler düzenleyebilmektedir. Burada geleneksel medya ile yeni medya araçlarının önemi vurgulanmaktadır. Kurum, kitle iletişim araçlarının bu önemini göz önünde bulundurarak yürüteceği faaliyetleri doğru bir şekilde ifade edebilmek ve daha fazla sayıda bireye duyurabilmek açısından bu tür araçlardan faydalanmalıdır. Yürütülecek olan tüm kamu diplomasisi faaliyetleri şeffaf bir şekilde kitle iletişim araçları ile dünya kamuoyuna aktarılmalı ve atılacak adımların önemlerine sıklıkla yer vermelidir. Dolayısıyla bu şekilde yürütülecek faaliyetler toplumların güvenini kazanmada önemli bir rol üstlenecektir.

Türkiye, farklı etnik kökene ve inanca sahip vatandaşların oluşturduğu zengin bir kültüre sahiptir. Geçmişten gelen bu zengin miras, her dönem daha fazla zenginleştirilerek sonraki kuşaklara aktarılmaktadır. Bu zengin mirasta büyük payı olan, geniş topraklarda egemenlik sürmüş ve her egemenlik alanında toplumsal kimliklere, dinlere hoşgörü ile yaklaşan Osmanlı Devleti’nin izleri Avrupa, Asya ve Afrika topraklarında hala görülmeye devam etmektedir. Kurum, Türkiye’nin sahip olduğu bu zengin kültür mirasını özellikle Osmanlının izlerini taşıdığı tüm topraklarda canlılığını artıracak kültürel tanıtım ve faaliyetlere yer vermelidir. Böylelikle toplumlara, Türkiye’nin kültürlere olan saygı ve hoşgörü anlayışının benimsetilmesi

gerçekleştirilebilecektir. Bu da Türkiye’nin toplumlar karşısında saygın bir konuma gelmesini ve Türkiye’ye hoşgörü ile yaklaşılmasını sağlayacak faktörler arasındadır.

Günümüzde özellikle ABD’nin, uluslararası medya araçlarından faydalanarak dış politikasını şeffaf bir şekilde yürütmeyi amaçladığı görülmektedir. ABD, kitle iletişim araçları ile yumuşak güç ekseninde diplomasi politikalarını yabancı halklara duyurmaktadır. Özellikle kamu diplomasisi uygulamalarının daha etkin bir şekilde yürütüldüğü ABD’de, diğer devletler ile kurulan siyasal iletişim farklı aktörlerin katılımıyla stratejik olarak gerçekleştirilmektedir. Bu da kamu diplomasisi politikalarının uygulama aşamasında medya, sivil toplum örgütleri, çok uluslu şirketler, baskı grupları gibi aktörlerin koordineli bir şekilde çalışmasının önemini ortaya çıkarır niteliklerdendir. Bu kapsamda kurum, kamu diplomasisi faaliyetleri yürütürken farklı uluslararası aktörlerin de aktif katılımını gerçekleştirmelidir. Farklı aktörlerin de katılımı ile koordineli bir şekilde yürütülecek çalışmalar sayesinde Türkiye dış politikada daha aktif hale gelecektir. Bu doğrultuda Türkiye’nin dış politika hedeflerine daha kısa sürelerde ulaşabilme imkânı oluşacaktır.

Günümüzde Türkiye’de farklı kurumlar tarafından Türk kültürü tanıtım faaliyetleri gerçekleştirilmektedir. Daha fazla alanda Türk kültürünün tanıtılması amacıyla, farklı ülkelerde düzenlenen faaliyetlere hem Türk vatandaşları hem de farklı toplumlardan vatandaşlar katılmaktadır. Böylelikle farklı kültür, inanç ve düşüncelere sahip bireylerin bir araya gelmesi ve birbirlerini tanıması sağlanmaktadır. Bu tür faaliyetleri gerçekleştiren özellikle KDK, Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumlar farklı kültürlere sahip toplumlara hitaben Türkiye’nin hem kültürünü hem de düşüncesini aktarma amacındadır. Bununla birlikte çeşitli üniversitelerden gelen akademisyenler, siyasi temsilciler ve vatandaşlar ile birlikte toplantılar düzenlenmektedir. Ancak bu tür faaliyetlerin yerel ve uluslararası basına çok kısa ve detay içermeyen şekilde yansıdığı görülmektedir. Bu da Türkiye’nin farklı kültürlere olan hoşgörü ve sevgisini tam anlamıyla dünya kamuoyuna aktaramamasının nedeni olmaktadır. Bu nedenle kurum faaliyetlerini gerçekleştirirken kitle iletişim araçlarını daha etkili kullanarak Türkiye’nin farklı kültür, inanç ve düşünceye sahip olan toplumlara saygı, sevgi ve hoşgörü ile yaklaştığını yeterince dünyaya duyurabilmelidir. Bununla birlikte Türkiye’nin tanıtımında etkin rol oynayan tüm kurum ve kuruluşlar ile işbirliği veya ortaklık kurarak

uluslararası basında tüm bu tür faaliyetlerin dünyaya doğru bir şekilde aktarımını gerçekleştirmelidir.

İletişim bilimcilere göre, etkili iletişimde geri bildirimler, iletişim stratejileri üretmek açısından önemli bir yere sahiptir. Özellikle uluslararası siyasal iletişim sürecinde devletlerin doğru anlaşılması, siyasal iletişimde etkili stratejilerin üretilmesi için kaynak oluşturmaktadır. Bu doğrultuda kurum, kamu diplomasisi faaliyetleri üretirken iletişim kurulacak devletin hükümeti, muhalefeti, vatandaşları ile kurum ve kuruluşlarını birlikte analiz etmelidir. Bu şekilde yapılacak geniş kapsamlı analizler ile iletişime geçilecek devletin siyasi düşünce haritası oluşturulmalı ve bu yönde stratejik kamu diplomasisi faaliyetleri üretilmelidir. Dolayısıyla kurum, kamu diplomasisinin etkinliğini artıran dinleme ve doğru anlama unsurlarını her devlet için ayrı ayrı ve geniş kapsamlı ele alarak siyasal iletişim stratejileri oluşturmalıdır.