• Sonuç bulunamadı

Fiilin Maddi Eser ve Delillerini Uydurarak İftirada Bulunulması

Belgede Türk Ceza Kanunu'nda iftira suçu (sayfa 151-155)

A. CEZANIN AĞIRLAŞTIRILMASINI GEREKTİREN NİTELİKLİ

1. Fiilin Maddi Eser ve Delillerini Uydurarak İftirada Bulunulması

Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde, ceza yarı oranında artırılır. Doktrinde “maddi iftira” olarak adlandırılan suçun bu işleniş biçimi, daha ağır cezayı gerektiren nitelikli bir unsur olarak TCK m. 267/2’de düzenlenmiştir. Zira suçun bu şekilde işlenmesi daha aldatıcı ve inandırıcı etki oluşturmakta, şüpheyi yoğunlaştırmaktadır. Müfteri böyle davranarak şekli iftirada olduğu gibi soyut bir suçu isnat etmemekte, maddi eser ve delilleri uydurarak isnadını somutlaştırmaktadır518. Bu somutlaştırılan fiil, belirli veya belirlenebilir bir kimseye isnat edilmiş olmalıdır. İftiranın bu şeklinde de amaç, masum kişi hakkında soruşturma veya kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamaktır. Aksi takdirde suçun bu hali oluşmaz.

Doktrindeki bir görüşe göre fıkrada belirtilen “fiil” kavramı ile maddenin 1. fıkrasında belirtilen ve iftira suçuna vücut veren fiil kastedilmektedir519. Bu açıklamaya göre ilk fıkradaki fiile ilişkin öğeler tümüyle ikinci fıkra içinde geçerlidir520.

Maddi eser ve delilleri uydurulan hukuka aykırı fiilin ayrıca ihbar veya şikâyet ya da basın ve yayın yoluyla bir kimseye isnat edilmesinin gerekip gerekmediği hususu tartışmalıdır. Çoğunluğu oluşturan görüşe göre, uydurulan maddi eser ve

518

ÖNDER, Özel Hükümler, s. 314.

519

ÜNVER, s. 101. Ünver eserinin başka bir yerinde maddi iftira ile şekli iftira arasındaki ayrımı

şu şekilde ifade etmektedir: Şekli iftira hem şikâyet ve ihbar hem de basın yoluyla işlenebilmesine karşılık maddi iftira sadece ihbar veya şikâyet suretiyle yapılabilir (bkz. a.g.e., s. 44). Kanaatimizce bu suç basın yayın yoluyla da işlenebileceğinden bu görüşe katılmamaktayız. Örneğin fail daha önceden uydurduğu eser ve delillerin bulunması amacıyla basın ve yayın yoluyla ihbarda bulunması durumunda, suçun bu şekli gerçekleşmiş olur.

520

138 delillerin fail tarafından bizzat yetkili makamlara ulaştırılmasının gerekmediği, önemli olanın bu maddi eser ve delillerin ilgili makamın bilgisine ulaşmış olmasıdır521. Fıkrada belirtilen “iftirada bulunulması halinde” ifadesinden hareket eden görüşe göre ise, uydurulan maddi eser ve deliller ancak, ihbar veya şikâyette bulunarak yahut basın ve yayın yoluyla masum kişiye isnat edilmişse, iftira suçunun oluştuğu kabul edilmeli, aksi halde kanıtlandığı takdirde eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı düşünülmelidir522.

Bunun yanı sıra doktrinde, masum bir kimsenin suçsuzluğunu ortaya koyan delillerin saklanması veya ortadan kaldırılması halinde de iftiranın bu şeklinin oluşacağı belirtilmektedir523. Örneğin, hakkında takibat yürütülen masum bir kimsenin aklanmasını sağlayacak belgelerin yakılması, tahrif edilmesi bu kapsamdadır524.

Tasarıda m. 269/2, “suçun maddi eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması” şeklinde düzenlenmişti. Yapılan yerinde ve haklı eleştiriler525 neticesinde, metindeki “suçun” ibaresi “fiilin” olarak değiştirilerek, terim birliği sağlanmıştır. Böylece birinci fıkra kapsamında olan idari yaptırım gerektiren bir fiilin isnadı, maddi eser ve delil uydurmak suretiyle de işlenebilecektir. Örneğin, sınavdan önce arkadaşının kanununun içine sınav yönetmeliğinde yasak olduğu belirtilen bilgi ve belgelerin, hakkında kopya çekmekten idari yaptırım uygulanmasını sağlamak amacıyla koyulması durumunda maddi iftira suçu gerçekleşmiş olur.

521

ARTUK/GÖKCEN/YENİDÜNYA14, s. 1048; TEZCAN/ERDEM/ÖNOK11, s. 997;

MALKOÇ, s. 4613. Konu hakkında örneklerle açıklama için bkz.

YAŞAR/GÖKCAN/ARTUÇ, s. 8063. 522 MERAN, s. 193. 523 ARTUK/GÖKCEN/YENİDÜNYA14, s. 1047; TEZCAN/ERDEM/ÖNOK11, s. 997. 524

YENİDÜNYA, YTCK’da İftira, s. 2840.

525

Mustafa AVCI, “Türk Ceza Kanunu, TCK Tasarıları Ve Özellikle 2004 TCK Tasarısı'nın

Genel Olarak Değerlendirilmesi”, Türk Ceza Kanunu Reformu, İkinci Kitap, Makaleler,

139 Maddi içeriğe sahip olan ve hukuka aykırı fiilin (suç veya idari yaptırımı gerektiren) belirli bir kimse tarafından işlendiği kanaati uyandıran her şey “maddi eser ve delil” tabirine dâhildir526. Örneğin mağdurun evine gizlice silah yerleştirmek, bir suçun mağdurunun kanının iftira edilecek kişinin elbisesine sürülmesi, kendi kendini yaraladıktan sonra bunun mağdur tarafından gerçekleştirildiğini beyan etmek, bir kimsenin çantasına ya da cebine kanunen yasak broşür veya kaçak eşya koymak gibi527. Failin ihbar ettiği gerçeğe aykırı fiil nedeniyle yalancı tanık tedarik etmesi de “eser ve delil uydurma” kapsamında değerlendirilmelidir528.

Peki, fail gerçekten hukuka aykırı bir fiil gerçekleştiren bir kişi hakkında, onun bu fiilinden habersiz olarak eser ve delil uydurursa, iftira suçundan sorumlu tutulabilecek midir? Suçlu olsa bile, bir kimse hakkında delil uydurmanın adalete zarar verici nitelikte bir eylem olduğunu belirten görüşe göre, toplumun huzuru ve emniyeti bakımından her şartta gerçeğe ulaşmak yeterli değildir, önemli olan hukukun meşru saydığı yollardan gerçeğe ulaşmaktır529. Ayrıca hakkında delil uydurulan kimse gerçekte suçlu olsa dahi, suça ilişkin yeterli deliller yoktur ya da uydurma delillerle suçlunun sorumluluğu azaltılıp çoğaltılmaktadır; her iki durumda da adliye mekanizması gerçekten yanlış yönlendirilmekte ve suçlu zarara uğratılmaktadır ki bu sebeple iftira suçu meydana gelmektedir530. Diğer görüşe göre, hakkında suç delili uydurulan kimse, o suçu gerçekten işlemişse, suçsuz olma koşulu gerçekleşmemiştir. Ayrıca tam bu aşamada uydurulan delil, kovuşturmanın doğrudan

526

EREM, Şerh, C.: II, s. 1524.

527

Örnekler için bkz. ÖNDER, Özel Hükümler, s. 314; EREM, Şerh, C.: II, s. 1524;

ARTUK/GÖKCEN/YENİDÜNYA14, s. 1047. Yargıtay’da kararlarında maddi iftiranın

şartlarının oluşup oluşmadığını incelemektedir: “Cezaevinde karışmış olduğu olay sebebiyle müşahade odasına götürülürken infaz koruma memurlarına direnmesi sırasında yaralanan sanığın, iftira suçunun maddi eser ve delillerini uydurma niteliğinde bir eyleminin olmadığı gözetilmeden hakkında tayin olunan cezanın TCK’nın 267/2. maddesiyle arttırılması suretiyle fazla cezaya hükmolunması” 9. CD, 7.5.2014, 2013/15366 E., 2014/5666 K. (www.kazanci.com)

528

YAŞAR/GÖKCAN/ARTUÇ, s. 8062.

529

EREM, Şerh, C.: II, s. 1526.

530

140 doğruya iftiracının inisiyatifinde gerçekleştirilmediğini de göstermektedir531.

Kanaatimizce de hakkında asılsız isnatta bulunulan şahıs, söz konusu suçu işlemiş

ise, daha sonradan fail tarafından eser ve delil uydurulması durumundan iftira suçu vücut bulmaz. Zira burada suçsuz olduğu bilinen bir kimseye suç isnadında bulunulmamakta, dolayısıyla da iftira suçunun unsurları oluşmamaktadır. Ancak uydurulan maddi eser ve deliller şekil itibariyle ayrı bir suç oluşturuyorsa, fail ancak bu suçtan dolayı cezalandırılabilir532.

Suçun maddi eser ve delillerinin uydurulduğu hususu kararda çok açık bir biçimde belirtilerek, hangi eylemin maddi eser ve delil uydurma niteliğinde olduğu tartışmasız ortaya konulmalıdır. Aksi halde TCK m. 267/2’den değil, 267/1’den hüküm tesis edilmelidir. Nitekim Yargıtay bir kararında bu konuda şöyle bir karar vermiştir533: “Sanığın, C. Başsavcılığına müracaatla mağdur hakkında başkasının kimliğini kullanarak telefon hattı tesis edip adres olarak da kendi adresini verdiği biçimindeki iftira eyleminin de suçun maddi eser ve delillerini ne şekilde uydurduğu açıklanıp tartışılmadan hükmedilen özgürlüğü bağlayıcı cezada TCK m. 267/2 uygulanmak suretiyle artırım yapılması, hukuka aykırıdır.”

“5237 sayılı TCK'nın 267/2. fıkrasında düzenlenen "fiilin maddi eser ve delillerinin uydurulması", işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi halinde, soruşturma ve kovuşturma mercilerinin yanıltılmasını, mağdurun suç işlediği izlenimine kapılmalarını sağlayacak, iftira eyleminin varlığını kuvvetlendirerek haklı gösterecek ispat araçları ve emarelerdir. Fiilin maddi eser ve delilleri, iftira eylemiyle bağlantılı olarak uydurulmalıdır. En başından beri iftirada bulunmak amacıyla fail tarafından oluşturulmuş olanlar hariç, önceden var olan bir takım hususların, doğal olayların ya

531

ÖNDER, Özel Hükümler, s. 315.

532

ARTUK/GÖKCEN/YENİDÜNYA14, s. 1048; “Suç belirtileri bir kimsenin gerçek

suçluluğunu ortaya koymak için uydurulmuş ise, suçlanan kimsenin suçsuz olması şartı gerçekleşmediğinden iftira suçu oluşmayacaktır” TOROSLU, Hukuki Konu, s. 120.

533

141 da iftira edilerek yüklenen eylemle bağlantısı bulunmayan olguların iftira eylemini desteklemek için ileri sürülmesi, fiilin maddi eser ve delillerinin uydurulduğu anlamına gelmeyecektir”.534

Fıkrada düzenlenen ”ve” bağlacı yerinde olmamıştır. Zira fıkradaki hükmün uygulanabilmesi için, kanunilik ilkesinin gereği olarak, hem fiilin maddi eserlerini hem de delillerini uydurmak gereklidir. Bu da fıkranın düzenleniş amacına uymayarak, uygulanma olanağını gereksiz yere kısıtlamaktadır. Yapılacak bir düzenleme ile “ve” bağlacı yerine “veya” bağlacı kullanılması yerinde olacaktır535.

2. Masum Kişi Hakkında Tutuklama ve Gözaltı Dışında Başka Bir

Belgede Türk Ceza Kanunu'nda iftira suçu (sayfa 151-155)