• Sonuç bulunamadı

1.2. Sorunlu Kred

1.2.4. Sorunlu Kredilerin Ortaya Çıkışı

1.2.4.1. Kredinin Kullandırılmasından Önceki Sebepler

Kredinin kullandırım aşamasında kredinin sorunlu hale gelmesine sebep olabilecek, sorunlu kredi olasılığını artıracak ve kredilendirme ilkeleri ve kredi unsurlarında yer alan gereklilikleri içermeyen, kredi ilişkisi öncesindeki sürecin eksik ve hatalı olması sonucu ortaya çıkabilecek ve krediyi sorunlu hale getirebilecek sebeplerdir. (Erkan, 2015:13,14)

Doğrudan veya dolaylı olarak bir ya da daha fazla bankaya bir bankanın sahip olması veya kontrol etmesi ya da bir bankanın sermayesinin çoğunluğunun bir holdingin kontrolünde olması şeklinde tanımlanan Holding Bankacılığı, bir kredinin sorunlu hale gelmesinde kredi kullanımından önceki sebeplerden biridir. Bunun sebeplerine bakacak olursak;

 Bankası olan holdingler bankası olmayan holdinglere göre daha az maliyetle finansman

sağlamışlardır ki bu rekabet eşitsizliğine yol açmıştır.

 Holdinglerin sahip oldukları işletmeler ekonomik açıdan zayıfladıklarında 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun getirdiği kısıtlamalar yok sayılmış ve bu işletmelere sınırlamalar dışında finansman sağlanmış, holdingin ekonomik sıkışıklık yaşadığı zamanlarda ise holding sahipleri işletmelerine büyük miktarlarda fon aktarmışlar ki bu banka iflaslarına kadar gitmiştir.

 Kullandırılan kredilerin belli müşterilerde ya da birbirleri ile ilişkileri olan müşterilerde yoğunlaşması sonucu kredi yoğunlaşması ve riskin dağıtılması göz ardı edilmiş, bu da holdinglerin veya özellikle kredileri kullandıran holding bankalarının finansal durumlarında oldukça önemli bozulmalara sebep olmuştur. Bu yanlışın yaygın olduğu dönemlerde, TMSF’ye devredilen bankaların zararlarının büyük bir bölümü ana

62

ortaklıkların kendi bankalarından yasal sınırları dikkate almadan kullandıkları kredilerden kaynaklanmaktadır.

 Bankaların ya da diğer mali kuruluşların kendi sahipleri veya yöneticilerine verdikleri

kredileri izleme-takip etme konularında pek sıkı olmamaları nedeniyle kredi kullananların istenmeyecek seviyede riske girmelerinde yani ahlakî olmayan davranışlarda artışlar olabilmektedir. Bu durum potansiyel kredi kayıplarını artırırken, bir tarafa sağlanan yüksek miktarlı krediler bankaların bağlı kredilerini artırmakta ve riskin çeşitlendirilmesini engelleyerek bankaları riske daha açık hale getirebilmektedir. (Selimler, 2006:16,17)

Bir diğer sebep ise Bankaların Yönetimleri’dir. Banka yönetimi ve kredilerden sorumlu yönetici ve birimlerin kredi politikası ve kredi yönetimleri bankaların kredilerinin ileride sorunlu kredi haline gelmesi ya da gelmemesini etkilemektedir. Bankanın kredi ilke ve kültürüne uygun kredilendirme yapmaları, kredi kullandırımına bakışları, bu konudaki tecrübeleri, teminat seçimleri ve alımlarına yönelik yaklaşımları, kredi müşterisi seçimleri ve kredi fiyatlandırmaları bankaların kredi yönetimlerini ve politikalarını ve olası sorunlu kredi ihtimaline yaklaşımlarını göstermektedir. (Selimler, 2006:20)

Bankalar topladıkları kaynakları kullandırarak kaynak etkinliğini artırmalarının yanı sıra; daha önce de değindiğimiz gibi mal ve hizmet alımlarını kolaylaştırır, ekonomik kaynakların ve atıl fonların bölgesel ve sektörel olarak dağılımına ve kullanımına aracılık eder. Bunu yaparken de kullandıracakları ya da kullandırdıkları kredilerden doğabilecek riskleri izler, kontrol eder ve önlem alır, kredileri yönetir ve tahsil eder. Bankaların kredi müşterilerine kredi kullandırmadan önce veya kredilendirme esnasında ihtiyacı olabilecek bilgileri eksiksiz, doğru olarak ve bilgi kirliliğinden uzak bir şekilde elde etmeleri gerekmektedir. Krediyi kullanacak olan müşteri bankalara kendisi hakkındaki bilgileri yine kendisi sağlamaktadır, doğal olarak da bankalara göre kendisi hakkında daha çok, daha doğru ve daha gerçek bilgiye sahiptir.

Bankaların müşterisine kredi kullandırmadan önce maruz kaldığı ve Asimetrik Bilgi olarak adlandırılan bu sorun, bankaların kredi müşterileri hakkında müşterinin kendisi kadar bilgi sahibi olamamasıdır. Bu durum bankaların ve mali kuruluşların işlevlerini sorunsuz ve güven içinde yerine getirmelerini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Kredi

63

taraflarının arasındaki güven probleminin temel nedenlerinden olan asimetrik bilgi sorunu; ters seçim, ahlakî tehlike ve temsilcilik sorunları olarak üç farklı şekilde kendini gösterebilmektedir. (Aras ve Müslümov, 2004:57 & Selimler, 2006:21)

Ters Seçim Sorunu; kredi sözleşmesinden önce oluşan ve gizli bilgiden kaynaklanabilecek sorundur. Gizli bilgiden kasıt, piyasadaki taraflardan bazılarının kendisi hakkında bildiği ancak başkalarının bilmek isteyip elde edemediği ve ihtiyaç duyduğu bilgidir. En istekli görünen potansiyel kredi müşterisinin aslında kötü borçlu yani borçlarını zamanında ve tüm yükümlülükleri ile birlikte geri ödemeyecek kişi olması sorunudur. Bu durum bankaların ve finansal piyasaların istemeyeceği, beklenilene ters/yanlış müşteri seçimi ve istenmeyen sonuçlar ile noktalanabilecek bir durumdur. (Aras ve Müslümov, 2004:57 & Erkan, 2015:18)

Ahlakî Tehlike Sorunu; kredi sözleşmesinden sonra oluşan, kredinin kredi verenin bakış açısına göre ahlakî olmayan yani kredinin geri dönmeme riskini artıran, arzu edilmeyen, kredi verenin bilmediği ya da kendisine kredinin bu yönde kullanılacağının bildirilmediği işlemlerde bulunulması sonucu kredi verenin çıkarını tehlikeye sokan ve olası zarar etme durumunda zararın çoğuna kredi verenin katlanması sorunudur. Bankalar ve finansal kurumlar ve/veya kuruluşlar da bu durumun önüne geçmek için az sayıda güvenilir müşterilere kredi açmayı tercih etmekte, ancak bu da finansal sistemin etkin çalışmasını ve piyasa dengesinin birinci en iyi durumundan sapmasına neden olmaktadır. (Aras ve Müslümov, 2004:57 & Selimler, 2006:22)

Temsilcilik Sorunu ise sözleşmenin taraflarından birinin işlerini gördürmek için bir temsilci kullanması durumunda o temsilcinin faaliyetlerini tam olarak kontrol edemediği veya kontrol sürecinin maliyetli olması durumu sorunudur. (Aras ve Müslümov, 2004:57)

Mütekabil/Karşılıklı Kredi İşlemleri; kaynak bulmakta sıkıntı yaşayan reel sektör firmalarının diğer grup bankaları ile mütekabil/karşılıklı kredi işlemleri ile kendilerini finanse etme imkânı bulmasıdır. Bunun sonucunda grup şirketlerinin fazlalaşan risk yoğunlaşması, aktif bozulması riski ve kredi riskinin artmasını sorunlarını da beraberinde getirir. (Erkan, 2015:20)

64

Kredilendirme Sürecinde Yapılan Hatalar ve Eksiklikler; Kredinin pazarlanması, kredi kullandırılacak kredi müşterisinin seçilmesi ve kredi şartlarının belirlenmesi süreçleri, kredinin kullandırımında ortaya çıkabilecek sorunların belirlenmesinde etkili bir süreçtir. Bu süreçte, bankanın ve kredi müşterisinin kredi ilişkisinin başlamasından önce yapılan hatalar, değerlendirmeler veya yapılması gereken bazı tespit ve çalışmaların yapılmaması, sorunlu hale gelebilecek bir kredi ilişkisinin ilk aşamalarıdır. Bu süreçte yapılan hataların başlıcaları şunlardır;

 Borçlu hakkında yeterli ve doğru istihbarat çalışmalarının yapılmaması,

 Finansal tabloların analizinin titizlikle yapılmaması,

 Kredinin amacının ve geri ödeme kaynağının analizinin yetersizliği,

 Firma seçiminde hata,

 Kredinin yanlış bir biçimde yapılandırılması,

 Teminatların eksik ve hatalı alınması,

 Müşterinin çeşitli yolardan kredinin tahsis edilmesi için çaba sarf etmesi,

 Bankanın müşteriyi kaybetmekten çekinmesi,

 Banka yönetiminin kredi kullandırılması konusundaki aceleci ve baskıcı yaklaşımı,

 Bankalar arasındaki rekabetin, bankaların kredilendirme ve kredi şartlarının

belirlenmesi süreçlerine yansıyan olumsuz etkileri,

 Kredilerin firmaların talepleri ve ihtiyaçları üzerine sağlanan ürünler olmaktan çıkıp bankaların önerdikleri ürünler haline gelmesi. (Selimler, 2006:24,25)

Bu hataların yapılmaması için bankaların kredi müşterileri hakkında bazı bilgi toplama ve değerlendirme işlemleri yapmaları gerekmektedir. Bu işleme istihbarat denmektedir. İstihbarat, kredi değerliliğinin tespiti ve riskinin mümkün olduğunca azaltılması amacıyla gizlilik ve tarafsızlık içinde bankalar tarafında gerçek veya tüzel kişilerin hukuki, ahlakî ve mali durumları hakkında farklı kaynaklardan bilgi toplanması ve bu bilgilerin değerlendirilmesi çalışmasıdır. (Selimler, 2006:25)

İstihbarat Süreci bu yüzden önemlidir; iyi, hatasız ve eksiksiz yapılan bir istihbarat çalışması ile kredi müşterilerinin finansal kimlikleri tespit edilir. Burada sorun teşkil edebilecek nokta; piyasaların sahip olduğu bilginin zayıf olması durumunda riskin

65

fiyatlandırılamamasıdır. Riskin doğru tanımlanması ve fiyatlandırılması için, piyasada katılımcı konumundaki kredi müşterileri hakkında tüm bilgilerin tam, doğru ve zamanında elde edilmesi gerekmektedir. Daha önce değindiğimiz 5K Kuralı ile yapılan istihbarat çalışmaları, kredinin açılış safhasında gerekli titizlikle yapılmaz ve kredi müşterilerinin mal varlıkları tam olarak saptanmaz ise, söz konusu kredi sorunlu hale geldiğinde tasfiyesi zor olabilmektedir. (Erkan, 2015:22)

Kredinin Değerlendirilmesi; banka ile kredi müşterisi arasındaki kredi ilişkisinde kredi müşterisinin talep ettiği kredinin türü, vadesi, tutarı ve kullanım şartlarının değerlendirilmesi ile bankanın tespitleri sonucu onaylanan kredi türü, vadesi, tutarı ve kullanım şartlarının karşılaştırıldığı aşamadır. Yukarıdaki kriterlerde farklılık olması, kredi müşterisi veya banka açısından sorun teşkil edebilmektedir. Bunun nedeni, bankaların kredi talep eden kredi müşterisi ile birlikte kredi müşterisinin faaliyet gösterdiği sektörü de bilmesi gerektiğidir ve bu şekilde krediyi değerlendirmesinin hem kendisi hem de kredi müşterisi için daha akılcı ve gerçekçi olmakla birlikte ileride kredinin banka için sorun teşkil etme olasılığını da azaltmaktadır. (Selimler, 2006:27)

Teminatlandırma; bankaların kullandırdıkları kredilerin vadelerinde dönmemeleri durumunda bankanın alacağını tahsil etmesine imkân tanıyan en önemli etken alınan teminatlardır. Nakdî veya gayrı nakdî olarak sağlanan teminatların kredinin türüne, vadesine ve tutarına uyumlu olması, piyasada meydana gelebilecek dalgalanmalardan etkilenmemesi ve nakde dönüşme süresinin kısa olması; kredinin sorunlu hale gelmesi durumunda kredi müşterisinin bankaya olan borcunun tasfiyesi açısından önemlidir. Çünkü, yeterli ve nitelikli teminatlar, kredilerin sorunlu hale gelmesi durumunda bankayı güvence altına alırlar. (Erkan, 2015:23,24)