• Sonuç bulunamadı

İftira suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete tabi olmayıp, C. Savcılığınca re’sen yapılacaktır. Dolayısıyla iftiraya uğrayan kişinin şikâyetçi olup olmaması, soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi açısından bir önem arz etmez. Ancak bu kişi CMK m. 237 kapsamında ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında, hüküm verilinceye kadar, şikâyetçi olduğunu bildirerek kamu davasına katılabilir ve kanun yollarına başvurabilir609.

607

TCK genel hükümler kısmında gerek cezalar bahsinde gerekse güvenlik tedbirleri arasında “hükmün ilanı”na yer vermemiştir. Ayrıca fer’i ve asli ceza ayrımını benimsemeyen YTCK, yaptırım sisteminde cezalar olarak hapis ve adli para cezasına yer vermiş, bunların haricinde de güvenlik tedbirlerini düzenleyerek sistemi tamamlamıştır. Bu bakımdan 267. maddenin son fıkrasında yer verilen “hükmün ilanı” yasanın genel hükümleri ile uyuşmamaktadır (ARTUK/GÖKCEN/YENİDÜNYA14, s. 1070).

608

ÜNVER, s. 123.

609

ÜNVER, s. 124. Mağdur, suçtan zarar gören ve malen sorumlu olanların, C. Savcısı tarafından

açılmış bulunan kamu davasında, ilk derece mahkemesinde hüküm verilinceye kadar, kanunların kendilerine tanıdığı hak ve yetkilere sahip olup kullanarak yer almak istemelerine

167 İftira suçu, görev dolayısıyla veya görevle bağlantılı olarak işlenemediği için görevi sırasında suç işleyen kamu görevlisinin soruşturulmasında 4483 sayılı Kanun uygulanamaz; suç genel hükümlere göre soruşturulur ve kovuşturulur610.

Devlet memurları hakkındaki ihbar ve şikâyetler, garaz veya mücerret hakaret için, uydurma bir suç isnadı suretiyle yapıldığı ve soruşturma veya yargılamanın tabi olduğu kanuni işlem sonucunda bu isnat sabit olmadığı takdirde, merkezde bu memurun en büyük amiri, illerde valiler, isnatta bulunanlar hakkında kamu davası açılmasını Cumhuriyet Savcılığından isterler (DMK m. 25) Yine 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun “Cumhuriyet başsavcılığınca resen dava açılacak haller” başlıklı 15. maddesinde611 “Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkındaki ihbar ve şikâyetlerin ihbar veya şikâyet edileni mağdur etmek amacıyla ve uydurma bir suç isnadı suretiyle yapıldığı hazırlık soruşturması sonucunda anlaşılır veya yargılama sonucunda sabit olursa haksız isnatta bulunanlar hakkında yetkili ve görevli Cumhuriyet başsavcılığınca re'sen soruşturmaya geçilir. Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlarda kamu davası açılması için Cumhuriyet başsavcılığına başvurma ve haksız isnatta bulunanlar hakkında genel hükümlere göre tazminat davası açma hakları saklıdır.” hükmü yer almaktadır.

Müfterinin yapmış olduğu isnadın gerçek dışı olduğu farklı aşamalarda ortaya çıkabilir. Hazırlık soruşturması, son soruşturma veya infaz aşaması (TCK m. 267/6) gibi612.

davaya katılma denir (CMK m. 237/1) Mahmut KOCA, “Temyiz Yolunda Davaya Katılma”, TAAD, Y.: 15, S.: 18, Temmuz 2014, s. 3.

Katılma talebinin zamanına ilişkin ayrıntılı bilgi için bkz. CENTEL/ZAFER, s. 827-828;

Cumhur ŞAHİN, Ceza Muhakemesi Hukuku -1-, 5. Baskı, Ankara, 2014, s. 135-139. 610

YAŞAR/GÖKCAN/ARTUÇ, s. 8050.

611

Madde eleştirisi için bkz. BOZ, s. 73-75.

612

168 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun “İhbar ve şikâyet” başlıklı 76. maddesinde, "Bir şahsin şikâyeti üzerine başlanan disiplin soruşturması şikâyetten

vazgeçilse dahi durdurulmaz. Soruşturma için özel olarak müfettiş veya yetkili gönderilmesini gerektirmiş olan bir şikâyetin haksız olduğunun anlaşılması halinde soruşturma için Devletçe yapılan masraflar hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 329'uncu maddesi uygulanır. Disiplin cezasını gerektirecek mahiyette olan ihbar ve şikâyetin kötü niyetle yapıldığı veya delillerin uydurulduğu anlaşılan hallerde, mahkemece yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmakla birlikte 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 267'nci maddesinin birinci fıkrasında yazılı ceza hükmolunur. Şu kadar ki bu konuda kovuşturma yapılması Adalet Bakanlığının iznine bağlıdır. Bu gibi hallerde kovuşturma, şikâyet olunan hâkim ve savcının mensup olduğu mahkemeye en yakın ağır ceza mahkemesi merkezindeki Cumhuriyet Savcısına ve yargılaması o yer ağır ceza mahkemesine aittir.” hükümlerine yer verilmiştir613,614.

613

“İncelenen dosyada, Ankara D.G.M. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü başka bir soruşturmayla bağlantısı nedeniyle Adalet Bakanlığınca görevlendirilen müfettişlerce katılan dışındaki görevlilere ilişkin olarak yürütülen soruşturma sırasında, ifadesine başvurulan İl Jandarma Alay Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü sanığın, aynı yer Cumhuriyet Başsavcısının görevde yetkisini kötüye kullandığı yolundaki iddiaları üzerine anılan görevli hakkında Teftiş Kurulu Yönetmeliğinin 5/f. maddesi gereğince inceleme başlatıldığı, ancak iddia edilen hususların doğrulanmaması nedeniyle soruşturmaya geçilmesine yer olmadığına dair görüş bildirildiği anlaşılmaktadır. Hakkında inceleme yapıldığını öğrenen katılanın, sanık aleyhine yasal yollara başvurabilmek amacıyla inceleme dosyasındaki belgelerin kendisine gönderilmesini istediği 31.3.2004 tarihli dilekçesine Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığınca 14.4.2004 tarih ve 2292 sayı ile kovuşturma izni veya disiplin cezası verilmesine yetkili merciin duruma göre Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ya da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu olduğu ve başvurmayı düşündüğü yasal yollara bu makamlardan çıkacak bir karar sonucunda gitmesinin olanaklı bulunduğu belirtilerek yanıt verilmiştir. Oluşu yukarıda özetlenen somut olayda, 2802 sayılı Kanunun 76. maddesi hükmü uyarınca Adalet Bakanlığından iftira suçu açısından izin alınmadan sanık hakkında kovuşturma yapılması olanaksızdır. Sanık aleyhine düzenlenen iddianamede, anılan merciden izin alındığına ilişkin bir açıklama bulunmadığı gibi dosya içerisindeki belgelerde de iznin varlığına rastlanmamıştır. Bu durumda Düzce Ağır Ceza Mahkemesince CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca verilen durma kararı hukuka uygundur.” 4. CD., 8.11.2006, 2006/4667 E., 2006/16051 K. (www.kazanci.com)

614

Kanaatimizce bu madde ile kişilerin AY m. 36’da güvence altına alınan hak arama hürriyetleri

kısıtlanmaktadır. Zira madde gereğince Adalet Bakanlığından iftira suçu açısından izin alınmadan sanık hakkında kovuşturma yapılması olanaksızdır. Yapılacak bir düzenleme ile bu hüküm kaldırılarak, Anayasaya aykırı olan bu düzenlemeye son verilmeli ve kişilerin hak arama hürriyetini kullanabilmelerinin önü açılmalıdır.

169

Belgede Türk Ceza Kanunu'nda iftira suçu (sayfa 180-183)